wish you were beer

bir cumhuriyet balosunda şu şekilde vuku bulmuş olay

bir öğrenci: efendim yabancı basında sizin diktatör olduğunuzu iddia ediyorlar.
atatürk:ben diktatör olsaydım sen bana bu soruyu sorabilir miydin

sanırım herşeyi özetliyor.

ben bunu söylemeye cüret eden o şahısa hiçbir şey söylemek istemiyorum,zira buna gerek dahi duymuyorum. ama atatürkün kurduğu devletin çatısı altında yaşayan, gazi ünvanıyla şereflendirilmiş bi üniversitenin hocasının çıkıp da nasıl buna benzer bir açıklama yapabildiğini benim aklım almıyor. bu memleket kürdüyle, türküyle, lazıyla, ermenisiyle oluşturulmuştur. kimse de çıkıp bu devletin milliyetçilik anlayışını fransadan ithal her millete bir devlet düşüncesiyle ilişkilendirmesin bizahmet. arkadaşım burası türkiye cumhuriyeti, kendini bu devletin vatandaşı olarak hisseden herkes bu devletin bir parçasıdır. atatürke gericiydi diyen bir insanın ilericilik diye adlandırdığı sistem osmanlıdan bozma bir dini devlet modeli midir acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

kamu alanında nasıl taraftarvari, provakatör ya da bölücülüğe sebebiyet verebilecek davranış yasaksa, türban takmak da dini bir sembol olduğu için yasaktır ve gayet de doğal bir durumdur. kamuda devleti temsil eden insanların dıştan bütün görüşlere eşit mesafede olmaları gerekmektedir.zira görünür bir şekilde haç taşımak da yasaktır, dikkat çekici şekilde açık giyinmek de, türban takmak da... bu durumdan bir artniyet çıkaran insanlar bunu tamamen bir provake aracı olarak kullanmakta, insanların dini duygularını istismar etmektedirler.

bugün saat 13.00 itibariyle gerçekleşmiş olaydır. özellikle dün siyasala gitmesi sebebiyle kıskandığım, bugün de okuluma gelmesiyle mutluluk duyduğum zülfü livaneli ye tekrar teşekkür ederim. ayrıca söyleşi sırasında yaşar kemal le ilgili bir soru üzerine telefonla kendisini arayıp soruyu iletmesi de hoş bir anı olarak zihnimizde yer edicektir. kendisine sonsuz saygı duymaktayız.

öğrenci içkisi.hem ucuz,hem alkolü az.

arizona dream
forrest gump
1984
good bye lenın
takva
iklimler
hamam
gemide
lalelide bir azize
.
.
.
bu böle uzayıp gider.

uluslararası toplum üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kuralları bütünü (bkz: devletler umumi hukuku ) (bkz: uluslararası kamu hukuku) .
ancak varlığı ve etkisi bakımından farklı görüşler vardır. kural koyan bir üst otoritenin olmaması, zorunlu bir yargı mercii nin bulunmaması ve tek elden yaptırım uygulayacak bir organın bulunmaması, uluslararası hukukun varlığı sorununu ortaya koyar. ancak maddi yaptırımları bulunmamasına karşın, çoğu bakımdan manevi yaptırımlar çok daha etkilidir. (bkz: ekonomik ambargo )

ayrıca son ana kadar bu ödülü reddetmesini beklediğim,aslında beklemek değil ama öyle umduğum insandır. işte ozaman asıl kahraman olacaktı.o da çok iyi biliyor ki bu ödül onun edebi kişiliğine verilmedi.ermeniler ve kürtlerle ilgili bi açıklama yapmış olmasaydı, değil nobel ödülü almak böylesine reklam edilir miydi acaba kendisi?keşke bu açıklamaları yapmış olmasaydı da öğrenebilseydik bu ödülü hakettiği için mi aldı.
ayrıca kendisine neden konuşmasını türkçe hazırladığını soran spikere bi türlü 2ben türküm de ondan2 diyememiş olması karşısında umarım ben artniyetliyimdir diye düşünmeyi tercih ettiğim insandır. daha fazla konuşursam daha da sinirleneceğimdir.

sadece bir kitabını okuduğum ama nobel gibi bi ödülü edebi kişiliğiyle aldığına kesinlikle inanmadığım yazar kişisi.avrupalının da çeviri eserlerden nası olup da nobel ödülünü layık gördüklerini de anlayamamaktayım ayrıca. hem bu kitapların çevirileri bile bukadar ilgi çekerken acaba biz mi anlayamıyoruz türkçe yazılan eserlerini diye sorgulamaktan kendimi alıkoyamıyorum ne yazık ki.

insanların evrendeki en uygun rolünün, doğaya uygun bir hayat sürmek olduğunu ileri süren bir felsefedir. bu değere vurgu yapmasına ilave olarak stoacılık, aynı zamanda, insanın eşitliğine bağlılığını ve var olan siyasal sınırları ve hudutları aşan dünya topluluğuna üyeliği benimseyen bir evrenselliğe de vurgu yapar.

bir bireyle bir kralın karşı karşıya gelmesini içeren, bir edebiyat çalışması olarak sık sık okunan bir klasik yunan trajedisidir. bu oyunda tanımlanan çeşitli çatışmalar, çok büyük oranda siyasaldır. antigone’un hikayesi, çatışmaları siyaset, yasa, din ve aile hakkında çok sayıda soruların artmasına yok açtığı için, tarih boyunca büyük ilgi çekmiştir.

son öğrencilerinden biri olma şerefine nail olduğum , kendimde hiçbir dersini kaçırma lüksünü bulamadığım, hukuk derslerinin daha çok siyasete, güncel sorunlara dair tartışmalarla noktalandığı büyük üstad. sonsuz saygı duyuyoruz.

ısrarla hala gidilesi, zevk alınası, güzel mekan. hiçbir anı oraya gitmemi engelleyemez.bi de üstüne here without you çalarsa işte oracıkta ruhumu teslim ederim.

yazıldığı gibi okunan, bu özelliğiyle türkçeye yakın olan, eğlenceli bir dildir kendisi. kendi çapında bir ahengi, bir tarzı vardır. ispanyolca konuşan birisi sizde gayet de bu insan şarkı söylüyo hissi uyandırabilir.

yavru vatan kıbrıs’ta girne’de bulunan okul. adının kolej olduğuna bakmayın sadece yabancı dilde eğitim vermesinden dolayı böyle anılmıştır, zira bir devlet okuludur kendisi.
bulunduğum iki sene boyunca çeşitli aktivitelerin bir parçası olmaktan mutluluk duyduğum okulumdur.zira matematik olimpiyatlarına katılınılmış, münazara yarışmasında kıbrıs ikincisi olunulmuştur_her ne kadar hakkımız yenilip finalde kaybettiysek de. severiz, sayarız efendim.

babamın mesleği gereği iki yılımı geçirdiğim, güzellikleriyle anılası okulum.
erzurumun en başarılı okulları arasında olmasına rağmen bir çok eksikliği vardır. spor salonu yoktur, eski müdürü emekli olduktan sonra bir türlü rayına oturamamıştır. lakin güzide hocaları da mevcuttur. ayrıca başarılı olduğu kadar sosyal aktivitesi bol bir okuldur.
severiz, sayarız her şekilde.

iki sene önce dahil olduğum ama bu gidişle hiç bi zaman ihraç olamayacağım sevilesi bölümüm. her ne kadar zorluğundan,gereksiz kasışından muzdarip olsam da yok yok hiç bi laf edemem.severim, çok severim...canım sosyalist hocalarım, sıcakkanlı asistanlarım, az kontenjanlı sınıflarıyla tam bir ev ortamıdır.tüm çömler, abiler, ablalar birbirini tanır.ee 4o kişilik kontenjanı 4 le çarparsak, bi de üstüne hocaları asistanları eklersek taş çatlasın 200 kişilik bi aileyiz biz.piposuyla gezen bölüm başkanımız, ali murat hocamız pek bi iyi örnek olurlar hepimize.hürkan hocamızın hacettepe milliyetçiliğini takdir ederiz her şekilde.ıtır hocamız bitanedir, çaktırmayın ama en çok 2. sınıfları sever, biz de onu çok severiz, doktora çalışmalarında başarılar dileriz.
ayrıca yeni yapılan düzenlemeler şimdiki 1. ve 2. sınıfları vurmuştur,bundan sonrakileri de vuracağı kesindir. yeni ve ağır programlarıyla, mühendislikten çakma yeni hocalarıyla mutludur herkes kanımca.bi de şu ödevlerden başımızı kaldırabilsek tam süper olucak.

ilk filozof olarak kabul edilen thales (?625-545), nietzsche’nin deyişiyle, ’doğaya derinliğine bakmayı ilk denemiş olan yaratıcı bir üstattır’. thales, büyük bir olasılıkla hiçbir şey yazmamış, fakat yine de kısa bir sürede bilgeliğin ve felsefenin simgesi durumuna gelmiştir. hakkında yazılan çeşitli öykülere bakıldığında, onun hem soyut hem de gözleme dayanan bir düşünüşe sahip olduğu anlaşılmaktadır. ayrıca thales’in, ülkesinin toplumsal ve siyasal sorunlarıyla da ilgilendiği, örneğin pers tehlikesine karşı iyonya polislerinin bir konfederasyon şeklinde birleşmelerini salık verdiği bilinmektedir.
’hiçten hiçbir şey oluşmaz’ ilkesini benimseyen thales için kosmos’un, dolayısıyla her şeyin ilkesi su’dur. her şey, yaşamın ilkesi olan sudan türeyip suya geri döner.

+slm
-geç slm ı falan sadede gel
+senden yaptığım her şey için özür dilerim
-sanki biraz geç kalmışsın gibi
+özür diledik işte daha ne istiosun
-gölge etme başka ihsan istemem
+bsg
-hiç değişmemişsin,hadi eyvallah.

yunanca ’bilgi’ anlamına gelen ’sophos’ sözcüğünden türeyen sofist kavramı, ilk üçü birbirine bağlı dört anlama sahiptir: bilgili kişi, siyasal yaşam öğretmeni, retorik ustası, safsatacı kişi.