#1035939
oysa ki bizler de buraya (bkz: bilgi sözlük te kızlar teklif ediyormuş) diye gelmiştik.
vampirler bunlardan it gibi korkar. yalan değil, true blood ın bir bölümünde eric i maymuna çevirmişti bunlardan biri. o bölümler çok sıkıcıydı. allahtan büyü bozuldu da eski eric geri geldi. neyse yani diyeceğim tehlikeli bunlar. uzak durmalı ve ya mesafeli ve tedbirli yanaşmalı kendilerine.
çok terbiyesiz bir insan.
#1035737
edit : yok lan saf bir şeymiş. içinde kötülük yokmuş.
#1035737
edit : yok lan saf bir şeymiş. içinde kötülük yokmuş.
#906716
şimdi bunu yazan adamı tanıyıp, yaşını başını bilip, öyle gözünüzün önüne getirince altınıza sıçırtıyor.
şimdi bunu yazan adamı tanıyıp, yaşını başını bilip, öyle gözünüzün önüne getirince altınıza sıçırtıyor.
dilemiş olduğu özrünü, aykut kocaman ın kendisi ve takım adına kabul ettiği yetenekli futbolcu.
takımla çalışmaya devam ediyor. aykut hoca bu ara biraz yakından ilgilense -eğer özrüne içten inandıysa- kendisini belki toparlayıp, türk futboluna çok daha faydalı bir adam olması için yardımcı olabilir.
biraz özel ilgiye ihtiyacı var gibi.
takımla çalışmaya devam ediyor. aykut hoca bu ara biraz yakından ilgilense -eğer özrüne içten inandıysa- kendisini belki toparlayıp, türk futboluna çok daha faydalı bir adam olması için yardımcı olabilir.
biraz özel ilgiye ihtiyacı var gibi.
kesin eşi dün çok istediği bir ayakkabıyı ya da ne bileyim bir çantayı almasına izin vermedi, o yüzden de worldpenissize ın istatistiklerini yayınlamak vasıtası ile acı bir intikam peşinde kendisi. ve ya ben uyduruyor da olabilirim.
elif şafak ın twitterda verdiği habere göre, kendisine legion d honneur ödülü verilecek büyük yazar.
kafam güzel ve yorgun olduğumdan, tamamını yazamayacağım ama bir kısmını aşağıda bulabileceğiniz birhan keskin şiiri.
...
şimdi beni unut sevgilim. tenimi ve alçaklıklarımı unut.
beni kanadı kırık küçük bir yavru gibi bulduğun, çoktandır
sanki birini beklediğin varmış gibi katlandığın, o çöplükte
bulduğun beni, baktığın, büyüttüğün beni unut.
şimdi bu acıya ne benim kuş kadar yüreğim, ne senin anaç
kalbin dayanır.
sana son kez sarılıp uyuduğum o son gecede tüller ve
silahlar gördüm düşümde.
bugün ayrılığın ilk günü. hiçbir şeyi hiçbir şeye yoramayacak
kadar kara bir kının içindeyim. kara bir kan içindeyim.
tüller ve silah nedir bilmiyorum.
yaşlı doğuda her şey mümkündür diyorlar:
sonsuz sevgi, sonsuz bağlılık
ani ışık, ani ayrılık.
(bkz: bakarsın üzgün dönerim)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
...
şimdi beni unut sevgilim. tenimi ve alçaklıklarımı unut.
beni kanadı kırık küçük bir yavru gibi bulduğun, çoktandır
sanki birini beklediğin varmış gibi katlandığın, o çöplükte
bulduğun beni, baktığın, büyüttüğün beni unut.
şimdi bu acıya ne benim kuş kadar yüreğim, ne senin anaç
kalbin dayanır.
sana son kez sarılıp uyuduğum o son gecede tüller ve
silahlar gördüm düşümde.
bugün ayrılığın ilk günü. hiçbir şeyi hiçbir şeye yoramayacak
kadar kara bir kının içindeyim. kara bir kan içindeyim.
tüller ve silah nedir bilmiyorum.
yaşlı doğuda her şey mümkündür diyorlar:
sonsuz sevgi, sonsuz bağlılık
ani ışık, ani ayrılık.
(bkz: bakarsın üzgün dönerim)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
4
kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.
kalbim
demir masanın küfü, örtünün yırtığı
camın kırığı, patlayan freni hayatımın
kalbim, anla, bitti mevsim
bir başka yolcu yok sana.
(bkz: birhan keskin)
(bkz: delilirikler)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
kalbim
ölü mevsimler gibisin
bir şeyin görünmeyen iyi yanları gibi
ama bitti mevsim,
bir başka yolcu yok sana
fark etmez gibisin.
kalbim
demir masanın küfü, örtünün yırtığı
camın kırığı, patlayan freni hayatımın
kalbim, anla, bitti mevsim
bir başka yolcu yok sana.
(bkz: birhan keskin)
(bkz: delilirikler)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
çöle bütün iyiniyetimle girmiştim.
çöle bütün iyiniyetimle ve aptalca girmiştim.
ihanetin sarı ve sonsuz olduğunu
çok sonra öğrendim.
beni çölden geri getirdiklerinde
uykumda pembe köpekler görüp
gülümsüyordum.
dışarda aşklar ve anılar bıraktım
içerde adımlarım kısa bakışlarım uzak kaldı.
oysa ben soğuk ve sisi sokakta kol kola bıraktım.
kırık havaları nasıl sevdimdi, sizinle tekrar karşılaşsam
ölürüm gibiydi, oysa her şey paranoya ve şizofreniydi.,
olmayacak geri dönüşleri, ayinleri size bıraktım.
yüzümü ve anılarımı çıkaracak kadar güneşi yoktu
yazların. ben sizi nasıl da ağır, nazlı ve dur bakalım
sevdiydim. ben sizi sahrada yağmurları bekler gibi
beklemeli miydim. bir gülün soluklanma vaktiydi, sonsuzdu,
pembeydi. cam üstüne cam, oradaydım.
beceriksizliğin kumral ve geçici mevsimleriydi,
ben size görkemli ne varsa hepsini bıraktım
ve kendi göğsünde büyüdüydü çocukluğum.
yüzümü yok edecek aynayı buldunuz sonunda
avutun beni, çoğaltın beni, sırrınız oldum.
hep bir şiirin sonu gibi konuştum, her dize
başka bir şiirden geldi, en son yanıtı buldum.
oysa çocuktum, gün gümüştü, sahra sarıydı, belgesel
bir aşktı, her şeyden benzim uçtuydu. çocuktum
şaşkınlığımdan guatrımı yuttuydum,
olurdu böyle şeyler, avutunuzdu beni
nerenize yerleştim.
yüzümü ve anılarımı çıkaracak kadar güneşi yoktu
yazların. ağır ve nazlı, ben sizi develer tellal değilken de
sevdiydim.
var ettinizdi beni
hem de yok ettinizdi, bense bir çocuğun rüyasındaki
kartopu kadar gerçek olmak mı istedim.
şimdi durdurun beni, indirin beni tesellimden
ey ruhum sen yola çık,
ben aklımı eski bahçeye gömeceğim.
bu yaylım ateşlerinde yıkanıp
sana döneceğim.
(bkz: birhan keskin)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
çöle bütün iyiniyetimle ve aptalca girmiştim.
ihanetin sarı ve sonsuz olduğunu
çok sonra öğrendim.
beni çölden geri getirdiklerinde
uykumda pembe köpekler görüp
gülümsüyordum.
dışarda aşklar ve anılar bıraktım
içerde adımlarım kısa bakışlarım uzak kaldı.
oysa ben soğuk ve sisi sokakta kol kola bıraktım.
kırık havaları nasıl sevdimdi, sizinle tekrar karşılaşsam
ölürüm gibiydi, oysa her şey paranoya ve şizofreniydi.,
olmayacak geri dönüşleri, ayinleri size bıraktım.
yüzümü ve anılarımı çıkaracak kadar güneşi yoktu
yazların. ben sizi nasıl da ağır, nazlı ve dur bakalım
sevdiydim. ben sizi sahrada yağmurları bekler gibi
beklemeli miydim. bir gülün soluklanma vaktiydi, sonsuzdu,
pembeydi. cam üstüne cam, oradaydım.
beceriksizliğin kumral ve geçici mevsimleriydi,
ben size görkemli ne varsa hepsini bıraktım
ve kendi göğsünde büyüdüydü çocukluğum.
yüzümü yok edecek aynayı buldunuz sonunda
avutun beni, çoğaltın beni, sırrınız oldum.
hep bir şiirin sonu gibi konuştum, her dize
başka bir şiirden geldi, en son yanıtı buldum.
oysa çocuktum, gün gümüştü, sahra sarıydı, belgesel
bir aşktı, her şeyden benzim uçtuydu. çocuktum
şaşkınlığımdan guatrımı yuttuydum,
olurdu böyle şeyler, avutunuzdu beni
nerenize yerleştim.
yüzümü ve anılarımı çıkaracak kadar güneşi yoktu
yazların. ağır ve nazlı, ben sizi develer tellal değilken de
sevdiydim.
var ettinizdi beni
hem de yok ettinizdi, bense bir çocuğun rüyasındaki
kartopu kadar gerçek olmak mı istedim.
şimdi durdurun beni, indirin beni tesellimden
ey ruhum sen yola çık,
ben aklımı eski bahçeye gömeceğim.
bu yaylım ateşlerinde yıkanıp
sana döneceğim.
(bkz: birhan keskin)
(bkz: kim bağışlayacak beni)
(ara: firt) bazıları fırt olacak
(bkz: fırt emin) serbest bir şekilde çağrıştım.
delilirikler (1991), bakarsın üzgün dönerim (1994), cinayet kışı + iki mektup (1996), yirmi lak tablet + yolcunun siyah bavulu (1999) ve yeryüzü halleri (2002) kitaplarından oluşur.
"şimdi" ve "burada" olmanın kederine karşı çıkmadım.
dünyada iki kapılı bir han gibi durmanın,
buraya böyle gelmiş olmanın,
geçene yol açmanın, ki içinden rüzgar geçirmenin
ne büyük güç istediğini anladım. durmanın ne büyük sabır...
içimde yeryüzü konuştukça anlıyorum ki,
bölünmüş bir hatırayım ben
dünyaya dağılan.
ve şimdi biliyorum, neden,
yaş akıyor
atımın sol gözünden.
şeklinde dizelere sahip birhan keskin şiiri.
edit: kim bağışlayacak beni den.
dünyada iki kapılı bir han gibi durmanın,
buraya böyle gelmiş olmanın,
geçene yol açmanın, ki içinden rüzgar geçirmenin
ne büyük güç istediğini anladım. durmanın ne büyük sabır...
içimde yeryüzü konuştukça anlıyorum ki,
bölünmüş bir hatırayım ben
dünyaya dağılan.
ve şimdi biliyorum, neden,
yaş akıyor
atımın sol gözünden.
şeklinde dizelere sahip birhan keskin şiiri.
edit: kim bağışlayacak beni den.
http://fizy.com/#s/1ahx5d adresinde, şevval sam ın sesinden dinleyebileceğiniz türk musikisinin güzide eseri.
(bkz: vedat türkali)
ane brun dan sakin ve huzurlu bir şarkı.
this voice
is it calling?
is it calling?
it’s your choice. she said
take or let go
is it calling?
when you’re all alone
in your own sweet home
is it calling?
this voice
is it calling?
i have to say
i choose get out of my way
leave my ghost alone
let me walk on by
this voice
it is calling
it is calling for me
if you still have´nt heard it
you should´nt ask for it
you should just leave it be
´cause you’re deaf until
the day for you it will
be calling
this voice
it is calling
http://fizy.com/#s/13hx1n
this voice
is it calling?
is it calling?
it’s your choice. she said
take or let go
is it calling?
when you’re all alone
in your own sweet home
is it calling?
this voice
is it calling?
i have to say
i choose get out of my way
leave my ghost alone
let me walk on by
this voice
it is calling
it is calling for me
if you still have´nt heard it
you should´nt ask for it
you should just leave it be
´cause you’re deaf until
the day for you it will
be calling
this voice
it is calling
http://fizy.com/#s/13hx1n
uzun bir ilişkinin, kendiliğinden arkadaşlığa dönüşmesi ve ilişkinin tarafı olan iki kişi arasında bu ilişkiyi arkadaşlıktan ziyade, özel kılan bir şeyin kalmamış olması halinde, karşılıklı verilen bir karar ve yumuşak bir geçiş ile kendi yollarına devam ederken, hali hazırda elde olan arkadaşlığı da korumak niyetidir.
birhan keskin in, kim bağışlayacak beni de yer alan şiirlerinden biri.
1
size,
odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzdan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
"iyiyim" diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye,
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.
telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
2
odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım,
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.
3
sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi,
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim.
1
size,
odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzdan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
"iyiyim" diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye,
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum.
telefonla birlikte ışığı da kapatıp
bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz
çınlarken içimde,
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
2
odadaki ışığı,
tenimdeki tuzu kırdım,
yastıklarda kuruyan gözyaşını,
ufku
terk ettim.
söz kirlendi,
kendi uzayımda kendime
garsonluk etmekteyim.
3
sizinle yaşadığım her şey kıyamet,
sizinle yaşadığım her şey cinnet,
sizinle yaşadığım her şey cinayetti.
ruh kirlendi,
kalbimin kenarında atını durduranlar için
akrep beslemekteyim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?