anadilde eğitim

etnik kokeni ne olursa olsun her insanin hakkidir. bilimsel olarak da bir insan en iyi sekilde ailesinden ogrendigi dille yani anadille egitilir. dunyanin bircok ulkesinde anadilde egitim uygulanir, mesela almanyada bir sirp sirpca egitim alir, turk turkce, yunan yunanca vs. ya da ispanya, eta teror orgutunun varligina ragmen ispanyada bask bolgesinde egitim dili ispanyolca ile birlikte baskca’dir. ne almanya ne de ispanya bölünmü?tür. ikisi de sapasa?lam bir bütündür.
eger bir devlet, ulkesinde yasayan kendi halkina bu hakki vermezse o halk kendini o devlete ait hissetmeyebilir; hatta ayrilikci eylemlere basvurabilir; hatta ve hatta iclerinden cikan bazi sivriler terore bile basvurabilir. her insan ana dilini konusmak ve ana dilinde egitim gormek ister ve her devlette aslinda bunu saglamak zorundadir. bu hak uluslarasi anlasmalarla da guvence altina alinmistir.

elbette her insan ait oldugu irkin diline, kendi oz diline hasrettir ve bu dille egitim almak ister, bu dille konu$mak ister.ote yandan ulkelerin bolunmez butunlugu icerisinde lisan onemli bir yer tutar.her insan kendi anadili ile egitim gorme hakkina dogu$tan sahiptir fakat her ulkenin de bir resmi dili vardir.orneklemek gerekirse turkiye`nin resmi dili turkcedir.eger herhangi bir zirtapoz meclise kadar halkin ozgur iradesi ile secilmi$ ve ulkeyi idare edebilecek duzeye kadar getirilmi$se bu zirtapoz $ahsiyet ulkenin en onemli yerinde yani turkiye buyuk millet meclisinde turkiye`nin resmi dilini kullanmak zorundadir.benim ana dilim kurtce, ben kurtce yemin ederim derse, bir ba$kasi "e o zaman karde$im benim de ana dilim lazca o zaman ben de lazca yemin ederim, cekil kenara." der.sozun ozu her insanin ya$ama hakki gibi ana dili ile egitim alma hakki da elbette vardir.fakat her ozgurlukte bir ba$kasinin ozgurlugunu kisitlayana kadar ozgurluktur.her $ey kanunlar cercevesinde sinirlandirilmi$tir.bu kanunlara uyarak dileyen diledigini yapabilir biter gider.

anadilde egitim bireysel bir hak olmanin otesinde kaliteli bir egitimin olmazlarindandir.
anadilde egitimi uygulayan ulkelerin dayanak noktalarindan biri de budur. zira istatistikler yabanci dilde egitim goren cocuklarin digerlerine gore daha yavas ogrendigini ortaya koymustur. bu arastirma sonuclari zeka ile yakin uzak baglantili olmadigi halde, sonuclari irkci kesimlerce bayrak edilmektedir. almanya’daki turk cocuklarinin zeka geriligini iddia eden zihniyet arastirma verilerine yaslanarak bu soylemlere kalkismistir. egitimde kaliteyi hedefleyen kisilerce yurutulen "anadilde egitim" kampanyalari yazik ki irkci zihniyetlerce "odenek eksikligi" vb gerekcelerle baltalanmaktadir.
dikkate alinmasi gereken bir diger gercek ise "hak verilmez, alinir" gercegidir. eger ortada talep yoksa arzi tartismanin da fazla bir anlami yoktur. anadilde egitimin lise secme sinavlari, universite sinavlari gibi cocuklari at yarisina sokan sinavlara yansimayacagini bilen halkin da boyle bir talebi olmayacaktir.
ancak bu bir surectir. konunun sicakliginin korumasi gerekli duzenlemeleri de tartismaya acacaktir.
ozel okullarin sinav sonuclari icler acisi durumdadir. anadilde egitim azinliklara oldugu kadar cogunluga da gerekli bir egitim bicimidir. birakmali gavur kici yalamayi.

turkiyede gerceklesmesini umdugum olay. yoksa yakin zamanda odtu,bogazici gibi universitelerdeki insanlar ayri bir populasyonu olu?turacak,ayri bir dil de gelistirdikleri icin bagimsizliklarini ilan etmeye kalacaklar.(bkz: e yuh artik) (bkz: ingilizce)

boluculuk sloganlari atmak icin uydurulan yeni kiliflardan bitanesi.

resmi daireler disinda ana dilin kullanilmasinin herhangi bir zarari oldugunu dusunmuyorum. aslinda resmi dairelerde kullanilmamasinin sebebi karmasa yaratmamak ve resmi evragin tek dil uzerinden cikabilmesi ve hata oraninin en aza indirilmesidir. bir insan o ulkenin vatandasiysa gorevlerini yerine getirir, askere gider, vergi verir. evinde de istedigi dili konusur. cocuklarinin ana dillerini unutmamasi icin kursa gonderir. bunlar insan olabilmenin geregidir.

türk dis isleri bakanligi, balkanlar’da ki insanlarin anadilde egitimi icin ve resmi dil olarak calismalari sürdürürken neden kendi ülkesinde yasayan insanlari birlik ve bütünlügünü saglayacak sekilde anadilde egitime ve insanlarin gelisimlerine destek vermemektedir? gibisinden bir soru celiskiler aleminde sürkülasyonlar yaratiyor.

kimi türk azınlığın olduğu ülkelerde kazanıldığında olay denerek medyadan ve devlet kademelerinden duyurusu yapılan, yeni haklar için haklı olarak çalışılan; buna karşılık kendi ülkemizde bölücülük yaftası altında bize sunulan bir insan hakkıdır.baskıların toplumları böldüğünü unutmamak da bu anlamda önemli ola gerek.

türkiyede milyonlarca insanın alamadığı eğitimdir.

26 farklı etnik grubun yaşadığı türkiyede sadece türk dilinde eğitim verilir biri anadilde eğitim derse kürt olur halbuki türkiyede anadilde eğitimi sadece kürtler istemez gürcüler ermeniler araplar çerkezler kendi dilinde eğitim almak ister bu da en temel insan hakkıdır olmaz denilen her şey bu ülkede zamanla olmuştur bizi böler dediklerimiz bizi güçlendirmiştir bazılarının bunu anlaması zaman alır o ayrı tabi.
(bkz: ezik karakter)

bulgaristan’da türklere bu hak tanındığında göbek atıp türkiye’dekilere türkçe dil birliğini savunmak kadar yanlış bir düşünce sistemi yoktur.hatta yalnızca kürt halkının bir talebiymişçesine bunu göstermek de egemen ideolojinin bir mihenk taşıdır.ülkelerin resmi dili olur fakat ülkelerin dili olmaz (bakınız anayasadaki devletin dili türkçedir denilen salak cümlenin eleştirilerine).o nedenle dünyada her dilin ve kültürün bir çeşitlilik ve gereklilik olduğu, zenginlik belirtisi gösterdiği ile soruna yaklaşmak gerekir.anadilde eğitim haktır ancak türkiye’de sadece türkçeyle sınırlanmak zorundadır tarzında zorlama ifadeler gülünç ve de asimilasyon tarzındaki politikaların sonucudur.ne mozaiği ulan diyenlere inat, bir arada yaşamı savunma ve hümanist hatta olmanın stratejilerinden biridir.dil birliği ile dilsel dayatmaları ayırt etmek resmi dil olan yazışma ve sair ile de diğer dillerde eğitimi bir hak olarak görmeyi birbirine karıştırmamak gerekir.

(bkz: bilim anadilde öğrenilir)

(bkz: ya türkçe ya hiç)

öncelikle tc anayasa’sının 3. maddesindeki ifade ’’dili türkçedir’’ şeklindedir.yani denmek istenen ’’resmi dili türkçedir’’ demek değildir.zaten resmi dili türkçedir yapma yönündeki düzeltime anayasa 4. maddesi gereği izin verilmemektedir; fakat anaysa hukukunda bunun olabileceği yönünde tartışalarda vardır.yani tc anayasa’sında denen şey devletin dilidir; daha da açarsak bu anaysa’yı yapanalr devletin yani bir tüzel kişinin dili olabileceği gibi bir saçmalık içine düşmüşlerdir.resmi dili olabilen ülkelerde diğer dillerde eğitim hgayet normaldir; bunun için fransa, ispanya ve benzeri ülkelere bakmanız yeterlidir.

türkiye’de sıkıntı bunun bir işe yarayıp yaramayacağı değil, türkler dışındaki etnik kimlikleri asimile edip edememe noktasında ortaya çıkar.bu anlamda bir dilin yaşatılması ve o insanlara ödedikleri vergi ve verdikleri hizmetin karşılığı olarak devletin de destek olması ve onları abaskı altına almamasıdır.türkçe dışındaki dillerin işe yarayıp yaramayacağına bırakınız diğer etnik kimliğin mensupları versin, yani sizin anlayacağınız dil ile ’’bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler’’.

ayrıca türkiye’de anadilde eğitim hakkının türkçe dışında kullanılmasının bir işe yaramayacağı düşünülüyor ise yurtdışında da türkçenin öğrenilmesinin hiçbir anlamının kalmayacağını ,dolayısıyla bunu talep etmenin saçma olacağı açıktır.öyle ki bırakınız diğer ülkeleri bu dillerde eğitim almak saçmalık ya da işe yaramaz bir şey ise türkiye’de de dilimizi değiştirmeli işe yarayacağına inanılan ingilizce, fransızca, ispanyolca gibi dillere geçiş başlatılmalıdır.bu anlamda türkçe dilinde eğitim yasaklanmalıdır; nasolsa türkiye dışında işe yaradığı bir yer olmayacaktır türkçemizinde.olaya bu şekilde bakmak tam bir faşizan düşünce ve ’’ne mozaiği ulan’’ mantığının yansımalarıdır.o nedenle biraz hoşgörü ve kendinden olmayanın kültürünü de yaşatma ve devletin tüm vatandaşlarına ayrımsız aynı hakların tanınması bağlamında bu hakların verilmesinin gerekliliğini görmek gerekir.

yalnız ve güzel ülkemde sorun yaratan anadilde eğitim ve anadil eğitimi arasındaki farktır. anadilini öğrenmek isteyenler bu yönden serbest bırakılmalıdır, devlet anadillerini öğrenmek isteyenler için seçmeli dersler koyabilir bu andil eğitimi olur ancak anadilde eğitim, eğitim birliğine aykırıdır, açacak olursak anadilde fizik, anadilde kimya, anadilde matematik öğrenmek işleri daha da karışık ve işlevsiz vede içinden çıkılmaz hale getirecektir.

hic oyle gorundugu ya da i$itildigi gibi masum bir talep degil bu, oncelikle bunu bir kenara yaz.

yapilan bu anadilde egitim takepleri ve hemen ardindan da bdp nin eğitimi boykot etmesi zaten bunun masum bir amac olmadigini net bir $ekilde ortaya koymu$tur. bugun anadilde egitim talepleri, yarin "bize $u bolgeleri verin" taleplerine cok rahatlikla donu$ebilir. net soyluyorum, anadilde egitim talebi ulkeyi bolmek adina yapilan ve masum bir istek olarak maskelendirilen provakatif eylemler zincirinin en uc noktasidir. kurtlerin, daha dogrusu kurtleri temsil ettigi iddia edilen bir partinin bu talebi kabul edilirse yol olur, yordam olur, yarin lazlarin da cerkezlerin de tatarlarin da romanlarin da bu ve benzeri taleplerini olumlu kar$ilayarak geregini yapmak durumunda kalirsiniz ister istemez.

anadilde egitim talebi azinliklardan gelmelidir, dinini ozgurce ya$ayabilme talebi, kulturunu muhafaza edebilme talebi azinliklardan gelmelidir. cumhuriyetin kurulu$undan bu yana bizlerle birlikte ya$ayan insanlar, kapi kom$umuz olan hidir agabey, e$i ba$ka i$te cali$irken manava bakan zilan teyze, bakkal dicle bu ulkede azinlik degil, tamamen bu ulkenin kurulumunda da soz sahibi olan turkiye cumhuriyeti vatanda$laridir. bu anlamda azinlik haklari kurtleri kapsamamaktadir, kaldi ki kapsamasina da gerek yoktur.

bir diger yandan dikkat edilir ve incelenirse bu talep kurt halkinin genelinin talebi degil, sadece kurtleri temsil ettigi iddia edilen ama teror orgutu ile yakin ili$kiler icerisinde bulunan bir partinin talebidir. bu anlamda bu tur oyunlara gelmemek en hayirlisi olacaktir.

2010 senesinde demi$im ki;

#972663

"bugun anadilde egitim talepleri, yarin "bize $u bolgeleri verin" taleplerine cok rahatlikla donu$ebilir."

1 sene sonra, sene 2011, ne oluyor?

(bkz: aysel tuğluk un demokratik özerklik ilan etmesi)

ha bu arada 2010 senesinde alevlenen tarti$malara da bir gonderme yapalim;

(bkz: demokratik özerklik)

anadilde egitim her insanin hakkidir amenna, en ba$tan beridir savunuyorum bunu. ancak yazik ki bu masum ve hakli bir talep olarak kalmiyor. uzerine kat kat binalar in$a edilmeye cali$iliyor. bugun anadilde egitim talep ediliyor, yarin demokratik ozerklik deniliyor, ertesi gun birisi cikip bir bolgede demokratik ozerklik ilan ediyor. hakli bir talep siyasi malzeme araci olarak kullaniliyor, sonra da kimi senaristlerin populer olabilmek adina kullandiklari bir malzeme halini aliyor. tipki dun ak$am yayinlanan behzat ç.’de izledigimiz uzere.

anadilde egitim sadece bu kapsamda kaldigi surece hakli ve zaruri bir taleptir. eger kapsam di$ina cikarsa da propaganda amaci olarak kullanilmaktan oteye gitmez.

(bkz: özel okullarda anadilde eğitim)