böyle de terbiyesiz bir insanmış;
http://www.mojoflix.com/video/van-damme-gets-erection.html
jean claude van damme
her filminde mutlaka betonarme kıçını gösteren deli dumrul
konu edildiği erdil yaşaroğlu karikatüründen dolayı çook uzun bir süre kendimi tanıtırken önce soyadımı söylememe sebep olan aktör.
gerçek adı jean-claude camille françois van varenberg olan, belçikalı oyuncu.
friendsin 2. sezonunun 13. bolumunde konuk oyuncu olarak katilmis zamaninda.
2.sinif macera filmlerinde oynamakta israrli gozuken kas yigini aktor.
istanbul gecelerindeki sansasyonlari ile turk izleyicilerinden tam not alan $ahsiyet.
istanbul gecelerindeki sansasyonlari ile turk izleyicilerinden tam not alan $ahsiyet.
(bkz: bloodsport)
cocuklugumun uzak dogu dovus teknikleri yildizlarindan.90larda bu isimde bir de dergi cikardi.digerleri icin,
(bkz: bruce lee)
(bkz: chuck norris)
(bkz: bruce lee)
(bkz: chuck norris)
(bkz: turkiye)de ki bir organizasyon icin istanbula gelen ve aksam oteldeki maceralari yuzunden adi sansasyonlara karisan aktor.
birinci bbg yarisma evini ziyaret eden film oyuncusu. yarismada eray diye bir herif vardi. van damme ile fransizca konusarak benim fransizcam var diye havasini basiyodu.
yahu severim adamı. neden diyeceksiniz. şimdi azizim şöyle diyeyim:
van damme hazretleri her ne kadar çoğu filminde klasik bacak açma hareketini yaparak seyirciyi baymış, ilkin feci dayak yiyip sonra bir kişi yahut bir duygunun verdiği gazla karşısındaki adamı en süper estetik hareketlerle bi güzel haşat etmiş ve bu iş sittin sene her filminde böyle devam etmiş ise de nev-i şahsına münhasırın işbu sahnelerle klasikleşmesinden sonra şahsiyetinden başka tür filmler çevirmesi da beklenemez kanaatimce. eleştirmek kolay, hadi sen yap bakalım o kadar hareketi. ayrıca şöyle bir filmografisini incelesen, arada gayet polisiye, macera filmlerin olduğunu da göreceksin. timecop hayli şahane ve farklı bir filmdir zannımca. universal soldier 1’de film sonunda dolph lundgren’la dövüştüğü sahne de cidden etkileyicidir. ya maximum risk’e ne dersin? tamam ikiz olayı da baydı, ama filmin konusu, dövüş sahnelerinin artık o klasik van damme tarzından çıkıp gerçekliğe bürünmesi açısından kayda değerdir. double team’de ise büsbütün değiştirmeye çalıştığı dövüş tarzı ilgi çekicidir. arada bir street fighter gibi kıytırık filmlerinin olması da muhtemeldir(olsun ne var, sen de kylie minogue’yi seyret). hele son filmleri birbirinden berbattır. lakin güzel filmlerinin olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. bırakın hala bloodsport, kickboxer filan, onlar geçti artık sayın muhterem. adam kendini kanıtlamaya çalışıyor o yıllarda, elbette işin bokunu çıkaracak birazcık.
velhasılıkelam sözüm şudur ki van damme gerçekten göze hitap eden bir dövüşçüdür. aldığı bale eğitimini çok güzel bir şekilde dövüş sporuna uygulamış ve birçok hayran kazanmıştır. sevdirmiştir kendisini kerata.
van damme hazretleri her ne kadar çoğu filminde klasik bacak açma hareketini yaparak seyirciyi baymış, ilkin feci dayak yiyip sonra bir kişi yahut bir duygunun verdiği gazla karşısındaki adamı en süper estetik hareketlerle bi güzel haşat etmiş ve bu iş sittin sene her filminde böyle devam etmiş ise de nev-i şahsına münhasırın işbu sahnelerle klasikleşmesinden sonra şahsiyetinden başka tür filmler çevirmesi da beklenemez kanaatimce. eleştirmek kolay, hadi sen yap bakalım o kadar hareketi. ayrıca şöyle bir filmografisini incelesen, arada gayet polisiye, macera filmlerin olduğunu da göreceksin. timecop hayli şahane ve farklı bir filmdir zannımca. universal soldier 1’de film sonunda dolph lundgren’la dövüştüğü sahne de cidden etkileyicidir. ya maximum risk’e ne dersin? tamam ikiz olayı da baydı, ama filmin konusu, dövüş sahnelerinin artık o klasik van damme tarzından çıkıp gerçekliğe bürünmesi açısından kayda değerdir. double team’de ise büsbütün değiştirmeye çalıştığı dövüş tarzı ilgi çekicidir. arada bir street fighter gibi kıytırık filmlerinin olması da muhtemeldir(olsun ne var, sen de kylie minogue’yi seyret). hele son filmleri birbirinden berbattır. lakin güzel filmlerinin olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. bırakın hala bloodsport, kickboxer filan, onlar geçti artık sayın muhterem. adam kendini kanıtlamaya çalışıyor o yıllarda, elbette işin bokunu çıkaracak birazcık.
velhasılıkelam sözüm şudur ki van damme gerçekten göze hitap eden bir dövüşçüdür. aldığı bale eğitimini çok güzel bir şekilde dövüş sporuna uygulamış ve birçok hayran kazanmıştır. sevdirmiştir kendisini kerata.
çocukluk yıllarında tüm defter ve kitap kapaklarına stickerlarının yapıştırıldığı, tv de filmlerinin tekrar tekrar gösterildiği, şimdiki nesile bakıldığı vakit hiç bir çocuğun bir dövüş ustasına bu denli bir hayranlıkla bakmadıklarına şahit olup ’biz nasıl bir çocukmuşuz veya onlar nasıl çocuklar şimdi’ diye düşünmeye sebebiyet veren şahsiyet.
ayrıca bir de;
karate kid vardı.
ayrıca bir de;
karate kid vardı.
bu insan evladi icin karikatur bile yapilmistir.
-ben bond,james bond
+ben de damme
van damme
claude van damme
jean claude van damme.
-ben bond,james bond
+ben de damme
van damme
claude van damme
jean claude van damme.
ismini yazmak için 21 kere klavyeye bastığıma inanamadığım adam.
frank dux olmasaydı , bugünlere gelemezdi
frank dux olmasaydı , bugünlere gelemezdi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?