uzun zamandır çölde kutup ayısıyla sevişiyormuş duyduğuma göre. çünkü kutup ayısı tasonun cırcır böceğinin üstüne basıp hunharca katletmiş onu. taso da sinirlenip ayıya dalmış falan, böyle uzar gider hikaye.
90lar kuşağını ve sadizmini geride bırakıp kendinden bir hayli yüksek sesle bahsettirecek kuşaktır. sözlüğe geldikleri andan itibaren; bakın la biz milenyum çocuğuyuz akıllı olun eheh halet-i ruhiyesini taşıyacaklarından şüphem yok.
2000ler kuşağına 90ların argümanlarıyla bir cevap verirsek şayet; milen sensin yumiyum da götüne girsin.
2000ler kuşağına 90ların argümanlarıyla bir cevap verirsek şayet; milen sensin yumiyum da götüne girsin.
hadi 91ler neyse de bundan beş sene sonra 2000ler başlıycak. 2002ler/3ler derken...
düne kadar 90lı kuşağa burun kıvırarak bakıyoduk ama zamanla alıştık, sözlükteki varoluşlarını engellemez. benim asıl meselem 2000lerle olacak gibi.
(bkz: sözlükteki 2000ler kuşağı)
düne kadar 90lı kuşağa burun kıvırarak bakıyoduk ama zamanla alıştık, sözlükteki varoluşlarını engellemez. benim asıl meselem 2000lerle olacak gibi.
(bkz: sözlükteki 2000ler kuşağı)
(bkz: bergüzar korel)
tek sözcükle; muhteşem.
okanın "justin" fetişizmine alet olmaları iğrençti.
patates kızartmasıyla kola içerken antin kuntin bir festivale "sosyalist" damarları kabaran ergen örneğidir.
disko kralındaki sosyal medya dedektifleri okuyorlarsa kendisine bir tavsiyem var. yayının tadını çıkaracağına egosunu önde tutmasın çünkü gülünç oluyo. kendini sürekli bir kanıtlama tavrı var ki akıllara ziyan.
geçen büyülü fener sinemasının önünden geçtim; günah keçisiyle şafak sezerin kolpaçinosunun afişi vardı. lan onlara spoiler verip kaçsam nolcak ki beyni sulanmış zaten o filmlere gidenlerin.
v esasında özgürlük mücadelesi veren bir karakter değil,filmse ingilizlerin 15. yüzyılından itibaren çekişmekte olan katolizm ve protestanlık çatışmalarını; kilise ve halkın bütünleşik bir yapıyla sessiz yığınlara dönüşmesini sağlayacak kurguya sahip. filmin ana teması budur. anarşizm tüm dünyada kitlesel mücadelelerin ya da eylemlerin odağı değil, aksine bugün bile sosyo ekonomik merkezli tavır alan kesimin mücadelesidir. vendettadan valeryi ayır, tutkuyu; güllü dallı sahneleri çıkar, geriye o maskenin ardındaki soytarı kalır. çünkü özgürlük herhangi bir klişeden beslenerek üzerinde güneş batmayan imparatorluk safsatasını yıkacak ayarda değildir. bu film de olsa gerçek de olsa... olayın özü tipik bir "katolik- protestan" mücadelesi sonrası egemen sınıfın hangi dinsel güçle rolünü ortaya koyacağıdır. metro ve meclis binasını havaya uçurarak mesaj vermeye çalıştıkları tek kesimin kilise olması tesadüf olmasa gerek.
chelsea alır. sonucu da söyleyim. 2-0
nikah kıydığı kişilere "alevi ve chpli olduklarını bildiğim halde" şeklinde ifadeler kullanmasıyla bilinen; "allah tez zamanda akıl fikir ihsan etsin" dediğim şahıstır.
laptopa bira döken arkadaşım ne kadar üzüldü ne kadar ızdırap çekti anlatamam, çay yanında hafif kalır. eleman 1 ay bekledi olmayınca yeni laptop aldı.
10. biradan sonra uzaydasın kardeş.
izlemedim. izlemiycem de. alemde sik kadar akıl kalmamış hacelis.
bence özür dilemesine gerek yoktu bu söz yüzünden. ne de olsa karşısındaki "delikanlı" çiftçiye "ananı da al git lan", gurbetçiye de "sahtekar" diyecek kadar üslup fakiri. ne diye zorluyor ki sayın baykal kendini. peeh!
şayet eşi "ben de bi ara peter northun hastasıydım" falan deyiverirse anında tek eşliliğe döner ermanığmm. bilirim.
gece çalışanlar için sendrom olmaktan çıkıp harikanın da ötesinde bir halet-i ruhiyeyle güne başlamanızı sağlayan olaydır. millet sabah kalkınca çekeceği eziyeti düşünürken siz sabah en fazla gecenin yorgunluğuyla eve giriyor olacaksınız. yaşasın gece vardiyası.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?