confessions

superkahraman

- Yazar -

  1. toplam entry 342
  2. takipçi 1
  3. puan 11862

halkın sanata bakış açısı

superkahraman
iyi niyetli bir arkadaşın roman yazım teknikleri ile ilgili çeşitli yazı ve makalelerden oluşturduğu blog sayfasına yapılan yorumlardan açıkça belli olan hadise. bir kaç örnek vermek istiyorum tutmayın;

-1 haftadır bir roman yazıyorum,50 sfya ulaştım.ama artık bu romandan sıkılmaya başladım.yeni birşeyler yapmak istiyorum.sizce ne yapmalıyım

-bilgiler için çok saol. ben de en yakın zamanda roman yazmaya başlayacağım inş.

-şair arkadaşlarım bende sizin gibi roman yazıyorum 17 yaşında ve iyi bir başlangıç yaptım

-bende sizler gibi kitap yazıyorum ilk 30 sayfasını yazdım

-benim bi korku romanı yasmam ici birini öldürmemmi gerekiiiyooo yahni romanın gerçek olmasımı lazım ben nası polisiye yazıcam bana yardım edinn mail adresimş su => [email protected]

-yazmaya başlayalı yaklaşık 9-10 yıl oldu. peki size kendimi anlatayım. şu anda 18 yaşındayım, babamın verdiği harçlıkları biriktirip bir-iki top parşömen aldığımı kim biliyor benden başka... kimse bilmiyor, çünkü onların benim ile alay etmesinden korkuyordum. hele ki annemle babam... yazdıklarımı görecek, el aleme yayacak insanlardandır! onlar okuyamasınlar diye yazılarımı büyükçe bir kasaya koydum, kağıdımı, kalemimi, taslağımı, kitaplarımı, fikirlerimi, mürekkebimi... hepsini kapattım o kasaya... üzerine kilit vurdum!bu benim için iyi oldu aslında. onlar okuyamadılar. kendilerini her şeyden üstün görseler bile...

-kafamda çok güzel tasrladığım kısıler yer ve zaman yazıya dokmeye gelınce karman çorman bir hal alıyor. bunun sebebini arıyorum . ama hala bulmuş deyilim ama emğin için sağol.

ah ah ah güzel türkiyem. roman yazmak için çıldıran gençlerim benim. heleki 18 yaşında olup 10 yıldır roman yazan arkadaşa seslenmek istiyorum. insan 8 yaşında anca okuma yazmayı söküyo hayvan. daha ne diyem mahmut mu diyem?

alin verin ekonomiye can verin

superkahraman
ülkenin zamane ekonomi bakanlarından birinin kafkaesk karısı, "kocamın ameliyatını nerede yapayım ey tanrım" diyerek yattığı istihareden "cleveland" cevabını alarak kalmıştı gel zaman git zaman önce.

bak ekonomi bakanı diyorum, türkiyede hastane yokmuş gibi cleveland usa diyorum, ekonomiyi kalkındırmak için ise halka simit alın diyenlerden bahsediyorum.

bunlar yüzünüzden batan ekonominin halka simit, çiçek aldırarak mı düzeliceği düşünülüyor acaba. ekonomide hareketlilik yaratmaksa amaç önce siz adam olunda ameliyatınızı türkiye de yaptırın, çocuklarınızı türkiye de okutturun, mısırlarınızı türk çiftçisinden alın, tarım arazilerini israile, suriyeye peşkeş çekmeyin, bilime destek verin, abuk subuk sansürlemeyin, su kaynaklarını verimli kullanın, proje üretin, proje satın almayın, işsizliği ortadan kaldırın, eğitim seviyesi düşük ailelere daha az çocuk yapmalarını salık verin, üçten aşşağısı kurtarmaz gibi deli saçması şeylerle gündeme gelmeyin, sanata ve sanatçıya destek çıkın, eser üretimini teşvik edin, sağda solda heykelleri toplamayın...

daha ne diyem, mahmut mu diyem?

bence diyen en büyük cahildir

superkahraman
belli durumlarda hakkını vermek gereken "laf"

bence durum şöyle gerçekleşmekte. genelde insanlar bu kalıbı konu hakkındaki genel toplum bilincini bir adım öteye taşımak için değil, konu hakkında en ufak bir fikir sahibi olmadıkları için doğal referans olarak kendilerini göstermek için kullanırlar.

bir örnekle açıklamak gerekirse;
"abi gmc nin terminator salvation ı, cameron un judgement day evrenini yerlebir etmiş, etraf mad max çöplüğüne dönmüş. ama bi yandan you could be mine ı tekrar duymak iyiydi"

diyemeyen kişi doğal olarak...

"abi bence super filmdi ya, adamlar yapmış, arnold falan..."

kalıbını istemeden de olsa kullanacaktır.

kitaptan dost olmaz

superkahraman
hayatımıza sürekli bize birşeyler öğretmeye çalışanları bir düşünelim.

ebeveynler: disiplin adı altında gerekli gereksiz bir sürü şey öğretmeye kalkarlar.

öğretmenler: valla öğrettikleri şeyler bi işe yarasaydı iş hayatına başladıktan sonra bir’10 sene de onların öğrettiklerini unutmaya çalışmakla zaman harcamazdık.

kadınlar (tercihe göre erkekler): ben bişey demiyorum buna.

patronlar: çoğu zaman kendi kıçını silmeyi bilemeyecek kadar denyo olanları çıkar ve neyi nasıl yapman gerektiğini anlatmaya başlar.

başbakanlar: özellikle ne zaman s.ktirip gitmen gerektiği, ne zaman artistlik yapmaman gerektiği, nasıl koyun gibi güdülmen gerektiği ile ilgili seminerler haftanın her günü her saati.


görüldüğü üzere bunların hiçbiri dostumuz değildir. bu nedenle de kitaptan da dost olmaz.

dağılın.

kitaptan dost olmaz

superkahraman
efendim alışılagelmiş olan tabiri ile kitap en iyi dosttur önermesinin külliyen yalan olması ile ilgili dışa vurum.

şöyleki dost dediğin biraz da dinler, sürekli car car car bir şeyler anlatmaya çalışmaz. bu nedenledir ki kitaptan dost olmaz.

g i joe

superkahraman
biz orta okuldayken -evet bir zamanlar orta okul diye birşey vardı- baya pahallı gelirdi, alamaz ağlardık.

alacağımız zamanda verdiğimiz paraya deymesi için en fazla ıvır zıvırı olanı tercih ederdik.

nostaljiyi film yapmışlar şimdilerde.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol