freud’a göre oral dönem’de çocuğun anne sütünü yeterli miktarda alamamış olmasından kaynaklanan bir alışkanlık.her türlü ağız alışkanlığını bu duruma bağlıyor bay freud.
(bkz: saksocu kızların oral dönemde saplanmış olma ihtimali)
ben bir gün bunu gördüm...
bir bilgiç vardı vakti zamanında.bildiği,öğrendiği çok ama çok şey vardı,anlatacak,paylaşacak onca şeyi vardı hayata dair.
bilgiçti onun adı.konuşuyordu,öğreniyordu,öğretiyordu sürekli.yaşadığı güzel şeyler vardı,sevdiği ve sevmediği şeyler vardı.’anlatacağı çok ama çok şey vardı’.
bir gün sırlar kapısına doğru yol alıyordu,bildiği ne varsa anlatacak,kendi dilinden anlayacak başka insanlarla buluşacaktı orada.sen de bizdensin dediler orada ona,hoşgeldin dediler.içlerinden gelmezse de kuru bir merhabayı esirgemeyeceklerdi ondan.sevinmişti o da,çok sevinmişti.bildiği ne varsa,gördüğü ve görmediği,yaşadığı ve yaşamadığı,iyi,kötü,güzel,çirkin her bir şeyi paylaşacaktı onlarla.hakkında bilmiş olduğu çok şeyi vardı nasılsa.anlatmaya başladı bildiklerini bir bir.durmadan anlatıyordu.heyecanlıydı,çocuksuydu, belki biraz da.’’bilgiçti onun adı’’.
ben bir gün bunu gördüm...
söylediği şeyleri yalanladılar,hakaret ettiler,yazdılar,çizdiler,dalga geçtiler.
ben bir gün bunu gördüm...
maskeleri düştü gene.’’hoşgeldin diyenler defol dedi bu kez’’.
ben bu hikayeyi bir gün daha duymuştum sanki.
bir bilgiç vardı vakti zamanında.bildiği,öğrendiği çok ama çok şey vardı,anlatacak,paylaşacak onca şeyi vardı hayata dair.
bilgiçti onun adı.konuşuyordu,öğreniyordu,öğretiyordu sürekli.yaşadığı güzel şeyler vardı,sevdiği ve sevmediği şeyler vardı.’anlatacağı çok ama çok şey vardı’.
bir gün sırlar kapısına doğru yol alıyordu,bildiği ne varsa anlatacak,kendi dilinden anlayacak başka insanlarla buluşacaktı orada.sen de bizdensin dediler orada ona,hoşgeldin dediler.içlerinden gelmezse de kuru bir merhabayı esirgemeyeceklerdi ondan.sevinmişti o da,çok sevinmişti.bildiği ne varsa,gördüğü ve görmediği,yaşadığı ve yaşamadığı,iyi,kötü,güzel,çirkin her bir şeyi paylaşacaktı onlarla.hakkında bilmiş olduğu çok şeyi vardı nasılsa.anlatmaya başladı bildiklerini bir bir.durmadan anlatıyordu.heyecanlıydı,çocuksuydu, belki biraz da.’’bilgiçti onun adı’’.
ben bir gün bunu gördüm...
söylediği şeyleri yalanladılar,hakaret ettiler,yazdılar,çizdiler,dalga geçtiler.
ben bir gün bunu gördüm...
maskeleri düştü gene.’’hoşgeldin diyenler defol dedi bu kez’’.
ben bu hikayeyi bir gün daha duymuştum sanki.
90lı yıllarda çocuk olmakla eş değer bir hakan peker şarkısı.şöyle de sözleri vardır...
daha henüz tanışmadık
bir kez gördüm camdan cama
şöyle birazcık bakıştık
gönül verdim ben sana
camdan cama
camdan cama
aşık oldum hemen sana
gördüm sevdim camdan cama
karabiber gibi yüzün
pekde sade yok hiç sözün
canımı aldı o gülüşün
gönül verdim ben sana
daha henüz tanışmadık
bir kez gördüm camdan cama
şöyle birazcık bakıştık
gönül verdim ben sana
camdan cama
camdan cama
aşık oldum hemen sana
gördüm sevdim camdan cama
karabiber gibi yüzün
pekde sade yok hiç sözün
canımı aldı o gülüşün
gönül verdim ben sana
bir bakıma ,çiçek mezarı...
arabesk,halk müziği karışımı bir tür müzik icra eden,sesi güzel şahsiyet.
artuklular döneminde inşa edilmiş,eski diyarbakır-batman karayolu üzerinde bulunan heybetli mi heybetli bir köprüdür bu.her sene binlerce gavurun akınına uğrar böyle.o koca köprünün fotoğrafını çekmek isterler de çekemezler bir türlü.
şahanedir,gidip görmek gerekir.
bir de modern bilim bu köprüdeki matematiksel büyüyü çözememiştir henüz.hala da uğraşıyorlarmış.
