kuzey güney

1 /
ahuramazda
dün oturup,bakalım behlül bu sefer nereye kaçmış merakı ile,muhtemelen ilk bölümünden tırt notu verip bir daha da izlemeyeceğim yüzlerce diziden birisidir.

tırt,çünkü kıvanç tatlıtuğ’un,trisepsleri,bisepsleri,baklavaları,adonisleri falan, bu kadar ısrarla izleyicinin gözüne gözüne sokulmak istendiğine göre,senaryodan zaten pek umutları yok gibi.

kıvanç’ın her on beş dakikada bir çıplak üst görüntüleriyle kadın izleyiciyi ekran karşısına kilitlemek isteyen bir zihniyetin ürünü ne kadar devam eder,orası malum.

senaristlere söylemek isterim ki her kadın izleyici,sarı saçlı kaslı erkek meraklısı değil. okumuş etmiş, entellektüel,daha farklı düşünen binlerce kadın izleyici var seyirci kitlesi içinde.ama anlaşılan bu dizinin hedefi onlar değil tabii.

senaryodaki yaş mantığını da bir türlü kafam almadı zaten.
kıvanç okulu falan bırakmış hayta serseri rolünde.

sümsük,hastanede daha doğum anında karıştığı belli olacak kadar sünepe tipli ağabeyi güney ise,liseyi bitirmiş sınavlara hazırlanıyor.

şimdi demek ki güney en fazla 19 yaşında.

bu durumda,bir sahnede aramızda üç yaş fark var dediği kardeşi kuzey ise,16 oluyor.

ohaaa....
otuzlarında görünen kıvanç’ın sadece embesil bir amerikan traş ı ile 16 yaşındaki bir çocuğu oynaması zaten en baştan seyircideki inandırıcılığı yok edip götürüyor.

ağzından salyalar akarak kıvanç için ekran karşısına geçmiş on yedili yaşlardaki ergen gerisi genç kız seyirci kitlesini bir tarafa ayırırsak tabii.

o 16 yaşındaki tıfıl (!) abisinin arkadaşı yine 19 yaşındaki yani kendisinden büyük olması gerekirken,sofrada tuzluk olabilecek kapasiteli cemre ’ye aşık.

yine o 16 yaşındaki tıfıl,aşkını sünepe abisine kaptırdığını anladığı gece babasına yumruk atıp,mete stayla, ali kaptan ’dan hallice sertlikteki babasını yere sererek,arabaya binip kafa çekmeye gidiyor.

breh breh breeeh...
ülen ay yapım , ezel gibi bir diziden sonra nasıl bu tür flash-back kandırmacasına,tuzağına kapılır bilemedim.

yok muydu 16 yaşındaki kuzey’i oynatacağınız bir sarı kafa ergen,bulamadınız mı?

sünepelikte sınır yok dizide,cemre rolünü oynayan kız da sünepelerin şahı,onun şöhret şan peşindeki anası da,kuzey’in evlat ayıran anası da.

yalnız dikkatimi çeken bir şey oldu,kıvanç,babasından dayak yiyen kuzey ve askere alınmayacağını öğrenen kuzey sahnelerinde oldukça başarılı idi.bir kaç sene sonra,kaslarından destek almadan sadece oyunculuk bile yapabilir.

yaprak dökümü’nün senaristleri,dizinin raitingini garantiler mi bilemem ama,yaprak dökümü her ne kadar türkiye’yi ekrana kilitleyen bir dizi olmuş ise de benim gözümde hiç bir değeri olmayan boktan bir çalışma idi.
(bkz:
bir yedi tepe istanbul değil
)
(bkz: bir leyla ile mecnun değil)
(bkz: bir ikinci bahar değil)
yani ben raiting’ler ile ters orantılı bir izleyici olduğumdan,bu tırt dediğim dizinin de sırf bu tırtlık ve basitlik yüzünden raiting alacağını söyleyebilirim.

edit,büdüt:imla


epikuros
dünkü ilk bölümü çok sıkılmadan izledim. yüzlerce dizi çekilmiş ve çekilmeye de devam ediyor. yeni bir dizide eski dizilerden izler bulmak çok sıradışı bir durum değil kanımca. özellikle de sınırları belli türk televizyon aleminde. her yapımdan bir lost veya -çok uzağa gitmeden- bir avrupa yakası havası beklemek çok yerinde olmazdı zaten. öyle ya da böyle her kış sezonunda akşam 20-22 arasında bir dizi oynatacak her kanal, bu yıl da kanal dde çarşamba akşamları, isteyen kişiler için bu diziyle geçecek.

ilk bölüm açısından değerlendirecek olursak, çok bok atacak şey bulamadım, bulmaya sevk etmedi de. hatta, zamanla daha zevkli izlenecek bir dizi olacakmış gibi bir izlenim bıraktı. yanılmam umarım.

bir de şu, mustafa avkıran gibi her filmde aynı tiple, aynı rolü oynayan ve yüzü eskimiş oyuncuları görmenin getirdiği bıkkınlık olmasa... ya bi filmde de adama saç ektirin, top sakal bıraktırın ya da ne bilim şok edecek derecede zıt bir rolde oynasın, hepten melek kalpli naif bir adam olsun. adam gerçek hayatta da böyle mi lan, başka türlü davranamıyor mu yoksa?!
orqn
güney karakteri nedeniyle televizyonu kapattıran dizidir. bir erkek maksimum bu kadar sünepe, bu kadar ezik büzük, bu kadar hiç olabilir. iki dakika adam gibi dursa izleyeceğim diziyi ama müsade etmiyor ki.
elma sekeriiii
kıvanç tatlıtuğ(kuzey) öyle itici konuşuyor ki, sanırsın astığı astık kestiği kestik sulukuleli kabadayılar gibi. anladık, senaryo gereği hapiste yattın çıktın felan ama yani bir ses bu kadar mı boru gibi efemine çıkar anlayamıyorum. o görüntü/fizikten böyle dana gibi ses çıksın tövbe fesuphanallah...
bir bilen
dizinin yayınlandığı ilk hafta itibariyle erkekleri spor salonu yollarına döküp, avyadan kavuna yol almış göbekleriyle kızlarımızın da standartlarını yükseltmiştir. kaçınılmaz sonu değiştirmeyeceği kesindir.

(bkz: önünden ye)
epikuros
muhteşem yüzyılla aynı saatlerde yayınlanması nedeniyle evde yalnız olmadığım sürece izleyemediğim dizi. evde biri varken gidip başka odada tv izleme gibi bi alışkanlığım da yok.

tamamen ayrı kategorilerde 2 dizi, muhteşem yüzyılla bu. birisi daha fantastik, daha şaşalı, göz alıcı kostümler barındırıyor, dalında tek, erotik(!) ve uyduruk da olsa tarih bilgisi veriyor; diğeri ise günümüzde geçen daha gerçekçi, entrikalı, aşklı meşkli, karmaşık ilişkili, kıvançlı-yakışıklı, ezelvari fakat çok fazla sürprize gebe olmayan ama yine de ilgi çekici bir dizi.

kuzey güneyde karakterler oldukça derinlemesine işleniyor ve her biri çok güçlü tipler. muhteşem yüzyılda ise karakter daha yüzeysel ve dizi olaylar üzerinden yürüyor. birbiriyle kıyaslanması güç iki dizi. kuzey güney dizisinin yarıştığı dizinin kategorisinde tek olması nedeniyle hak ettiği ilgiyi bulması güç.
epikuros
dün akşamki son bölüm itibariyle resmen sıçmış dizi. sanki senarist hastalanmış yerine başkası bakmış bu bölüm için, yada ilkokula giden çocuğuna "bu bölümü de sen yaz kızım gönlün olsun" demiş. baştan beri nerdeyse tamamını takip ettim dizinin ama böyle dandik bi bölüm görmemiştim. cemre’nin annesiyle facebooktan birbirini işletme olayı, zeynep’in yer aldığı alakasız sahneler, ali’yle kuzey’in yemek masasındaki muhabbetler, sahneler arası uyumsuz geçişler, güney’in alakasız alakasız tehditleri... bu kadar dangalaklık olamaz ya. hepten bokunu çıkardılar. 3 bölümdür aynı konu ve benzer suni gerilimli finaller iyice tadını kaçırdı dizinin. biz de adam sandık diziyi de bunca vakit harcadık yazık!
epikuros
senaristler sayesinde her bölüm sıçış rekorları kıran dizidir. ferhat’ın kuzey’e olan bitmek bilmeyen kininin sebebini ortaya koydular bu bölümde.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
ferhat, kuzey’e hapishane ranzasında uyurken bıçakla yaklaşıyor, kuzey de uykusunda uyanıp ferhat’ın elindeki bıçağı evirip çeviriyor o ara ferhat’ın çükü düşüyor. hadım oluyor.

bunlarla da bitmiyor dizideki mantıksız şeyler. koskoca tirilyoner sinaner holdingin tüm stratejisi simitle poğaçanın üzerine kurulmuş. varsa yoksa makara.

kuzey’in anası da ayrı rezil bir hadise. böyle iğrenç ana mı olur ya! yaptığı eziklikleri, düştüğü durumları anlatmaya ben utanıyorum. güney desen o da anasıyla tam anlamıyla aynı bok(şu anneler günü arefesinde bir anne için bok dediğim için üzgünüm ama hep bildiğimiz anne kavramının içine etmişler bu karakterle). insan bunları izleyince böyle ana böyle kardeş olamaz diyor, olmaz olsun diyor.

ayrıca bu bölümde şimdiye kadar dinlediğim en light kum gibi yorumunu dinledim kuzey’den.

cemre’nin annesinin sıkıştırması sonucu kuzey’e olan aşkını itiraf ettiği sahne de on numaraydı.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
epikuros
dün akşam sezon finalinin yayınlandığı dizi. her şeye rağmen finale yakışır güzellikte bir bölümdü. performanslar dokunaklı, konu heyecan vericiydi.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
baştan söyleyeyim; ali’nin vurulması ve ölüp ölmediğinin sürüncemede bırakılması bariz ibnece olmuş. gerçi son nefesini vermiş gibi gösterdiler ama ne olur ne olmaz.

bölüm tatmin edici olsa da, yine de bir sürü soru işareti bırakıldı kışa. senaryo zaten atlaya atlaya gidiyo. senaristler ters köşe olayını, ürün yerleştirme olayını güzel yapıyorlar ama sahneler arasındaki kopukluğa bir türlü engel olamamışlar. belki farkında değiller belki de ellerinden gelen bu. ya bu ilk senaryo denemeleri ya da kendilerini çok profesyonel sanıyorlar ve hiç adam akıllı bir dizi senaryosu takip etmemişler. sahneler arasındaki geçişler öyle hissettirmeden yapılmalı ki izleyici izlediği şeyin dizi olduğunun farkına varmasın. bir olaya şahit oluyor gibi hissetsin. ama bunlar da öyle bir mantık yok. bi bakıyon düğün başlamış, bi bakıyon bitmiş gidip pijamaları çekmişler sırtlarına. bi bakıyon cemre barış’la teknede, bi bakıyon cemre takside ve beykoz korusuna kuzeyle buluşmaya gidiyo. bi bakıyon ferhat hapiste öbür sahnede bakıyon çoktan çıkmış hapisten de kuzeyle ilgili kurguladığı planın finalini şekillendiriyor. ne nasıl başladı nasıl gelişti nasıl bitti belli değil. profesyonelce iş yapıyoruz sanıyor senaristler ama izleyicinin bu saçma geçişlerden rahatsız olduğundan, uyduruk bi dizi izlenimi edindiklerinden haberleri yok. velhasıl kelam kusursuz bi dizi olabilseydi yeni sezonu daha sabırsızlıkla beklemek zorunda kalacaktım. böyle iyi.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
tayfa75
kuzey, güney, barış filan için değil, sırf can için izlenilecek dizidir. allah neler yaratıyor ya rabbim!

yok lan benim böyle dememem lazımdı.
yok zaten ben onun için izlemiyorum, ben ali için izliyorum.
yok lan o da olmadı!

ya tamam lan itiraf ediyorum: cemre için izliyorum. ya da ben hiç bilemedim şimdi!
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol