karşılıklı mahvolma politikası, nükleer güce sahip devletler arasında olası bir nükleer savaşta ortaya çıkacak topluca yok olma korkusu doğrultusunda doğan denge.
federal almanya cumhuriyetinin 1967 de spd genel başkanı ve şansölye willy brandtın ülkesindeki abd egemenliğini kırmak için varşova paktı ve sovyetler birliği ile ilişkileri normalleştirmek için oluşturduğu ve ilan ettiği politika. bu politikanın 3 ana unsuru vardı 1 sovyetler birliği ile doğrudan ilişki 2 varşova paktı ülkeleri ile ilişkilerin normalleştirilmesi 3 demokratik almanya ile ayrı birim olarak tanımaksızın bu devletle geçici antlaşma yapmak bu politikanın ilk adımı 1970 de polonya ile sınır antlaşmasının yapılması ve oder ve niesse nehirlerin sınır olar tanınması antlaşmasıdır daha sonra çekoslavakya ,demokratik almanya ile antlaşmalar yapılmış son olarak 12 ağustos 1979 da sovyetler birliği ile doğrudan diyolağa başlanılmıştır.
haziran 1947de harward üniversitesinde bir konuşma yapan abd dışişleri bakanı george marshall, avrupa ekonomilerini tekrar kalkındırmak için çok geniş kapsamlı bir program önerdi.
marshall planı; buna katılmak isteyen her avrupa ülkesine amerikan mali yardımı, malzeme ve makinasını öngörüyordu. türkiye dahil 16 avrupa ülkesinin üyeleri 22 eylülde amerikaya sunulmak üzere bir avrupa ekonomik kalkınma programı hazırladılar. bu program üzerine amerika 3 nisan 1948de dış yardım kanununu çıkardı. amerika bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16lara (ingiltere, fransa, belçika, italya, portekiz, irlanda, yunanistan, türkiye, hollanda, lüksemburg, isviçre, izlanda, avusturya, norveç, danimarka ve isveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. bu yardım müteakip yıllarda 12 milyar dolara ulaştı. marshsall planı, sovyetler ve peyklerine de açık olmakla birlikte, doğu bloku üyeleri buna katılmak istemediler. marshall yardımları sonucunda ve üç yıllık bir süre içinde av-rupadaki sanayi üretimi savaş öncesine oranla % 25, tarımsal üretim ise % 14lük bir artış gösterdi. dış yardım kanununun çıkması üzerine 16 avrupa ülkesi, 16 nisan 1948de avrupa iktisadi işbirliği teşkilatını kurdular.
marshall planı; buna katılmak isteyen her avrupa ülkesine amerikan mali yardımı, malzeme ve makinasını öngörüyordu. türkiye dahil 16 avrupa ülkesinin üyeleri 22 eylülde amerikaya sunulmak üzere bir avrupa ekonomik kalkınma programı hazırladılar. bu program üzerine amerika 3 nisan 1948de dış yardım kanununu çıkardı. amerika bu kanuna dayanarak daha ilk yılında 16lara (ingiltere, fransa, belçika, italya, portekiz, irlanda, yunanistan, türkiye, hollanda, lüksemburg, isviçre, izlanda, avusturya, norveç, danimarka ve isveç) 6 milyar dolarlık bir ekonomik yardım yaptı. bu yardım müteakip yıllarda 12 milyar dolara ulaştı. marshsall planı, sovyetler ve peyklerine de açık olmakla birlikte, doğu bloku üyeleri buna katılmak istemediler. marshall yardımları sonucunda ve üç yıllık bir süre içinde av-rupadaki sanayi üretimi savaş öncesine oranla % 25, tarımsal üretim ise % 14lük bir artış gösterdi. dış yardım kanununun çıkması üzerine 16 avrupa ülkesi, 16 nisan 1948de avrupa iktisadi işbirliği teşkilatını kurdular.
14 mayıs 1955 den 1991 yılına kadar, sscb önderliğinde doğu bloku ülkelerini savunmada müttefik yapan anlaşmadır.
varşova paktına üye ülkeler; arnavutluk (1968de çıktı), bulgaristan, doğu almanya (almanyanın birleşmesiyle 1990da çıktı), polonya, romanya, macaristan, çekoslovakya ve sscb.
31 mart 1991de askeri yapılanması sonlandırılmış ve 1 temmuz 1991de varşova anlaşması feshedilmiştir.
varşova paktına üye ülkeler; arnavutluk (1968de çıktı), bulgaristan, doğu almanya (almanyanın birleşmesiyle 1990da çıktı), polonya, romanya, macaristan, çekoslovakya ve sscb.
31 mart 1991de askeri yapılanması sonlandırılmış ve 1 temmuz 1991de varşova anlaşması feshedilmiştir.
(bkz: varsova paktı)
1968 yılının 5 ocak gününde başlayan ve çekoslavakyanın politik olarak liberalleşmeye çalıştğı bir dönemdir. alexander dubčekin iktidara gelmesi ile baslayip aynı yılın 20 ağustosunda sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği ve varşova paktı müttefiklerinin (romanya hariç) ülkeyi işgal etmesi ile sona ermiştir.
ikinci dünya savaşından sonra doğu ve batı bloklarının zaman zaman savaş çıkarma tehditlerinin bütün dünyada yarattığı gerginlik.
diplomasi başarısızlığa uğradığında başvurulan ilk yöntem ve devletleri anlaşmalara zorlamanın ana yollarından biridir. yaptırımlar, diplomatik ve ekonomik şekillerde olabilir, ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi, ekonomik bariyerler ve ambargoları da içerir.
çok taraflı ticaret sisteminin yasal ve kurumsal organıdır. wto, hükümetlerin iç ticaret yasalarını ve düzenlemelerini nasıl yapacakları hususunda yasal bir çerçeve ortaya koymaktadır ve toplu görüşmeler ve müzakereler yoluyla ülkeler arasında ticari ilişkilerin geliştirildiği bir platformdur.
kendini "adalet ve güvenliği, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği uluslararasında tüm ülkelere sağlamayı amaç edinmiş global bir kuruluş" olarak tanımlayan, günümüzün en önemli uluslararası kuruluşudur.
uluslararası ilişkilerin bir aracı olarak düşünülebilir. bir ülkenin işlediği suçların uluslararası düzeyde kamuoyuna açıklanarak devletlerin haysiyetlerinin alçaltılaması yoludur. bmnin insan hakları komisyonunun 1235nci prosedürüyle insan hakkı ihlalinde bulunan ülkeleri teşhir etmesi buna bir örnektir.
uluslararası bağımlılıktan farklı bir şekilde, marksizimle yakından ilişkili bir teori olan bağımlılık teorisini belirtir. bu teoriye göre gelişmiş merkez devletler, kendi refahları için, zayıf çevre devletleri sömürürler.
yani karşılıklı sorumluluk ve başkalarına bağımlı olma, çoğunluğun görüşüne göre uluslararası sistemin karakteridir. bu görüşün savunucuları küreselleşmeye, özellikle ekonomik ilişkilere işaret ederek, uluslararası örgütlerin rolünün ve uluslararası ilişkilerde giderek artan belirli ilkelerin kabul edilmesinin uluslararası sistemin ana ilkesinin uluslararası bağımlılık olduğunu belirtmektedirler.
uluslararası sistem içindeki güç düzenine işaret eder. kavram özellikle soğuk savaş döneminde iki süpergücün çekişme halinde bulunduğu iki kutuplu düzenle ortaya çıkmıştır. bu kavram çerçevesinde 1945 öncesi sistem gücün büyük devletler tarafından paylaşılması sebebiyle çok kutuplu olarak isimlendirilir. benzer biçimde sscbnin 1991de dağılmasıyla abdnin tek süpergüç kalmasıyla oluşan düzen de pek çok akademisyen tarfından tek kutuplu sistem olarak adlandırılır
eleştirel teori.doğası gereği pek çok sosyal bilimi kapsar ve sadece bir uluslararası ilişkileri teorisi değildir. devlet merkezli bir teoridir ve diğer uluslararası ilişkiler teorilerine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşır. bütün uluslararası ilişkiler teorilerinin belirli siyasi amaçları haklı çıkarmak veya desteklemek amacıyla oluşturulduğunu savunur. insanların daha serbest bırakılması gerektiğini ve devletlerin görevlerinin azaltılarak hizmetlerin ve bireylerin güvenliğinin sağlanmasıyla sınırlı kalması gerektiğini savunur.
genel anlamda üretilişinde bilgisayarın rol aldığı, fiziksel olmayan nesnelerin üretilmesiyle gerçekleşen sanat biçimine denir. bu süreçte bilgisayar geleneksel anlamda bir yardımcı araçtan vazgeçilmez bir ortak yaratıcı konumuna kadar uzanan tayfın herhangi bir yerinde bulunabillir. sürecinde bilgisayarın sadece alışılageldik kullanımının rol aldığı işler genelde bu sınıflandırmaya alınmazlar. 1990lardaki dijital devrim sonrası sayıları artan dijital ressamlar ve baskıcılar sanat çevreleri ve müzeleri tarafından fazla kabul görmeseler de internet sanatı ve yazılım sanatı gibi dallar sanat müzelerine girmiştir.
interneti temel gereç (mecra) olarak kullanan ve video sanatında olduğu gibi konusunu da kullandığı mecradan alan; dolayısıyla internet, internet kültürü, teknoloji-toplum ilişkileri gibi konuları irdeleyen kültürel üretim şekli, sanat çeşididir. walker art centerın eski küratörü steve dietzin deyişiyle internet sanatı projeleri, izlenmesi/ifade edilmesi/katılımının sağlanması için internetin hem gerekli hem de yeterli koşul olduğu projelerdir.
software art.sanatçılar tarafından sanat eseri olarak sergilenmek amacıyla oluşturulmuş yazılım uygulamaları gibi, yazılımın veya yazılımla ilgili kavramların önemli rol oynadığı sanat biçimlerine denir.
yazılım sanatı 1990ların sonlarından itibaren sanatsal bir disiplin olarak yer edinmeye başlamıştır. yayımlanması ve tartışılması sık sık www üzerinden yapıldığı için internet sanatı ile de yakından bağlantılıdır. world wide webdeki bilgiye alternatif sunumlar getiren tarayıcı sanatı (browser art), hem internet hem de yazılım sanatı kapsamına sokulabilecek bir örnektir.
yazılım sanatı 1990ların sonlarından itibaren sanatsal bir disiplin olarak yer edinmeye başlamıştır. yayımlanması ve tartışılması sık sık www üzerinden yapıldığı için internet sanatı ile de yakından bağlantılıdır. world wide webdeki bilgiye alternatif sunumlar getiren tarayıcı sanatı (browser art), hem internet hem de yazılım sanatı kapsamına sokulabilecek bir örnektir.
arnolfininin düğünü olarak ta bilinmektedir.
osmanlıda ilk modern tiyatro örneği şinasinin 1860 tarihli oyunu olan şair evlenmesidir. bu oyun modern tiyatroya ilk adımdır ve orta oyunun da özelliklerini taşımaktadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?