nida ünlem demektir.
saçları yavaştan seyrelmeye başlayan bu duruma kendini alıştıramamış şapkasıyla daha kuğul göründüğünü düşünen insandır.
" "beyin namusu" ile ilgili kimsenin aklina bir $ey gelmemi$, kimse bir $ey bilmiyor veya yazmaya u$enmi$..
meali : yok boyle bir ba$lik "
bununla başlarsam eğer yorumsuz diyerek yorumumu yapıyorum öncelikle.
namus üzerine çok az kişi düşünmüş zannediyorsam..namus devirlere içinde bulunulan zamana ve şartlara göre değişen izafi bir kavram mıdır?yoksa bütün değişen zaman ve koşullardan bağımsız yer çekimi kanunu gibi kesin bir namus ölçüsü var mıdır?yoksa namus kollektif bir ortamın kişilere yansıyan dürüstlük ölçüleri toplamı mıdır?yoksa yaşanılan ortamdan bağımsız kişilerin tek tek gerçekleştirebileceği kişisel davranış şeklimidir.başka bir deyişle namus kollektif bir ortamdan doğarak kişileri mi etkiler yoksa kişilerin daha üstün insanlar yaratma çabasından doğarak ortamı mı etkiler.namus daha mutlu bir insanlık yaratma güdüsünün dip çizgisidir.toplumdaki tutucu güçler mevcut düzeni insan mutluluğu için yeterli görürler ancak muhalif güçler mevcut düzeni yeterli görmeyip onu değiştirmek isterler.şimdi bazı somut örneklerle konuyu daha açalım :
laboratuarda çalışan bir bilim adamı,mikroskopla gördüklerinin ve keşfettiklerinin tersini söyleyebilir,yani namussuzluk edebilir mi? milyon verseniz etmez.o kendi dalında daha mutlu bir insanlık yaratma çabası peşindedir. onun namusu bu alanda yaptığı savaşla kaynaşmıştır. gördüğü ve bulduğu gerçekleri ne pahasına olursa olsun söyleyecektir. tutucu güçlerin ve mevcut ortamın hoşuna gitse de söyleyecektir,hoşuna gitmese de söyleyecektir.
bilim anormaldir yani namusla ilgisizdir,sözü bir yalandır.bilim namusun ta kendisidir.çünkü gerçeğin dışında bir namus olamaz.gerçekle namusu bir araya getirenler ve gerçeklerin önüne namusu sahteyi bir elbise,bir şekil gibi gösterenler sadece riyakarlardır.onlar sahte namus ölçüleri yaratarak gerçeğin ortaya çıkmasını ve toplumun o gerçekler doğrultusunda mutluluğa doğru gelişmesini istemezler.bu yüzden de gerçekle namus telakkileri çatıştırıp gerçeği susturmaya ve toplumu olduğu yerde tutmaya çalışırlar…insanlığın değilse de kendi mutlulukları buradadır.
yani namus bacak arasındaki kızlık zarı değildir,insanın beyninde başlar beyninde biter.
meali : yok boyle bir ba$lik "
bununla başlarsam eğer yorumsuz diyerek yorumumu yapıyorum öncelikle.
namus üzerine çok az kişi düşünmüş zannediyorsam..namus devirlere içinde bulunulan zamana ve şartlara göre değişen izafi bir kavram mıdır?yoksa bütün değişen zaman ve koşullardan bağımsız yer çekimi kanunu gibi kesin bir namus ölçüsü var mıdır?yoksa namus kollektif bir ortamın kişilere yansıyan dürüstlük ölçüleri toplamı mıdır?yoksa yaşanılan ortamdan bağımsız kişilerin tek tek gerçekleştirebileceği kişisel davranış şeklimidir.başka bir deyişle namus kollektif bir ortamdan doğarak kişileri mi etkiler yoksa kişilerin daha üstün insanlar yaratma çabasından doğarak ortamı mı etkiler.namus daha mutlu bir insanlık yaratma güdüsünün dip çizgisidir.toplumdaki tutucu güçler mevcut düzeni insan mutluluğu için yeterli görürler ancak muhalif güçler mevcut düzeni yeterli görmeyip onu değiştirmek isterler.şimdi bazı somut örneklerle konuyu daha açalım :
laboratuarda çalışan bir bilim adamı,mikroskopla gördüklerinin ve keşfettiklerinin tersini söyleyebilir,yani namussuzluk edebilir mi? milyon verseniz etmez.o kendi dalında daha mutlu bir insanlık yaratma çabası peşindedir. onun namusu bu alanda yaptığı savaşla kaynaşmıştır. gördüğü ve bulduğu gerçekleri ne pahasına olursa olsun söyleyecektir. tutucu güçlerin ve mevcut ortamın hoşuna gitse de söyleyecektir,hoşuna gitmese de söyleyecektir.
bilim anormaldir yani namusla ilgisizdir,sözü bir yalandır.bilim namusun ta kendisidir.çünkü gerçeğin dışında bir namus olamaz.gerçekle namusu bir araya getirenler ve gerçeklerin önüne namusu sahteyi bir elbise,bir şekil gibi gösterenler sadece riyakarlardır.onlar sahte namus ölçüleri yaratarak gerçeğin ortaya çıkmasını ve toplumun o gerçekler doğrultusunda mutluluğa doğru gelişmesini istemezler.bu yüzden de gerçekle namus telakkileri çatıştırıp gerçeği susturmaya ve toplumu olduğu yerde tutmaya çalışırlar…insanlığın değilse de kendi mutlulukları buradadır.
yani namus bacak arasındaki kızlık zarı değildir,insanın beyninde başlar beyninde biter.
(bkz: beyin namusu)
yazıları, lafı gediğine oturtur cinsten kalemi çok iyi bilgi birikimi mükemmel bir hatun kişisidir.yazılarında verdiği yararlı bilgiler gayet basite indirgenmiş ve her insanın anlayabileceği şekildedir.bazı tespitleri vardır ki zekasına hayran kalmamak içten bile değil.yazılarının takip edilmesi şiddetle tavsiye edilir.bu arada tabiiki solcudur zaten bu kadar zeki olmasının en açıklanabilir yanı da budur.
jack daniels içmeden konsere çıkmayan sanatçıdır.
bunca terslik yetmiyormuş gibi memlekette bir de bu şekilde bir sarsıntı yaşatıp ekonominin tabiri caizse.acaba hangi kodomanların banka hesaplarını şişirmek için o siyasi yasak alma ihtimali olan 71 insanı harcıyorlar onu çok merak ediyorum.
budanın birine kapak olması biraz zor.o göbeğin bir yere cuk diye oturma ihtimali çok düşük.
tek öğretileri çay içip adam dövmek olan yer.
sol frame de görünce sanki bilgisayar oyunu yapmışlar mussolini ile stalini kapıştırıyolar, stalin aduket çekebiliyo mussolini de yoshimitsu gibi kılıç kullanabiliyor tarzı düşünmeye itmiştir beni.
"bu iş yerinde değişim var" adlı tiyatro oyununda baş karakter rüştünün benimsediği fikirdir.rüştü der ki "değişmeyen tek şey değişimin kendisidir değişen kalır değişmeyen gider."
(bkz: beyinsiz göt)
ritmi bulutsuzluk özleminin yine düştük yollara isimli şarkısıyla çok benzer olan papa roach şarkısı.
çalıp çırpıp devleti soyup her türlü haksız kazanç elde edip kara para akladıktan sonra kendilerini bir nebze olsun rahatlatmak için okul yaptırmak vakıf kurmak öğrenci okutmak burs vermek gibi davranışlarda bulunmaktır.
(bkz: beyin masturbasyonu)
(bkz: beyin masturbasyonu)
(bkz: dns translater)
geleneksel türk tiyatrosunun birçok bakimlardan karagöz’e benzeyen, ama canli oyuncularla oynayan bir türüdür.italyanlarin commedia dell artesinde oldugu gibi orta oyununda da yazili bir metin yoktur.oyunun ana hatlari cizilir ve bu çerçeve içeriside dogaçlama seklinde gelisir.orta oyunu günümüzün epik tiyatrosunu andirir ve her türlü yeniligi özümseyecek bir yapiya sahiptir.
chelsea nin kadrosuna baktıkça fenerbahçeye acinmasi gereken mactir.herşey ortada.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?