confessions

sumpago

- Yazar -

  1. toplam entry 637
  2. takipçi 1
  3. puan 52604

alfa taksonomi

sumpago
sadece tür, cins gibi kategorilerdeki taksonların isimlendirilmesi ve tanımlanması düzeyinde yapılan çalışmaları kapsar. bu tür çalışmalar linne ile başlamış olup günümüzde özellikle tür sayısı bakımından çok zengin hayvan ve bitki gruplarında hala sürdürülmektedir.

çevre

sumpago
insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları, fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel ortam. yani kısaca canlı varlıkları etkileyen dış tesirlerin tümüne çevre denir.

kurşun

sumpago
periyodik tablodaki elementlerden biri olup, simgesi pb ve atom numarası 82 dir. yumuşak, ağır, zehirleyici, kolay dövülebilen bir metaldir. yeni kesildiğinde mavimsi beyazdır, ancak zamanla havada oksitlenmesi sonucu mat gri bir renk alır. inşaat sektöründe ve ayrıca çeşitli pil, mermi, lehim, ve diğer alaşımların yapımında kullanılır. kararlı elementler içinde en yüksek atom numarasına sahip olandır. elektrik iletkenliği düşüktür. korozyona dayanıklı olmasından dolayı aşındırıcı sıvıların (örneğin, sülfürik asit vb.) depolanmasında kullanılır. az miktarda antimon veya diğer metallerle alaşımlandırılarak sertlik değeri yükseltilebilir.

elektronik atiklar

sumpago
e-atıklar; atık elektrikli ve elektronik aygıtlardır.

e-atıklar, yer kaplamaları ve zehirli maddeler içermeleri dolayısıyla dünyada gittikçe büyüyen bir sorundur. örneğin, bir bilgisayar ekranında, ağırlığının %6’sı kadar kurşun bulunmaktadır. günümüzde bazı ülkelerde e-atıklar geri dönüşüm için toplanmaktadırlar. bu atıklar doğru olarak değerlendirildiklerinde hammadde olarak kullanılabilmektedirler.

radyoaktif atik

sumpago
içinde radyoaktif kimyasal elementler bulunan, kullanım değeri olmayan atıklardır.

kimi zaman, nükleer bir işlemin sonucunda ortaya çıkar. tıpta, araştırma laboratuvarında ve çeşitli sanayi dallarında kullanılan kimi yöntemler sonucunda da radyoaktif atıklar ortaya çıkar.

radyoaktif atıkların büyük bölümü, düşük radyasyon düzeyli atıklar oluşturur. orta ve yüksek düzeyli radyoaktif atıklar da vardır. radyoaktif atıkların depolanıp atılması ve saklanması sırasında mutlaka belli önlemler almak gerekir.

organik atik

sumpago
bitki ve hayvan kaynaklı atıklara "organik atık" adı verilir. evlerden ve işyerlerinden toplanarak çöp alanlarına taşınan atıkların önemli bir bölümü organik atıklardır.

organik atıklar, doğada mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozunarak temel bileşenlerine ayrılır. organik atıkların biriktirilip ara sıra karıştırılarak kontrollü olarak bozunmaları sağlandığında, bitkiler için çok zengin bir gübre elde edilebilir.

savana

sumpago
kurak mevsimin uzun sürdüğü tropikal bölgelerde görülen, tek tük ağaçlar serpili büyük çayırlardan oluşan bitki topluluğu, güney afrika’da ve doğu afrika’da başlıca bitki topluluğu olan savana(savan da denir), boyları yer yer iki metreyi bulabilen köksaplı bitkilerden ve buğdaygillerden oluşur.

stilizm

sumpago
hala daha akademik çevreler ve otoriteleri tarafından kabul görmese de kendi içerisinde gelişen bir sanat akımıdır. kelime, kök olarak stilden türmiş olup, özellikle tekstil moda tasarımı ve stilistlik anlamında mesleki bir terim olarak kullanılmaktadır.

