(bkz: size matter)
(bkz: ungirlfriendable)
(bkz: antidepresan yerine geçen diziler)
coupling
efsanedir gözümde bu dizinin uk versiyonu.
az önce yemek yerken arada bir şey seyredeyim dedim.
nereden geldiyse aklıma, dizinin 4. sezon 6. bölümünü açtım. az kalsın gülmekten yediklerimi kusuyordum!
-----------------------------spoiler----------------------------:
can you feel em steve?
can you feel my stallions?
-----------------------------fena halde adamımdın jeff----------------------------
az önce yemek yerken arada bir şey seyredeyim dedim.
nereden geldiyse aklıma, dizinin 4. sezon 6. bölümünü açtım. az kalsın gülmekten yediklerimi kusuyordum!
-----------------------------spoiler----------------------------:
can you feel em steve?
can you feel my stallions?
-----------------------------fena halde adamımdın jeff----------------------------
4. sezonunda jeff olmadığı için izlemeyi bıraktığım dizi. zorla bir bölüm izleyeyim dedim ama yokluğu bariz hissediliyor. eminim yine çok iyidir ama jeffe saygım var. izlemem.
ingilizler bile adamı güldürebilirmiş ya işte bu dizi bunun kanıtıdır.
izlemekten zevk aldığım eski bir dizidir. how i met your mother vs. gibi dizllerin ilham kaynağıdır. gelmiş geçmiş en eğlenceli dizi olmaya adaydır. izlenmelidir, izlemeyenlere izlettirilmelidir.
not: birinci sezondaki jeffin israilli kızla tanışma bölümü hafızalarda yer edinmiştir.
not: birinci sezondaki jeffin israilli kızla tanışma bölümü hafızalarda yer edinmiştir.
bigisayarımın hdd sinde koyun gibi yatan dizi. ama korkuyorum başlamaya. ne lan bu? hayatımız gavur dizileriyle doldu. nasıl bir salgın bu böyle? eskiden bi bizimkiler vardı onu izlerdik pazardan pazara. şidi tv bitti pc de de dizi izliyoruz. yok lost du, yok prison break tı, yok how i met your mother dı derken, dizi olduk resmen, bide coupling.. tırsıyorum sözlük.
50 tane dizi izleyen arkadaşım var, geçen gün başına gelen bir olayı anlatacağı tuttu, cümleye "privously on my life" diye başladı. bu ne lan?
50 tane dizi izleyen arkadaşım var, geçen gün başına gelen bir olayı anlatacağı tuttu, cümleye "privously on my life" diye başladı. bu ne lan?
(bkz: olsa da izlesek)
the girl with two breasts bölümü gibi bir komediyi yaratabilmiş mükemmel ingiliz dizisi. bak ne diyorum, kesinlikle ingiliz dizisi, hiç amerikan değil...
"i love the word naked. when i was a child, i wrote the word thousands of times on a paper, then rubbed my face to it... was better than sex."
her bölümde jeffin birbirinden mükemmel teorilerine ve stevein birbirinden komik monologlarına sahne olduğumuz ingilizlerin belki de tek başarılı dizisi.
her bölümde jeffin birbirinden mükemmel teorilerine ve stevein birbirinden komik monologlarına sahne olduğumuz ingilizlerin belki de tek başarılı dizisi.
jeff’in enterasan düşünceleri ve bunlara bulduğu isimler ayrı bi yarar.
(bkz: giggle loop)
(bkz: nudity buffer)
(bkz: sock gap)
(bkz: the melty man)
(bkz: nose avoidance tilting)
(bkz: visual access angle)
(bkz: the boy friend zone)
(bkz: unflushable)
her biri birbirinden muhteşemdir.
(bkz: giggle loop)
(bkz: nudity buffer)
(bkz: sock gap)
(bkz: the melty man)
(bkz: nose avoidance tilting)
(bkz: visual access angle)
(bkz: the boy friend zone)
(bkz: unflushable)
her biri birbirinden muhteşemdir.
cnbc-enin "komedide bir ingiliz mucizesi" diye takdim ettigi, aksana ragmen gercekten de gulduren dizi.
(bkz: i wanna kick your ass) -> ingilizceye yeni baslayanlar gibi bastira bastira okunur, asla kelimeler yuvarlanmaz, ass kelimesindeki a harfi "ankara"nın ilk ası gibi okunur. ve bu cumle jeff tarafindan soylenir.
(bkz: i wanna kick your ass) -> ingilizceye yeni baslayanlar gibi bastira bastira okunur, asla kelimeler yuvarlanmaz, ass kelimesindeki a harfi "ankara"nın ilk ası gibi okunur. ve bu cumle jeff tarafindan soylenir.
ingiliz espiri anlayışının gerçekten de adamı anırta anırta güldürebildiğinin canlı kanıtıdır. "ingilizler soğuktur, espiriden anlamaz, napiim ben aksanlı konuşan adamın yapacağı espiriyi" demeyin, izleyin...özellikle jeff karakterinin iki cümle söylemesi güldürmeye yetiyor zaten.
beğenmeyen de houstondan küfredebilir..
beğenmeyen de houstondan küfredebilir..
ingiliz espri anlayışı ve ona sahip kimseler tarafından son derece komik bulunan dizi.lakin o ingiliz soğukluğu ve tarzı dolayısıyla espriler tebessüm ettirmekten öteye geçemez.anlayanlar,üstüne katlanıp sonuna kadar izleyip gülenler sabırlarından ötürü saygı duyulası insanlardır.
cnbc-e nin dizinin sloganini ingiliz harikasi olarak deklare etmesiyle diziyi izlemeye insan ister istemez meyilli oluyor. ve gercekten muhte$em bir dizi oldugunu attigin kahkahalardaki gozyaslariyla tescilliyorsun. ozellikle jeff’in patronuna sulanip ona erotik bir dans e$liginde kendini sunmasi gorulmeye deger bir bolumdur.
(bkz: naked)
(bkz: naked)
(bkz: perhaps)
dizinin son sezonunda jeff yoktur.onun yerine oliver adlı karakter gelmiştir.
harika ingiliz komedisi, amerikalılar becerememiştir taklit etmeyi. diziyi izlemek için jeff yeterli bir sebep olabilir, ayrıca 4 sezonunu temin etmiş bulunmanın verdiği sevinci yaşamaktayım.
"its about nothing but sex" şeklinde bir slogana sahip muhteşem komik ingiliz dizisi. dizinin amerikan versiyonu yok varsayılsa da olur.
amerikalilarinda denedigi fakat ingilizler kadar guzel yapamadiklari super dizi
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?