denizi,kumsalı(gerçek kumsal,tek bir taş bile yok),geceleri güzel olan bir yer.
arabanız yoksa merkezde kalmalısınız,tüm plajlara 15 dk da bir minibüs var,zaten tüm eğlence de merkezde.eğlence dediğim de canlı müzik,alemlere akmak,bar vs değil. sokak aralarına serpiştirilmiş birbirinin kopyası 15-20 meyhanede yeme içmeden bahsediyorum.
çanakkale geyikli iskelesinden hergün 7.30-24.00 arası saat başı gemi var.
gitmeyi düşünenlere tavsiyeler:
*meyhanelerde yüksek kalite ve hızlı servis beklemeyin,garsonların çoğu yerli halk ya da öğrenci.
*alkol almam derseniz ev yemekleri yapan bi kaç güzel esnaf lokantası tarzı yer var
* fiyatlar makul,diğer tatil bölgelerine göre ucuz bile sayılabilir
* şarap-zeytin-üzüm almadan dönmeyin
* bir akşam mutlaka gün batımı turuna katılın,giderken de şarabınızı yanınızda götürün,yoksa bizim gibi elleriniz bomboş ufku seyredersiniz.
* menülerde balık fiyatı yazmıyor,pazarlığa açık,fiyatı indirebildiğiniz kadar indirin.
* heryerde damla sakızlı türk kahvesi ve likör ikramı var,mutlaka deneyin.
* denize ayazma plajında girecekseniz gerçek anlamda donmaya hazırlıklı olun.
* heryerde kediler var,doyurmayı düşünüyorsanız ekmek ve peynire burun kıvırıyorlar,balıktan aşağısını kabul etmiyorlar
gideceklere şimdiden iyi yolculuklar,tatiller.
bozcaada
geçen sene gidip hayran olduğum küçük ve sevilesi bir adamız.
dar ama sevimli küçük sokakları sizi kendine çeker. benim gittiğim tarih 26 temmuzdu ve rumların kendine kutsal "aya paraskivi" günleri vardı. ayazma panayırında olan eğlenceleri uzaktan gördüm, yakından bakabilmeyi istedim lakin olmadı.
bozcaadaya bağbozumu zamanında gidilir diye duydum, umarım bende giderim.
ayrıca gerçekten hoşuma giden bir olayı eklemek isterim. bizim gidip kaldığımız pansiyonda ayakkabılarımızı dışarıda çıkartıp içeri girdik. pansiyon sahibi kadın pansiyondan ayrılıp yine kendine ait 1-2 sokak ileride olan diğer pansiyonunda kalacaktı. giderken giriş kapıyı açık bıraktı.(e ayakkabılarda dışarıda kaldıydı)-muhtemelen biz oda kapılarını kitlediysek bile kapıların kilide pek kulak astıkları söylenemezdi.- kitleyecek misiniz giriş kapısını diye sorduğumuzda, bize "siz istanbullusunuz değil mi? biz burada kapıları kitlemeyiz kızım." dedi ve şeker bir kahkaha attı. sabah kalktığımızda da ayakkabılar yerli yerinde duruyordu da -bizde öyle-.
akvaryum dedikleri denizde yüzdük. "bildiğin akvaryum gibi oğlum bu" lafları yükseldi her yerden. nitekim gerçekten de öyle. renk renk balıklarla yüzüyorsunuz, pek de sıcakkanlılar, kaçmıyorlar.
dar ama sevimli küçük sokakları sizi kendine çeker. benim gittiğim tarih 26 temmuzdu ve rumların kendine kutsal "aya paraskivi" günleri vardı. ayazma panayırında olan eğlenceleri uzaktan gördüm, yakından bakabilmeyi istedim lakin olmadı.
bozcaadaya bağbozumu zamanında gidilir diye duydum, umarım bende giderim.
ayrıca gerçekten hoşuma giden bir olayı eklemek isterim. bizim gidip kaldığımız pansiyonda ayakkabılarımızı dışarıda çıkartıp içeri girdik. pansiyon sahibi kadın pansiyondan ayrılıp yine kendine ait 1-2 sokak ileride olan diğer pansiyonunda kalacaktı. giderken giriş kapıyı açık bıraktı.(e ayakkabılarda dışarıda kaldıydı)-muhtemelen biz oda kapılarını kitlediysek bile kapıların kilide pek kulak astıkları söylenemezdi.- kitleyecek misiniz giriş kapısını diye sorduğumuzda, bize "siz istanbullusunuz değil mi? biz burada kapıları kitlemeyiz kızım." dedi ve şeker bir kahkaha attı. sabah kalktığımızda da ayakkabılar yerli yerinde duruyordu da -bizde öyle-.
akvaryum dedikleri denizde yüzdük. "bildiğin akvaryum gibi oğlum bu" lafları yükseldi her yerden. nitekim gerçekten de öyle. renk renk balıklarla yüzüyorsunuz, pek de sıcakkanlılar, kaçmıyorlar.
cevre ve sehircilik bakanliginin yeni imar plani devreye girerse bu adanin %90 i imara acilacak ve adadaki butun guzellikler perisan olacakmis. bu yikimdan akvaryum koyu da nasibini alacakmis.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27247717.asp
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/27247717.asp
ege denizinin kuzeydogusunda yer alan, canakkale iline bagli, turkiyenin ucuncu buyuk adasidir.liman cevresindeki bozcaada kasabasi adadaki tek yerlesim yeridir.
bugün itibariyle ilk kez gidip gezdiğim yerdir.
gezilesi tek yeri bozcaada kalesi ile arka tarafta bulunan ayazma bölgesidir. alkollü içki içmek için bir çok kayalıkları vardır.
denizi tertemiz ve berraktır. feribottan inince kapıda 2 inzibat bulunur gençlere arama yaparlar ama sivil kimliğiniz üzerinizde olduğu zaman doya doya gezersiniz.
girişinde bozcaada kalesi ile donatılmış akşam görüntüsü akıllara zarar veren bir ada. kalenin içinde m.ö. 4. 5. yüzyıllara ait küpler ve sürahiler bulunmaktadır. giriş ücreti kelle başı 1.5 ytl dir.
oldukça sessiz, tam kafa dinlenesi, keşfedilmemiş, pislikten, müzik, insan, motor kirliliğinden ve gürültüsünden uzak tertemiz denizli bir tatil yöresi.
insanları son derece misafirperver ve candandır ki şaşakalır, durup durup resimlerini çekersiniz.
bazı yolları oldukça dardır.
insanları son derece misafirperver ve candandır ki şaşakalır, durup durup resimlerini çekersiniz.
bazı yolları oldukça dardır.
buz gibi fakat temiz bir denizi,çok güzel yemekleri ve canayakın insanları olan sevimli yer.
çanakkale yi arkada bırakıp truva tabelasını geçtikten sonra geyikli-bozcaada sapağından içeri girin. yaklaşık 35 km sonra geyikli feribot iskelesine ulaşırsınız. bozcaada hemen karşıda görünmektedir. feribot a bindikten sonra 25-30 dakikalık yolculukla adaya ulaşırsınız. zaten yaklaşırken kaleyi görürsünüz. ada da konaklamak için birçok hotel ve pansiyon mevcuttur. fiyatlar makuldür. isterseniz bisiklet ve motosiklet kiralayarak adayı gezebilirsiniz. adanın en güzel plajı ayazmadır. bir çamlıktan geçilerek ayazmaya ulaşılır. işte o çamlıktan geçerken iyotla birleşen çam kokuları size derin bir haz verir ve iyi ki gelmişim dersiniz. ayazma nın suyu çok soğuktur. bunun sebebinin denizin dibinden kaynayan sular olduğu söylenir. ada da mutlaka kalamar yenmelidir.
eski adı tenedos olan güzide adamız.
bozcaada, ege denizi’nin kuzeyinde, çanakkale iline bağlı küçük bir ada. türkiye’nin üçüncü büyük adası olarak çanakkale boğazı’nın hemen girişinde yer alıyor.
yerleşim, adanın kuzeydoğusunda yer alan ilçe merkezinde toplanmış. bunun dışında herhangi bir köyü bulunmuyor.
yüzölçümü etrafındaki adacıklarla beraber 37.6 km2, çevresi 38 km. adanın anakaradaki feribot iskelesine uzaklığı 6 km.
ulaşım büyük bir arabalı vapurla sağlanıyor ve yolculuk ortalama yarım saat sürüyor. yaz sezonunda karşılıklı yapılan sefer sayısı altıyken, bu sayı kışın üçe iniyor.
500 yıldır türkler ve rumların bir arada yaşadıkları bozcaada’nın nüfusu 2500 civarında. tarih boyunca göç alan ve göç veren adadaki rum nüfus artık yalnızca 25-30 kişi. son yıllarda büyük kentlerden gelip yerleşenlerin sayısı ise her geçen gün artıyor. yazın gelen turistlerle birlikte ada nüfusu 5000-10.000 arasında değişiyor. kışın ise nüfus 1000’e kadar inebiliyor.
adada bir ilkokul ve bir lise bulunuyor. toplam 300 civarı öğrenci eğitim görüyor.
adanın geçim kaynakları; bağcılık, şarapçılık, balıkçılık ve turizm. bağcılık ve şarapçılık yüzyıllar öncesinden gelen ada gelenekleri. adada yaşayıp da bağı olmayan, şarap yapmayı bilmeyen yok gibi.
bozcaada, balık göç yolları üzerinde olduğu için balıkçılık da uzun geçmişi olan bir meslek. ada etrafında çeşitli türlerde birçok balık yakalanabiliyor. özellikle temiz denizlerin göstergesi olan kalamar ve ahtapot, bolluğuyla adanın sembolleri haline gelmiş.
son yıllarda yükselişe geçen turizm ise kontrollü olarak ilerliyor. adada imar izinleri kısıtlı ve doğanın hakimiyeti hep ön sırada tutulmaya çalışılıyor.
bozcaadanın tamamı doğal ve tarihi sit alanı. mitolojik dönemlere kadar uzanan zengin geçmişi henüz ciddi bir arkeolojik kazıyla ortaya çıkarılmamış olmasına rağmen bilmelisiniz ki bu topraklar yüzyıllardır üzerinden geçen çeşitli kültürlerin izlerini saklamaya devam ediyor. mitolojide adından sık sık bahsedilen bozcaada eski ismiyle tenedos, sadece doğasıyla değil, zengin geçmişiyle de dikkat çekiyor.
kaynak:http://tinyurl.com/5ljc69
yerleşim, adanın kuzeydoğusunda yer alan ilçe merkezinde toplanmış. bunun dışında herhangi bir köyü bulunmuyor.
yüzölçümü etrafındaki adacıklarla beraber 37.6 km2, çevresi 38 km. adanın anakaradaki feribot iskelesine uzaklığı 6 km.
ulaşım büyük bir arabalı vapurla sağlanıyor ve yolculuk ortalama yarım saat sürüyor. yaz sezonunda karşılıklı yapılan sefer sayısı altıyken, bu sayı kışın üçe iniyor.
500 yıldır türkler ve rumların bir arada yaşadıkları bozcaada’nın nüfusu 2500 civarında. tarih boyunca göç alan ve göç veren adadaki rum nüfus artık yalnızca 25-30 kişi. son yıllarda büyük kentlerden gelip yerleşenlerin sayısı ise her geçen gün artıyor. yazın gelen turistlerle birlikte ada nüfusu 5000-10.000 arasında değişiyor. kışın ise nüfus 1000’e kadar inebiliyor.
adada bir ilkokul ve bir lise bulunuyor. toplam 300 civarı öğrenci eğitim görüyor.
adanın geçim kaynakları; bağcılık, şarapçılık, balıkçılık ve turizm. bağcılık ve şarapçılık yüzyıllar öncesinden gelen ada gelenekleri. adada yaşayıp da bağı olmayan, şarap yapmayı bilmeyen yok gibi.
bozcaada, balık göç yolları üzerinde olduğu için balıkçılık da uzun geçmişi olan bir meslek. ada etrafında çeşitli türlerde birçok balık yakalanabiliyor. özellikle temiz denizlerin göstergesi olan kalamar ve ahtapot, bolluğuyla adanın sembolleri haline gelmiş.
son yıllarda yükselişe geçen turizm ise kontrollü olarak ilerliyor. adada imar izinleri kısıtlı ve doğanın hakimiyeti hep ön sırada tutulmaya çalışılıyor.
bozcaadanın tamamı doğal ve tarihi sit alanı. mitolojik dönemlere kadar uzanan zengin geçmişi henüz ciddi bir arkeolojik kazıyla ortaya çıkarılmamış olmasına rağmen bilmelisiniz ki bu topraklar yüzyıllardır üzerinden geçen çeşitli kültürlerin izlerini saklamaya devam ediyor. mitolojide adından sık sık bahsedilen bozcaada eski ismiyle tenedos, sadece doğasıyla değil, zengin geçmişiyle de dikkat çekiyor.
kaynak:http://tinyurl.com/5ljc69
kafa dinlemek için gidilebilecek en uygun yerlerden biri. ayrıca misafirlerini kendine aşık etme gibi bir özelliği vardır. denizine, insanlarına, plajlarına, gecelerine, gün batımına, rüzgar güllerine, şaraplarına, havasına aşık olursunuz adeta. ayrılırken bir daha görüşmek üzere diye ayrılırsınız adadan.
üzümüyle ve dolayısıyla şarabıyla ünlü adadır. iskelesi adanın merkezindedir.
muhteşem bir yer. denizi ege denizi malum; çok tuzlu. dün bi girdiydimdi soğuktu da... bunu hava atmak için söylüyorum sırf. neyse ondan sonra balık tutmaya çalıştık, bir tane bile çıkmadı. cenabetliğimize verdik. güzel yer lan ama. aylarca yaşanır.
(bkz: oğlak kebabı)
antik bir kent. gidilip görülesi. ayrıca feridün düzağaç hayranları, ona burada rastlayabilirler.
lodos restaurant vardır burada, mutlaka adaya gidildiğinde, böcektir, ahtapottur, kalamardır tadılmalı, sahipleri nejat ve eşi gayet iyi insanlardır, şarap yelpazesi pek iyi sayılmaz ama yinede standartların üzerindedir, ada şaraplarından corvus çok marketing dursa da aldanmayın, biraz corpusu güzeldir, biraz blended no: 4 güzeldir, cabarnet ve merlot karışımlarından uzak durmakta fayda var adada üzüm kalitesi itibari ile, mono sepaj şaraplar tatmak için idealdir, çamlıbağın şarapları tavsiye edilebilir, talay adanın en eski firmalardan biri olmasına rağmen hala adam gibi şarap üretmekte yaşadıkları sıkıntı ve hala kendine özgü bir aromalarının olmayışı denememek için sebebiniz olabilir.
ps: şaraplara bok atmadım öncelikle bunu belirteyim hatta adadaki bütün firmalar türkiye standartlarının üzerinde şaraplar üretmekte fakat iş yabancı rakiplerle kıyasa gelirse sanırım corvus sadece ayakta kalır belirtmekte yarar var.
bozcaada genel anlamda pahalı bir yer bunu da hatırlatmakta gerek, ancak günü birlik yada iki üç günlük tatiller için gidilesi yerdir.
yerli esnafı (bakkal çakkal anlamında), parazit gibidir, direk geçirirler fakat muhabbet kurulduğu takdirde her türlü işinizi görürsünüz.
lodosun ara sokağında bulunan ev poğçaları yapan teyzelerden anne poğçaları alabilirsiniz, kahvaltı için gidilecek bir çok mekan bulunmakta, gerçek ezine peyniri ve zeytinyağına doymak için ideal.
denemeden dönmeyin.
sakızlı enginar,
deniz kestanesi.
iyi günler efendim.
ps: şaraplara bok atmadım öncelikle bunu belirteyim hatta adadaki bütün firmalar türkiye standartlarının üzerinde şaraplar üretmekte fakat iş yabancı rakiplerle kıyasa gelirse sanırım corvus sadece ayakta kalır belirtmekte yarar var.
bozcaada genel anlamda pahalı bir yer bunu da hatırlatmakta gerek, ancak günü birlik yada iki üç günlük tatiller için gidilesi yerdir.
yerli esnafı (bakkal çakkal anlamında), parazit gibidir, direk geçirirler fakat muhabbet kurulduğu takdirde her türlü işinizi görürsünüz.
lodosun ara sokağında bulunan ev poğçaları yapan teyzelerden anne poğçaları alabilirsiniz, kahvaltı için gidilecek bir çok mekan bulunmakta, gerçek ezine peyniri ve zeytinyağına doymak için ideal.
denemeden dönmeyin.
sakızlı enginar,
deniz kestanesi.
iyi günler efendim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?