confessions

wish you were beer

- Yazar -

  1. toplam entry 564
  2. takipçi 1
  3. puan 52614

tuz golu

wish you were beer
bir uydusu varmış bu gölün, batısında: kulu gölü.
yıllar önce tertemizmiş, flamingoların uğrak noktasıymış.
şimdi kimyasal kirlilik hastası. artık flamingolar da yok.
peki ya hayatında hayvanat bahçesi haricinde flamingo gören var mı?

edit: berbat oy veren arkadaş sanırım flamingolarla yaşıyor.

artvin

wish you were beer
sarp dağlar, yeşil okyanus, derin vadilere doluşan sis ve hayal kervanları gibi doruklara tırmanan köyler...
çılgın çoruh un dağlara boyun eğdirdiği bir yamaçta salınan bir kent...
öyle bir kent ki, fırtınayla dalgalanmış karadeniz i andırır...
geçit vermez dağları, sarp coğrafyasıyla değil sadece; insanının çalışmasında, yürüyüşünde, şakasında, gülüşünde, horonunda o fırtınanın devinimi yansır.
artvin dir burası; yeşilin renkleriyle afallatır insanı, her an bulutlarla oynaşır.

yazı: tevfik taş
(bkz: atlas dergisi)

atlas

wish you were beer
ay itibariyle 15. yılını kutlayan aylık coğrafya ve keşif dergisi. kalitesiyle ve seviyeli duruşuyla, aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleriyle gönlümüzde taht kurmayı başarmıştır. tebrik eder başarılarının devamını dileriz.

pelagehatun

wish you were beer
çapkınlık konusunda beni bile geçmiş terbiyesiz insan. yaf dur bi soluklan ciğerim demek istiyorum kendisine buradan. hayır çapkınlık falan da nereye kadar yani? çapkın kız çalarken sahnenin ortasında göbek atıp kendini işaret ederek ifşa etmek falan, bunlar boş işler anacım. düğünü vardı gitti memleketlere acilen evlenmesi lazım gerekti diyerek sevinmiştik oysa ki, gene başımıza kaldı.

capt it all

wish you were beer
sevmemenin bok atmayı gerektirmediğini burdan kendisine belirtmek istediğim bilgiçtir. özellikle bir şehre kültürsüz diyerek, onun içinde barındırdığı insanları da bu şekilde itham ettiğini düşünüp burdan kendisine üzüntülerimi bildirmek istediğimdir. bir şehri şehir yapan insanlarıdır.

bir statu göstergesi olarak ankara ya bok atmak

wish you were beer
şimdi bu tarz arkadaşlar kendilerini istanbul ya da izmir e öylesine adamışlardır ki, yaşamak durumunda kaldıkları başka şehirlerde yaşadıkları her güne lanet etmekle kalmaz, sevenleri de anlamamak için özel çaba harcarlar. aaa nasıl olur da denizi olmayan, böyle sıkıcı bir şehiri seversin diyerek karşılarındakilere burun kıvırırken, bir şehri sevmenin kendi tekellerinde olmadığını da unuturlar. aaa ben denizsiz, boğazsız asla yaşayamam derken, siz sanırsınız ki bu arkadaşlar yalı da doğup büyümüş, e normal alışmışlar kokusuna, yapamazlar tabi... ama gel gör ki aslında boğaz dedikleri şey, taburenin üstüne çıkmakla mütevellit tuvalet penceresinden görebildikleri su birikintisinden ibarettir . bir de bu arkadaşları kendi şehirlerinde görmek gibisi vardır ki, tavsiye edilesidir. trafiğinden, insanlarından, kirliliğinden dem vurmaya başladıkları an aynayı yüzlerine çevirmek, hatta kafalarında kırmak istersiniz.

şehirleri oldukları halleriyle sevmek güzeldir oysa ki, istanbul u boğazıyla, tarihiyle, mimarisiyle; ege yi samimi insanlarıyla, sakinliğiyle; doğu yu hırçınlığıyla, kasvetiyle; karadeniz i her şeyiyle; ankara yı da bir cumhuriyet yaratmışlığı ve 80 yıllık tarihiyle sanatıyla, saygısı ve kültürüyle...
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol