(bkz: büyüdüğünü anlamak)
büyüdüğünü anladığın an
saclarınızı kestirmeye berbere gitiginizde oturacagınız koltuga berber amcanin tahta koymadigi ve saclarınızı oksayarak artık buna gerek yok dedigi an.
sünnet olmak.
1994 yılında abd’de yapılan dünya kupasında yanlış hatırlamıyorsam los angeles’ta sahne alan 3 tenor’u trt 1’den vhs kasete kaydeden çocuğun o 3 tenorun en 3’ü olan pavarotti’nin ölümünü cakarta’daki bir otel odasında haber alıp kendi kendine mekan ve zaman sorgusuna girdiği andır.
ağladığında canının yandığını hissettiğin an.
neden ağladığının farkında olduğun an.
çocukken birer kahramanız aslında. sanki düşsekte çok yaralanmazmışız, başımıza kötü bir şey gelse bile geçip gidermiş gibi gelir hep. canımız ilk yandığında büyüdüğümüzü anlarız. artık hayat vardır hayaller azalır. herşeyi bilimle tecrübeyle açıklar hayal kurmayı, şaşırmayı unuturuz. keşke hiç büyümesek herşeye hayretle bakabilsek, tecrübelerimiz, bildiklerimiz, önyargılarımız olmasa dedirten andır.
-s.kerim boyle hayati. dedigi andir.
otobüste bir gencin kalkıp size yerini verdiği ilk gün...
karşısındaki genç, kendisine boyundan büyük hayallerini gözleri parlayarak anlatırken, yüzünde tıpkı annesininkine benzeyen buruk bir tebessümle onu dinlediği an..
biraz okşarşa büyüdğünü anlar sanırım çünkü çok fark oluyo..
ayakkabı numaranın 28den 38 olma hali.
kardeşinin çocuğu olacağını,ilk öğrendiğin an...
üzülmeye başladığın andır bir de.
aşık olduğun an.
kendinizi aciz ve küçücük hissettiğiniz andır.
(bkz: büyük düşünmenin büyüsü)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?