istenmeyen, beklenmeyen, düşlenmeyen anda olur hep sevmek. hep öyle olur, evet, kurcalamadan bırakmak lazım, bozmadan, olduğu gibi, sessiz sakin...
şiirleri yüzünden dans etmeyi öğrenemediğini söyleyen ama şiirlerini okuyanların bir zamandan diğer zamana zamansızca salınmasını, sallanmasını sağlayan cemal süreyanın imgelerle dolu, düşündüren şiiri:
onların, yani sizin hayatınıza
şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz.
şarkılar yani barış, yani gökyüzü
yani bazan burun buruna geldiğiniz köşebaşlarında
sonra usul usul, yavaş yavaş kaybettiğiniz
yani dost geldi gelecek, sevgili sevdi sevecek
yani yaşamak adına, güzel düştüğü olan
şarkılar, yani yanıldığınız....
sizin, yani onların hayatlarına
allahlar girmiş, allahlardan kurtulamıyorlar
allahlar, yani çarşıda pazarda, yani evde
yani arabalarına taş koydukları caddelerde
bir dilim jandarma ekmeği kürekte, kürek denizde
yani sızlayageldiği şey öbür taraflarının.
yani gölgesinden ölümü görmüş gibi korkulan
allahlar, yani yine yanıldıkları...
onların, yani sizin hayatınıza
şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz.
şarkılar yani barış, yani gökyüzü
yani bazan burun buruna geldiğiniz köşebaşlarında
sonra usul usul, yavaş yavaş kaybettiğiniz
yani dost geldi gelecek, sevgili sevdi sevecek
yani yaşamak adına, güzel düştüğü olan
şarkılar, yani yanıldığınız....
sizin, yani onların hayatlarına
allahlar girmiş, allahlardan kurtulamıyorlar
allahlar, yani çarşıda pazarda, yani evde
yani arabalarına taş koydukları caddelerde
bir dilim jandarma ekmeği kürekte, kürek denizde
yani sızlayageldiği şey öbür taraflarının.
yani gölgesinden ölümü görmüş gibi korkulan
allahlar, yani yine yanıldıkları...
diyelim gece, diyelim alelacele yalnızsın
diyelim ki oturup beni düşünmüşsün
aglamıssın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kız gibi
küçücük bir delikanli gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni düşünmüşsün! dizelerini aklıma getirir ne zaman bahsi geçse bu kelimenin. yorucu, çoğu zaman mutsuz, umutsuz, yaşamın sınırlı dakikalarında ise inanılmaz zevk veren eylem.
diyelim ki oturup beni düşünmüşsün
aglamıssın gride biraz siyah, biraz beyaz arar gibi
yeşilde mavi yok oysa, sarı hiç yok!
beni düşünmüşsün saçlarını akordeonlarla tarar gibi
küçücük bir kız gibi
küçücük bir delikanli gibi
küçük bir yaradaki büyük bir kabuk gibi
büyük bir yaradaki küçük bir kabuk gibi
kanar gibi, kanatır gibi, birlikte kanar gibi beni düşünmüşsün! dizelerini aklıma getirir ne zaman bahsi geçse bu kelimenin. yorucu, çoğu zaman mutsuz, umutsuz, yaşamın sınırlı dakikalarında ise inanılmaz zevk veren eylem.
maskelerinizi kuşanıp yalanlarınızı çoğaltın, hepiniz mezarısınız kendinizin! sözlerinin sahibi, tadında bıraktığı hayatının her anı okuyanın üstüne zamanlı zamansız çöken güzel insan.
kısacık bir özdemir asaf şiiri. basit, net, sakin.
geleceğim, bekle dedi, gitti
ben beklemedim,
o da gelmedi.
ölüm gibi bir sey oldu.
ama kimse ölmedi...
geleceğim, bekle dedi, gitti
ben beklemedim,
o da gelmedi.
ölüm gibi bir sey oldu.
ama kimse ölmedi...
bir cemal süreya şiiri.
durakta üç kişi
adam, kadın ve çocuk.
adamın elleri ceplerinde
kadın çocuğun elini tutmuş.
adam hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü.
kadın güzel
güzel anılar gibi güzel.
çocuk
güzel anılar gibi hüzünlü,
hüzünlü şarkılar gibi güzel...
durakta üç kişi
adam, kadın ve çocuk.
adamın elleri ceplerinde
kadın çocuğun elini tutmuş.
adam hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü.
kadın güzel
güzel anılar gibi güzel.
çocuk
güzel anılar gibi hüzünlü,
hüzünlü şarkılar gibi güzel...
cemal safinin şiirinin tamamı şu şekildedir:
git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
günahıma girmeden, katilim olmadan git!
git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
hadi git, benden sana dilediğince izin,
öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
çünkü herkes beni kays, seni leyla bilirler.
sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
her darbene tahammül edecektir bedenim,
gururum mani olur perişanıma benim.
yari ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
sana gül bahçesini kim açar benden başka!
hercai arılara meyhanedir çiçekler,
kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
git de allah aşkına bir selama muhtaç et!
güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...
git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
günahıma girmeden, katilim olmadan git!
git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
hadi git, benden sana dilediğince izin,
öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
çünkü herkes beni kays, seni leyla bilirler.
sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
her darbene tahammül edecektir bedenim,
gururum mani olur perişanıma benim.
yari ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
sana gül bahçesini kim açar benden başka!
hercai arılara meyhanedir çiçekler,
kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
git de allah aşkına bir selama muhtaç et!
güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...
örneğin rakı içiyoruz,
içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. mısraları her rakı içişte yüz kere bin kere söylense gene az kalır, gene yetmez.
içimize bir karanfil düşüyor gibi
bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor. mısraları her rakı içişte yüz kere bin kere söylense gene az kalır, gene yetmez.
bir şeylere tutunma çabası. sonucunun zarif bir hüzün olacağını bile bile hayatımızın merkezine koyduğumuz şey.
bir edip cansever şiiri.
bu böyle kimin gittiği? sen dur ey!
belki de ellerimiz mi? biraz ince, biraz da çok kelimeli
bu sanki niye durduğumuz mu? açıkken sevişme bölgeleri
ay, pencere, göz! siz git ey!
kim bilir neyi saldığımız bu da, yalnızlığımız gel
yırtıcı kuşları mı gözlerimizin, onlar mı bu sürüylen
yoksa onlar mı işte seninle sevişme biçiminde
oysa sevgimiz yerde, kara sevda sen uç ey!
sen usul, ben yavaş, kime yaraşır bu sessizlik
kim biner bu gemiye insandan kıyılar yapılırken
yetmez mi dalgası vursundu azıcık gözlerimize
gözlerin gözlerime, siz bak ey!
şu sen de olmasan insan çıldıracak mı
hiç yoktan bir yerlere mi gidecek belki
olsun neresi olursa, git karanlık ama git
gecemizde duranı sen kal şey!
benim bu çok elli, bu çok gözlü delişmen
çok bildim sana yaraşır olmayı günlerce
şunu sevdim, şuna özendim, şununla yetindim sonunda
ben miyim şimdi nerede, ben çok ey!
bu böyle kimin gittiği? sen dur ey!
belki de ellerimiz mi? biraz ince, biraz da çok kelimeli
bu sanki niye durduğumuz mu? açıkken sevişme bölgeleri
ay, pencere, göz! siz git ey!
kim bilir neyi saldığımız bu da, yalnızlığımız gel
yırtıcı kuşları mı gözlerimizin, onlar mı bu sürüylen
yoksa onlar mı işte seninle sevişme biçiminde
oysa sevgimiz yerde, kara sevda sen uç ey!
sen usul, ben yavaş, kime yaraşır bu sessizlik
kim biner bu gemiye insandan kıyılar yapılırken
yetmez mi dalgası vursundu azıcık gözlerimize
gözlerin gözlerime, siz bak ey!
şu sen de olmasan insan çıldıracak mı
hiç yoktan bir yerlere mi gidecek belki
olsun neresi olursa, git karanlık ama git
gecemizde duranı sen kal şey!
benim bu çok elli, bu çok gözlü delişmen
çok bildim sana yaraşır olmayı günlerce
şunu sevdim, şuna özendim, şununla yetindim sonunda
ben miyim şimdi nerede, ben çok ey!
muvaffak bir çift, yalnızlığa tahammülü yüksek iki insan manasını taşır: çift demek, yan yana iki yalnızlık demek, beraber bile olamamış, kesişmesi bile zor! onun için böyle bir hayatı, içine girip kurbanı olmadan yaşayacaksın, yani uzaktan.
(bkz: fena halde leman)
(bkz: fena halde leman)
eceliyle ölmeyi bekleyenlerin isteği.
yineleyelim hadi gel tamam: yine mi güzeliz yine mi çiçek? hamdolsun...altınbaş kadehe yağ gibi dolsun... zaman geçiyor bak, bak geçti bir dakika daha. iyiyiz o zaman, devam böyle. yaklaşıyoruz yavaş yavaş, bak bir saniye daha... az kaldı, yarıladık yolu sarhoş ayyaş, gömüldük, daraldık, az biraz dibe battık belki ama iyidir, geçiyor zaman. biz içiyoruz, o geçiyor. her yönden faydalı. saate bakmadın, bak geçti 3 dakika daha. gece geçti mi rahatsın, günün ilk ışıklarında az biraz başın ağrır, biraz mide bulantısı, o ışıklarla o günün ilk kadehini içtin mi onlardan da eser kalmaz. dayan az kaldı, bak geçti bir dakika daha...
perdeleri havalandırmasını izlemek eğlenceli. az biraz zorlarsanız dans eden kelebekler bile görebilirsiniz.
hayat o kadar uzun ki,
öyle bitmez geliyor ki bir an...
bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
ne çıkar, diyorum, bir hayattan... dizeleri yaşamı özetler bitirir, daha fazla söze gerek bırakmaz.
öyle bitmez geliyor ki bir an...
bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki;
ne çıkar, diyorum, bir hayattan... dizeleri yaşamı özetler bitirir, daha fazla söze gerek bırakmaz.
(bkz: tutunamayanlar)
(bkz: hata)
tdkya göre; tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak. bana göre ise, bana göre de aynıymış aslında. tdkyı seviyorum.
hayatın sonsuzluğuysa bahsi geçen sonsuzluk, her an daha ağır daha yorucu oluyorsa, daha çok üstüne çörekleniyorsa insanın, hayatın sonsuzluğuna küfredip içmek de güzeldir.
her geçen saniye daha çok yaklaştığımız huzur zamanı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?