merak ediyorum var mıdır böyle bir $ey hakikaten...
misal su kamplumbagaları karadan denize inmi$ ve evrim gecirmi$lerdir. ellerinde pençeleri vardır, boyunlarını içeri çekemezler falan.
yani national geographice göre bu böyle.
evrim teorisi
(bkz: bir maymunun hatıra defteri)
bu konudaki en büyük cahillik, insanın direkt maymundan geldiği düşüncesidir. oysa, evrim teorisinde, insan maymundan gelmiştir denmemiştir hiçbir zaman; insan ile maymun ortak atalardan gelmiştir, şeklinde bir teori öne sürülmüştür. o sebeple rahat olunuz, birisi size "demek maymundan geldik ha, zaten sana bakınca anlamıştım, nihaha" şeklinde seviyesiz bir espri yaparsa bu dediklerimi söyleyebilirsiniz kendisine. lakin anlamayacaktır, anlamayacaktır ama anlamaması size daha büyük bir zevk verecektir bu noktada.
maymunun kendine yaki$ani giymesidir.
(bkz: ben ne maymunlar gördüm)
pratiğine hiç şahit olamadığımız bir teori. merak ettim maymun doğup ellisinde facebook hesabı açan birisi olsaydı dünya nasıl olurdu diye.
maymundan geldik koyuna gidiyoruz! uyanın!
evrim teorisi yoksa bu çarli ne peki?
hakkinda sure gelen hararetli tarti$malardan sikilanlar icin, gunduz vassaf’ in cehenneme ovgu (iletisim yayinlari - 1999)isimli kitabinda yer alan homo sapiens blues ba$likli bolum ilgi cekici olabilir.
$oyle ki;
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
homo sapiens’ i evrim hiyerar$isinin tepesine oturtmak, bizatihi evrimin dogasina, evrim surecine ve evrim taniminin kendisine ters du$er. cevreye daha fazla uyum saglama becerisine sahip yeni bir turun ortaya cikmayacagini kim soyleyebilir? oylesine etnosantrik, tur-merkezci bir evrim teorimiz var ki bu teoriye gore evrim bizimle son buluyor; sanki evrimin bir amaci varmi$ ve nihai amaci da insan turunun yaratilmasiymi$ gibi.
hic durmadan sonsuza dek akip giden bir surecin parcasiyiz biz. zaman icinde donmu$ evrimin ya da yaratili$in son noktasi degiliz. bir geli$imiz oldugu gibi bir gidi$imiz de olacak. biz bir sonuc degiliz. bir son da degiliz. daha gorkemli, daha guclu daha guzel bir hedefe dogru yukselmiyoruz. bir amacimiz yok. onceden belirlenmi$ bir kaderin parcasi degiliz. durmaksizin degi$en bir surecin parcasiyiz yalnizca. olumsuzluk diye bir $ey yok: ne bireyin olumsuzlugu var, ner turlerin, ne yeryuzunun, ne gune$’ in, ne gune$ sisteminin, ne de galaksilerin. her $eyin bir birle$me sureci, gorunurde bir ba$langici ve $ekillenme a$amasi var; sonra ortadan kayboluyorlar, ebediyen degi$en, ebediyen birbirlerini etkileyen bir surec icinde, yeni bicimler alarak bir ba$ka yerde ortaya cikiyorlar.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
$oyle ki;
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
homo sapiens’ i evrim hiyerar$isinin tepesine oturtmak, bizatihi evrimin dogasina, evrim surecine ve evrim taniminin kendisine ters du$er. cevreye daha fazla uyum saglama becerisine sahip yeni bir turun ortaya cikmayacagini kim soyleyebilir? oylesine etnosantrik, tur-merkezci bir evrim teorimiz var ki bu teoriye gore evrim bizimle son buluyor; sanki evrimin bir amaci varmi$ ve nihai amaci da insan turunun yaratilmasiymi$ gibi.
hic durmadan sonsuza dek akip giden bir surecin parcasiyiz biz. zaman icinde donmu$ evrimin ya da yaratili$in son noktasi degiliz. bir geli$imiz oldugu gibi bir gidi$imiz de olacak. biz bir sonuc degiliz. bir son da degiliz. daha gorkemli, daha guclu daha guzel bir hedefe dogru yukselmiyoruz. bir amacimiz yok. onceden belirlenmi$ bir kaderin parcasi degiliz. durmaksizin degi$en bir surecin parcasiyiz yalnizca. olumsuzluk diye bir $ey yok: ne bireyin olumsuzlugu var, ner turlerin, ne yeryuzunun, ne gune$’ in, ne gune$ sisteminin, ne de galaksilerin. her $eyin bir birle$me sureci, gorunurde bir ba$langici ve $ekillenme a$amasi var; sonra ortadan kayboluyorlar, ebediyen degi$en, ebediyen birbirlerini etkileyen bir surec icinde, yeni bicimler alarak bir ba$ka yerde ortaya cikiyorlar.
:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
son günlerde moda olan bir önermeyle çürütülmeye çalışılan teori.neymiş, termodinamiğin ikinci yasası büyük patlama sonrası ve ya dünyanın oluştuğu zamanki gibi bir kaos ortamından böylesine kompleks ve düzenli yapılar oluşmasına imkan vermezmiş, bundan dolayı da evrim diye bir şey olamazmış.
gözlerimi koca koca açıp baktım, sonra bir gülmedir tuttu böyle bir önerme karşısında.ne denir ki böylesine?
(bkz: götünden önerme uydurmak)
(bkz: bilimi götüyle yorumlayan insan)
(bkz: entropi)
gözlerimi koca koca açıp baktım, sonra bir gülmedir tuttu böyle bir önerme karşısında.ne denir ki böylesine?
(bkz: götünden önerme uydurmak)
(bkz: bilimi götüyle yorumlayan insan)
(bkz: entropi)
(bkz: kocakarı lafı)
hala inatla insanın maymundan geldiğini iddia ettiği savunulan teori. sana demezler mi; e canım kardeşim hepimiz zaten maymunuz. şimdi biz neye maymun diyoruz?
-orangutan
-şempanze
-makak
-goril
.
.
.
.
gider bu
yani nedir, maymun bir tür(species)adı değildir. bir grubun ismidir. şimdi sınıflandırmada insanın yerine bi bak ha annem, nerdesin? dur ben söyleyeyim; kuyruksuz afrika maymunları sınıfı. eneee koskocaman argüman güme gitti desene.
(bkz: oh olsun)
(bkz: kime göre neye göre teori)
efenim buna altı üstü teori diyenler yarın ben theory of gravityye inanmıyorum abi altı üstü teori, istesek uçabilirük demez mi?
(bkz: mükemmel canlı)
ha canım annem, birileri ordan mükemmel olduğunu iddia ediyor zannımca. ha tabii kendi dahil tüm canlıların çok komplike, mükemmel vs olduğunu da söylüyor bu canlar. canım kardeşim bir düşün;
-çenesinde tüm dişlerine yetecek kadar yer olmayan canlı mükemmel midir?
-soluk borusuyla, yemek borusu aynı yere açılan canlı mükemmel midir?
-eskiden selüloz sindiren, şimdi bir işe yaramayan apandisit mükemmel midir?
daha fazla saymayayım istersen? böylesine hatalar yapan bir mühendisi dakkasında kovarlar yeminlen!
son olarak tekrar maymundan gelmek tamlamasına bir takılayım bitireceğim sevgili sözlük. canlarım; tamam siz maymundan gelmediniz. gelmeyiniz efem. ben de kardeşin kardeşle yatarak çoğaldığı bir yerden(bkz: ensest) gelmiyorum. düşünün canlar; ya kutsal kitabı yanlış yorumluyorsanız ne olacak? ya sembolikse ayetlerdeki o anlatılanlar? o zaman insanının anlayamayacağı şeyler üstü kapalı anlatılıyorsa?
not: ateist değilim.
(bkz: think again)
-orangutan
-şempanze
-makak
-goril
.
.
.
.
gider bu
yani nedir, maymun bir tür(species)adı değildir. bir grubun ismidir. şimdi sınıflandırmada insanın yerine bi bak ha annem, nerdesin? dur ben söyleyeyim; kuyruksuz afrika maymunları sınıfı. eneee koskocaman argüman güme gitti desene.
(bkz: oh olsun)
(bkz: kime göre neye göre teori)
efenim buna altı üstü teori diyenler yarın ben theory of gravityye inanmıyorum abi altı üstü teori, istesek uçabilirük demez mi?
(bkz: mükemmel canlı)
ha canım annem, birileri ordan mükemmel olduğunu iddia ediyor zannımca. ha tabii kendi dahil tüm canlıların çok komplike, mükemmel vs olduğunu da söylüyor bu canlar. canım kardeşim bir düşün;
-çenesinde tüm dişlerine yetecek kadar yer olmayan canlı mükemmel midir?
-soluk borusuyla, yemek borusu aynı yere açılan canlı mükemmel midir?
-eskiden selüloz sindiren, şimdi bir işe yaramayan apandisit mükemmel midir?
daha fazla saymayayım istersen? böylesine hatalar yapan bir mühendisi dakkasında kovarlar yeminlen!
son olarak tekrar maymundan gelmek tamlamasına bir takılayım bitireceğim sevgili sözlük. canlarım; tamam siz maymundan gelmediniz. gelmeyiniz efem. ben de kardeşin kardeşle yatarak çoğaldığı bir yerden(bkz: ensest) gelmiyorum. düşünün canlar; ya kutsal kitabı yanlış yorumluyorsanız ne olacak? ya sembolikse ayetlerdeki o anlatılanlar? o zaman insanının anlayamayacağı şeyler üstü kapalı anlatılıyorsa?
not: ateist değilim.
(bkz: think again)
not:yazı uludağ sözlükten "edip sharabi" isimli yazardan alıntıdır.
"ne kadar basitleştirerek anlatabilirim bilmiyorum ama masal tadında deneyem:
bu gün, hayvanat bahçesindeki veya afrikadaki şempanze; 140 cm boyunda, kıllı, taşla ceviz kırabilen, bir karınca yuvasına uzattığı dala tutunan karıncaları yiyebilecek seviyede alet kullanabilen bir hayvandır.
insan da 180 cm boyunda, marsa araç gönderen, eliyle gödünü silen bir yaratık. bunda anlaştık.
6 milyon yıl kadar önce.. (6 milyonda 6000 tane 1000 yıl var) 6 milyon yıl önce 110 cm boylarında birbirinin aynı 2 yaratık, hayvan vs var, de ki bunlar tek yumurta ikizi. bu iki kardeşten biri avlanırken ve kaçarken gereken hız için 4 ayakla yürümeye devam ediyor. diğeri, 2 ayakla yürüyerek hızdan vazgeçip, elini kullanmasıyla, hızdan kaybettiğini alet yaparak kazanmayı seçiyor!. bu 2 ayak üzerine durmayı 5 saniyelik bir belgesel animasyonu sanmayın. bu bile belki de milyonlarca yıl?
neyse, bu av olmamak için kaçarken ve avı kovalarken gereken hızdan vazgeçip mızrakla mamut avlayan akıllı kardeşin alet yaptıkça kafası çalışıyor, çalıştıkça beyni büyüyor ve daha kompleks aletler yapıyor. bu birbirinden beslenen döngü çığ gibi büyüyoor ve biz houstonda marstan gelecek görüntüleri bekleyen insana evriliyoruz. (bkz: 2001 a space odyssey)
diğer kardeş aynı yerde otluyor. radikal bir değişiklik tercih! etmediğinden geçirdiği evrim de minimal düzeyde oluyor ve ancak günümüzdeki şempanze ailesi olabiliyor.
bir filden kat kat küçük olan, aslanın atasının avı olan zeki kardeşi de diğer canlılara dünyayı dar eden zekasıyla gelişip bugünkü insan oluyor. kuzeni de hayvanat bahçelerinde fıstıktan bile mahrum.
o ikiz kardeşin, yani ortak atanın adı ne şempanze, ne insan, ne de maymun. darwine de benzemiyor. bu ortak atadan çook(milyon gele aklınıza) önceleri başka ortak atalarla ayrılanların şimdiki adları da orangutan, babun vesaire.. yani hep kitaplarda gördüğünüz temsili soy ağacının dallarının başlangıç noktaları, ortak ataların kardeşlerine veda etme anları.
şimdiki maymun da(şempanze) şimdiki insan olmaya uygun ortamda ve tercihe yönelse, milyonlarca yıl sonra şimdiki insanın aynısı olamasa da aynı şartlarda bile en iyi ihtimalle benzeri olabilir. çünkü, 64 kareli satrançta bile milyarlarca ihtimal varken, milyonlarca yıllık bir süreçte ve katrilyonlarca değişken ortamlarda, sonuçların neye benzeyeceği kestirilemez. tabii bu sırada geçecek milyonlarca yılda, kuzeni insan da şimdiki temsili z-uzaylılara benzeyebilir.
ok?"
"ne kadar basitleştirerek anlatabilirim bilmiyorum ama masal tadında deneyem:
bu gün, hayvanat bahçesindeki veya afrikadaki şempanze; 140 cm boyunda, kıllı, taşla ceviz kırabilen, bir karınca yuvasına uzattığı dala tutunan karıncaları yiyebilecek seviyede alet kullanabilen bir hayvandır.
insan da 180 cm boyunda, marsa araç gönderen, eliyle gödünü silen bir yaratık. bunda anlaştık.
6 milyon yıl kadar önce.. (6 milyonda 6000 tane 1000 yıl var) 6 milyon yıl önce 110 cm boylarında birbirinin aynı 2 yaratık, hayvan vs var, de ki bunlar tek yumurta ikizi. bu iki kardeşten biri avlanırken ve kaçarken gereken hız için 4 ayakla yürümeye devam ediyor. diğeri, 2 ayakla yürüyerek hızdan vazgeçip, elini kullanmasıyla, hızdan kaybettiğini alet yaparak kazanmayı seçiyor!. bu 2 ayak üzerine durmayı 5 saniyelik bir belgesel animasyonu sanmayın. bu bile belki de milyonlarca yıl?
neyse, bu av olmamak için kaçarken ve avı kovalarken gereken hızdan vazgeçip mızrakla mamut avlayan akıllı kardeşin alet yaptıkça kafası çalışıyor, çalıştıkça beyni büyüyor ve daha kompleks aletler yapıyor. bu birbirinden beslenen döngü çığ gibi büyüyoor ve biz houstonda marstan gelecek görüntüleri bekleyen insana evriliyoruz. (bkz: 2001 a space odyssey)
diğer kardeş aynı yerde otluyor. radikal bir değişiklik tercih! etmediğinden geçirdiği evrim de minimal düzeyde oluyor ve ancak günümüzdeki şempanze ailesi olabiliyor.
bir filden kat kat küçük olan, aslanın atasının avı olan zeki kardeşi de diğer canlılara dünyayı dar eden zekasıyla gelişip bugünkü insan oluyor. kuzeni de hayvanat bahçelerinde fıstıktan bile mahrum.
o ikiz kardeşin, yani ortak atanın adı ne şempanze, ne insan, ne de maymun. darwine de benzemiyor. bu ortak atadan çook(milyon gele aklınıza) önceleri başka ortak atalarla ayrılanların şimdiki adları da orangutan, babun vesaire.. yani hep kitaplarda gördüğünüz temsili soy ağacının dallarının başlangıç noktaları, ortak ataların kardeşlerine veda etme anları.
şimdiki maymun da(şempanze) şimdiki insan olmaya uygun ortamda ve tercihe yönelse, milyonlarca yıl sonra şimdiki insanın aynısı olamasa da aynı şartlarda bile en iyi ihtimalle benzeri olabilir. çünkü, 64 kareli satrançta bile milyarlarca ihtimal varken, milyonlarca yıllık bir süreçte ve katrilyonlarca değişken ortamlarda, sonuçların neye benzeyeceği kestirilemez. tabii bu sırada geçecek milyonlarca yılda, kuzeni insan da şimdiki temsili z-uzaylılara benzeyebilir.
ok?"
bir de böyle bir şey var ilgilenenlere:
http://suphecimelek.wordpress.com/2010/02/27/evrim-teorisinin-cokusu/
http://suphecimelek.wordpress.com/2010/02/27/evrim-teorisinin-cokusu/
(bkz: ara formu)
doğada gözlemlediğimiz bir gerçeği açıklamak adına oluşturulmuş bir teoridir. çokça tartışması olur. işbu entry bu tartışmalar üzerinedir.
başlayalım.
sanırım buradaki en büyük sorun teori nedir bilmemekten çıkıyor.
teori bilimde bizim felsefede ya da halk dilinde kullandığımız gibi "attım bir teori tutarsa güzel olur" şeklinde kullanılmıyor önce bunu bilelim. o en fazla hipotezdir ki hipotez için bile belli başlı çalışmalar gerekir. oradan çok çok sonra teori gelir. bilimde ulaşılabilecek en üst nokta kanundur. onun bir tık altına teori denir.
canlılıkla uğraştığınız zaman sonuçlar çok değişken olduğu için matematikteki bir teori bir denklem çözüldüğünde doğrulanıp kesin bir kanuna dönüşürken biyolojide bu çok mümkün olamıyor ne yazık ki.
bu teorinin kesinleşip kanun olma sürecinin uzamasının sebebi de budur.
ben burada yerçekimi örneğini vermeyi seviyorum. yerçekiminin de bir teori olduğunu söylemeyi. olan şu yani: normalde kütleçekim var kimse dünyadan uzaya düşmüyor. ama bu nasıl var? yerçekimi teorisi budur. uzun zaman kullanılmıştır. kütleçekim denklemi oluşturulduğunda da bu teori kanuna dönüşmüştür. o denklem oluşturulduğunda yerçekimi teorisini yanlışlasaydı teori çökerdi ama yerçekimi hala bizi dünyada tutuyor olurdu. yani en fazla teori yanlışlanabilir. yerçekimine bir şey olmaz. veya yerçekimi teorisinin yanlış olduğu bugün kabul edilse ortaya bu gerçeğin mekanizmasını açıklayacak başka bir hipotez atılır. bilimsel süreçlerden geçer güçlenirse yeni teori o olur.
aynı şekilde evrim de bir gerçektir. bunun mekanizmasını anlatan bilimsel yola da evrim teorisi denir. bu teoriyi yanlışlamak tabi ki mümkündür. eksikleri de olabilir. ama bu evrimi sarsmaz. evrim teorisini komple yıksan evrimi anlatacak başka bir hipotez oluşur ve bu denenir bunun üzerine çalışılır. yanlışsa başkası ve bir başkası gelir. en doğrusunu bulana kadar devam eder. bilimde kimse babasının oğlunun hipotezine bazı standartları karşılamıyorsa teori demez. bilime bu yüzden güvenilir. bilime yalancı diyemezsiniz.
yine bu teoriyi yanlışlamak sadece bilimsel yollarla mümkündür. her şeyin bir usulü vardır neticede. ha yine evrim teorisi çok rererörö diyen olur mu? olur. ama bilimin yolu bu değildir. bir çalışma bir makale olmadan kimse ciddiye almaz. yazılmış bir makaleyi eleştirmiyorsanız kimse yüzünüze bakmaz.
bir gerçeği bu şekilde yok edemezsiniz. fikir yürüterek bilimsel veriyi çürütemezsiniz. söylemek istedim.
ne sonuca vardık?
evrim var mıdır yok mudur konusu ve evrim teorisi yalan mı gerçek mi konusu bambaşka konulardır. bunu bilerek entry girersek anlaşmazlığın biraz azalacağını düşünüyorum.
esen kalın.
başlayalım.
sanırım buradaki en büyük sorun teori nedir bilmemekten çıkıyor.
teori bilimde bizim felsefede ya da halk dilinde kullandığımız gibi "attım bir teori tutarsa güzel olur" şeklinde kullanılmıyor önce bunu bilelim. o en fazla hipotezdir ki hipotez için bile belli başlı çalışmalar gerekir. oradan çok çok sonra teori gelir. bilimde ulaşılabilecek en üst nokta kanundur. onun bir tık altına teori denir.
canlılıkla uğraştığınız zaman sonuçlar çok değişken olduğu için matematikteki bir teori bir denklem çözüldüğünde doğrulanıp kesin bir kanuna dönüşürken biyolojide bu çok mümkün olamıyor ne yazık ki.
bu teorinin kesinleşip kanun olma sürecinin uzamasının sebebi de budur.
ben burada yerçekimi örneğini vermeyi seviyorum. yerçekiminin de bir teori olduğunu söylemeyi. olan şu yani: normalde kütleçekim var kimse dünyadan uzaya düşmüyor. ama bu nasıl var? yerçekimi teorisi budur. uzun zaman kullanılmıştır. kütleçekim denklemi oluşturulduğunda da bu teori kanuna dönüşmüştür. o denklem oluşturulduğunda yerçekimi teorisini yanlışlasaydı teori çökerdi ama yerçekimi hala bizi dünyada tutuyor olurdu. yani en fazla teori yanlışlanabilir. yerçekimine bir şey olmaz. veya yerçekimi teorisinin yanlış olduğu bugün kabul edilse ortaya bu gerçeğin mekanizmasını açıklayacak başka bir hipotez atılır. bilimsel süreçlerden geçer güçlenirse yeni teori o olur.
aynı şekilde evrim de bir gerçektir. bunun mekanizmasını anlatan bilimsel yola da evrim teorisi denir. bu teoriyi yanlışlamak tabi ki mümkündür. eksikleri de olabilir. ama bu evrimi sarsmaz. evrim teorisini komple yıksan evrimi anlatacak başka bir hipotez oluşur ve bu denenir bunun üzerine çalışılır. yanlışsa başkası ve bir başkası gelir. en doğrusunu bulana kadar devam eder. bilimde kimse babasının oğlunun hipotezine bazı standartları karşılamıyorsa teori demez. bilime bu yüzden güvenilir. bilime yalancı diyemezsiniz.
yine bu teoriyi yanlışlamak sadece bilimsel yollarla mümkündür. her şeyin bir usulü vardır neticede. ha yine evrim teorisi çok rererörö diyen olur mu? olur. ama bilimin yolu bu değildir. bir çalışma bir makale olmadan kimse ciddiye almaz. yazılmış bir makaleyi eleştirmiyorsanız kimse yüzünüze bakmaz.
bir gerçeği bu şekilde yok edemezsiniz. fikir yürüterek bilimsel veriyi çürütemezsiniz. söylemek istedim.
ne sonuca vardık?
evrim var mıdır yok mudur konusu ve evrim teorisi yalan mı gerçek mi konusu bambaşka konulardır. bunu bilerek entry girersek anlaşmazlığın biraz azalacağını düşünüyorum.
esen kalın.
öncelikle evrim dediğimiz olgu inanıp inanmamaya konu olabilecek bir şey değil neden? çünkü biz ki nasıl dünyanın yuvarlak olduğunu biliyoruz veyahut da kaldırma kuvvetiyle ilgili bilgilerimiz sabittir ışte aynı şekilde evrim de kanıtlanmış ve artık sen inanıyor musun devrini geçmiş bir teoridir. ülkemizde bu kadar tartışılmasının sebebi ise sürekli dinle karşı karşıya getirilmesidir ki bunun sebebi de avrupada yozlaşmış kilise karşısında yapılan tüm bilimsel araştırmaların-ki evrim teorisi de bunlardan- kiliseyi yalancı çıkarmak için yapılmasıdır. bu durum bizde de böyle lanse edilmiş ve sanki evrim vs din halini almıştır. fakat unutulmamalıdır ki evrim dine karşı gelmemektedir. yani nasıl ki islama karşı gelenler evrim teorisi üzerinden gidemezse aynı şekilde savunanlarda bu konu üzerinden bir yere varamazlar. yani evrim tartışmaya açık bir şey değildir artık tüm bilim dünyasının zaten var dediği bir olguya dönüşmüştür.
bilimsel olarak var olan bir durumdur. nasıl şu anda yemeği pişmiş yediğimiz için eskiden daha sert yemekleri yemek için gerekli olan 20'lik yaş dişine ihtiyaç yoksa, vahşi hayvanlardan daha hızlı kaçabilmek için kullandığımız ayak serçe parmağına ihtiyaç yoksa, evrim de bir süreçtir. insanoğlu son haline 10 binlerce yıllık bir evrimleşmeden dolayı gelmiştir. soğuktan korunmak için eskisi kadar tüye ihtiyaç duymamak, çeşitli mevsim yaşanan coğrafi bölgelere göre siyah,beyaz,sarı ırk olarak evrimleşmek de bir süreçtir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?