confessions

tayfa75

- Yazar -

  1. toplam entry 2868
  2. takipçi 2
  3. puan 64295

benim neden hala yeni sevgilim yok sendromu

tayfa75
bu sendromun ba$gosterdigi karakterler kizilcik sopasi kurudukca islatilmak sureti ile narin yerlerinden kamcilanmali, sevgili dedikce memlekete kar$i dom.. ehe dogrultulmali, a$kin adini agizlarina almalari yasaklanmali, adini andiklari vakit agizlari esmer dildolarla tikanmali...

az biraz kassam daha cok gelir bunlarin geldigi yerden o baglamda son olarak $oyle kapatiyorum entrymi; akil ve ruh butunlugumuz acisindan, bu karakterler ile pek fazla yuz goz olunmamali.

iyilik

tayfa75
hakan gunday’ in azil’ inden bir alinti;

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

iyilik, ilk öğretilendi. ancak gerçek değildi. yaratılması olanaksız eserler gibi, iyilik de bilinen boyutlar dahilinde var olamayacak kadar hayaliydi. ancak bir yerlerde iyiliğin olduğuna inanan ve defalarca hayal kırıklığına uğramaktan mahvolmuş olan insanların yersiz çabaları, kendilerini tanımalarını engelliyordu. savaşlar, ihanetler ve yalanlar insana aitti. ve pişmanlık ya da komşunun hayatını eleştirmek, iyi olmaya yetmiyordu. hiçbir şey, iyi omak için yeterli değildi. çünkü dünya ve insan eti, iyilikten yoksundu. insanlık, çizginin diğer tarafındaydı. ancak iyilik ve kötülüğü ayıran o sınıra o kadar yakındı ki, iyiliğin ne olduğunu biliyor, ancak hayata geçiremiyordu. vicdan kelimesi ve duygusu, sınıra yakın olmaktan kaynaklanan bir sahtelikti. insan, iyiliğe yakın olan bir kötüydü. bu gerçeğin insan tarafından öğrenilmesinin zamanı gelmişti. erişemeyeceği bir huzuru sürekli arzulamaktan vazgeçmeli ve kendisiyle çelişmekten delirmeye son vermeliydi. gelişimini engelleyen yüksek amaçlara sahip olmayı bırakmalı ve iyiliğe ulaşmak yerine, içindeki kötülüğü dizginlemeyi öğrenmeliydi. çünkü her ne kadar yakın olsa da, iyilikle arasında asla aşamayacağı bir duvar vardı ve o duvara çarpıp parçalanmaktan vazgeçemiyordu. her çarpışmada sınırdan daha da uzaklaşıyor ve kötülük topraklarının merkezine yaklaşıyordu. ne yarattığı dinler ne ahlak ne de yasalar. hiçbiri işe yaramıyordu. hatay’ a yirmi kilometre uzaklıkta yaşayan suriyeli ne kadar türk’ se, insan da o kadar iyiydi. insanlık, doğumundan itibaren dinlediği iyiliğin, masal olduğuna tanıklık etmeli ve gözkapaklarına oturmuş cehaleti savurup uyanmalıydı.


:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

doyduğun için sağol

tayfa75
yani araya beni de katip yemedigin, aylik erzakin yanina omrumu tuketmedigin, imf e muhtac etmedigin icin sagol demektir.

yemenin de bir adabi vardir. bilhassa misafir olarak bulunulan ortamlarda. o adaba uygun davranilmasi gerekliligine vurgu yapar bir cumle olsa gerektir.

azil

tayfa75
hakan gunday romanindan;

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

...bir aptalin olmesi icin fazla $ey gerekmiyordu. vicdani ta$iracak kadar hata ve gogus kafesini parcalayacak kadar aci.

donu$u olan hicbir karar sonuncu degildir. donu$u olan hicbir karar kesin degildir. hicbir hayal, gercekle$medigi surece mutlak degildir.

ne kotusun ne de iyi. her $eyi du$unebilir, her $eyi hayal edebilir, ancak sadece sectiklerini gercekle$tirebilirsin. du$unce $eytandan, davrani$ tanri’ dandir. hangi du$uncenin davrani$a donu$ecegine karar verense insandir.

her $ey soylenmi$ olabilir, ama ben daha soylemedim. ve eger ben soylemediysem her $ey soylenmemi$tir. cunku kimse benim gibi soyleyemez. cunku ben tekim. cunku daha once soylenmi$ olanlari benim gibi soyleyebilecek kimse yok. ozgurlukten herkes soz etti. ama ben degil. kom$um da etmedi. onun kom$usu da. ancak herkesin ozgurlukten soz ettigi gun, ozgurluk, soylenmi$ ve kapanmi$ bir konu olur. dolayisiyla ya$ayan butun akillarin suzgecinden gecene kadar bakir kalacak olan ozgurluk du$uncesine ili$kin yaratimlar surecektir.

du$unceler mukemmel, ancak davrani$lar kusurludur.
sindirilmesi zor kurallardan biri. du$unceler zihinde dogar. ve zihnin $artlari ucboyutlu dunyaninkinden farklidir. zihnin $artlari mukemmel du$unceyi olu$turacak niteliklere sahiptir. cunku zihin surekli geni$leme gucune sahiptir. oysa ucboyutlu dunyayla kurdugun ili$ki bedenin ve duyularinla sinirlidir. ucboyutlu dunya zihninin aksine daralir ve davrani$larina kusurlar ekler. zihinsel tasarilarin ancak bir bolumu davrani$lara yansitilabilir. davrani$ daima eksik kalacaktir. bir insani sevdigini du$unmek, ona bunu soylemek ve ardindan sarilmakla anlatilamayacak kadar mukemmeldir. bir insani oldurmek, ondan nefret ettigini du$unmenin yaninda daima kusurludur. hicbir davrani$, du$uncenin gercek tercumesi degildir.

gozya$lari kan gibi akiyordu. yeni acilmi$ ve acitmayan bir yaradan akan kan gibi. yuzu buru$muyor, gozkapaklari gereginden fazla acilip kapanmiyor ve ka$lari inip kalkmiyordu. sadece agliyordu, o kadar.

asil kurutulu$a inanmiyordu.
...cunku tanri’ nin tanrisi yok. biz ona inanıyoruz, ama o hicbir $eye inanmiyor. belki de tek gercek tanrisiz, tanri’ nin kendisi. tanrisizlik tanri’ ya mahsus! bu yuzden, kurallarda asalet ve adalet arama! cunku tanri, ne asil ne de adil olmak zorunda! benim gibi!

taniklik ettigim dunya, $iddet kullanilarak yonetiliyordu. ancak kimse bunu itiraf etmiyordu. hatta $iddet kelimesi bile gomulmu$tu. onun yerine ba$ka bir kelime kullaniliyordu: para. cok daha nazik. cok daha yasal. cok daha ahlaki. cagda$ uygarlikta $iddetin anlami paraydi.

tanri’ nin hala tanritanimaz bir anar$ist oldugunu du$unuyorum. ve insanin da camurdan uretilmi$ bir maymun oldugunu. ikisi bir araya gelince mutlu bir son beklemek zor.

insanin amaci ve varlik nedeni, yaratarak yok olmaktir.

mucize, tanri’ nin elini koparip dunyaya firlatmasi ve sonra da ondan geri donmesini beklemesidir. ancak elin, once bir el oldugunu anlamasi sonra da tanri’ ya ait oldugunu farketmesi gerekir. mucize, elin ait oldugu bedene donu$udur.

intiharda gelecek olmadigini anladigi gun olumu siktir etmi$ti.

verilmi$ olan her karar, o anin $artlari icinde en dogru olandir.

klonlanmasi gereken insan degil, evrendir. ancak o zaman, her $ey yeniden ve eksiksiz yaratilabilir. cunku insan bir sonuc, evrense bir nedendir. yanli$ bir sonucu tekrar yaratmanin hicbir gecerli nedeni olamaz. yeniden yaratilacak olan evrenden dogru sonucu elde etmek, tek amac olmalidir.

iyilik, butun ileti$im araclarinda reklami yapilan, ancak ozel sektore ait hicbir stokta bulunmadigi icin satilamayan bir urundu. o kadar. insanlik gercekliginde daha fazla kar$iligi yoktu.

kotuluk, once ba$kalarinin, sonra da senin canini acitir.

her $ey, nereden baktigina, dolayisiyla nerede durduguna bagliydi ya da nerede yurudugune.

du$unuyorum, oyleyse, varligimi yok edebilirim.

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

he lays in the reins

tayfa75
calexico ile iron and wine inbirlikte seslendirdikleri enfes bir parcadir.

one more drink tonight as your gray stallion rests
where he lays in the reins
for all of the speed and the strength he gave

one more kiss tonight from some tall stable girl
she’s like grace from the earth
when you’re all tuckered out and tame

one more tired thing the gray moon on the rise
when your want from the day
makes you to curse in your sleep at night

one more gift to bring we may well find you laid
like your steed in his reins
tangled too tight and too long to fight

bilgiçlerin şiirleri

tayfa75
agit

uzun zaman önce, bir gece yarısı;
karanlık bir oda, çift kişilik bir yatak.
yanımda o vardı.
tek başıma vurdum, içimdeki naif çocuğu.
ve öldü oracıkta...
belki o gece akmadı bir damla yaş gözümden.
belki ben ölmedim orada o gece.
belki yaşam sürmeyi tercih etti,
büyük kaybına rağmen.
ama bu gece kan damlıyor gözlerimden,
yitirdiğimiz saflığımız için.
bir tutunma, yaşama asılma meselesiydi,
geride kalmama çabası.
ama yanlış dallarımıza asıldık,
en muhtaç olduğumuz,
aynı zamanda en zayıf dallarımızı kırdık
istemeden.
şimdi kayıbız, o gece öldürdüğümüz
naif çocuklar gibi.

akıyor kanım bu gece,
gözlerimden içime,
en derinlerime.
boğacak,
sana tereddütsüz sunduğum kalbimi,
gülüşlerinde yitirdiğim aklimi.
leşimi süpürecek kaldırımdan,
sabah güneşi vurmadan
kadrolu sokak işçileri.

bir affedebilse katili olduğum çocuk beni,
bir affedebilsem kendimi...
bir affedebilsen beni...

12 aralık 2009 - cumartesi ( 00:18 )

aşk

tayfa75
elif $afak’in ayni isimli kitabindan;

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:

...birinin agzindan bal gibi dokulen soz, bir ba$kasinin kulagina zehir gibi gelebilir" dedi $ems."halbuki allah soze degil, niyete bakar. edep bilenler ba$kadir. cani yanmi$ a$iklarin $eriati butun dinlerden ayridir. biz mezhep, din ve ya dil ayrimi bilmeyiz. kamu alemi bir tutar, birleriz. ba$kasinin agzindan cikan soze "gunah" demeyiz. cunku kalpleri allah bilir, biz bilmeyiz. o yuzden susar, kimseyi otelemez, incitmeyiz. bizim tek mezhebimiz var. o da allah."

bu hikayede benim payim ipekbocegininkine benzer. rumi ipektir, ilmik ilmik orulecektir. vakit tamam olunca ipegin bekasi icin ipekboceginin olmesi gerekir.

"ey dervi$, destur veririz amma bilesin ki bu $ehirde tastamam zit iki $ey var senin icin. ortasi yoktur. ya safi a$k, ya som nefretle kar$ila$acaksin. bunu bir du$un istersen."
"hal boyleyse dert edecek bir $ey yok" dedim. "madem ki safi a$k var, kafidir."

akilci kararlar alip planlar yaparak hayatimizin aki$ini denetleyebilecegimizi zannediyoruz. oysa balik yuzdugu okyanusu denetleyebilir mi? bu sadece sahte beklentiler ve husranlar yaratir.

ah minel a$k! a$k’ tan once a$k’ tan sonra. a$k yeryuzunde en eski, en direncli gelenektir. a$ik di$lanir ama di$layamaz. a$ik incinir ama karincayi bile incitemez. a$ik olunca anlarsin. yuregin bir kadife keseye donu$ur, icinde sirma bir yumak, sen bu yufka gonulle kimseye kiyamazsin. ya$ayan ve ya$ami$ a$iklarin safina katilirsin. korkma! a$kta yok olunca zahiri tarifler, zihinlerdeki kategoriler buhar olur ucar. o noktadan itibaren "ben" diye bir $ey kalmaz. tum benligin olur koca bir sifir. orada ne $eriat kalir, ne tarikat, ne marifet. sadece ve sadece hakikat...

bana kalsa bir kova su alir cehennem ate$ini sondurur, cenneti de ate$e veririm ki, sirf ve saf a$k kalsin.gerisi bo$!

a$k di$arda bulunan bir $ey degildir. icerden gelir. tek yapmamiz gereken icimizde bizi a$ktan alikoyan engelleri bulup kaldirmaktir.

a$k bir milad demektir. $ayet "a$tan once" ve "a$ktan sonra" ayni insan olarak kalmi$sak, yeterince sevmemi$iz demektir. birini seviyorsan onun icin yapabilecegin en anlamli $ey degi$mektir.!
o kadar cok degi$melisin ki, sen sen olmaktan cikmalisin.

her $eyle sava$ halindeyiz. terorizmle sava$, yoksullukla sava$, enflasyonla sava$, aids’le sava$, kanserle sava$, ru$vetle sava$, hatta fazla kilolarla sava$... sava$maktan ba$ka bir yakla$im yok mu?

:--------------------------------------------------spoiler--------------------------------------------------:
71 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol