"yakışmıyor cepheyi terk edişin, mert dayanır namert kaçar sevdiğim..." diyen şair.
"tık… kapandı telefon. bu da aynı diye geçirdim içimden. bir gün dediklerimi değil, demek istediklerimi anlayacak bir erkek çıkmayacak mı karşıma! hava kötü dediğimde sadece havadan söz etmediğimi anlamak bu kadar zor mu? ille de, ben bu hayattan bıktım, türünde sözler mi etmeliyim? işim çok dediğimde, bana sahip çıkacak bir erkeğe ihtiyaç duyduğumu anlayacak biri…
yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır!"
(bkz: serenad)
yanımda olmanı istiyorum diyemediğim için bu yağmur içimi ıslatıyor dediğimi nasıl anlamaz? düpedüz, sarıl bana dedikten sonra sarılmanın ne anlamı kalır!"
(bkz: serenad)
her yeri kartpostala çeviren güzellik. neyin fotoğrafını çekeceğini şaşırıyor insan. çok uzun zamandır kartopu oynamayan beni -beni beni bihterini- saçmasapan sesler çıkararak koşan bir deliye çevirmiştir.
"bir elim sağ cebimde, bir elim sol cebimde. bu hüznü siz de bilirsiniz..."
"bir elim sağ cebimde, bir elim sol cebimde. bu hüznü siz de bilirsiniz..."
bir "melih cevdet anday" eseri.
"sevdalanmaya gidiyormuşum meğer..."
"sevdalanmaya gidiyormuşum meğer..."
bir kadın adı.
(bkz: raziye)
"gidenlerden; aşkınızı, kalbinizi, beyninizi,mektuplarınızı vs. değil, sadece uykularınızı geri isteyin. en çok ona ihtiyaç oluyor."
"biri çıksa hani.. ve her şey birgün çok güzel olacak dese.. ne olur sanki?"
"saat farkı var en yakınımızdakiyle bile aramızda, demek ki o kadar da sebepsiz üşümüyormuşuz.." diyen yazar.
"çok uzaklarda, şu anda neler yaptığını, beni nasıl bir fotoğrafla hatırladığını artık bilmediğim bir sevgilim var." diyen adam.
yaşamakta şöyle der: geçirdiğimiz zamanlar bir elbise gibi sırtımızda duruyor..
"gidişini öperek uyandırdım bu sabah ayrılığı.
fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
manzaraysa ayrılığa sıfır!
işte herşey hazır...
acılarımla iki lafın belini kırdık.
yokluğunda bir kuş sütü eksik.
yalnızlığım ve ben..
seni çok bekledik..."
fırından yeni çıkan bekleyişler satın aldım.
kırmızı mavi ekoseli yalnızlığımı serdim masaya.
manzaraysa ayrılığa sıfır!
işte herşey hazır...
acılarımla iki lafın belini kırdık.
yokluğunda bir kuş sütü eksik.
yalnızlığım ve ben..
seni çok bekledik..."
"modern hayat;
otomatik,
mekanik,
tekdüze,
tek sesli,
naylon,
kokusuz,
steril,
tek frekanslı aşkları dayatıyor hepimize.
oysa aşk, masa üstündeki kurmalı saattir.
gözlerine bakmayı,
ellerine dokunmayı gerektirir."
otomatik,
mekanik,
tekdüze,
tek sesli,
naylon,
kokusuz,
steril,
tek frekanslı aşkları dayatıyor hepimize.
oysa aşk, masa üstündeki kurmalı saattir.
gözlerine bakmayı,
ellerine dokunmayı gerektirir."
"ikiye bölünmüş bir bütün gibi yaşadım
bir yanım öbür yanıma düşman
sağımda kızgın kumlar gezdirdim
solum üşüyor eski bir anıdan.."
bir yanım öbür yanıma düşman
sağımda kızgın kumlar gezdirdim
solum üşüyor eski bir anıdan.."
"seni sevmeyen birini sarhoşken arayamazsın. seni sevmeyen birini gece yarısından sonra arayamazsın. seni sevmeyen birini öğleden sonra bile arayamazsın. belki akşamüstü mesaj çekersin.."
"sonra zaman geçti. zaman hiçbir şeyi düzeltmez. daha beter de etmez. zamandan bağımsız şeyler bunlar. karanlıkta uzanıp bir sigara daha yakmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. babam öldüğü için değil. âşık olduğum için değil. 21 yaşında olduğum için değil. öyle olması gerektiği için." diyen adam.
"mutsuz insanları kandırmak zordur çünkü. hayata her zaman kuşkulu gözlerle bakan, mutsuz insanları kandırmak, herkes bilir bunu, çok ayıptır çünkü."
"her sabah uyanmak zorunda olmasam, çoktan unuturdum seni..." diyen adam.
"elbette rüyayı hatırlayamadım. sadece rüyanın duygusu. ne tuhaf değil mi; uyanış bir unutuşla mümkün oluyor bazen. çoğu zaman yeni bir güne uyanabilmek için bazı şeyleri unutmamız gerekiyor..." diyen adam.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?