inanılmaz güzel bir sesi olan azeri yorumcu.
bir "azerin" yorumu:
http://tinyurl.com/74tswgk
http://tinyurl.com/74tswgk
yılbaşına özel video izlenen kısmın sağ alt tarafına bir kar tanesi koymuşlar. ona tıklayınca kar yağmaya başlıyor. google’ınki daha güzel ama.
(bkz: let it snow)
edit: imleçle kar tanelerini kovalayabiliyorsunuz. bir de kar yağdıkça ekranın altında birikiyor.
(bkz: let it snow)
edit: imleçle kar tanelerini kovalayabiliyorsunuz. bir de kar yağdıkça ekranın altında birikiyor.
google a yazıp aratınca kar yağmaya başlıyor, arkasından ekran buğulanıyor ve istediğinizi yazabiliyorsunuz.
seni bazen çok seviyorum google..
yazdıktan bir süre sonra yazılar da tekrar buğulanmaya başlasa daha güzel olurmuş ama. yapmadan önce bana sorsalarmış keşke..
seni bazen çok seviyorum google..
yazdıktan bir süre sonra yazılar da tekrar buğulanmaya başlasa daha güzel olurmuş ama. yapmadan önce bana sorsalarmış keşke..
(bkz: let it snow)
1. dünya savaşı zamanında azerbaycanın türkiye için söylediği türkü. doğru ismi "çırpınırdın karadeniz"dir. şair karadenizin türk bayrağının dalgalanışını taklit ettiğini anlatır..
en güzel yorumu azerine aittir. son kısmı azerin tarafından azerbaycan bayrağını karabağa asacağız şeklinde söylenir:
http://tinyurl.com/3x3r76
en güzel yorumu azerine aittir. son kısmı azerin tarafından azerbaycan bayrağını karabağa asacağız şeklinde söylenir:
http://tinyurl.com/3x3r76
#1037126 numaralı entryde geri çekilen büyükelçilerin ne ara geri gönderildiğini çok merak ettiğimi söylemiştim. yılmaz özdil 23/12/2011 tarihli yazısında açıklamış:
1972...
fransa’da ilk soykırım anıtı dikildi. paris büyükelçimiz hasan esat işık, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra bakıldı ki, fransa jömanfu diyor, eyfel’den aşşa kasımpaşa bi nevi... türkiye çark etti, bizim dışişleri bakanı, fransa dışişleri bakanı’nı aradı, büyükelçi göndermek istiyoruz dedi, fransa dışişleri bakanı “keyfiniz bilir, nasıl isterseniz” dedi. bizim dışişleri bakanı’nın keyfi yerine geldi, anıt meselesini açtı, “vatandaşlarımızı rahatsız ediyor, önüne bi ağaç dikelim de görülmesin, ne dersiniz” dedi. fransız dışişleri bakanı ne cevap verdi biliyor musunuz? “o işe ben bakmıyorum, bizim orman bakanı’yla görüşün” dedi!
*
2001...
fransa, soykırımı tanıdı. paris büyükelçimiz sönmez köksal, ilk thy uçağıyla geri çekildi, “adiyö” filan denildi, “elveda” yani... sonra bakıldı ki, adamlar bizi sallamadığı gibi, arkamızdan el bile sallamıyor, anında u dönüşü yapıldı, büyükelçimiz tıpış tıpış geri gönderildi.
*
2006...
fransa, soykırım yok diyeni hapse tıkan yasayı geçirmeye çalıştı. paris büyükelçimiz osman korutürk, ilk thy uçağıyla geri çekildi. yumurta kapıya gelene kadar
kılını kıpırdatmayan türkiye, baktı ki, yumurta rafa kaldırıldı... büyükelçimiz rafadan olarak geri gönderildi.
*
2006...
kanada, soykırımı tanımakla kalmadı, devlet okullarında müfredata koydu. ottawa büyükelçimiz aydemir erman, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra
bakıldı ki, koyduklarını çıkarmıyorlar, bari biz çıkardığımızı koyalım denildi, büyükelçimiz geri gönderildi.
*
2007...
abd temsilciler meclisi, soykırımı tanıdı. washington büyükelçimiz nabi şensoy, ilk thy uçağıyla geri çekildi.
ankara’da yakıt ikmali yapıldı.
ilk thy uçağıyla geri gönderildi.
*
(ilk tanıyan ülke, teee uruguay...
angusları teee oradan alıyoruz.)
*
(arjantin, iki-üç değil, yedi defa tanıdı... bizi “insan kasabı” ilan eden arjantin’in devlet başkanı, geçenlerde türkiye’ye geldi, çankaya’da onur konuğu olarak ağırlandı, dışişleri bakanım az önce
imzayı attı, türkiye’ye 80 milyon dolarlık “sığır” göndereceğiz dedi.)
*
2009...
kanada’da soykırımı anma gecesi yapıldı, kanada hükümeti resmen katıldı. ottawa büyükelçimiz rafet akgünay, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra bakıldı ki, en azından daha bi sene anma gecesi yok, öbür seneye kadar zaten bizim ahali çoktan unutur, büyükelçimiz geri gönderildi.
*
2010...
isveç, soykırımı tanıdı. stockholm büyükelçimiz zergun korutürk, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra düşünüldü ki... kardeşim biz daha önce soyadı korutürk olan öbür büyükelçiyi geri çekip, gerisingeri göndermedik mi? gönderdik... e madem öyle, bu korutürk’ü niye göndermeyelim ki? ha yaşa be denildi... bu büyükelçi korutürk de gerisingeri gönderildi.
*
2010...
abd temsilciler meclisi, soykırımı bi daha tanıdı. washington büyükelçimiz namık tan, ilk thy uçağıyla geri çekildi.
ankara’da yakıt ikmali yapıldı.
ilk thy uçağıyla geri gönderildi.
*
2011...
fransa, soykırımı tanımakla kalmadı, soykırım yok diyeni hapse tıkan yasayı kabul etti. paris büyükelçimiz tahsin burcuoğlu, tahminim ilk thy uçağıyla...
1972...
fransa’da ilk soykırım anıtı dikildi. paris büyükelçimiz hasan esat işık, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra bakıldı ki, fransa jömanfu diyor, eyfel’den aşşa kasımpaşa bi nevi... türkiye çark etti, bizim dışişleri bakanı, fransa dışişleri bakanı’nı aradı, büyükelçi göndermek istiyoruz dedi, fransa dışişleri bakanı “keyfiniz bilir, nasıl isterseniz” dedi. bizim dışişleri bakanı’nın keyfi yerine geldi, anıt meselesini açtı, “vatandaşlarımızı rahatsız ediyor, önüne bi ağaç dikelim de görülmesin, ne dersiniz” dedi. fransız dışişleri bakanı ne cevap verdi biliyor musunuz? “o işe ben bakmıyorum, bizim orman bakanı’yla görüşün” dedi!
*
2001...
fransa, soykırımı tanıdı. paris büyükelçimiz sönmez köksal, ilk thy uçağıyla geri çekildi, “adiyö” filan denildi, “elveda” yani... sonra bakıldı ki, adamlar bizi sallamadığı gibi, arkamızdan el bile sallamıyor, anında u dönüşü yapıldı, büyükelçimiz tıpış tıpış geri gönderildi.
*
2006...
fransa, soykırım yok diyeni hapse tıkan yasayı geçirmeye çalıştı. paris büyükelçimiz osman korutürk, ilk thy uçağıyla geri çekildi. yumurta kapıya gelene kadar
kılını kıpırdatmayan türkiye, baktı ki, yumurta rafa kaldırıldı... büyükelçimiz rafadan olarak geri gönderildi.
*
2006...
kanada, soykırımı tanımakla kalmadı, devlet okullarında müfredata koydu. ottawa büyükelçimiz aydemir erman, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra
bakıldı ki, koyduklarını çıkarmıyorlar, bari biz çıkardığımızı koyalım denildi, büyükelçimiz geri gönderildi.
*
2007...
abd temsilciler meclisi, soykırımı tanıdı. washington büyükelçimiz nabi şensoy, ilk thy uçağıyla geri çekildi.
ankara’da yakıt ikmali yapıldı.
ilk thy uçağıyla geri gönderildi.
*
(ilk tanıyan ülke, teee uruguay...
angusları teee oradan alıyoruz.)
*
(arjantin, iki-üç değil, yedi defa tanıdı... bizi “insan kasabı” ilan eden arjantin’in devlet başkanı, geçenlerde türkiye’ye geldi, çankaya’da onur konuğu olarak ağırlandı, dışişleri bakanım az önce
imzayı attı, türkiye’ye 80 milyon dolarlık “sığır” göndereceğiz dedi.)
*
2009...
kanada’da soykırımı anma gecesi yapıldı, kanada hükümeti resmen katıldı. ottawa büyükelçimiz rafet akgünay, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra bakıldı ki, en azından daha bi sene anma gecesi yok, öbür seneye kadar zaten bizim ahali çoktan unutur, büyükelçimiz geri gönderildi.
*
2010...
isveç, soykırımı tanıdı. stockholm büyükelçimiz zergun korutürk, ilk thy uçağıyla geri çekildi. sonra düşünüldü ki... kardeşim biz daha önce soyadı korutürk olan öbür büyükelçiyi geri çekip, gerisingeri göndermedik mi? gönderdik... e madem öyle, bu korutürk’ü niye göndermeyelim ki? ha yaşa be denildi... bu büyükelçi korutürk de gerisingeri gönderildi.
*
2010...
abd temsilciler meclisi, soykırımı bi daha tanıdı. washington büyükelçimiz namık tan, ilk thy uçağıyla geri çekildi.
ankara’da yakıt ikmali yapıldı.
ilk thy uçağıyla geri gönderildi.
*
2011...
fransa, soykırımı tanımakla kalmadı, soykırım yok diyeni hapse tıkan yasayı kabul etti. paris büyükelçimiz tahsin burcuoğlu, tahminim ilk thy uçağıyla...
bugün belgesel seyrederken yarasaların neden ters durduklarını merak edip internette yaptığım araştırmanın sonucu şu şekildedir:
"dinlenirken başaşağı sarkarlar. bunu ayaklarında bulunan çengel biçimli tırnaklar sayesinde yaparlar. tavanda uygun bir yere bu çengeli takarak kendileri için en uygun pozisyonda uyurlar.
yarasalar kuşlar gibi zıplayarak ya da kendilerini havaya atarak uçamazlar. kanatları durdukları yerden kalkmaları için yeterli değildir. arka bacakları da çok küçük olduğundan uçmaya yetecek kadar hızlı koşamazlar. dolayısıyla yarasalar için başaşağı durma uçmaya başlamak için en uygun durumdur. bunun yanında bazı türler ön ve arka üyelerindeki tırnaklarla sürünerek yüksekçe bir yere gelip kendilerini aşağı bırakarak uçarlar.
yarasalar uyumak için bulabildikleri en yüksek yerde başaşağı durararak uyurlar. bu tehlikeden korunmalarını ve hızlı kaçmalarını sağlar. ayrıca tünemek için seçtikleri yerlere başka hayvanların gelmesi de zordur. zaten hiçbir hayvan uzun süre yarasalar gibi ters duramaz."
benim gibi gereksiz şeyleri merak eden arkadaşlara yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. hayatta çözemediğim bir tek bu kalmıştı zaten.. tamam oldum şimdi..
"dinlenirken başaşağı sarkarlar. bunu ayaklarında bulunan çengel biçimli tırnaklar sayesinde yaparlar. tavanda uygun bir yere bu çengeli takarak kendileri için en uygun pozisyonda uyurlar.
yarasalar kuşlar gibi zıplayarak ya da kendilerini havaya atarak uçamazlar. kanatları durdukları yerden kalkmaları için yeterli değildir. arka bacakları da çok küçük olduğundan uçmaya yetecek kadar hızlı koşamazlar. dolayısıyla yarasalar için başaşağı durma uçmaya başlamak için en uygun durumdur. bunun yanında bazı türler ön ve arka üyelerindeki tırnaklarla sürünerek yüksekçe bir yere gelip kendilerini aşağı bırakarak uçarlar.
yarasalar uyumak için bulabildikleri en yüksek yerde başaşağı durararak uyurlar. bu tehlikeden korunmalarını ve hızlı kaçmalarını sağlar. ayrıca tünemek için seçtikleri yerlere başka hayvanların gelmesi de zordur. zaten hiçbir hayvan uzun süre yarasalar gibi ters duramaz."
benim gibi gereksiz şeyleri merak eden arkadaşlara yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. hayatta çözemediğim bir tek bu kalmıştı zaten.. tamam oldum şimdi..
"mesafeler diyorum; olmamalılar.." diyen insan.
"bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın. önce içine atarsın, sonra da susarsın. " diyen yazar.
"yalnız kalmış bir kadının bu durumu çaktırmamaya çalışması kadar hüzün verici bir şey olamaz..."
fransa hakkında şöyle bir tespiti vardır: fransanin yazı da, kışı da yoktur. ahlakı da yoktur. bunların dışında şahane ülkedir. ve genelde fahişeler tarafından yönetilir.
mark twain ülke hakkında şöyle demiştir: "fransanin yazı da, kışı da yoktur. ahlakı da yoktur. bunların dışında şahane ülkedir. ve genelde fahişeler tarafından yönetilir."
allah günah yazmasın, fotoğrafını görünce aklım çıktı lan! sanki marilyn manson ölmüş, sonra hayalet olarak geri dönmüş falan gibi daha fazla yazamayacağım..
edit: epikuros benden önce bu tespiti yapmış. aklın yolu bir: #1037076
edit: epikuros benden önce bu tespiti yapmış. aklın yolu bir: #1037076
bir ülkeyle ilişkiler kötüye gittiği zaman ya da bir ülke bir bok yediği zaman geri çekilen temsilci. geri çekilmeleri hep çok büyük olay olur ancak, tekrar göreve başlamaları haber değeri taşımaz, daha doğrusu ben hiç haber yapıldığını görmedim. ne zaman, nasıl ve niye geri dönüyor lan bu adamlar? ne olunca geri dönüyorlar?
şimdi mesela fransa meclisi ermeni yasasını kabul etti. yarın fransa büyükelçimiz ülkemize çekiliyormuş. sonra mesela bir kaç sene sonra bir şey daha olacak fransayla yine geri gelecek türkiyeye bizim büyükelçi. ben yine oturup ne zaman fransaya dönmüş ki lan bu adam diye düşüneceğim. dardayım ulan..
şimdi mesela fransa meclisi ermeni yasasını kabul etti. yarın fransa büyükelçimiz ülkemize çekiliyormuş. sonra mesela bir kaç sene sonra bir şey daha olacak fransayla yine geri gelecek türkiyeye bizim büyükelçi. ben yine oturup ne zaman fransaya dönmüş ki lan bu adam diye düşüneceğim. dardayım ulan..
boşversene sen niye beklemelide şöyle der: "ve bu yorgun, bu üzünçlü yüreği benim değilmiş gibi, kimse görmeden şöyle bir yol kenarına bıraksam..."
"sorunlarınızdan şikayet etmeyin. insanların %80i ilgilenmez, geri kalan %20si bunları hak ettiğinizi düşünür." diyen yazar.
kadının gün ışığında sevişmesi neticesinde dünyaya getirdiği çocuğa verilen isim. karadeniz bölgesinde daha sık kullanılır.
yaramaz, arsız, yerinde duramayan, sinir bozucu çocuklara da "gündüzleme misin lan sen?" denilir. buradan gündüz yapılan çocuğun hayır getirmeyeceğini anlamış bulunuyoruz, karadenizliler asla yalan söylemez..
yaramaz, arsız, yerinde duramayan, sinir bozucu çocuklara da "gündüzleme misin lan sen?" denilir. buradan gündüz yapılan çocuğun hayır getirmeyeceğini anlamış bulunuyoruz, karadenizliler asla yalan söylemez..
verdiği muhteşem oyu adeti: 999
1000. muhteşem oyu bana gitsin istedim, seks içerikli başlıklardan birine, daha doğrusu seksin bir diğer adı olan yahut olmayan "sevişmek" başlığına gereken entryi yazdım. allah kabul etsin..
#1036957
1000. muhteşem oyu bana gitsin istedim, seks içerikli başlıklardan birine, daha doğrusu seksin bir diğer adı olan yahut olmayan "sevişmek" başlığına gereken entryi yazdım. allah kabul etsin..
#1036957
güneş doğduktan sonra yapılanı pek makbul olmasa gerek zira pierre louys şöyle çemkirir ışığa:
"sen misin ey hain ışık!..
dünyayı ne kadar çabuk aydınlattın!..
söyle, seni ve anını unutuncaya kadar sevişebilmek için hangi karanlık mağaraya, hangi yeraltı çayırına gidelim söyle!.."
huysuz, dengesiz çocuklara "gündüzleme" demelerinin de bir nedeni vardır elbet.. risk almayın gece sevişin, derim ben.
"sen misin ey hain ışık!..
dünyayı ne kadar çabuk aydınlattın!..
söyle, seni ve anını unutuncaya kadar sevişebilmek için hangi karanlık mağaraya, hangi yeraltı çayırına gidelim söyle!.."
huysuz, dengesiz çocuklara "gündüzleme" demelerinin de bir nedeni vardır elbet.. risk almayın gece sevişin, derim ben.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?