mart 1937 amerika doğumlu aktör.az sayıda (30) adet film çekmesine rağmen kaliteli yapımlarda rol almasından dolayı ismi sinema tarihinde yer almaktadır.
ocak 1941 doğumlu amerikalı aktris.
bir çok başarılı filme imza attı ancak onu sinema dünyasınma kazandıran film başrollerini warren beatty ile paylaştığı bonnie ve clyde filmidir.
bir çok başarılı filme imza attı ancak onu sinema dünyasınma kazandıran film başrollerini warren beatty ile paylaştığı bonnie ve clyde filmidir.
warren beatty ve faye dunaway’in başrolünde oynadığı , clyde barrow ve bonnie parker iki gangsterin aşklarının ve hayat hikayelerinin anlatıldığı kayda değer bir biyografik film.
yönetmen : arthur penn
tarih : 1967
yönetmen : arthur penn
tarih : 1967
yönetmenliğini brian de palmanın yaptığı 1987 yapımı film.
dürüst ancak deneyimsiz bir polis müfettişinin hem mafya hem de chicago emniyet teşkilatıyla olan hesaplaşmasını anlatıyor. 1920li yıllar büyük buhran amerikasında neredeyse hükümet kadar söz sahibi olan ünlü gangster al caponeu (robert de niro) yakalamak için büyük bir mücadele gösteren eliot nesse (kevin costner) deneyimli james malone (sean connery) yardımcı oluyor. müziklerini ennio morriconeun bestelediği "dokunulmazlar", ünlü "potemkin zırhlısı"na gönderme yaptığı sahneleriyle de sinema meraklılarının beğenisini kazanmıştı.
dürüst ancak deneyimsiz bir polis müfettişinin hem mafya hem de chicago emniyet teşkilatıyla olan hesaplaşmasını anlatıyor. 1920li yıllar büyük buhran amerikasında neredeyse hükümet kadar söz sahibi olan ünlü gangster al caponeu (robert de niro) yakalamak için büyük bir mücadele gösteren eliot nesse (kevin costner) deneyimli james malone (sean connery) yardımcı oluyor. müziklerini ennio morriconeun bestelediği "dokunulmazlar", ünlü "potemkin zırhlısı"na gönderme yaptığı sahneleriyle de sinema meraklılarının beğenisini kazanmıştı.
başrollerinde kevin costner ve mary mcdonnell’ın oynadığı ve kevin costner’ın yönettiği 1990 yapımı harika film.
filmde amerikan ordusunda bir asker olan dunbar, savaşta yaralanarak askeri hastaneye kaldırılır. on aistediği yere gidebileceği söylenir ve dunbar, daha önce hiç görmediği frontier’e gitmeye karar verir. frontier, kızılderililer’in yaşadığı bir yerdir. daha önce yanlarında bir iki meksikalı ve ispanyol’u saymazsak beyaz insanları görmeye alışık olmayan kızılderililer dunbar’ın varlığından rahatsız olmaya başlar.
dunbar’la kızılderililer arasındaki iletişimi çat-pat ingilizce bilen bir kız sağlayacaktır. dunbar, zamanla amerikalılar’ın kızılderililer’e karşı yaptığı zulmü anlamaya başlayacaktır. 12 dalda oscar adayı olan ve 7 dalda oscar alan görkemli bir film.
türkçe adı : kurtlarla dans’tır.
filmde amerikan ordusunda bir asker olan dunbar, savaşta yaralanarak askeri hastaneye kaldırılır. on aistediği yere gidebileceği söylenir ve dunbar, daha önce hiç görmediği frontier’e gitmeye karar verir. frontier, kızılderililer’in yaşadığı bir yerdir. daha önce yanlarında bir iki meksikalı ve ispanyol’u saymazsak beyaz insanları görmeye alışık olmayan kızılderililer dunbar’ın varlığından rahatsız olmaya başlar.
dunbar’la kızılderililer arasındaki iletişimi çat-pat ingilizce bilen bir kız sağlayacaktır. dunbar, zamanla amerikalılar’ın kızılderililer’e karşı yaptığı zulmü anlamaya başlayacaktır. 12 dalda oscar adayı olan ve 7 dalda oscar alan görkemli bir film.
türkçe adı : kurtlarla dans’tır.
ölüm cezasını, sanık ve kurban gözünden iki farklı pencerede anlatan 1995 yapımı bir tim robbins filmi. ilk sahne ile beraber, sean pennin bir cinayet zanlısını canlandırdığı matthew poncelet karakteri ön plana çıkartılmıştır. izleyici de son sahneye kadar matthew ponceletin masumiyetine inandırılmak istenmiş ve aslında idam cezasının aramızdan yanlış kişileri de alabileceği teması işlenmiştir. idam edilmeden önce ailesi, özellikle annesi ile, yaptığı konuşmalar ona acımamızı sağlamaktadır. ancak ponceletin, idam edildiği final sahnesinden hemen önce, susan sarandonın canlandırdığı rahibe helen prejeana suçunu itiraf etmesi ve bu sahnenin aralarına serpiştirilen tecavüz ve cinayet görüntüleri, poncaletin izleyici üzerinde baştan beri yarattığı "masum bir sistem kurbanı" imajını silmekte ve final sahnesinde kimilerimizde "evet bunu haketmişti!" düşüncesini uyandırmaktadır. sean pennin her zamanki mükemmel oyunculuğuna, konunun ve kurgunun sağlamlığı da eklenince farklı ve izlenilesi bir film ortaya çıkmıştır.
isabel (julia roberts) annelik konusunda oldukça başarısız sayılabilecek genç bir üveyannedir. isabel, yaşı, işi ve statüsü gereği kariyerini korumak içgüdüsüyle yaşıyor. birlikte olduğu adam luke (ed harris), jackienin (susan sarandon) eski kocasıdır. jackie, nasıl anne olunması gerektiğini iyi bilen, tam bir anaç kadındır. geç yaşta anne olmuştur ama iyi bir anne olmuştur.
babalarının anneleriyle yeniden birleşmesini isteyen çocuklar, isabelin hayatını mahvetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. ne de olsa anne ve babalarının isabel yüzünden ayrıldıklarını düşünüyorlar. lukeun eski karısı jackie ve yeni sevgilisi isabel birbirlerinden nefret ediyorlar ama kader onları zoraki olarak bir araya getiriyor. çünkü jackie kanser olduğunu öğrenince ve çocuklarının ortada kalmasını önlemek için isabelle arasını düzeltmeye çalışıyor.
"sevgi sözcükleri"ni andıran bir konuya sahip olan filmin yönetmeni daha önce aile komedileri çeken chris colombus.
babalarının anneleriyle yeniden birleşmesini isteyen çocuklar, isabelin hayatını mahvetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. ne de olsa anne ve babalarının isabel yüzünden ayrıldıklarını düşünüyorlar. lukeun eski karısı jackie ve yeni sevgilisi isabel birbirlerinden nefret ediyorlar ama kader onları zoraki olarak bir araya getiriyor. çünkü jackie kanser olduğunu öğrenince ve çocuklarının ortada kalmasını önlemek için isabelle arasını düzeltmeye çalışıyor.
"sevgi sözcükleri"ni andıran bir konuya sahip olan filmin yönetmeni daha önce aile komedileri çeken chris colombus.
senaryosunu callie khourinin yazdığı filmin yönetmenliğini ridley scott ve callie khouri üstlenmiştir. başrol oyuncularından geena davis, "thelma" karakterini, susan sarandon "louise" karakterini, harvey keitel, filmin iki kadın karakterinin işlediği suçları aydınlatma çabasında olan bir dedektifi, michael madsen louisein erkek arkadaşını,christopher mcdonald thelmanın eşini, brad pitt ise thelma ve louisein yanlarına aldıkları otostopçuyu canlandırmıştır.
1946 amerika doğumlu aktris.
stepmom , bull durham , dead man walking , lorenzonun yağı ve thelma ve louise gibi önemli filmlerde rol alan hollywood’un tek sosyalist aktristi.
stepmom , bull durham , dead man walking , lorenzonun yağı ve thelma ve louise gibi önemli filmlerde rol alan hollywood’un tek sosyalist aktristi.
kevin costner,susan sarandon ve tim robbinsin oynadığı , yönetmenliğini ron sheltonın yaptığı 1988 yapımı film.
filmde kevin abimiz crash davis isimli kariyerinin sonbaharında olan bir beyzbolcuyu canlandırırken susan abla telefonla motive olmaya hazır bir menajeri,tim robbins ise crash davisin boynuz kulağı geçti misali yetiştirdiği atıcıyı canlandırmaktadır.
keyifli bir spor filmi.
filmde kevin abimiz crash davis isimli kariyerinin sonbaharında olan bir beyzbolcuyu canlandırırken susan abla telefonla motive olmaya hazır bir menajeri,tim robbins ise crash davisin boynuz kulağı geçti misali yetiştirdiği atıcıyı canlandırmaktadır.
keyifli bir spor filmi.
yönetmen : curtis hanson
oyuncular : kevin spacey,russell crowe,guy pearce,kim basinger,danny devito.
50 li yýllarda yeraltı dünyası patronu mickey cohen hapse
girer onun hapse girmesiyle oluþan boşluktan dolayı liderlik savaşları
başlar. bir gün cohenin adamlarına bir baskın düzenlenir cohenin
adamlarının arasında bir polisinde olması olayı derinleştirecektir.
üç polis olayı araştırmak üzere görevlendirilir. jack vincenss (kevin
spacy) , bud white (russell crowe) ve lennigs exley (guy pierce).
üçüde birbirine zıt karakterler olayı çözerler.yalnız bir sorun vardır olay umulanın aksine çok çabuk çözülmüştür ve bu onları rahatsız eder. olayları tekrar incelemeyebaşladıklarında pek çok yeni şey öğreneceklerdir.
inanılmaz bir polisiye filmi. çok iyi bir kadro ve bir o kadar iyi oyunculuk. genelde bol iyi oyunculu filmlerde bir tür sıkıntı olur ve oyunculuktan verim alınamaz. bu filmde o yok. herkes rolünün hakkını vermiş. özellikle guy pierce. zaten diğer oyuncular için denilecek bir şey yok hepsi sağlam oyunculardı. kurgu ve senaryo bakımından yönetmen ve senaristin çok uyumlu olduklarını gördüm. baskın sahneleri uzun süredir görmediğim güzellikte ve gerçeçilikteydi. butür polisiye filmler zor yapılır.
oyuncular : kevin spacey,russell crowe,guy pearce,kim basinger,danny devito.
50 li yýllarda yeraltı dünyası patronu mickey cohen hapse
girer onun hapse girmesiyle oluþan boşluktan dolayı liderlik savaşları
başlar. bir gün cohenin adamlarına bir baskın düzenlenir cohenin
adamlarının arasında bir polisinde olması olayı derinleştirecektir.
üç polis olayı araştırmak üzere görevlendirilir. jack vincenss (kevin
spacy) , bud white (russell crowe) ve lennigs exley (guy pierce).
üçüde birbirine zıt karakterler olayı çözerler.yalnız bir sorun vardır olay umulanın aksine çok çabuk çözülmüştür ve bu onları rahatsız eder. olayları tekrar incelemeyebaşladıklarında pek çok yeni şey öğreneceklerdir.
inanılmaz bir polisiye filmi. çok iyi bir kadro ve bir o kadar iyi oyunculuk. genelde bol iyi oyunculu filmlerde bir tür sıkıntı olur ve oyunculuktan verim alınamaz. bu filmde o yok. herkes rolünün hakkını vermiş. özellikle guy pierce. zaten diğer oyuncular için denilecek bir şey yok hepsi sağlam oyunculardı. kurgu ve senaryo bakımından yönetmen ve senaristin çok uyumlu olduklarını gördüm. baskın sahneleri uzun süredir görmediğim güzellikte ve gerçeçilikteydi. butür polisiye filmler zor yapılır.
destinys childın yerli versiyonu olma yolundalar.
çok yetenekli olmamasına rağmen fiziği ve uzakdoğu sporlarıyla ilgilenmiş olmasından dolayı şansı açılan 50 yaşındaki amerikalı aktör.
jon voight ve eric robertsın oynadığı 1985 yılında çekilen ve yönetmenliğini andrei konchalovskynin yaptığı gerçekten çok güzel bir film.iki azılı suçlunun kaçış hikayesini anlatan filmde sürükleyici bir senaryoyla beraber , sibiryanın ne kadar soğuk bir yer olduğunu anlıyoruz.
akira kurosawa’nın yönetmenliğini yaptığı ve pearl harbor saldırısını japonların gözünden izleme şansını elde edebileceğimiz 1970 yapımı savaş filmi.
1975 yapımı akira kurosawa başyapıtı.
japon sinemacı akira kurosawa, bir aralar ülkesinde film yapmak için para bulamaz olmuş, bu yüzden intihara bile kalkışmıştı. dahi sanatçı bu durumdan, kendisine kapılarını açan dönemin sovyet yönetimi sayesinde kurtuldu ve rus parasıyla çekilen bu film, 1975 yılından gelen bu 135 dakikalık film, hem o yıl moskova şenliğinde büyük ödülü, hem de yabancı film oscarını kazandı.
20. yüzyılın başlarında, bir rus askeri haritacı ekibi, rus uzak doğusunda mançurya ormanlarında araştırma yaparken, atalarının yaşamından pek farklı olmayan bir hayat süren yaşlı bir avcıyla tanışır. dersu uzala adındaki bu bilge adamdan çok şey öğrenir.
japon sinemacı akira kurosawa, bir aralar ülkesinde film yapmak için para bulamaz olmuş, bu yüzden intihara bile kalkışmıştı. dahi sanatçı bu durumdan, kendisine kapılarını açan dönemin sovyet yönetimi sayesinde kurtuldu ve rus parasıyla çekilen bu film, 1975 yılından gelen bu 135 dakikalık film, hem o yıl moskova şenliğinde büyük ödülü, hem de yabancı film oscarını kazandı.
20. yüzyılın başlarında, bir rus askeri haritacı ekibi, rus uzak doğusunda mançurya ormanlarında araştırma yaparken, atalarının yaşamından pek farklı olmayan bir hayat süren yaşlı bir avcıyla tanışır. dersu uzala adındaki bu bilge adamdan çok şey öğrenir.
akira kurosawanın 1954 yılında çektiği ve tarihsel anlatımıyla bugün izlense yine hayranlıkla takip edebileceğiniz ve bir nevi son samuray filminin ilham kaynağı muhteşem film.
akira kurosawanın 1950 yılında çektiği efsane film.1200 yıl önce japonyada geçen hikayede bir oduncu,bir hizmetkar ve bir budist rahip yoğun yağmur yağan bir günde yıkık bir şehrin kapısının altına sığınarak anlatmaya başlarlar ve hikaye 4 bölüm şeklinde izleyiciye sunulur.
18 ocak 1904 doğumlu ingiliz aktör.zamanın en karizmatik aktörlerinden birisi olmakla beraber gerçekten çok değerli filmlerde oynamıştır.29 kasım 1986da kanserden ölmüştür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?