"vardır bir bildiği" anlamında; yapılanlara, söylenenlere boyun eğer tarzda bir ifade.
maliyeti yıkım olan başarılar için kullanılan bir benzetme.
yeni romanı "baba ve piç" ile gündemde olan yazar.
namaz kılanların ve allaha inananların düşünmesi gereken, namaz kılmayanların ve allaha inanmayanların üzerine vazife olmayan mesele.
serbest piyasa ekonomisinin en temel ilkelerinden birisi olan akit yapma serbestisine getirilen istisna bir uygulama olan zorunlu unsur doktrini, teşebbüslerin sahip oldukları varlıkları belirli şartların gerçekleşmesi durumunda rakiplerine kullandırma zorunluluğu getirmektedir.
birinci adı "mehmet" ve bir iddiaya göre sabetay tarikatına mensup olan komutanımız.
mersindeki çiftçinin "lan" hitabından sonra başbakana söylediği söz.
muhafazakar kesimin 90-91 yıllarında çıkardığı aylık mizah dergisi.
orhan kemalin ünlü roman kahramanı, fabrikanın bekçisi, "almışım kurs, görmüşüm terbiye, siz de alsaydınız kurs, görseydiniz terbiye, konuşmazdınız böyle cayil cayil" repliğinin sahibi.
başlığı görünce "kimdi bu adam?" diye düşündüğüm, entryleri okumama rağmen hatırlayamadığım, benim açımdan "meçhul bir kişi".
"hepsi senin mi?" sorusuna verilecek yanıt.
yaşamamı isteyen bir güç var diye düşünüp yeniden hayata atılması gereken kişi.
beşte haftayım onda biter - mahalle maçlarında devre arasını "süre" değil, "atılan gol" belirler. genelde beşinci golde haftayım (half timenin mahalle ağzında söylenişi) olur, onuncu golü atan da maçı kazanır. bu kuraldan 3 sonuç çıkar: 1- mahalle maçları golsüz bitmez, aksine bol gollü geçer. 2- mahalle maçları berabere bitmez, mutlaka kazanan olur. 3- mahalle maçlarında önemli olan gol atmak ve kazanmaktır, maçın kaç dakika sürdüğü çok önemli değildir.
1-0 biten fenerbahçe-m.united maçında boliçten gol yiyen kaleci.
edison’u kısmen tanırım. tesla’yı bilgi sözlük sayesinde tanıdım. aralarındaki mesele bana iki bilim adamının "olağan" çekişmesi gibi geldi. anladığım ve bildiğim kadarıyla her ikisi de çok değerli buluşlara imza atmışlar. tesla’ya hakkını teslim edelim ama edison’u da -sadece tesla’ya haksızlık ettiği için- yerine dibine sokmayalım. edison’un teslayı "ezme" çabasını, daha önemli ve daha çok buluş yaparak herkesten daha fazla "iz" bırakma kaygısı olarak yorumluyorum. unutmayalım ki dünya edisona çok borçlu. edisonu edison yapan da sadece "zekası ve çalışkanlığı" değil, en az onlar kadar önemli olan "hırsı ve ünlü (ya da zengin) olma arzusu"dur. bilim adamları peygamber değildir. bilim adamları davranışlarıyla değil, yaptıkları buluşlarla (bilime katkılarıyla) "iyi ya da kötü" diye anılmalıdırlar. tekrar etmek gerekirse edisonu edison yapan sadece zekası ve çalışkanlığı değil; hırsı ve ünlü-zengin olma arzusudur.
vermek fiilinin daha nazik ve kibar hali (örnek: azizim sana zahmet şurdan bana şeker veriver).
turgut özal.
hayatını "demiryolu davasına" adamış, her fırsatta türkiye’nin ulaştırma politikasının (cumhuriyetin ilk 30 yılında olduğu gibi) demiryolu ağırlıklı olması gerektiğini savunan tcdd eski genel müdürü.
"sanal" ortamda "gerçek" bir keyif.
haklı rekabetin zıttı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?