tria

ordunun yumruğudur.

kadınlarla ağız dalaşı sonucu ortaya çıkan durumdur. mücadele etmeden susmak lazımdır, saçmalıklarla sizi bezdirecek ve bu yüzden hayattan soğumanıza neden olacaktır. hele ki nankör kadınlarla uğraşmak insanı bezgin pozisyona sokan ana sebeptir.

saat 17den sonrasını bütün gün zannederek hayatının saçmalığını gerçekleştiren şahıs.

boş laf konuşan, çene yapan insanlar için kullanılan sözcük tamlamasıdır.

etrafındaki ufacık illere rağmen (manisa, aydın vs..) egenin ihtişamı olmuş, egeyi sevdirecek tek sebeptir.

gece yastığa başınızı koyup mışıl mışıl uyumanızı temin eden, bunu kabul etmeyen hainlere dahi selam vererek devam eden ülke savunucularıdır.

her kadına alınmayan ve bu yüzden bazı kadınların göz boyama unsuru olarak gördüğü değerli taştır tria.

ön yargı insanıdır.

gelişememiş şehirdir.

son günlerde çalışmalar nedeniyle hemen hemen tüm yollarını kapatarak ulaşımı allak bullak olmuş şehir.

sağa doğru dönüş yapan değil de hakk’a doğru dönüş yapan şairimizdir.

koklamadan hissedebildiğin, görünce nabız atışlarını hızlandıracak kadar asil, karşıyaka kadar şımarmayı haketmiş, konak kadar canlı, güzelbahçede sabah beşte denizi izlemek kadar huzur verici.

saçma sapan bir modeldir. espri desen değil, şaka desen hiç değil. maksat laf kalabalığı işte.

şiirleri ben şairim diyen adamların şiirlerinden kat kat güzel olan şiirlerdir. sadece hissederek yaşayarak okuyanlar anlıyor o ayrı.

bayramda eşe dosta rezil olmamak, dedikodu malzemesi olmamak adına yapılan temizliktir.

pişman olduğu an itibariyle geriye dönemeyen insan üzüntüden başka bir şey kazanamayacaksa sadece önüne bakıp gülümsemeli ve pişman olmadım demeli.

sevincini, coşkusunu paylaşmasıdır futbolcu kardeşimizin.

çok çekmiş insanlardır. acılarını hatırlamamakla dindirmek için şarabın müptelası olmuşlardır.

bira çakmadan mala vurmayı tasvip etmeyen büyük üstad.

17 ağustos 1999 gölcük depremini yaşayanlarımızın hala bir çoğunun bulunduğu durumdur.