schenardi

f.akyel diye yazilir fuckyel olarak da okunur..

simarik kendini bilmez yuzunden sahtekarlik ve sinsilik okunan yeteneginin oldugu izlenimi veren fakat o yetenegini sahada genelde ikili mucadeleye girdigi rakibine sakatlayici tekme atarken gordugumuz en sonunda isvicre macindan oturu aldigi cezaya ve ceza almasina neden olan olaya da bakildiginda kendisine soylenecek lafin kalmadigi kisiliksiz kisilik...

halisahalarda takimlarda genelde eksik olan ve eger takimlari olusturan kisiler beni taniyorlarsa genellikle benim tarafimdan doldurulan bu doldurmanin karsiliginda bana bol miktarda yara bere ve hasat olmus esofmanla eldivenler hediye eden futbol mevkisi...

koln deki destansı monaco maci.. maçın 2. yarısında simoviç sakatlanir ve kenarda hayrettin ısınmaya başlar. mustafa denizli baştan olayın ciddiyetinin farkında değildir ve birden simoviç devam edemeğeceğim beni çıkarın gibi hareketler yapar. işte o anda mustafa denizli bir sahadan kenara dogru işaret yapan simovic e bir de kenarda ısınan hayrettin e bakar ve simovic e doner. o an bir şeyler söyler simo ya. nedense o simovic maca devam eder ve macin kahramanı olur; elinde turk bayrağıyla köln de tur atar vs. sonralari babasi mustafa denizli yle epeyce samimi olan bir arkadaşımdan o sozlerin şu oldugunu ogrenirim (zoran senin anani.... kalk devam et ulan .... bu ....ye mi birakacan lan kaleyi ayağın kırılsa bile sahadasin!" gs o dönemde avrupada fırtına gibi eserken ligde hiç de basarılı değildir resmen ortasira takımıdır; nedeniyse avrupada hemen her maçta kalede simoviç varken lig maclarında tecrube kazansin diye hayrettin oynatılmaktadir..! hayrettin in iyi oldugu dönemden bahsedenler olabilir; onu da açıklayayım bu insan hakikaten hayvani bir fiziğe sahiptir. bu herif daha topa vurulmadan bir yone dogru ucardı ve bu fiziğinin getirdiği avantajla da top buna carpardi! efsanevi psg maçında da öyle olmuştur. topa doğru hamle yapmıştir ve bu hayvanın uzandığı nokta, üçkusur metrelik kaledireginin de üstüdür. ancak oradaki topu her nedense yere dogru çeldiği için auta giden top gol olmustur! ayrıca hayrettin sebebiyle elenilen tek takim elbette psg değildir. mesela yapma hayrettin bir roma macindan kalma bir klişedir. hıncal a ait bu söz sonrasinda nerdeyse her macta tekrarlanir olmustur. hayrettin, gs sampiyonlar ligine gitmesin diye de uğraşmıştır, fakat hayro 3 gol yemesine ragmen gs manchester le old trafford da 3-3 berabere kalmayı başarabilip sampiyonlar ligi macerasına başlayabilmiştir..

metallica ya ait olaninin sozlerinin etkisinden onemli olani sozsuz kisimlarinin vuruculugu ve daha da otesi nasil calindiginin anlasilamamasidir.. sarki sozlerinin bittigi noktada ensturmanlar (yani davul+elektro zaten and justice for all albumunun tamaminda bas konusmaz ve bana gore iyi ki de konusmaz neyse..) sozu devralir... gerek canli dinledigim amator kisilerin gerekse cover olarak duydugum profosyonellerin hicbiri o muzikal ziyafetin tekrarini bu parcayi calmaya kalkistiginda yasatamamistir bana calabildigini iddia eden varsa cagirayim dinleyeyim hatta hemoen neredeyse oraya kosaraktan gelerekten...

son seferlerde iplerini koparan amcalardir..son seferlerden bir-iki sefer oncesinde trafik feci sekilde yogundur ve bu sebeple bu kisiler araci yurume hiziyla kullanirlar son sefer zamaniysa yollarda bir tek onlar vardir bir de tabii o otobusun icinde olma gafletinde bulunan gecenin son iskartalari iste o iskartalar bu soforlerin kendilerinin tatmininin ve icinde bulunduklari aracin aslinda nasil bir guc olabileceginin taniklari olurlar ve fakat o otobusten (eger otobus dogru durakta durmayi basarabilmisse) duraginda inmeyi basaran kisinin sosfor aleyhine taniklik yapmayi dusunecek hali yoktur o sofore helal olsun ne kokledi araci be denir ve durakta inilebildigine sukredilir bu soforlerin manyakliginin son noktasiysa otobusun tabelasinda .... garajina gider yazdigi zaman ortaya cikar o ana ise taniklik yapabilmek bile mumkun degildir cunku aracin icinde yolcu yoktur disindansa o gecen nesnenin iett otobusu oldugunu anlamak bile bazen imkansizlasabilir...

yeşil ve kirmizi olmak uzere otobuslerini ikiye ayırmış olan kurum. uzun yola gidileceğinde cep telefonuyla konusabilme ozgurlüğü adina zorla kırmızı otobus beklettiren kurumdur. o kırmızı ikarus a binildiğindeyse ikarus un kukreme sesleri sebebiyle telefonla konuşmak, konusulsa da karsi tarafin anlasilmasi, fiiliyatta imkansiz hale gelir. yani aslında kirmizi otobüslerde, yani macar kaplanlarinin içinde de (benle yaşıt manlardan hic bahsetmiyor; kendilerini ve onları sefere sureni allaha havale ediyorum) telefonla konusmak yasaktır, fakat bu pratikte zaten mumkun olmadığından kimse bunu ifade etme geregi hissetmez...

5 viteslisinin makbul oldugu tofas kus serisinin en populer ve serce den sonra en ucuz olani ayrica dunya uzeride lpg ile calistirmak icin en ugun arac oldugu da rivayetler arasindadir bu rivayetin sebebinin sahin denen bu nesneleri kullanan insnalarin ezici cogunlugunun taksici kitlesince kullaniliyor olmasi kuvvetle muhtemeldir..