hz muhammed i eleştirmek

1 /
31subat
yuzde doksandokuzu musluman oldugu soylenen bu ulkede interaktif ortamlarin hemen hepsinde yapilan bir olaydir. zira bu ulke icin ataturk bir tabu ama hz muhammet tabu degildir. ataturk basligi altina "devletcilik ilkesi coktugu icin ileri goruslulugu tartisilabilecek eski lider" yazarsam insanlar beni topa tutacakken (bilgiler dogru olsa bile); hz muhammet basligina "artik modasi gecmis bir din adami" yazarsam bu sanki benim entelektuel biri oldugum imajini verirmis gibi bir durum soz konusu. oysa ateist olmak nasil modern bir olguysa; "dindar" olmak, tanriya, onun son mesajcisina, hz muhammet’e inanmak da modern bir olgu sayilmalidir. zira bu sadece kisisel bir tercih meselesidir.
varilmak istenen nokta sudur; eger bu sozlukte ataturk elestirilemiyorsa; "benim peygamberim" de elestirilememelidir. zira sizin "ataturk"unuzden, benim hz muhammet’im cok daha kiymetlidir. nokta.
seyhmerat
hz.muhammed’i neye göre eleştireceğiz ki? hz.muhammed inananlara göre -ki bende bir inananım- allah’tan aldığı emirleri uygulamıştır yani kendisi özel olarak bir düşünce tarzı ve olay ortaya koymamıştır, ortaya koyduğu tanrı’dan aldığı vahiyler yoluyla gelen ve tüm insanlığın kavraması gereken mesajlardır. bunlar belki hz.peygameber’in aklından geçen şeylerdi ama bunları o ortaya çıkarmadı ki. bu anlamda hz.muhammed’i eleştirmek bir anlamda tanrı’yı eleştirmektir.

herkesin böyle bir eleştiri lüksüne sahip olduğuna inanıyorum insan olduğundan ötürü ve düşünen bir varlık olduğundan dolayı ancak bu eleştiri lüksü insanın kendi içdünyasında olmalıdır bu dışarı vurulursa başkalarının inançlarına saygısızlığa kadar gider.

atatürk ile hz.peygamber ne zamandan beri aynı kefeye konur oldu onu hiç anlayabilmiş değilim, biri tamamen teolojik yani dinle alakalı ve dinsel bir durum ve işin içinde nakli bilimler var. diğerinde ise tamamen bilimsel, akli bilimleri esas alan bir ideoloji var ki aynı zamanda tüm inançlara da laiklikle birlikte saygı duymaktadır. ikisi farklıdır aynı kefeye konulamaz, tek benzerlikleri de ikisi de yaşadıkları dönemin en büyük adamlarıydılar. birisi neredeyse 1400 senedir gelen bir inancı son derece güzelce insanlığa anlatmıştır barışın insanı olmuştur, diğeriyse neredeyse 100 yılı bulacak ve ebediyete kadar sürecek olan bir yapıyı kurmuştur ve son derece barışçıl ilkeleri benimsemiştir ki nitekim doğumunun yüzüncü yılında 1981’de mustafa kemal unesco tarafından dünyadaki barışın esas mimarı diye ilan edilmiştir.

hz.muhammed eleştirilmez diye bir şey yoktur ki onu eleştirmek tanrı’yı eleştirmektir ancak bu kişinin iç dünyasında olmalıdır ki bu da laiklik ilkesidir zaten. atatürk’te eleştirilemez diye bir şey yok eğer eleştirilebilecek yanını bulabilirseniz eleştirebilirsiniz.
independent
dünyada eleştirilemeyecek hiç kimse yoktur.heleki muhammet isa musa gibi insanları daha çok eleştirmek gerekir.örneğin muhammet neden 9 yaşında bir kız ile evlenmiş.atatürk’ün eleştirilemeyeceğini kim söyledi.
tiryaki
daha kırkı çıkmamış kız çocuklarının, analarının feryatları içerisinde diri diri topağa gömülmesine son verdi:tabii ki eleştiriceğiz,özgürlük diye bir şey var nasıl olsa!...

hepimizin tekmeleyip,nankör diye attığımız kedilere bile kendi ellerinden su içirdi:eleştiriceğiz doğal olarak,en büyük meziyetimiz eleştirmek nasıl olsa!...

iyi ahlakı,güzelliği,kardeşliği,barışı öğretti her daim,hiç bir dilenciyi boş çeviremedi diye,çocukların ağladığını duyunca namazını yarım bırakıp onların sorunlarıyla ilgilendi diye...

aç susuz biraktilar diye, kendisini en sevdiği memleketinden,akrabalarından,eşinden ayrı bıraktılar diye,tüm bunlara’’of’’ bile demediği için...suçlu tabii ki,niye eleştirmiyeceğiz ki?alıştık bir kere nasıl olsa herşeyi eleştirmeye!...

kaçamadığımız korkularımız var,altından kalkamadığımız günahlarımız var,hazzımızdan başka yöneleciğimiz kapı kalmadı; tabii ki bunlara bahaneler gerek!tabii ki eleştireceğiz.


tasar
inanca saygı çerçevesinde değerlendirdiğimizde yapılması kanaatimce makul olmayan davranıştır, lakin sadece bu noktada... işin esasında ise bilimsel ve fikirsel sistemi geliştirmek babında, tabuları, dogmatizmi yıkmak adına inanca saygı esasına bağlı kalarak ve o kişiye inananları incitip kırmayacak şekilde eleştirilmesinde hiç bir beis görmüyorum. gerektiğinde isa’yı da, musa’yı da ali’yi de eleştirirsiniz. nihayetinde bugün mizah babında adem havva mitosunda vuku bulan elma ve yılan öyküsünün mizaha böylesine konu olup, karikatürüze edilmesi de böylesine bir davranışın ürünüdür... çünkü eleştirmek ve eleştirilmek insanın özüne sinmiş bir davranıştır.
defrost
eleştirerek öğrenmek daha iyidir, aynı şekilde sorgulamadan inanmak da çok saçmadır. ancak sorgunun ve eleştirinin de bir amacı olmalı, hz. muhammed’i eleştirerek kimse bir şey elde edemez, hiçbir yere varamaz.
emir
hz muhammet eleştirilecek biri olsaydı bizler onu efendimiz olarak, allahta onu peygamberi olarak seçmezdi...
bok bocegi
son derece doğal eylemdir.. din de kitap da peygamber de sorgulanabilecek eleştirilebilecek şeylerdir.. sadece ateistler değil inançlı insanlar da yapar bunu ki yapmalıdır da zaten.. insanlar inanması gerektiği öğretildiği için inanmaktan vazgeçmeli ve kendi fikirleri doğrultusunda karar vermelidir inanıp inanmamaya..
radioslave
islam inancı varsa bi insanın zaten onu eleştiremez çünkü islam bunu söyler. dinler dogmatiktir eleştiriye açık değildirler. inanmayan kimsede eleştirebilir buna kimsenin bir şey deme hakkı yoktur.
cocabora
eleştiri deyince akla hemen kötü şeyler geliyor.biz de iyi yönde eleştirmeliyiz zaten...kötü yönde eleştri;bizi aşar!
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol