akp ye kapatma davası

3 /
matrax
kapatılsa dahi bambaşka bir ismle ve sıfatla karşımıza çıkacaklarından emin olduğum, türkiye’yi parti mezarlığına çevirme girişimlerinin habercisi olan dava.
chavez
faşist rejimlerde ya da dikta rejimlerinde açılabilecek bir dava ile karşı karşıyayız ülke olarak.
neresinden bakarsanız demokratik rejimlere ters bir davadır bu.

ha bu savcının suçu mudur? tabi ki değildir. mevcut yasaların gereğini uygulamıştır. yani buradaki birinci suçlu bence, bu anayasayı yürürlüğe koyanlardır.

zaten laik olmayan bir ülkede, laikliğe aykırı tutum temeline dayanan suçlamalar olsa olsa komiktir.

sınırlı hukuk bilgimle kendimce bir yorum yapmak isterim.

diyelim ki laik bir ülkedeyiz...

akp’yi kapatma yanında, siyasi yasaklı hale getirilmeye çalışılan 71 kişi söz konusu. bunlardan biri de ve hatta en önemlisi, recep tayyip erdoğan’dır.

habertürk’ün yayınladığı iddianameye göre, çeşitli tarihlerde yapılmış konuşmalarından pasajlar değerlendirilerek, erdoğan’ın, laik düzene tehdit olduğu savı ortaya sürülmüştür.

1. adalet ve kalkınma partisinin davaya konu eylemleri başlığı, 12. madde a fıkrasında, erdoğan’ın minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker sözünü ettiğinden bahsedilmiştir ki; bu suçsa erdoğan bu suçun cezasını çekmiştir. hukukta, aynı suça tekrar söz konusu olmadıkça iki defa ceza verilemez diye biliyorum.

2. sarfettiği tüm laikliğe aykırı sözler birer birer suç unsuru mudur? evet diyorsanız, neden ilk suçta dava açılmamıştır? hayır diyorsanız, suç olmayan iki eylemin toplamından suç meydana gelemez diye biliyorum. ortada suç unsuru içermeyen bir sürü konuşmayı alt alta yazsanız dahi suç işlenmiş olmaması gerekir.

tayyip erdoğan, terörist’in dizi dibinde fotoğraf çektirmiş olabilir. halka hizmet vermek yerine din sömürüsü yapmış olabilir. parti il başkanlığı, belediye başkanlığı ve başbakanlık maaşı ile oğluna 3 milyon dolarlık gemicik almış olabilir. vatandaşı padişahmışcasına "ananı da al git" diyerek huzurundan kovmuş olabilir. 25 kuruş değeri olmayabilir gözünüzde, gözümüzde...

ama ben bizi, diktatörlük döneminin anayasası ve faşist kararlarla yönetilemeyecek kadar değerli görüyorum.
chavez
davanın üç türlü sonucu olabilir.

1. akp kapatılabilir. 71 kişiye siyasi yasak getirilebilir. bu durumda akp’ye ya da 71 kişiye üzülmem, ülkeme üzülürüm.

2. akp kapatılabilir. 71 kişinin bir kısmına siyasi yasak getirilebilir. yine sadece ülkem adına üzülürüm.

3. dava iade edilebilir. yani mahkeme der ki, kapatmayı ya da siyasi yasak getirmeyi gerektiren bir durum yoktur.

üçüncü şık üzerinde biraz düşünmemizi tavsiye ederim.
akp’nin ve bahsi geçen 71 kişinin tüm davranış ve söylemleri meşru zemine yaslanmış olur.
o saatten sonra bu tür söylemler az biledir.
yerel seçimlerde türkiye rekoru kırılır.
o saaten sonra tayyip’i oradan ya cumhurbaşkanlığı makamı sevdası uzaklaştırır, ya da darbe. ben bu durumda da ülkem adına üzülürüm.

yani anlayacağınız, ben her şekilde ülkem adına üzülürüm.

copadamlarinnesliniyetukendi
tamamen boş bir dava olacaktır. bu ülkede ters giden şeylerin değişmesi ne akp nin ne de başka bir partinin kapatılmasına bağlanmamalıdır. şöyle ki; parti kapatmak çözüm değil asıl olan çözüm toplum genelindeki yobaz düşünceleri kapatabilmek, ezelden bugüne süregelen kökleri kurutmaktan geçer.
greyfurt
iddianame o kadar zayıftır ki; insan ciddi ciddi "akp oylarını arttırma" komplo teorilerine kulak kabartmaktadır.

hemde yerel seçim öncesi???
par avion
demokratik yollarla başa gelip, anti-demokratik sistemleri referans alan ve hareketlerini buna göre sergileyen bir partiye karşı yargı demokratik hakkını, yani dava açma hakkını kullanmıştır. öncelikle parti kapatmalarına son derece karşı olduğumu belirtmeliyim. düşünce özgürlüğünün de sonuna kadar yanındayım. ancaaaak düşünce özgürlüğü ile eylem özgürlüğü farklı şeylerdir. çoğunluğun oyunu alan bir partinin kucaklayıcı davranışı farklı şeydir; çoğunluk zorbalığı yapması bambaşka birşeydir. geçmişe bakacak olursak refah partisinin kapatılması davası sırasında yine aynı şeyler söylendi; yok efendim iktidar partisi kapatılırmıymış, yok efendim seçmenin oyu ne olacakmış falan filan. kapatılır efendim. anayasa kuralları belli bir oyunsa, kurala uymayanlar diskalifiye edilir. tabii ki kapatılması ya da kapatılmaması durumunda gerçeği bize sadece tarih gösterecektir. unutmayalım ki jakoben, yani halka rağmen halk için demek bazı zaman ve durumlarda halka yarar getirebilir.
benduruyorumsebagitti
star gazetesi’nin haberine göre iddianame: "biraz asparagas, biraz intihal"

haberde vural savaş’ın, sözlüğe başlık da olan akp çoktan kapatılmalıydı kitabıyla iddianamenin birçok benzerlik taşıdığı vurgulanıyor. beraat edilmiş suçlamalar; yalanlanmış, dava edilmiş iddialar da bu iddianame de kendine yer bulabiliyor. gazete-televizyon haberleri de yine delil olarak gösteriliyor.

http://www.stargazete.com.tr/index.asp?haberid=147634

insan, gerçekten buna gerek varmı daha doğrusu varmıydı, diye düşünmeden edemiyor. seçime giren onlarca parti arasında, neredeyse yarıya yakın oy alarak iktidar olan bir partiyi beğenmeyebilirsiniz. seçmeni bidon kafa-göbeğini kaşıyan adam diye aşağılayabilirsiniz. ama hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözünü eden rte değil. sandığa gideli daha bir yıl olmadı. ikna edin seçmeni, bir dahaki seçimi siz kazanın. siz kazanana kadar da seçim olmaz ki be güzeller. hele bir de öyle bir niyetiniz yoksa...


benduruyorumsebagitti
mehmet barlas’ın, bugünkü sabah gazetesi’ndeki köşesinde yine ustaca yorumladığı konudur.
"....
seçmeni hep "kandırılmış" kalabalıklar olarak gören ve halkı rejimin tehdidi biçiminde konumlandıran anlayış, bir kez daha seçimle gelenin darbe ya da yargı yoluyla gitmesine sebep olursa, toplumda kabuk bağlamaya başlamış yaralar yeniden açılacaktır.
...
"kopenhag kriterleri olmazsa ankara kriterleri olur" diyebilen erdoğan, sanırız "ankara kriterleri" nin nelerden oluştuğunu iyice görmüştür.
ankara kriterleri’nde ne devlete ne de millete hizmet, insanlara teşekkür getiriyor. çünkü "derin ankara", iktidarı kimseyle ve özellikle seçilmişlerle paylaşmaya razı değildir.
...
çetin altan’ın söylemiyle ankaralıların gözünde "kendilerinden daha fazla kazanan hırsız, kendilerinden daha az kazanan da ayak takımıdır."
http://www.sabah.com.tr/barlas.html



chavez
kapatılıp yasaklanıp güçlenmeden geri gelen ya da yok olan bir siyasi düşünce veya parti gördük mü şimdiye kadar? bir tek chp örneğini verebilirsiniz belki.

milli selamet partisi gitti, refah geldi. o bitti, akp geldi. ak parti gider bok parti gelir. hem de daha güçlü gelir.
demirel her defasında geri geldi. hem de iktidar olarak...
erbakan, ecevit, türkeş..
tayyip...
o da güçlenerek gelecek.

çünkü biz; bbg evinde ağlayana, popstar’da yetime, politikada mağdur rolü oynayana oy veririz.

freagl dreams
demokratik olmayan bir ülkede gayet normal bir durum. geçmişte olduğu gibi bugünde de türkiye cumhuriyeti’nin çok sevgili bir politikasıdır bu. "farklı olanı yok et tek tip millet ol" anlayışı. öte yandan dtp’yi kapatıyorsan akp’yi kapatmaman asıl çelişki olur.

kişilerin davayı öğrendikten sonraki atatürk sevgilerini ve saldırganlıklarına şahit olunca savcıya hak vermemekte bir çelişkidir. milletti, atatürktü, yok efendim istikrardı ağızlarından düşmüyor.
greyfurt
başlıkta çoğunluğun eğilimi olan "partiler kapatılmamalı" düşüncesini anlayamıyorum.
yani o dönemde almanya’da anayasa mahkemesi olsaydı ve nazi partisini kapatsaydı; kötümü olurdu?

anayasaya aykırı rejimleri benimsemiş, anayasaya aykırı faaliyetler içerisinde olan yada bu faaliyetlerin odağı haline gelmiş partiler kapatılmalıdır.

ben bu zayıf iddianameye çok şaşırdım. daha haftası dolmadan iddiaların yarısı zaten yıprandı. amacına ulaşmaktan aciz gibi bir metin.
asıl dikkat çekici olan şey; sanki parti kapatmaya karşı bir kamuoyu oluşturuluyor.

ab bile birden kaplan kesilip akp’nin kapatma davasında "ay yazık kız, yapmayın noolur" triplerinde. dtp’nin kapatma davasında bunu pazarlık konusu yapacakları alenen belli.

dtp ise "bakın onlar kapatılırken biz destek verdik ama bize ayrım yapıyorlar" modunda bir defans geliştirmek ister gibi(?).

bu dava hiç bir kesimi tatmin etmeyen iddialarla dolu ve akp’nin kapatılacağına inanmıyorum. olan gene iç huzurumuza, seviye arayışındaki siyasetimize ve dışarıda fırtınalar koparken dimdik ayakta duran ekonomimize olacak. umarım en az hasarla bunuda atlatırız. vatan, millet için hayırlısı olsun.

edit: dtp’nin yerel seçimlerle ilgili olarak ciddi kaygıları var. (dolayısıyla ab’ninde...)
redcrow
hapiniz vatan hainisiniz..

kendini kapatılma aşamasına getirecek kadar milletin kursağına basan ve bu baskıcı tutumun faillerine, "kökten kesip kurtulalım" zihniyeti ile yaklaşan korkaklar, hepiniz vatan hainisiniz ve topluca kapatılmalısınız..iş bilmez insanların ülkesi olmaktan kurtulamadık bir türlü. herkesin kendine göre kestirme yolları var çok şükür. kimin bahçesindeki çiçeklerin ezildiği umrunda olmayan hainlerle dolup taşıyor bu topraklar. herkes kendi bildiği kestirmesinden ulaşıyor hedegine ve kimse bir diğerinin yolunu kullanmak istemiyor nedense. yöntem tek, çözüm kesin. kimse bu ülkenin standart sorunlarıyla ilgili değil. herkesin derdi, beyninin kuytu derinliklerine saplanım kalmış tabularını korumak. kimsenin derdi hastanede yatan hastanın umut savaşı değil, kimsenin derdi ekinine yağmur bekleyen çiftçininki ile aynı değil, kimsenin derdi binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkenin parası değer kazandığında, istikbali tehlikeye girecek ilköğretim okulu öğrencisi ile aynı değil. onların derdi benim dertlerimi gidermek ama benim dertlerim onlarınki ile aynı değil. açın, kapasınlar. başka suretlerle yeniden açın, faklı kimliklerle yeniden kapasınlar. açık kapı kalmayıncaya kapatın. siz de açtığınız kapıdan sadece kendiniz geçmeye çalışın. doğrusunu buluncaya kadar sikin bu ülkenin size sunduğu fırsatları. siz tepişirken ezilenler düşünsün. tabi düşünmesini bilen birileri varsa bu canım ülkede..
angelus
akp nin 22 temmuz genel seçimlerinde kaazndığı yüzde 49 luk oy oranını arkasına alıp bunu da "milli irade" olarak adlandırıp kapatılma mevzusunu ile bu milli irade denilen olguyu harmanlayıp olayı milletin iradesine saygısızlık boyutuna getirmektedir. kendilerince haklıdır belki. demokrasi adı altında bir araya gelmiş olan toplumlarda bu tip hadiseler esef verici olarak isimlendirilebilir, ona da eyvallah. e peki biz her şeye "eyvallah, e onlar da haklı" tadında yaklaşırken bu arkadaşların ülke genelini sadece oy aldıkları o yüzde 49 luk oranındaki zümreden ibaret zannetmeleri demokrasinin hangi maddesinde kendisine yer bulmaktadır. bizler demokrasinin tanımını "çoğunluğu elinde tutanın, azınlığa karşı dediğim dedik çaldığım düdük politikası gütmesi hadisesidir." derken bunu sadece ironi olsun diye söylemiştik. mot a mot kabul göreceğini nereden bilebilirdik. sen eğer aldığın oya, ve bu oyu verenlere sırtını dayayıp istediğin gibi at koşturmaya başlarsan, dayatmacı bir siyaset anlayışı güdersen, kendi isteklerini bir şekilde gerçekleştirir, gerçekleştiremediğin yerde de yine o yüzde 49 luk orantıya güvenip sineyimillet geyiği yapar, geri kalan kesimi yok sayarsan aha böyle partin kapatıldığı zaman "ama millet, ama demokrasi" diye ağlamanın komiklikten, iki yüzlülükten ve samimiyetsizlikten öte bir getirisi olmayacaktır. ha belki yine parti adına getirisi olacaktır, belki bi erken seçim olacaktır, belki başka bir isim altında tekrar iktidar olacaksın, belki yüzde 49 u yüzde 99 yapacaksın. ama bir türlü adam olamayacaksın. yine demokrasinin sadece kendin için değil, genel için gerekli olduğunu anlamayacaksın. evet.
boranepy
olması gerekendir, hiç açılmaması gereken partinin kapatılma davasıdır. tipitipten çıkanların başımıza açtıkları işlerin istenmeyen sonuçlarıdır bu dava...

ha bu arada derseniz ki halkımız bunu istiyordu normal bir cinsel ilişkidir bu, orada da halkımızın temyiz kudreti devreye girer... demokrasi şeriati de getiremez, anarşiyi de... demokrasinin sınırları kesin olmamakla beraber tabiki de bellidir.

kanun açık, iddianame sağlam, inşallah kapanır bu parti demenin türk ceza kanunundaki yargıya müdahale suçunu oluşturmayacağını umarak, ata’ma sonsuz sevgi ve saygılarımı iletirim.

"biz yaşıyoruz, biraz sessiziz ama korkma. kabuslar gördüğüne eminim, bize emanet ettin, güven... güvenin de bize güç verecek, genciz biz..."
igor
akp, anayasayi degistirerek, kapatma davasindan kurutulacak hatta anayasa degisikligini referanduma goturerek "akp kapatilsin mi kapatilmasin mi?" gibi bir kampanya araci yapacaktir ki bu da akp nin bu durumdan guclenerek cikacaginin sinyallerini vermektir. guzide savcimiz uzerine dusen vazifeyi yerine getirirken biraz ongorulerini ortaya koyabilseydi nasil ve ne sekilde bu davayi acacagini kestirebilirdi sistemi korurken sistemden olmak diye ben buna derim. demokrasi diye gotumuzu yirtiyoruz ama o demokrasiyle birileri sistemi degistiriyor ve bunu da sirf kendisine zarar geldi diye yapiyor. yazik.
idiamin
davanın ne derece mantıklı bi dava oldugunu tartısmayacagım. peki yerinde mi olmustur?
bence hayır.
akp’nin izlediği politikaların laikliği zedeleyebileceğini dusunmeyenlerdenim. bu yuzden bu davanın da bu yonuyle yanlıs oldugu kanaatindeyim.
akp’ye boyle bir dava acılmasıni ancak yargıtayın akıllı ol butonu olarak goruyorum. kesinlikle akp’nin akıllı olması gerekiyordu. ancak bu uyarı için biraz geç kalınıldığı dusuncesindeyim. bu noktadan sonra boyle bir uyarı ancak rte’nin restlerine meydan vermiştir. magduru oynamasına izin vermiştir. eger ki sen bu partinin 6 senelik iktidarında vatana ihanetten herhangi bir davaya basvurmamıssan, laikliğe aykırı fiillerin odağı olma gibi bir gerekce bahaneden ote gidemez.

diğer taraftan da kriz yonetimi hakkındaki tek bilgisinin bir yerlerde duymus olma ihtimali olan bir basbakanımız var. istikrar bozulacak diye ortalıgı velveleye verirken yaptıgı akılsızca cıkısların istikrarı sarsan en onemli etken oldugundan da habersiz. bu arada istikrar denen seyi de dogdugumdan beri merak ediyorum nasıl bir şeydir diye. herkes var dediğine ve benim hala goremediğime gore nasıl bir şey oldugunu bilmiyorum herhalde.

%47 değil %99 oy alsa da uyması gereken yasalar oldugunun farkında olmalı bir siyasetçi. hele bir de başbakansa.

yarın oynanacak fenerbahce-kasımpaşa maçında fenerbahçe bir gol atsa ve hakem ofsayt gerekcesiyle iptal etse golu aziz yıldırım "biz buyuk takımız bizim attıgımız golu kimse iptal edemez" diyebilir mi ki ?? kurallar cercevesinde kim iyi oynarsa o kazanır.
işte boyle sayın basbakan, biz buyuk partiyiz bizi kapatamazlar diye bir şey yok. kurallara sadık kalmayı deneseydin belki başka turlu olurdu, daha iyi olurdu. hakem atamaları da duzgun olurdu, şike de olmazdı...
greyfurt
kanımca; konu hakkında son günlerde yapılan en mantıklı açıklama hasan celal güzel tarafından yapılmıştır.

bir ibret belgesi olarak;

videoyu direk izleyebilmek için:http://tinyurl.com/2blnbr
video ve haber metnine erişmek için:http://tinyurl.com/ypd5kv
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol