evlilik aşkı öldürüyor

0 /
uraz
evlilik aşkı öldürüyor.
ayrılık aşkı öldürüyor
sevişmek aşkı öldürüyor
kötü şakalar aşkı öldürüyor
çok fazla beraber olmak aşkı öldürüyor
sıkı alışkanlıklar aşkı öldürüyor
v.s v.s v.s
lan o zaman biz niye aşık oluyoruz,olmasak da niye bunun için çabalıyoruz.
illa cinayet işlemek için aşık mı olmalıyız yani..
ben şunu bilirim akabinde söylerim " bütün genellemeler yanlıştır hatta bu bile"
deus ex machina
doğru önermedir. aslında aşk zaten bir süre sonra eskisi gibi kalmaz da, aradaki tüm ilişkinin bir alışkanlığa dönmesi bitirir olayı. aşk ölmüşse sevgiliysen ayrılırsın, evliysen alışırsın. ama ortak bir yaratınızın, bir çocuğunuzun olması bile tek başına tüm bunlara değer olabilir.
kalimera
• evlilik aşkı öldürmez, bilakis oldurur. şimdi sen iki günlük hevesini aşk sandıysan o başka. yine de bu evliliğe katilzanlısı, aşka da ceset muamelesi yapmanı gerektirmez.
evlilik gibi ciddi bir müessese bu tip boş beylik laflarla tarumar ediliyor, gençler evlenmiyor, çiftler boşanıyor, sonuç: bir yığın mutsuz insan...
gayri meşru ilişkiler, özet geçmeyen piçler...
aşk bana kalırsa denge üzerine mebnidir. artma/eksilme söz konusu olmaz,olursa o aşk değildir.
hem aşk bakidir, nedimdir, şeyh galiptir. (ah ezberci sistem)
her neyse ne diyor idik, evlilik aşkı öldürmez, aşk belki evliliğin ellerinden tutar.
laughter
tek taraflı ancak doğru bir önerme. benim düşüncem ise evliliğin daha bir çok şeyi öldürdüğü yönünde. hatta evliliğin doğurduğu şeyler birkaç yeni insandan ibaret sadece. onun haricinde olan her şeyi öldürüyor fikrimce.
theborek
aşk içinde hasreti getirir. ev ise her akşam aynı kadınla/adamla yatağa girmektir. aşıkken partnerinizin çorapla yatağa girip girmemesi muammadır. evliyken gerçekliktir. ve o kıllı çoraplı ayaklar sizin narin küçük tırnaklarınızı kırınca civcivlenmeniz kaçınılmazdır. bu yüzden evliliğin aşkı öldürmemesi için birlikte yaşama işine evlenmeden önce girilmesi bir zorunluluktur.
sevmiyorum seni gaye
’aşk’ şimdiye kadar hiçbir şekilde tanımı yapılamamış, yapılması da en azından bana göre mümkün olmayan bir kelime, kavram ya da yaşanmışlıklar-yaşanmamışlıklar bütünü-parçası. uzun matrajlı, duygusal ya da mantık silsilesi halinde ilerleyen entrylere olan antipatimi bir kenara bırakarak; orta sınıf aşk anlayışı, ya da post-modern duygu-düşüncelerden en azından iğrenmek, çok kutsal bir durummuş gibi de geliyor bana. her gün eve gittiğinde aynı insanla karşılaşmak, ’moda deyimiyle’ de olsa, sürekli aynı tene dokunmak, eğer o ’aşk’ dediklerinden biraz varsa, beraber bir ömür geçirmek, beraber yaşlanmak yaşanabilecek en güzel hayatların işareti olabilir. aşk; pratikte kendisini çok farklı biçimlerde gösterebiliyor; hiçbir zaman kavuşamayacağı insana beslenen ve çoğunlukla ’yüce’ olduğu varsayımı kabul edilen hislerden, saçına düşen ilk akları, ömrünün son günlerini görmeye, hatta ölümünün ardından metanetle kendi ölümünü bekleyebilmeyi içeren geniş bir yelpaze. daha basit şekliyle; üretim biçimine bağlı olarak değişen üretim ilişkileri deniyor, işte hangi üst yapı, alt yapıdan ne kadar etkileniyor olursa olsun, aşk bunlardan kendini arındırması en zor görünse de, aksine özünün insanın var olduğu günden, hatta o meşhur elmadan beri koruyabilen belki de yegane ’şey’dir. haksızlık etmemek gerekir
hera
evliliğin aşkı öldürdüğü bahane arayanlar için bir cümledir. evlilik, her iki tarafta ne istediğini biliyorsa bi boku öldürmez.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol