demokrasi, en iyi yönetim biçimi. halkın kendi kendisini yönetmesi vb. sözlerle geçti ilköğretim yılları. sonra büyüdüm, gördüm, üzüldüm. demokrasi, saçmalık. insanların dünyaya bakış açıları arasındaki uçurum, eğitim seviyesi, uyanık veya enayi olması.. nasıl bu iki apayrı insan, aynı ölçüde söz sahibi olabilir yönetimde? söz sahibi olmaksa, bir oy atmaktan başka bir şey değil. ha saçma diyorum, mantıksız diyorum. bir alternatif üretebilmiş miyim peki? yoo.
5 kasım 1938, new york doğumlu, babasının kökenleri rus yahudilerine dayanan, annesiyse macar asıllı olan fransız şarkıcı .
bir joe dassin şarkısı.
sözleri:
c’est drôle, tu es partie,
et pourtant tu es encore ici,
puisque tout me parle de toi :
un parfum de femme, l’écho de ta voix.
ton adieu, je n’y crois pas du tout,
c’est un au revoir, presqu’un rendez-vous...
ça va pas changer le monde,
il a trop tourné sans nous.
il pleuvra toujours sur londres...
ça va rien changer du tout.
qu’est-ce que ça peut bien lui faire,
une porte qui s’est renfermée?
on s’est aimés, n’en parlons plus,
et la vie continue.
ça va pas changer le monde
que tu changes de maison.
il va continuer, le monde,
et il aura bien raison.
les poussières d’une étoile,
c’est ça qui fait briller la voie lactée...
on s’est aimés, n’en parlons plus,
et la vie continue.
ça va pas changer le monde,
ça va pas le déranger.
il est comme avant, le monde,
c’est toi seule qui as changé.
moi, je suis resté le même,
celui qui croyait que tu l’aimais...
c’était pas vrai, n’en parlons plus,
et la vie continue.
edit: ayrıca bu, dünyayı değiştirmeyecek anlamına gelir türkçede.
sözleri:
c’est drôle, tu es partie,
et pourtant tu es encore ici,
puisque tout me parle de toi :
un parfum de femme, l’écho de ta voix.
ton adieu, je n’y crois pas du tout,
c’est un au revoir, presqu’un rendez-vous...
ça va pas changer le monde,
il a trop tourné sans nous.
il pleuvra toujours sur londres...
ça va rien changer du tout.
qu’est-ce que ça peut bien lui faire,
une porte qui s’est renfermée?
on s’est aimés, n’en parlons plus,
et la vie continue.
ça va pas changer le monde
que tu changes de maison.
il va continuer, le monde,
et il aura bien raison.
les poussières d’une étoile,
c’est ça qui fait briller la voie lactée...
on s’est aimés, n’en parlons plus,
et la vie continue.
ça va pas changer le monde,
ça va pas le déranger.
il est comme avant, le monde,
c’est toi seule qui as changé.
moi, je suis resté le même,
celui qui croyait que tu l’aimais...
c’était pas vrai, n’en parlons plus,
et la vie continue.
edit: ayrıca bu, dünyayı değiştirmeyecek anlamına gelir türkçede.
boş sanıp dolu tuvaletin kapısını açmaktan çok daha iyidir. fakat kerizcedir.
kangurunun yanlış yazılmış hali.
kadının orgazm olmasını sağlaması diğerlerine nazaran daha olası olan erkek tipidir.
küçüklüğünde jimnastik yaptığı için aşırı esnek olan cezayirli nike dance starı. harika, mükemmel, muhteşem vs.
rusça bir kız ismi.
(bkz: orgazm)
ingilizcedeki shit gibidir. türkçeyle benzeteceksek de verilebilecek en iyi örnek (bkz: hassiktir).
frankie goes to hollywood grubunun bir parçası.
sözleri de şöyle:
oh oh
wee-ell-now!
relax don’t do it
when you want to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to come
when you want to come
relax don’t do it
when you want to to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to suck to it
relax don’t do it
when you want to come
come-oh oh oh
but shoot it in the right direction
make making it your intention-ooh yeah
live those dreams
scheme those schemes
got to hit me
hit me
hit me with those laser beams
i’m coming
i’m coming-yeah
relax don’t do it
when you want to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to suck to it
relax don’t do it (love)
when you want to come
when you want to come
when you want to come
come-huh
get it up
the scene of love
oh feel it
relax
higher higher
hey-
pray
sözleri de şöyle:
oh oh
wee-ell-now!
relax don’t do it
when you want to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to come
when you want to come
relax don’t do it
when you want to to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to suck to it
relax don’t do it
when you want to come
come-oh oh oh
but shoot it in the right direction
make making it your intention-ooh yeah
live those dreams
scheme those schemes
got to hit me
hit me
hit me with those laser beams
i’m coming
i’m coming-yeah
relax don’t do it
when you want to go to it
relax don’t do it
when you want to come
relax don’t do it
when you want to suck to it
relax don’t do it (love)
when you want to come
when you want to come
when you want to come
come-huh
get it up
the scene of love
oh feel it
relax
higher higher
hey-
pray
beni çok zor durumlara sokmuş ukdedir . öncelikle, voilà une homme öbeğinin yanlış yazıldığı düşünülmüş, ’un homme’ yazılması gerektiğine karar verilmiştir. sonra görülmüştür ki ’voilà une homme politique’ gibi cümlecikler kullanılmaktadır.
neyse, voilà ’işte!’ gibi bir anlam taşır, ’homme’ da erkek demektir. bütünü, ’işte bir erkek!’ anlamına gelir. fakat yazım yanlışı olup olmadığını bilemiyorum .
edit: bugün pek sevgili fransızca hocama sordum. ’impossible!’ dedi, yani ’voilà une homme’ gibi bir kullanım kesinlikle yoktur. doğrusu ’voilà un homme’dur.
neyse, voilà ’işte!’ gibi bir anlam taşır, ’homme’ da erkek demektir. bütünü, ’işte bir erkek!’ anlamına gelir. fakat yazım yanlışı olup olmadığını bilemiyorum .
edit: bugün pek sevgili fransızca hocama sordum. ’impossible!’ dedi, yani ’voilà une homme’ gibi bir kullanım kesinlikle yoktur. doğrusu ’voilà un homme’dur.
unisex bir isim.
bu aralar (istanbul & ankara) çok moda olan, 1892den beri üretimde bulunan amerikan giyim markası.
sitesi de var:http://www.abercrombie.com/
sitesi de var:http://www.abercrombie.com/
abercrombie & fitch
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?