şahanedir,gidip görmek gerekir.
bir de modern bilim bu köprüdeki matematiksel büyüyü çözememiştir henüz.hala da uğraşıyorlarmış.
efendim bu husus öyle sağlam bir araştırmayı hakedecek nitelikte bir konu değildir.çoğunun cevabı, ağız içerisinde bulunan dilin uç kısmında durur böyle.söz gelimi kadın azmıştır,erkeğini seviyordur,ve yahut er kişi kendisinden istemiştir,carttır,curttur. örnekler çoğaltılabilir tabii ki de.
izmirli yeni bir rap grubu.dj çağdaş , volkan ve hakan mc kurmuş grubu.iyi de müzik yapıyorlar.hayata küstüm diye bir eserleri var, sadece ve sadece hayata küstüm şarkısı... dinleyin! şiddetle ama şiddetle tavsiye edilir.
anelka ve henry’de en acı örneklerini veren eylem.kendi kalesine gol attı gibi dururlar böyle.
kendilerine doğru koşup üzerlerine çuvallanan takım arkadaşları olmazsa bir de ,kesin ofsayttı bu diye geçirirsiniz içinizden.
kendilerine doğru koşup üzerlerine çuvallanan takım arkadaşları olmazsa bir de ,kesin ofsayttı bu diye geçirirsiniz içinizden.
psikolojide ,davranışçı ekol teorisyenlerinden biri daha.
asıl ilgisini hayvan davranışları üzerine yoğunlaştırmıştır ki belli bir zaman sonra da insan davranışının temelinde yatan gerçeklik ile hayvan davranışının altında yatan gerçekle bir olduğu kanısına kadar ulaşmıştır.yani bir tavuk ya da köpek nasıl eğitilip,evcilleştirilebiliyorsa,insan davranışı da aynı şekilde terbiye edilebilir düşüncesindedir.
’’hadi coni atla be oğlum ’’yada ’’pist kedi pist’’seslerini duymaktayım sanki.
diyor ki watson:’’bana 20 adet çocuk getirin,istediğimi doktor,istediğimi mühendis , öğretmen,hırsız ya da katil yapabilirim.’’.davranış değişikliğini koşullladırmayla(pavlov’un köpeği misali) pek ala yapabileceğini ileri sürmekte kendileri.
asıl ilgisini hayvan davranışları üzerine yoğunlaştırmıştır ki belli bir zaman sonra da insan davranışının temelinde yatan gerçeklik ile hayvan davranışının altında yatan gerçekle bir olduğu kanısına kadar ulaşmıştır.yani bir tavuk ya da köpek nasıl eğitilip,evcilleştirilebiliyorsa,insan davranışı da aynı şekilde terbiye edilebilir düşüncesindedir.
’’hadi coni atla be oğlum ’’yada ’’pist kedi pist’’seslerini duymaktayım sanki.
diyor ki watson:’’bana 20 adet çocuk getirin,istediğimi doktor,istediğimi mühendis , öğretmen,hırsız ya da katil yapabilirim.’’.davranış değişikliğini koşullladırmayla(pavlov’un köpeği misali) pek ala yapabileceğini ileri sürmekte kendileri.
ivan petrovic pavlov ve j b skinner’in temelini atmış olduğu bir çeşit davranış değiştirme yöntemi olur bu.
bugün psikiyatristlerin; kliniklerinde hastalarına, kendi korkularıyla baş edebilmeleri için sık sık başvurdukları bir yöntem olur bu aynı zamanda da .nasıl mı?söz gelimi; el yıkama takıntısından muzdarip bir biçare uğramıştır doktora.günde elli kez ,yüz kez elini yıkamak zorunda hisseden bu hasta, ellerini yıkamadığı takdirde kendisine hastalık bulaşacağını bu yüzden de sürekli olarak ellerini,parmaklarını bir güzel dezenfekte etmesi gerektiğini düşünür.
doktor hastasının gözlerinde yanan feryadı anlar.kalkar , anti depresan hap ile davranışçı yaklaşım temelli bir psikoterapi reçetesi hazırlar hemencik.
ilk bir hafta el yıkama sıklığını belli bir düzeyde aşağıya çekmesini ister hastasından.ertesi hafta yine söz konusu alışkanlığını yarı yarıya indirmesini bekler.ödevler giderek zorlaştırılır ve nihayet bir iki ayın sonunda da hastasının ellerini normal bir insanın yıkadığı kadar yıkamasını ister.sonuç şaşırtıcıdır. hasta kendisi için çok zor olsa da korkularıyla baş edebilme yetisini kazanmıştır.bir nevi pavlov un köpeği durumuna düşmüştür ;lakin iyileşmiştir,güzelleşmiştir.
bugün psikiyatristlerin; kliniklerinde hastalarına, kendi korkularıyla baş edebilmeleri için sık sık başvurdukları bir yöntem olur bu aynı zamanda da .nasıl mı?söz gelimi; el yıkama takıntısından muzdarip bir biçare uğramıştır doktora.günde elli kez ,yüz kez elini yıkamak zorunda hisseden bu hasta, ellerini yıkamadığı takdirde kendisine hastalık bulaşacağını bu yüzden de sürekli olarak ellerini,parmaklarını bir güzel dezenfekte etmesi gerektiğini düşünür.
doktor hastasının gözlerinde yanan feryadı anlar.kalkar , anti depresan hap ile davranışçı yaklaşım temelli bir psikoterapi reçetesi hazırlar hemencik.
ilk bir hafta el yıkama sıklığını belli bir düzeyde aşağıya çekmesini ister hastasından.ertesi hafta yine söz konusu alışkanlığını yarı yarıya indirmesini bekler.ödevler giderek zorlaştırılır ve nihayet bir iki ayın sonunda da hastasının ellerini normal bir insanın yıkadığı kadar yıkamasını ister.sonuç şaşırtıcıdır. hasta kendisi için çok zor olsa da korkularıyla baş edebilme yetisini kazanmıştır.bir nevi pavlov un köpeği durumuna düşmüştür ;lakin iyileşmiştir,güzelleşmiştir.
psikoloji biliminin önde gelenlerinden biridir.davranışçı yaklaşımı savunur.söz konusu yaklaşıma göre kişi davranışının koşullandırma yoluyla değiştirebileceğini savunur.
skinner ünlü klasik koşullanma teorisinde ’’değiştirilemeyecek hiç bir hareketin,alışkanlığın olmadığını’’ önemle belirtir.davranış değişikliği de ’’genelleme,olumlu ve olumsuz transfer,pekiştirme ve ayırt etme gibi süreçlerden oluşur
skinner ünlü klasik koşullanma teorisinde ’’değiştirilemeyecek hiç bir hareketin,alışkanlığın olmadığını’’ önemle belirtir.davranış değişikliği de ’’genelleme,olumlu ve olumsuz transfer,pekiştirme ve ayırt etme gibi süreçlerden oluşur
tribünde yangın çıkarmak...
japon bilim adamlarının deneylerine alet omuş meyvacağızlardan biri daha. rahatça taşınsın diye ’kare ’şeklinde yetiştirmeye başlamışlar.
bir de çekirdeksiz olanından istiyoruz.
bir de çekirdeksiz olanından istiyoruz.
dünyanın hemen hemen her yerinde yetişebilen,bir o kadar da nadide bir nimet.
tüm dünya’da en iyilerinin diyarbakırda yetiştirldiği bir meyvadır bu.
vakti zamanında ortalama bir müzik seti büyüklüğünde,hava atmak için ellerde gezdirilen bir aletti.hele bir de trt radyosu haberleri sundu mu, herkes işi gücü bırakıp radyo etrafında bir adet saadet zinciri oluştururdu hemencik.
(bkz: hey gidi günler hey)
(bkz: hey gidi günler hey)
puan kaygılı yazarları derin bir mateme boğacak olan kampanyadır.
ülkelerin kuruluş tarihini baz alarak söz konusu ülkede yaşayan insanların genel tutum ve davranışlarını inceleyen bir çeşit astroloji türü.ancak bu astroloji türünde yükselen burç daha önemli bir rol oynuyor.
örneğin;29 ekim 1923 de kurulan türkiyenin burcu akrep,yükseleni de yengeç oluyor(.su grubu burçlarının güzel bir uyumunu barındırmakta)
öyleyse yükselen burcu akrep (su grubu burcu)olan amerika birleşik devletleri ile türkiye arasında siyasi açıdan iyi bir uyum söz konusdur,böyle diyor ülkeler astrolojisi.
örneğin;29 ekim 1923 de kurulan türkiyenin burcu akrep,yükseleni de yengeç oluyor(.su grubu burçlarının güzel bir uyumunu barındırmakta)
öyleyse yükselen burcu akrep (su grubu burcu)olan amerika birleşik devletleri ile türkiye arasında siyasi açıdan iyi bir uyum söz konusdur,böyle diyor ülkeler astrolojisi.
kuzey kutup dairesinde yer alır.yaz-kış dondurucu soğuklarla mücadele eder.bu sebeple sauna adını verdikleri hamamlar finlilerin hayatlarında çok önemli bir yer tutar.
finlilerin yazları ülkemizde marmaris ve bodrum civarlarında sıkça görüldükleri olur.lakin o cici beyazı tenleri bu sıcağa karşı koyamaz.dağılır renkleri. pembe,kırmızı mor ve beyaz karışımı bir ten ortaya çıkar böyle,bakamazsınız yüzlerine.
finlilerin yazları ülkemizde marmaris ve bodrum civarlarında sıkça görüldükleri olur.lakin o cici beyazı tenleri bu sıcağa karşı koyamaz.dağılır renkleri. pembe,kırmızı mor ve beyaz karışımı bir ten ortaya çıkar böyle,bakamazsınız yüzlerine.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?