yılmaz odabaşı

0 /
bok bocegi
"bugün iki kez yağdı yağmur
iki kez eskidim sanki

iki ömrü kolkola yaşadım
biri nergis bahçesi, diğeri mahşer yeri

hep iki şömine yandı yüreğimde
birinde ateşti diğerinde kül

ve iki kez aşık oldum
bundandır iki kez ölmüşlüğüm

sonra bir serüvende ikiye böldüm ömrümü
şimdi sömestrdeyim

ilk iki kitabımdan sonra sıtmaya tutuldu coşkum
daha depremlerdeyim

ve iki kere iki
kitabımda benim

ya çok eder
ya sıfır.."

gibi nice güzel şiiri bizlere kazandırmış büyük şair..
sumpago
pek çok tanınmış şiirin ve şarkı sözünün sahibi şairdir.siyasal suçtan dolayı zamanında yargılansa da edebiyat yaşamında pek çok güzel ürün vermiştir.bunlardan biri de kiralık keder isimli şiiridir.

dicle kadar kurudum
ne sustum ne konuştum
çöplükte bir gül gibi

böyledir savruluşlar

ben yaktım yangınımı
ben inledim, ben izledim
ölüm, seni gözledim

ömrümde çırpınışlar

şimdi kim anlar beni
soğuk hayat, soğuk duvar
sıcak birşey özledim

kalmadı başlangıçlar
kalmadı başlangıçlar...

yaslibirkisarehindussedegunler
web sitesinde yer alan otobiyografisinin sonunda şöyle yazar:

"not: bu otobiyografimi yazarken, baktım ki iyi-kötü "bir hayat hikayesi"yim; iyi bir hikaye olmak istediğimden ve bunun için özel bir çabam olduğundan değil, kırk yıl sonra dönüp geriye baktığımda ortaya iyi bir hikaye çıkardığımı düşündüğüm için.birtakım gayrımenkuller, tahviller, çekler-senetler vb. çıkarmak değil, asıl yük, kişinin kendisine sunulan hayattan iyi bir hikaye çıkarmasıdır.."
yaslibirkisarehindussedegunler
"insanlar büyüdükçe günler kısalırlar; günlerimiz gibi aşklarımız da yittikleri duraklarda kalırlar. sakla yamalarını kalbim.
kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.
yürü, arkana bakma ama umursa.
bazen anılara en çok yakışan elbise bir kaç damla gözyaşıdır, unutma..."
varsildakiyokluk
sinira vuruyorum, sinirsiz vuruyorum
i

öncesi diyarbekir o benim en esmer çocugum
üstümüzde agirbasli bir gökyüzü
ötesi siverek düzü, çermik daglari
kahverengi bir hüzündür mazidag
alnidir öpülesi alninda konaklar öksüzlügün


ii

kendi katline ilismis
vay benim sürgün ömrüm
sonrasi intihar kokan bir sevda

u ç u r u m l a r d a

(uçurumlar kendi diliyle anlatilir...)
*
düsecektim ya, sanki sen atildin birden boynuma
göge yaz: uçurumlar da aldatilir
kaniyorsa kan revan, ömrün...
uçurumlarda yasli ülkeler aglatilir


iii

bir güldür benim ülkem
uslanmaz
ve sularin kendi gövdesini
yollarini süngülerin
rahmetini buzullarin kestigi


iv

daha
sinira vuruyorum / sinirsiz vuruyorum
ey ülke rahmine al ve yeniden dogur beni
ben de o sarkinin girisindeki
sözlere vuruyorum / apansiz vuruyorum
...

bu yüzden, sesim,
simdi yakilmis defterlerdeki...


v

tartilsam agirligimca hüzün gelirdim
artarken gecede siren sesleri

ben de cinayetlere sinamistim gövdemi
soyunmustum bütün mavi gömleklerimi
kapimda kul
ve yaftali cinayet bekçileri

sesim
bu yüzden
o eski ölümlerde kan lekeleri

sesim
agirligimca zincirlerdeki...


vi

(bakarken bir gülüs uzatti yurduna
paramparçaydi...
parçalarini kursunlar kovaliyordu!)

bu yüzden
daha
ölüme vuruyorum / ölerek vuruyorum

sesim
firtina sonrasi karaya vuran cesetlerdeki

sesim
o kanli gömleklerdeki

bundandir faili meçhul bir cinayetim

/b u l u n b e n i m k a t i l i m i ! . . /


sumpago
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın...

yaşam bir ıstaka
gelir vurur ömrünün coşkusuna
hani tutulur dilin
konuşamazsın!

tırmandıkça yücelir dağlar
sen mağlupsun sen ıssız
ve kalbinde kuşların gömütlüğü
tutunamazsın...

eloğlu sevdalardan dem tutar
aşk büyütür yıldızlardan
yasak senin düşlerin
dokunamazsın...

birini sevmişsindir geçen yıllarda
açık bir yara gibidir hâlâ
hâlâ ne çok özlersin onu
ağlayamazsın...

yolunda köprüler çürür
sesin, sessizlik sanki bir uğultuda
savurur hayat kül eyler seni
doğrulamazsın!

yapayalnız bir ünlemsin
dünyayı ıslatan şu yağmurlarda
herşey çeker ve iter
anlatamazsın...

yaşam bir ıstaka
gelir vurur işte ömrünün coşkusuna
sesinde çığlıklar boğulur ama
bağıramazsın...

sonra vakt erişir, toprak gülümser sana
upuzun bir ömrün ortasında
ne hayata ne ölüme
yakışamazsın!

yazdırmalısın mezar taşına:
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında hiç olmadım ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın...
(bkz: ey hayat)
tasar
1961’de diyarbakır’da doğdu. diyarbakır lisesi’nden mezun oldu. siyasal nedenlerle bir çok kez yargılandı ve tutuklandı. tabela ressamlığı, katiplik, tıbbi mümessillik, kitapçılık, gazetecilik yaptı. diyarbakır’dan zorunlu göç etmek zorunda bırakıldı, ankara’ya yerleşti. çeşitli dergilerde şiirleri ve şiir konulu yazıları yayınlandı. kitapları: yurtsuz şiirler (1987) reşo, talan iklimi (1987) aynı göğün ezgisi (1988) feride (1990) her ömür kendi gençliğinden vurulur (1992) günlerin çarmıhında (1994) cehennem bileti (1995), ey hayat (200) aşk bize küstü (1997) buğulu atlas (2002) kuşlar uzaktı sonra (öykü 2001), şarkısı beyaz (roman 2005) aşk şiirleri antolojisi (2001) 1975-2000 son çeyrek yüzyıl şiir antolojisi (2001) bir kürdün eylül defteri (anı-1991), çocuk hikayeleri seti, bütün kanamalar umuttan (günlük-2001),
paralaks
’biz ölsek en fazla kahvede çaylar soğur’ diyerek beni gecenin bir vakti derin düşüncelere iten,her an hazırlıksız yakalanabileceğiniz şair.
hayaletkisafilm
80 sonrası türkiye şiirin her boyutta en iyi şairi. düzyazı kitaplarını okuduktan sonra şiirlerine yeni bir pencereden bakabilirsiniz. bunların içinde eylül defterleri, güneydoğu’da gazeteci olmak, bütün kanamlar umuttan, kuşlar uzaktı sonra ve şarkısı beyaz adlı kitaplar bazıları...
bok bocegi
"yalnızlığımda seni büyüttükçe kalabalıklaşacağım, sen kendi kalabalığında hep yalnız kalacaksın.." gibi bir sözün de sahibidir kendileri..
goetica
kendini bıçak gibi ı$ıyan yeni güne bağı$la
yürü,arkana bakma,ama umursa..
bazen anılara en çok yakı$an elbise
birkaç damla gözya$ıdır unutma...
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol