schumi

3 film arasında en iğrenci. yarım saat kendinize gelemiyorsunuz sinemadan çıktıktan sonra. kusanlar mı ararsınız, böğğ yapanlar mı..

kafası az birşey çalışan dindar tabiri altına girecek cumhuriyetçi bireyin, olmasındansa, olmamasını tercih edeceği kurum.

ülkemizde insanlara dinini seçme hakkı verilmemesini nin ve dini duygularla eğitimlerle ve kültürle çocukluktan itibaren yoğrulan beyinlerin dindarların sikinde bile olmadığını;
diyanet işlerinin islamı temsil etmediğini, tam aksine kemalizmin beraberinde getirdiği bir olgu olduğunu
ve
birçok cemaatin sırf belli kesimin çıkarları (para-oy) için devlet tarafından desteklendiğini..

bu üçünü anladığımız anda çözülecek girift bir bulmacadır türkiyenin islam devleti olup olmadığı.

her fakültesi sanıldığı gibi öküz bünyeler barındırmamaktadır. (mühendislik fak.)

yakinen tanıdığım kimi yazarlar kıçıyla gülmüş, ben kıçımla bile gülmüyorum bu iddiaya. zamanında hilafet bizde diye abilik yapmışız islam devletlerine, şimdi hilafet gitti, islam devleti olarak görülen iran-arabistan-suşye-mısır-dubai her neyse bütün ülkeler ile tek bağımız olan hilafetten sonra ne kaldı aramızda bir bağ oluşuracak? kültürümüz ayrı, milletimiz ayrı, dilimiz ayrı beni niye aynı kefeye koyuyorsun o devletlerle onu anlamadım ben.
kaldı ki, tüm o islam devletleri bile türkiyeden daha onurlu bir tavır takınmışlardır islam mevzusunda.

kimse bana masal okumasın,
hilafet ile birlikte türkiye islam ülkesi olmaktan çıkmıştır. diyanet işleri başkanlığı ise, zamanında halka bir sus payı olarak kurulmuş kurumdur. türkiyenin islam devleti olup olmamasıyla alakası yoktur..
tüm avrupa ülkelerinde de kilise var, onlar hristiyan devleti olmuyor da, diyanet var diye biz islam devleti mi oluyoruz?
insanların neresine batmaktadır bu onu da inceleyecek olsak megabytlarca alan tutar server üzerinde.
gidin islam ülkelerine, türkiyeyi de içine kattığınız ülkelere sorun bakalım? hangisi türkiyey bir islam devleti olarak görüyor?

göte batan saçma sapan kavramları da türkiyenin islam devleti olduğuna kanıt olarak getirmeyin benim önüme.

"yapma canım, yapma kardeşim, yapma arkadaşım, yapma dedim, yapmasana ülen, sikcem bi tarafını yapma dedik anlamıyon mu..." şeklinde uzayıp gider.

gülhane askeri tıp akademisi hastanesinde vuku bulmuştur.

muhtemelen, 5 ekim 2006, günün sona ermesine yakın bir vakitte gerçekleşmiş ve sanırım bir şekilde her türkiye cumhuriyeti vatandaşını üzmüş olay.

bir döneme damgasını vurmuş, hiç sevmesem de büyük bir fikir adamı olduğunu kabul ettiğim eski başbakan karaoğlan lakaplı efsane. başımız sağolsun.

yıllar önce yaptığı bir kazadan sonra ayaklarını kırmış ve o sene şampiyonluğu yitirmiş ve benim de hayatımdan bir daha çıkmamış, nickimin sahibi büyük sporcu..

bu seneki beşiktaşın haline şöyle bir bakıyorum da, derin bir iç geçirerek, hassiktir oradan diyesim geliyor içimden geçenlere. yahu, böyle platonik bir aşkla beşiktaşa bağlanmış taraftarını kanser etmek istiyor sanırım bu takım. futbolcusuyla, teknik ekibiyle ve yılanın başı yönetimiyle. içim acıyor, ruhum bunalıyor.
yıllar yılı birinci ligi ve birkaç yıldır süper ligi takip eden sıradan bir taraftar olarak, bu seneki beşiktaşı, galatasaraydan da, fenerbahçeden de hatta erciyesten bile daha aciz, daha saftirik buluyorum. üzülüyorum bir taraftar olarak. 100 yıllık geçmişi olan bir kulüp, rakip takım taraftarının gözünde (benim gibi) bu kadar aciz bir duruma düşer mi? düştü işte..

bende güzellik adına büyük tezatlar oluşturan şahıs. yok, normal bir insan kadar güzellik anlayışım ve zevkim var ama bu kadından, başka hiçbir şeyinden etkilenmeden -sırf fiziki güzelliğini ele alarak- çok çok itici buluyor ve aysel gürel olmasa da, neredeyse onun kadar çirkin buluyorum.

şu bir gerçek ki, fenerbahçe artısıyla, eksisiyle, galibiyetleriyle ve mağlubiyetleri ile türkiyenin en ilgi çeken takımıdır. fakat bu türkiye için geçerlidir, avrupadakilere sordum, onnar galatasaray demeye çalışıp geltsrey diyorlar.

tamamen ilk filmin mirasını yemek amaçlı çekilmiş, sinematografik açıdan ilk filmden ikinci filme hiçbi yenilik getirmemiş, oyuncu kalitesinin de sıfıra yakın olduğu rezil film. x i y yap film çek ne güzel la? hiçbir orjinalitesi olmayan, daha filmin ilk 12nci dakikasında son sahnenin gözünüzün önüne geldiği gubidik rezalet bir yapım.

4-4 sonlanmış mücadele. bobo ve coşkun hattrick yapmıştır.

çaykur rizespor un 2-1 galip geldiği karşılaşma.

+ben senin o kalleş kelleni ödlek bedeninden ayırmaya geldim
-la bi sittir git!

kadronun ve sistemin mr. zico tarafından değil, yönetim tarafından belirlendiği aleni bir şekilde belli olan maç. yönetimin uyarısı bayağı ciddi imiş ki, zico maç sonrası "yanlışta ısrar etmek doğru olmaz" babında bir açıklama yaptı.
olayın ilginç bir de şu boyutu var ki, zico; zdenek zeman gibi kadro seçiminde ve sistemde ısrar etmeyerek yönetimin isteğine boyun eğdi. bunu yönetimle arasında gerginlik oluşmaması için yapmış olması büyük ihtimal. belki de kendine güvensizlikten yapmıştır, ileriki haftalarda görecez.

öbür dünyada "aaaah ah" çekecek olan bir şahsiyetsizin çizmiş olduğu karikatür.