sadece tür, cins gibi kategorilerdeki taksonların isimlendirilmesi ve tanımlanması düzeyinde yapılan çalışmaları kapsar. bu tür çalışmalar linne ile başlamış olup günümüzde özellikle tür sayısı bakımından çok zengin hayvan ve bitki gruplarında hala sürdürülmektedir.
kuşları inceleyen zooloji alt dalı.
veya düzenek, birbiriyle etkileşen veya ilişkili olan, bir bütün oluşturan cisim veya varlıkların, ki bunlar soyut veya somut olabilirler, bileşkesidir.
insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam. yani kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir.
periyodik tablodaki elementlerden biri olup, simgesi pb ve atom numarası 82 dir. yumuşak, ağır, zehirleyici, kolay dövülebilen bir metaldir. yeni kesildiğinde mavimsi beyazdır, ancak zamanla havada oksitlenmesi sonucu mat gri bir renk alır. inşaat sektöründe ve ayrıca çeşitli pil, mermi, lehim, ve diğer alaşımların yapımında kullanılır. kararlı elementler içinde en yüksek atom numarasına sahip olandır. elektrik iletkenliği düşüktür. korozyona dayanıklı olmasından dolayı aşındırıcı sıvıların (örneğin, sülfürik asit vb.) depolanmasında kullanılır. az miktarda antimon veya diğer metallerle alaşımlandırılarak sertlik değeri yükseltilebilir.
terim olarak, kullanım dışı kalan geri dönüştürülebir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır.
e-atıklar; atık elektrikli ve elektronik aygıtlardır.
e-atıklar, yer kaplamaları ve zehirli maddeler içermeleri dolayısıyla dünyada gittikçe büyüyen bir sorundur. örneğin, bir bilgisayar ekranında, ağırlığının %6sı kadar kurşun bulunmaktadır. günümüzde bazı ülkelerde e-atıklar geri dönüşüm için toplanmaktadırlar. bu atıklar doğru olarak değerlendirildiklerinde hammadde olarak kullanılabilmektedirler.
e-atıklar, yer kaplamaları ve zehirli maddeler içermeleri dolayısıyla dünyada gittikçe büyüyen bir sorundur. örneğin, bir bilgisayar ekranında, ağırlığının %6sı kadar kurşun bulunmaktadır. günümüzde bazı ülkelerde e-atıklar geri dönüşüm için toplanmaktadırlar. bu atıklar doğru olarak değerlendirildiklerinde hammadde olarak kullanılabilmektedirler.
içinde radyoaktif kimyasal elementler bulunan, kullanım değeri olmayan atıklardır.
kimi zaman, nükleer bir işlemin sonucunda ortaya çıkar. tıpta, araştırma laboratuvarında ve çeşitli sanayi dallarında kullanılan kimi yöntemler sonucunda da radyoaktif atıklar ortaya çıkar.
radyoaktif atıkların büyük bölümü, düşük radyasyon düzeyli atıklar oluşturur. orta ve yüksek düzeyli radyoaktif atıklar da vardır. radyoaktif atıkların depolanıp atılması ve saklanması sırasında mutlaka belli önlemler almak gerekir.
kimi zaman, nükleer bir işlemin sonucunda ortaya çıkar. tıpta, araştırma laboratuvarında ve çeşitli sanayi dallarında kullanılan kimi yöntemler sonucunda da radyoaktif atıklar ortaya çıkar.
radyoaktif atıkların büyük bölümü, düşük radyasyon düzeyli atıklar oluşturur. orta ve yüksek düzeyli radyoaktif atıklar da vardır. radyoaktif atıkların depolanıp atılması ve saklanması sırasında mutlaka belli önlemler almak gerekir.
bitki ve hayvan kaynaklı atıklara "organik atık" adı verilir. evlerden ve işyerlerinden toplanarak çöp alanlarına taşınan atıkların önemli bir bölümü organik atıklardır.
organik atıklar, doğada mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozunarak temel bileşenlerine ayrılır. organik atıkların biriktirilip ara sıra karıştırılarak kontrollü olarak bozunmaları sağlandığında, bitkiler için çok zengin bir gübre elde edilebilir.
organik atıklar, doğada mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozunarak temel bileşenlerine ayrılır. organik atıkların biriktirilip ara sıra karıştırılarak kontrollü olarak bozunmaları sağlandığında, bitkiler için çok zengin bir gübre elde edilebilir.
herhangi bir ürünün tasarım aşamasından başlayarak; üretim, tüketim, atık oluşumu, atığın geri dönüştürülmesi ve/veya bertarafını kapsayan bir disiplindir.
kurak mevsimin uzun sürdüğü tropikal bölgelerde görülen, tek tük ağaçlar serpili büyük çayırlardan oluşan bitki topluluğu, güney afrikada ve doğu afrikada başlıca bitki topluluğu olan savana(savan da denir), boyları yer yer iki metreyi bulabilen köksaplı bitkilerden ve buğdaygillerden oluşur.
hala daha akademik çevreler ve otoriteleri tarafından kabul görmese de kendi içerisinde gelişen bir sanat akımıdır. kelime, kök olarak stilden türmiş olup, özellikle tekstil moda tasarımı ve stilistlik anlamında mesleki bir terim olarak kullanılmaktadır.
stilizm akımı diğer sanat akımlarına göre çok yenidir. stilizm bulunduğu zamana göre eski tarzı stili yenileyebilen bir sanat dalıdır.
stilizm akımı diğer sanat akımlarına göre çok yenidir. stilizm bulunduğu zamana göre eski tarzı stili yenileyebilen bir sanat dalıdır.
yakın ve uzak doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği batı kökenli ve batı merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad.
egzotik olandan egzotizm. ondokuzuncu yüzyıl sonlarından itibaren bazı etnik gruplar ve medeniyetlerin etkisiyle sanat ve tasarımda oluşan bir eğilim. müzikte egzotizm ritim, melodiler veya enstrümanlardaki uzak diyarlar veya antik zamanların atmosferini oluşturan yeni biçimlerle ortaya çıkmaktadır. ondokuzuncu yüzyıldaki resimde, dekoratif sanatlarda oryantalist temaların kullanılması gibi.
piet mondrianın kurduğu,ilkel renkler ve basit geometrik biçimler arsındaki ilşkileri araştıran akım. neoplastisizm, kübizmden çıkmıştır ve mondrianın 1912den 1917ye kadar süren kuramsal ve palastik araştırmalarının sonucudur. dik açı ile üç ilkel renk (mavi, sarı, kırmızı) ve renk sayılmayan siyah, beyaz gri neoplastisizmin öğeleridir. neoplastisizm daha sonra geometrik soyutlamanın kökeni olmuştur. avrupa rasyonalizminin biçim anlayışı neoplastitizme dayanır.
19. yüzyılda fransız bir ressam grubu tarafından uygulanan manzara resmi tarzını tanımlamak için kullanılır. daha önceki idealize manzara resmi reddedilmiş, çoğunlukla açık havada doğrudan gözlem yoluyla daha serbest ve gerçekçi eserler meydana getirilmiştir.
op art, optik resim olarak da bilinen 1960ların bir resim akımıdır. renk, çizgi gibi öğeler göz yanılsamaları yaratmak için kullanılır. eserler genelde soyut olup, pek çok durumda siyah-beyazdır.
lekecilik ve hareket resmine karşı gelişen op-art, sanat yapıtını kurallarla bilimsel olarak düzenlemeye önem vermiştir. rastlantıya dayanan içgüdüsel otomatik yazı resmi( içgüdüsel-nonfigüratif), bu anlayışın tam karşıtı olmaktadır. op-art resimde üçüncü boyut etkisini verme eğiliminin soyut sanatta ortaya çıkan şeklidir. bunun için geometrik biçimler ritmik biçimde düzenlenmiş ve bu biçimler üzerinde renkle modle yapılmıştır
lekecilik ve hareket resmine karşı gelişen op-art, sanat yapıtını kurallarla bilimsel olarak düzenlemeye önem vermiştir. rastlantıya dayanan içgüdüsel otomatik yazı resmi( içgüdüsel-nonfigüratif), bu anlayışın tam karşıtı olmaktadır. op-art resimde üçüncü boyut etkisini verme eğiliminin soyut sanatta ortaya çıkan şeklidir. bunun için geometrik biçimler ritmik biçimde düzenlenmiş ve bu biçimler üzerinde renkle modle yapılmıştır
1898-1908 yılları arasında henri matisse tarafından fransada geliştirilen bir sanat akımıdır. en önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır. matisse, derain ve vlaminckin pariste açtıkları bir sergide ilk kez duyulmuştur. 1905 yılında gercekleşen bu sergi modern resme birçok katkıda bulunmuştur. sergiye gelenler daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. tuval üzerine sürülmüş dogrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır. sergide bulunan bir eleştirmen bu gruba fauve (vahşi hayvan) adını takmıştır. akım adını buradan alır.
ilk olarak 1960 yılında litvanyalı-amerikalı sanatçı george maciunas tarafından john cage ve çevresindeki sanatçı ve müzisyenleri tanımlamak için kullanılmış, uluslararası bir avant-garde gruba verilen addır. maciunasa göre fluxusun amacı "sanatta devrimsel bir gelgitin oluşmasını sağlamak, yaşayan sanatı ve karşı sanatı (anti-art) yaymak" idi. bu açıdan fluxus, dada ile yakından ilişkilendirilebilir. zamanın çoğu avant-garde sanatçısı fluxus içinde yer almıştır. bunlar arasında joseph beuys, yoko ono, nam june paik sayılabilir. 1960ların çoğulculuğuna yol açması açısından önemli olup etkisi günümüzde sürmemektedir.
konusu cansız varlıklar (ölü hayvanlar) veya nesneler (meyveler, çiçekler, vazolar, vb.) olan resimlere verilen isimdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?