yirtik rahibe

besinci element

sozlukte kendi ismi ile entry giren bir kiza erkek arkadasi bunun icin bozuk atar. aramizda belli bir literatur sorunu vardir, tam bir lost in translation hadisesi yasanmaktadir.
yani sira bakis acilarimizdan kaynaklanan deger catismalarimiz da vardir ve herkesten ayri yerlere koydugum adamlar bu konuda tepki gostermenin normal oldugunu savunmaktadir hatta bazi kiz arkadaslarim bile.
sozlukte iliskisini desifre etmeden ya da vucut olculerini belirtmeden kendi isminle efendi gibi entry giriliyorsa bunda sakinca gorulecek bir durum yoktur. abartacak bir durum da yoktur.
ayrica sacmasapan fikirleri savunmak, sahsima gore sozlugun ortasinda soyunmaktan daha fecidir. nick degistirmekten bu nedenle vazgecilmistir.
sahiplenme seklimiz ve sahiplendigimiz degerler nedeni ile erkekler ve kadinlar arasinda bu tarz surtusmeler yasanmaktadir. durdugu yeri bilen butun kizlar, bu konunun bir bardak cay ile cozulmeyecegini de bilir...

bu yol nereye gider?
.....
yol bir yere gitmez,
o bir durma bicimidir.
yol yoluyla gidilebilir yare
yoldan cikabilir apansiz
ve omur bitebilir yoldan once
ama yol bir yere gitmez
o bir durma bicimidir.
yasamak, hizli bir olme bicimidir.
dusunce isiktan yavassa, erken gidilmelidir
...
yol bir yere gitmez
o bir durma bicimidir
her garantiyi istersin hayattan
oysa olumle yasam arasi
uzun malum ince bir yol
bir yere gitmez
o bir olme bicimidir
(bkz: yilmaz erdogan )(anladim)

bilgi sozlugun mottosu daha mantiklidir. sasirmak bu devirde basaridir zira. cunku 21. yuzyil gencligi inancini yitirmistir, sebep kendisi degildir.dolayisiyla cok istemesi gereken, cok inandigi degerler sinirlidir, cok az hakki vardir.o nedenle bu 21.yy sacmaligi olan sozden once, basarinin tanimini tartismak gerekmektedir...

saglik ve yas itibari ile performansi dusmus olsa da, uzagi goren, diplomasi estetiginin farkinda bir politikaci. evrensel dusunebilen, beyefendi bir politikaci. tartismalardan siyrilip bakildiginda gercekten turk dis politikasina buyuk ivme kazandirmis, tavizsizligin inceliklerini de iyi hesaplayan bir insan. ki hangi ulkenin vardi siir yazan basbakani..

fragile..sting in muhtesem sarkisidir ayni zamanda

bahcevan geldi diye, zeki muren in oynadigi bir filmde soyledigi sarki da vardir.

omur tuketen nesnedir.

onceleri anlasilmaz gelse de, cagrisimlarla kurdugu dili anladikca siirlerinin kiymeti anlasilan sair.destina cok bilinen, (yeni turku nun soyledigi bir sarki dersek daha kolay bilinir)bir siiridir.

-----------
sana hicbir sey dokunmaz biliyorum
arkani doner hemen uyursun
sirtinda cift bicakli bir sevinc
belkibalrengisin kusursuzsun
onun icin diyorum
karistirma artik daha fazla bu otlari
------ (bkz: lale muldur)

bakimsiz gunlerdi.
ben bir yasadim gozler gormez oldular.
ben galiba sonra hic yasamadim. bakimsiz gunlerdi.
bir med-cezir uyandirirdi bizi ve aklimizda cezayir.
birileri yok etti nerede simdi o sihir?
bakimsiz gunlerdi.
ben cok hercai yasadim kim bu dediler.
butun bunlara ne gerek vardi aslinda?
dogru sozcugu bulup bulmadigimiza kim aldiriyor?
bir med-cezir uyandirirdi bizi ve aklimizda cezayir.
birileri yok etti nerede simdi o sihir?
(bkz: lale muldur)

col hatti

birisi gelse,
birisi gelse,
beni oldugum gibi sevse.

evet, ben colde her seyi uc defa tekrar edenim.
unutabilirdim.
unutma imkanim olurdu.
unutabilirdim, unutma imkanim olurdu,
tekrar sevebilseydim.

ben dualarini bilmiyorum.
"ne biliyorsan yaz!" dedigini duydum,
ne biliyorsam iste yaziyorum.

yazdiklarimi saklayacak seyler saklayan o bedevi:

sevgilim gel bul colde beni,
sevgilim gel bul colde beni,
ben seni bulamiyorum,
ben seni bulamiyorum,
bulamiyorum colde seni.

birisi oldugum gibi sevsin beni.
(bkz: lale muldur)

lale muldur

lale muldur 1956’da aydin’da dogdu. liseyi robert kolej’de bitirdi. siir bursu alarak floransa’ya gitti. turkiye’ye geri donerek birer yil odtu elektronik ve ekonomi bolumlerine devam etti. 1977’de ingiltere’ye giderek manchester universitesi ekonomi bolumu’nden lisansini; essex universitesi edebiyat sosyolojisi bolumu’nden master derecesini aldi. 1983-1987 yillari arasinda bruksel’de yasadi.

ilk siirleri 1980’de yazi ve yeni insan dergilerinde cikti. gosteri, defter, siir ati, olusum, mor kopuk, yonelisler, sombahar dergilerinde bircok siir ve yazisi yayimlandi; siirlerinden bazilari bestelendi ve filmlerde kullanildi.

susam sokagi, atli karinca yi hatirlamak, simdiki cocuklara anlatamamak..
bizim cocuklugumuzda ozal basbakandi, tozu dumana katmis,memleketi filistin pazar yerine cevirmisti demek. bir de cokomel,eti puf,eti cin cin ile oyuncak halhallar, rengarenk felicita terlikler..kole isaura,kucuk ev,gencler dizileri.
aksam en gec 22.00 de yataga gitmek. dalin sampuan,atari salonlari. migros yoktu, bakkal sami amca vardi.karadenizliydi.oyle iste,zordu,guzeldi.

filmi seyrederken ses kalitesindeki sorunlardan dolayi sinirlerim bozulmustu, cunku diyaloglari duyamiyorduk. bir de onumdeki adam duyamadigi diyaloglar uzerine agliyordu. ustune ustluk yanimiza oturan teyze "elizabeth degil mi? yanlis mi geldim aa" demisti ki, film baslayali 20 dakika olmus yeni anlamis, ben o filmde sinirden cok gulmustum..

enerji rengidir.

siirsever kisi.

(bkz: turgut uyar)

bingol da, tarlada buldugu bombayi kilo-olcu olarak pazardaki tezgahinda kullanan adam. patates tartarken, bomba yere dusmus, pimi cikmis ve 8 kisi yaralanmis.
(bkz: memleketimden insan manzaralari)

olumsuzluk rengi.