stilizm akımı diğer sanat akımlarına göre çok yenidir. stilizm bulunduğu zamana göre eski tarzı stili yenileyebilen bir sanat dalıdır.

egzotizm

sumpago
egzotik olandan egzotizm. ondokuzuncu yüzyıl sonlarından itibaren bazı etnik gruplar ve medeniyetlerin etkisiyle sanat ve tasarımda oluşan bir eğilim. müzikte egzotizm ritim, melodiler veya enstrümanlardaki uzak diyarlar veya antik zamanların atmosferini oluşturan yeni biçimlerle ortaya çıkmaktadır. ondokuzuncu yüzyıldaki resimde, dekoratif sanatlarda oryantalist temaların kullanılması gibi.

neoplastisizm

sumpago
piet mondrian’ın kurduğu,ilkel renkler ve basit geometrik biçimler arsındaki ilşkileri araştıran akım. neoplastisizm, kübizm’den çıkmıştır ve mondrian’ın 1912’den 1917’ye kadar süren kuramsal ve palastik araştırmalarının sonucudur. dik açı ile üç ilkel renk (mavi, sarı, kırmızı) ve renk sayılmayan siyah, beyaz gri neoplastisizmin öğeleridir. neoplastisizm daha sonra geometrik soyutlamanın kökeni olmuştur. avrupa rasyonalizmi’nin biçim anlayışı neoplastitizm’e dayanır.

barbizon ekolu

sumpago
19. yüzyılda fransız bir ressam grubu tarafından uygulanan manzara resmi tarzını tanımlamak için kullanılır. daha önceki idealize manzara resmi reddedilmiş, çoğunlukla açık havada doğrudan gözlem yoluyla daha serbest ve gerçekçi eserler meydana getirilmiştir.

op sanatı

sumpago
op art, optik resim olarak da bilinen 1960’ların bir resim akımıdır. renk, çizgi gibi öğeler göz yanılsamaları yaratmak için kullanılır. eserler genelde soyut olup, pek çok durumda siyah-beyazdır.

lekecilik ve hareket resmine karşı gelişen op-art, sanat yapıtını kurallarla bilimsel olarak düzenlemeye önem vermiştir. rastlantıya dayanan içgüdüsel otomatik yazı resmi( içgüdüsel-nonfigüratif), bu anlayışın tam karşıtı olmaktadır. op-art resimde üçüncü boyut etkisini verme eğiliminin soyut sanatta ortaya çıkan şeklidir. bunun için geometrik biçimler ritmik biçimde düzenlenmiş ve bu biçimler üzerinde renkle modle yapılmıştır

fovizm

sumpago
1898-1908 yılları arasında henri matisse tarafından fransa’da geliştirilen bir sanat akımıdır. en önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır. matisse, derain ve vlaminck’in paris’te açtıkları bir sergide ilk kez duyulmuştur. 1905 yılında gercekleşen bu sergi modern resme birçok katkıda bulunmuştur. sergiye gelenler daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. tuval üzerine sürülmüş dogrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır. sergide bulunan bir eleştirmen bu gruba fauve (vahşi hayvan) adını takmıştır. akım adını buradan alır.

fluxus

sumpago
ilk olarak 1960 yılında litvanyalı-amerikalı sanatçı george maciunas tarafından john cage ve çevresindeki sanatçı ve müzisyenleri tanımlamak için kullanılmış, uluslararası bir avant-garde gruba verilen addır. maciunas’a göre fluxus’un amacı "sanatta devrimsel bir gelgitin oluşmasını sağlamak, yaşayan sanatı ve karşı sanatı (anti-art) yaymak" idi. bu açıdan fluxus, dada ile yakından ilişkilendirilebilir. zamanın çoğu avant-garde sanatçısı fluxus içinde yer almıştır. bunlar arasında joseph beuys, yoko ono, nam june paik sayılabilir. 1960’ların çoğulculuğuna yol açması açısından önemli olup etkisi günümüzde sürmemektedir.
6 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol