veya ape, primatların insanları da kapsayan hominidae süper familyasına dahil memeli hayvan.
bitkiler içindeki maddeleri inceleyerek bunlardan organizmaya girdiğinde hastalıkları iyileştirici etkisini bulmaya çalışan bilim dalına farmakognazi denir. farmakognazi botaniğin eczacılık biliminde uygulanmasıdır. her ikisinin metodlarını kullanır. bulunan ve ilaç olarak kullanılabilecek etken madderin bitkiden verimli şekilde elde edilme metotlarını belirler. bitkilerde yüzlerce etken madde bulunabilir. bu maddeler kimyasal maddelerdeki gibi yararlı etkilerinin yanında yan etkileri de mevcuttur. ayrıca bitkilerden elde edilirken elde edilen miktarın da büyük önemi vardır.
havada sıklıkla rastlanan polen cinslerini inceler. polen toplama araçları, sayımları ve örnekleme teknikleri gibi işlemlerle uğraşır.
gök cisimlerinin hareketlerini inceleyen gökbilim dalı.
gök cisimleri arasındaki kütleçekim etkileşimlerinin belirlediği ilişkilere, keplerin ampirik olarak kurduğu matematiksel model üzerine newton tarafından geliştirilen ve hareketin temel yasaları adı verilen fizik kurallarının uygulanması temeline dayanır. 20. ci yüzyılda einsteinın görelilik kuramı ile bu kurallar yeniden gözden geçirilmiştir. böylece, giderek daha duyarlı hale gelen ölçüm yöntemleri ile ortaya çıkan ve klasik gök mekaniği kuramının açıklamakta yetersiz kaldığı sapmalar aydınlatılabilmiştir.
gök cisimleri arasındaki kütleçekim etkileşimlerinin belirlediği ilişkilere, keplerin ampirik olarak kurduğu matematiksel model üzerine newton tarafından geliştirilen ve hareketin temel yasaları adı verilen fizik kurallarının uygulanması temeline dayanır. 20. ci yüzyılda einsteinın görelilik kuramı ile bu kurallar yeniden gözden geçirilmiştir. böylece, giderek daha duyarlı hale gelen ölçüm yöntemleri ile ortaya çıkan ve klasik gök mekaniği kuramının açıklamakta yetersiz kaldığı sapmalar aydınlatılabilmiştir.
gökbilimde bir gözlem noktasından bakıldığında iki ya da daha çok sayıda gök cisminin gökyüzünde birbirlerine yakın konuma gelmesi.
gökbilimde, güneşin uydusu olan bir gök cisiminin (örn. bir gezegen, bir asteroid,..) yerden bakıldığında güneşle yaptığı açı.
gökbilimde kullanılan uzaklık ölçü birimidir. paralaksı 1 olan bir gökcisminin uzaklığına denktir. 1 parsek, yaklaşık 3,26 ışık yılına eşdeğerdir.
bir gök cisminin yörüngesi boyunca, etrafında dolandığı merkezi cisime en uzak olduğu nokta.
enöte noktası eliptik bir yörüngenin iki odak noktasından geçen büyük ekseni üzerinde bulunur ve enberi noktasına tam karşıt konumdadır. güneş etrafında dolanan bir cismin (örneğin bir gezegen) yörüngesinin güneşe en uzak noktası günöte olarak adlandırılır. aynı kavram, yerin uyduları için yeröte adını alır.
enöte noktası eliptik bir yörüngenin iki odak noktasından geçen büyük ekseni üzerinde bulunur ve enberi noktasına tam karşıt konumdadır. güneş etrafında dolanan bir cismin (örneğin bir gezegen) yörüngesinin güneşe en uzak noktası günöte olarak adlandırılır. aynı kavram, yerin uyduları için yeröte adını alır.
bir gök cisminin yörüngesi boyunca, etrafında dolandığı merkezi cisime en yakın olduğu nokta.
enberi noktası eliptik bir yörüngenin iki odak noktasından geçen büyük ekseni üzerinde bulunur ve enöte noktasına tam karşıt konumdadır. güneş etrafında dolanan bir cismin (örneğin bir gezegen) yörüngesinin güneşe en yakın noktası günberi olarak adlandırılır. aynı kavram, yerin uyduları için yerberi adını alır. dünya için bu 3 ocak tarihinde gerçekleşir.
enberi noktası eliptik bir yörüngenin iki odak noktasından geçen büyük ekseni üzerinde bulunur ve enöte noktasına tam karşıt konumdadır. güneş etrafında dolanan bir cismin (örneğin bir gezegen) yörüngesinin güneşe en yakın noktası günberi olarak adlandırılır. aynı kavram, yerin uyduları için yerberi adını alır. dünya için bu 3 ocak tarihinde gerçekleşir.
güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesidir. bu kuyrukluyıldızların enberi ölçeği 5-50 ab (astronomi birimi) ve enöte ölçeği ise 30.000-100.000 abdir (bu uzaklıkların hepsi güneş merkezlidir). unutulmamalıdır ki enöte yörüngeleri plütonnun yörüngesinin (ortalama 39 ab) çok ötesindedir.
neptün gezegeninin yörüngesi ile plüton gezegeninden daha uzakta kalan gezegenimsilerin varolduğu bilinen alandır.edgeworth-kuiper kuşağı adıyla da anılmaktadır. hawaiideki gökbilimciler 1992 yılında bu bölgede sayıları 1000i bulan buzlu cisimlerin ilkini keşfetmişlerdir. bu cisimlerin bir bölümü çok yığışık olup, çapları da yüzlerce kilometreyi bulabilmektedir.
bilinen en büyük asteroittir. ana asteroit kuşağında yer alır, 1801 yılında italyan gökbilimci giuseppe piazzi tarafından bulunmuştur. asteroitler arasında ilk keşfedilen olduğu için 1 numara ile adlandırılmıştır.
yer atmosferinin kesin bir sınırı yoktur, uzaya doğru gittikçe incelip yok olur. atmosfer kütlesinin dörtte üçü gezegenin yüzeyinden itibaren ilk 11 km içindedir. bu en alt tabaka troposfer olarak adlandırılır. daha yüksekteki atmosfre genelde stratosfer, mezosfer ve termosfer olarak adlandırılır. bundan ötededeki eksosfer, yerin manyetik alanının güneş rüzgarları ile etkileştiği manyetosfere doğru giderek incelir. atmosferin yerdeki yaşam açısından önemli bir kısmı ise ozon tabakasıdır.
güneş sisteminin güneşe uzaklık açısından üçüncü sıradaki gezegeni. üzerinde yaşam barındırdığı bilinen tek doğal gök cismidir. katı ya da kaya ağırlıklı yapısı nedeniyle üyesi bulunduğu yer benzeri gezegenler grubuna adını vermiştir. bu gezegen grubunun kütle ve hacim açısından en büyük üyesidir. büyüklükte, güneş sisteminin 9 gezegeni arasında gaz devlerinin büyük farkla arkasından gelerek beşinci sıraya yerleşir. tek doğal uydusu ay dır.
(ontogenez veya morfogenez) bir organizmanın döllenmiş yumurtadan olgun formuna kadar geçirdiği değisim ve gelişimini tanımlar. gelişim biyolojisinin içinde yer alır.
sinir sistemi biyolojisidir. sinir sisteminin yapısı, fonksiyonları, gelişimi, genetiği, fizyolojisi, biyokimyası, farmakolojisi ve patolojisi ile ilgilenir. nöroanatomi, nörofizyoloji ve nörofarmakoloji gibi dallarla yakından ilgilidir ve bu tür dalları içinde barındırır.
avrupa, asya ve kuzey afrikayı içine alan bölge. güney çöl kuşağına kadar uzanır. büyük sahra, arabistan ve iran çölleriyle çin bu bölgenin içindedir.
bitki ve hayvan türlerinin dağılımını ve bu dağılımın nedenlerini inceleyen bilim dalı.
biyocoğrafya araştırmaları yürütülebilmesi için yeryüzü, özellikle kıtalar ve adalar, öbür bölgelerden değişik ama kendi sınırları içinde ortak özellikte bitki ve hayvan varlığını barındıran belirli bölgelere ayrılmıştır.
bitki ve hayvan topluluklarının özelliklerini dağılışlarını ve insan yaşamı üzerine etkilerini inceleyen fiziki coğrafya alt dalıdır.
biyocoğrafya araştırmaları yürütülebilmesi için yeryüzü, özellikle kıtalar ve adalar, öbür bölgelerden değişik ama kendi sınırları içinde ortak özellikte bitki ve hayvan varlığını barındıran belirli bölgelere ayrılmıştır.
bitki ve hayvan topluluklarının özelliklerini dağılışlarını ve insan yaşamı üzerine etkilerini inceleyen fiziki coğrafya alt dalıdır.
uzay kapsüllerindeki koşulların (ağırlığın olmadığı, kozmik ışınların bulunduğu) canlıların üzerindeki etkilerini inceler. ayni zamanda canlilarin yasam ortamlari olup olmadigi hakkinda arastirma yapilmaktadir.
bu tip çalışmalarda tür ve daha yukarı kategorilerdeki akrabalık durumları incelenir, daha çok sağlam bir sınıflandırma sisteminin gelişimi üzerinde durulur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?