tiryaki

başlıca geçim kaynağı futboldur.

29 mart’ta depreme geriye sayım başlıyor,imzalar toplansın,sloganlar hazırlansın!

doğa sevgisini dile getirdiği şiirleri pek bir güzel olur bu şairimizin lakin kendisi serenad adlı şiiriyle ün salmıştır.sözleri şöyledir:

yeşil pencerenden bir gül at bana
işıklarla dolsun kalbimin içi.
geldim işte mevsim gibi kapına,
gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
ben aşkımla bahar getirdim sana.
tozlu yollardan geçtiğim uzak
iklimden şarkılar getirdim sana.

şeffaf damlalarla titreyen ağır
goncanın altında bükülmüş her sak;
seninçin dallardan süzülen ıtır,

seninçin yasemin, karanfil, zambak...

bir kuş sesi gelir dudaklarından
gözlerin gönlümde açar nergisler,
düşen bin öpüştür yanaklarından
mor akasyalarla ürperen seher.

pencerenden bir gül attığın zaman
ışıklarla dolacak kalbimin içi..
geçiyorum mevsim gibi kapından,
gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

bu lafı yumurtlayan şahsın da bilemeyeceği bir şeydir kanımca.

her şarkının sonuna damar bir şiir getirir böyle lakin güzel okur şiirlerini.mesela sen adlı zamanında pek meşhur olan bir parçası vardı,iyi okumuştu şiir kısmını.

bir aralar erhan güleryüz de yorumlamıştı bu şarkıyı. her ne kadar adnan şenses yorumu kadar tat vermese de iyi gitmişti sesi parçaya.

doğanın;insanoğluna hükmettiği,rahmet dolu damlalarıyla acı çeken ruhları,kopuk kopuk hikayeleri hep aynı ezgilerle,aynı sırlarla bir şemsiye altında topladığı,hüzün kokulu bir mucizesi.

(bkz: 29 mart 2006 güneş tutulması)

içinde bulunulan pozisyondan sıyrılarak saygı durusuna gecilmesini gerektiren bir görev.

(bkz: sinan özen in klibinde oynayan kız)

kendisine jimena fernandez demenin bir lüzumu yoktur kanımca.biz onu evy lady reklamında oynayan kız diye bağrımıza bastık,severek de izliyoruz.

çok sinir bir alettir bu.ilkokulda illa ki’’ ay dede ,ay dede,senin evin nerede ’’şarkısını çalmak zorunda bırakırlar adamı bu enstrümanla.öğrenirsin öğrenirsin sonra da beğendiğin parçaları çalmak istersin ama nafile hiç bir şarkıyı doğru düzgün cıkarmaz çünkü bu alet.

hatunların ağızlarından düşürmedikleri ne manada kullanıldığını halen merak ettiğim söz.yakışıklı mı ,canayakın mı,espirili mi yoksa hepsinin karışımı mı;nasıl birini tasvir ediyor bu;işin içinden çıkamadım bir türlü.

değişik bir cazibesi vardır bu kadının:o güzel kocaman gözleriyle önce kameraya bakıp hemen utangaç bir edayla çeker bakışlarını başka taraflara.sanki de bir şeyler bekliyor bir şeyler istiyor gibi,gizliden gizliye ceker adamın yüreğini kendine.yüz ifadesi de oldukça dokunaklıdır.ya ağlayacak ya da gülecek gibi durur bakarken.böyle melankolik mi desek;işte onun gibi bişey.

çocukluğumuzda trt radyolarından dinlemeye alıştığımız çok güzel bir azeri türküsü.bu toprağın sesleri yeniden yorumlamış parçayı.
ay saçı burma uzakta durma

gel ay sevgilim boynunu burma

dagda duman yeri var yeri var

kaşta keman yeri var yeri var

yarım benden incinmiş,dinip danışmayır

duman yeri var

güllü yazımsan,hoş avazımsan

gel ay sevgilim telli sazımsan

dağda duman yeri var yeri var

kaşta kemen yeri var yeri var

yarım benden incinmiş dinip danışmayır

dumannn yeriii varrr

(bkz: bunu yapan hayvan olamaz)

cahit sıtkı tarancı ve kendisinin evi( ki evleri aynı mahallededir)müze haline getirilmiş,her sene yerli ve yabancı bircok turisti ağırlar.

türkçülük akımının öncüsü.

özellikle yahudilerin pek iyi işler cıkardığı eylem.

belli bir nizam içerisinde biraraya gelerek tefler eşliğinde yapılan dini bir ayin türü.