yahu severim adamı. neden diyeceksiniz. şimdi azizim şöyle diyeyim:
van damme hazretleri her ne kadar çoğu filminde klasik bacak açma hareketini yaparak seyirciyi baymış, ilkin feci dayak yiyip sonra bir kişi yahut bir duygunun verdiği gazla karşısındaki adamı en süper estetik hareketlerle bi güzel haşat etmiş ve bu iş sittin sene her filminde böyle devam etmiş ise de nev-i şahsına münhasırın işbu sahnelerle klasikleşmesinden sonra şahsiyetinden başka tür filmler çevirmesi da beklenemez kanaatimce. eleştirmek kolay, hadi sen yap bakalım o kadar hareketi. ayrıca şöyle bir filmografisini incelesen, arada gayet polisiye, macera filmlerin olduğunu da göreceksin. timecop hayli şahane ve farklı bir filmdir zannımca. universal soldier 1’de film sonunda dolph lundgren’la dövüştüğü sahne de cidden etkileyicidir. ya maximum risk’e ne dersin? tamam ikiz olayı da baydı, ama filmin konusu, dövüş sahnelerinin artık o klasik van damme tarzından çıkıp gerçekliğe bürünmesi açısından kayda değerdir. double team’de ise büsbütün değiştirmeye çalıştığı dövüş tarzı ilgi çekicidir. arada bir street fighter gibi kıytırık filmlerinin olması da muhtemeldir(olsun ne var, sen de kylie minogue’yi seyret). hele son filmleri birbirinden berbattır. lakin güzel filmlerinin olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. bırakın hala bloodsport, kickboxer filan, onlar geçti artık sayın muhterem. adam kendini kanıtlamaya çalışıyor o yıllarda, elbette işin bokunu çıkaracak birazcık.
velhasılıkelam sözüm şudur ki van damme gerçekten göze hitap eden bir dövüşçüdür. aldığı bale eğitimini çok güzel bir şekilde dövüş sporuna uygulamış ve birçok hayran kazanmıştır. sevdirmiştir kendisini kerata.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?