(bkz: 30 subat)
informatik.bilisim muhendisligi
katıldığı tv programlarinda uzayli kimliği altında cins cins triplere girerek üzerinde kimi zaman düşünülecek kimi zamanda insanı sasırtacak acıklamalar yapan türkücü.şahit olduğum bi telefon görüşmesi:
-uzaylı olduğunuzu söylüyorsunuz,peki siz dünyada doğmadınız mı?
...uzun sessizlik...
+eee...ımhh...dünya..uzayda deilmidir?
-uzaylı olduğunuzu söylüyorsunuz,peki siz dünyada doğmadınız mı?
...uzun sessizlik...
+eee...ımhh...dünya..uzayda deilmidir?
(bkz: yarak var yer misin)
en büyük ölüm-kampı olan auschwitz-birkenau’da tahminen 1.100.000-1.500.000 insan öldürülmüştür. bunlardan yaklaşık bir milyonu yahudiydi. modern bilimin en güvenilir kaynaklara dayanarak verdiği kurban sayılarına göre toplam en az 5,29 milyon ve en fazla 6 milyondan fazla yahudi, ölüm kamplarında ve toplu kurşuna dizilmelerde öldürülmüştür. ölüm kamplarına getirilenlerin sayıları öldürülmelerinden önce hiçbir yerde toplanılmadığı için günümüze kadar daha ayrıntılı bir sayı ortaya koymak malesef mümkün değildir. "soykırımın boyutları" adlı kitabın verdiği sayılara göre, kurban sayılarının bölgesel dağılımı şöyledir (nazi yönetimi altında olan dönemlerinde):
arnavutluk 600
bulgaristan 11.000
danimarka 161
almanya 165.000
fransa ve belçika 32.000
yunanistan 60.000
italya 7.600
yugoslavya 55.000 – 60.000
lüksemburg 1.200
hollanda 102.000
norveç 735
avusturya 65.000
polonya 2.700.000
romanya 211.000
sovyetler birliği 2.100.000 – 2.200.000
çekoslovakya 143.000
macaristan 502.000
türkiye 1658
arnavutluk 600
bulgaristan 11.000
danimarka 161
almanya 165.000
fransa ve belçika 32.000
yunanistan 60.000
italya 7.600
yugoslavya 55.000 – 60.000
lüksemburg 1.200
hollanda 102.000
norveç 735
avusturya 65.000
polonya 2.700.000
romanya 211.000
sovyetler birliği 2.100.000 – 2.200.000
çekoslovakya 143.000
macaristan 502.000
türkiye 1658
nazi soykırımı, yahudi soykırımı, holokost (yunanca: yanıp kül olan), ya da shoa (ibranice: felaket), almanyanın nazi döneminde yaklaşık 6 milyon kişinin sistemli bir şekilde öldürüldükleri katliama verilen isimdir. yahudiler başta olmak üzere sinti, roman, yenişler ve diğer "çingene" denilen insanlar, özürlüler, homoseksüeller, yehovanın şahitleri, entellektüeller, savaş tutsakları, lehler ve diğer slavlar da bu katliamın kurbanları olmuşlardır.
bu insanların neredeyse hepsinin öldürülme nedeni, nazi döneminde doruğuna varmış olan yahudi nefretinin ve nazi ırkçılığı görüşüne göre "yaşamaya hakkı olmıyan alt-sınıf insanlar" olarak görülmüş olmalarıdır.
bu insanların neredeyse hepsinin öldürülme nedeni, nazi döneminde doruğuna varmış olan yahudi nefretinin ve nazi ırkçılığı görüşüne göre "yaşamaya hakkı olmıyan alt-sınıf insanlar" olarak görülmüş olmalarıdır.
(bkz: auschwitz)
auschwitz-birkenau, nasyonal sosyalizm döneminde kurulmuş en büyük alman toplama kampı. ilk kurulan ana kamp auschwitz i ’in 3 km. ilerisinde inşa edilmiştir. polonya’nın krakow şehrinin 60 km. batısında, küçük bir şehir olan oswiecim’in yakınlarında bulunur.
auschwitz-birkenau’ya tüm avrupa’dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir. bunların, 1 milyonu yahudi olmak üzere 1,1 milyonunun öldürüldüğü tahmin edilmektedir. yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür.
auschwitz ismi, holokost sürecinde kurban olanların ve dolayısıyla ikinci dünya savaşı’ndaki nazi dehşetinin sembolü olmuştur. bu kamplarda, yahudi, roman, homoseksüeller gibi nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi ölmüştür.
1979 yılında insanlığın kültür mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları ve yahudi mezarlığı, auschwitz-birkenau devlet müzesi ve holokost anma mekânı olarak kamuya açılmıştır.
auschwitz-birkenau’ya tüm avrupa’dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir. bunların, 1 milyonu yahudi olmak üzere 1,1 milyonunun öldürüldüğü tahmin edilmektedir. yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür.
auschwitz ismi, holokost sürecinde kurban olanların ve dolayısıyla ikinci dünya savaşı’ndaki nazi dehşetinin sembolü olmuştur. bu kamplarda, yahudi, roman, homoseksüeller gibi nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi ölmüştür.
1979 yılında insanlığın kültür mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları ve yahudi mezarlığı, auschwitz-birkenau devlet müzesi ve holokost anma mekânı olarak kamuya açılmıştır.
anlayısına hayran kaldıgım, iyi niyeti ve yazdıgı guzel entrylerle hayran sayısını gıderek arttırdıgını dusundugum basarılı bılgıc arkadasım.
(bkz: #656752)
reha muhtar telefondaki adama fırça atıyor.
-bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
+bakın efendim şöyle izah edeyim...
-sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun.. cevap versene??!
+......??
arena’da uğur dündar’ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz uğur bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilk kez afrika’dan muzun içinde geldi" diye cevap verdiği an.
reha muhtar: kaza nasıl oldu anlatır mısınız?
mağdur (kaza sonrası yatakta yatmaktadır ) : kamyon karşı yoldan bizim taraf geçti ve kafadan çarptı.
rm: peki o sırada ne düşündünüz?
mağdur: valla pek bir şey düşünemedik reha bey.
rm: anlıyorum ama o sırada düşündüğünüz ilk şey neydi?
mağdur: bir şey düşünemedik, zaten çok kısa sürede oldu.
rm: yani efendim, o orta şeridi aşıp üstünüze gelirken, aklınıza ne geldi?
mağdur: hatırlamıyorum.
rm: peki efendim.
acun firarda programında, acun’un yurtdışında bir barda önüne gelen kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip,"görüyorsunuz sayın seyirciler magandalık sadece türklere özgü değil, avrupa’da da magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? ben de türküm" demesi.
satanist hikâyelerin revaçta olduğu günlerde, abuk tv programlarının birinde, izmir de satanist olduğunu iddia eden bir arkadaşla, röportaj yapan muhabir arasındaki diyalog: muhabir: peki siz gerçekten bakire kızları mı kurban ediyor sununuz?
satanist: yok be abi, izmir de bakire kız ne arar.
-bütün bunları nasıl yaptın ha? cevap ver??
+bakın efendim şöyle izah edeyim...
-sus konuşma, hala utanmadan izah ediyorsun.. cevap versene??!
+......??
arena’da uğur dündar’ın fırın sahibine "bakın beyefendi tavanı yok buranın, pislik götürüyor burayı, bu böcekler nereden geliyor peki temizse?" diye sorduğunda "bu böcek nerden geliyor biliyor musunuz uğur bey siz eğitimli insanlarsınız bu böcek ülkemize ilk kez afrika’dan muzun içinde geldi" diye cevap verdiği an.
reha muhtar: kaza nasıl oldu anlatır mısınız?
mağdur (kaza sonrası yatakta yatmaktadır ) : kamyon karşı yoldan bizim taraf geçti ve kafadan çarptı.
rm: peki o sırada ne düşündünüz?
mağdur: valla pek bir şey düşünemedik reha bey.
rm: anlıyorum ama o sırada düşündüğünüz ilk şey neydi?
mağdur: bir şey düşünemedik, zaten çok kısa sürede oldu.
rm: yani efendim, o orta şeridi aşıp üstünüze gelirken, aklınıza ne geldi?
mağdur: hatırlamıyorum.
rm: peki efendim.
acun firarda programında, acun’un yurtdışında bir barda önüne gelen kıza sarkıntılık yapıp yılışan bir tipi gösterip,"görüyorsunuz sayın seyirciler magandalık sadece türklere özgü değil, avrupa’da da magandalar var" demesi, ardından o kişinin gelip, "abi nasılsın? ben de türküm" demesi.
satanist hikâyelerin revaçta olduğu günlerde, abuk tv programlarının birinde, izmir de satanist olduğunu iddia eden bir arkadaşla, röportaj yapan muhabir arasındaki diyalog: muhabir: peki siz gerçekten bakire kızları mı kurban ediyor sununuz?
satanist: yok be abi, izmir de bakire kız ne arar.
jean claude van damme’ın bbg evine girmesi. akabinde oradaki yarışmacıyla diyalogu:
jean claude van damme: do you speak english?
03 hede: maybe
mustafa denizli’nin atv de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan erman toroğlu’nu anons ederken "tartışmasız türkiye’nin en büyük düdüğü" demesi erman toroğlu’nun afallaması.
jean claude van damme: do you speak english?
03 hede: maybe
mustafa denizli’nin atv de bizim stadyumu sunduğu dönemdeki hakemliği yeni bırakan erman toroğlu’nu anons ederken "tartışmasız türkiye’nin en büyük düdüğü" demesi erman toroğlu’nun afallaması.
melih gökçekin konuk olduğu bir televizyon programında canlı yayına katılan bir hayat kadınının sözleri:
"melih bey iyi günler, biz, bizim kerhanede 100 tane orospu, senin gibi bitane orospu çocuğu doğuramadık !!! " demesi.
"melih bey iyi günler, biz, bizim kerhanede 100 tane orospu, senin gibi bitane orospu çocuğu doğuramadık !!! " demesi.
sokakta kurban kesen insanlarla röportaj yapan ntv muhabirinin bir vatandaşımızla yaşadığı diyalog:
-burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
+yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.
-hönk!?!
-burada sağlık açısından elverişsiz koşullarda beklettiğiniz bu etleri yemeyi düşünüyor musunuz?
+yok, bacım, eşe dosta dağıtacağız.
-hönk!?!
esra ceyhan, yeni piyasaya çıkmış konuguyla sohbet ederken soz albumden acılır. başlar sahsı övmeye,en sonunda kasetiniz çok güzel olmuş geçen hafta aldım evde arabada her yerde dinliyorum demesi üzerine yeni yetmenin kasetim daha çıkmadı haftaya çıkacak demesi.
silme eylemi dısında bi onceki sayfaya yada bı onceki klasöre geri donmemizi de sağlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?