bozcaada

travelling
geçen sene gidip hayran olduğum küçük ve sevilesi bir adamız.
dar ama sevimli küçük sokakları sizi kendine çeker. benim gittiğim tarih 26 temmuzdu ve rumların kendine kutsal "aya paraskivi" günleri vardı. ayazma panayırında olan eğlenceleri uzaktan gördüm, yakından bakabilmeyi istedim lakin olmadı.
bozcaada’ya bağbozumu zamanında gidilir diye duydum, umarım bende giderim.
ayrıca gerçekten hoşuma giden bir olayı eklemek isterim. bizim gidip kaldığımız pansiyonda ayakkabılarımızı dışarıda çıkartıp içeri girdik. pansiyon sahibi kadın pansiyondan ayrılıp yine kendine ait 1-2 sokak ileride olan diğer pansiyonunda kalacaktı. giderken giriş kapıyı açık bıraktı.(e ayakkabılarda dışarıda kaldıydı)-muhtemelen biz oda kapılarını kitlediysek bile kapıların kilide pek kulak astıkları söylenemezdi.- kitleyecek misiniz giriş kapısını diye sorduğumuzda, bize "siz istanbullusunuz değil mi? biz burada kapıları kitlemeyiz kızım." dedi ve şeker bir kahkaha attı. sabah kalktığımızda da ayakkabılar yerli yerinde duruyordu da -bizde öyle-.
akvaryum dedikleri denizde yüzdük. "bildiğin akvaryum gibi oğlum bu" lafları yükseldi her yerden. nitekim gerçekten de öyle. renk renk balıklarla yüzüyorsunuz, pek de sıcakkanlılar, kaçmıyorlar.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol