bursalı güzel bir kadın adı.
mustafa kutlunun 2012 yılında çıkardığı hikaye kitabı. herşey iyi de kitapların boyutunun değişmesi iyi olmamış.
dizüstü edebiyattan çıkan üçüncü kitap. yazarı onur gökşen.
birinci ve ikinci kitaplar, yani puccanın ve samihazinsesin kitapları, akıp giden bir nehir gibiydi. fakat bu üçüncüsü bir türlü akmıyor. donuk.
birinci ve ikinci kitaplar, yani puccanın ve samihazinsesin kitapları, akıp giden bir nehir gibiydi. fakat bu üçüncüsü bir türlü akmıyor. donuk.
1679’da 92 yaşında ölen hollandalı ozan. eğer ferhan şensoy’un denememeler’deki ilk yazısı doğruysa.
bir banka sıçanının anıları kitabında, egebank’ın, sahibi murat demirel tarafından nasıl hortumlandığını mizahi bir dille anlatır. insan olanın midesi bulanır.
sadece çok gülme efekti.
zeki demirkubuz filmi. anladığım kadarıyla filmin ismi ile anlatılan duygu arasında tam bir oturmuşluk yok. sanki kin ya da nefret olsa daha iyi olacaktı gibi. bir kadın, başka bir kadını evet kıskanır da, kadın başka bir erkeği neden kıskansın ki. ancak nefret eder.
zeki demirkubuz filmi. filmden anladığım bir kadına asla bağlanmayacaksın. hele o kadın başkasına aşıksa hiç... hele hele o kadın bir fahişeyse asla...
mustafa kutlu’nun 2010’da çıkan son hikaye kitabı. doğrusu chef’in, tufandan önce’nin çok çok uzağında. beğenemedim.
bir aşık veysel şiiri.
“anlatmam derdimi dertsiz insana / dert çekmeyen dert kıymetin bilemez / derdim bana derman imiş bilmedim / hiçbir zaman gül dikensiz olamaz” diye başlar.
“anlatmam derdimi dertsiz insana / dert çekmeyen dert kıymetin bilemez / derdim bana derman imiş bilmedim / hiçbir zaman gül dikensiz olamaz” diye başlar.
darrel bristow-bovey’in anti-kişisel gelişimci, kişisel gelişim kitabı. mizah niyetine de okunabilir.
prag yakınlarında bir tepe. kafka’nın tepesi.
osman aysunun temmuz 2009da yayınlanan "katil kim?" kategorisine giren polisiye romanı. vasat ama rahat okunuyor.
suavi süalpın 1980 basımlı mizah öyküleri kitabı.
rıfat ılgazdan, aziz nesinden, muzaffer izgüden aşağı kalır yanı olmayan, hakkı yenmiş bir mizah yazarımız.
osman aysunun üç romanını satın almıştım geçtiğimiz pazar, eryamandaki optimumdan. üç kitap toplam 15 tl. o vakte dek bildiğim, tanıdığım ve okuduğum bir yazar değildi kendisi. sadece ismen duymuşluğum vardı o kadar. satın aldığım üç romanından ilk "iktidar merdiveni"ni okudum bir gün içinde. izlenimim şöyle: osman aysu "büyük" bir yazar değil. büyükten kastım kahramanlarını derinliğine işleyen bir kalemi yok. kahramanlar tekdüze, kurgusu da zayıf. polisiye roman yazarları genellikle böyledir zaten. kurgu, kahramanların kişiliklerinden hep önce gelir. bununla birlikte rahat okunan, kolay okunan bir üslubu var. bu özellik, bir yazar için iyi bir özellik midir, yoksa kötü bir özellik midir, doğrusu net bir kanaatim yok. okurken kasılmadığımı, sıkılmadığımı, ne anlatıyor bu adam diye işkence geçirmediğimi söyleyebilirim. bir sidney sheldon esintisi yok değil üslubunda, ama sheldona nazaran daha zayıf, daha yüzeysel bir anlatımı olduğunu söylemek mümkün.
az evvel nette osman aysu hakkında kısa bir araştırma yaptım. 40ın üzerinde kitabı olduğunu öğrenince hem şaşırdım, hem de kendisini gıyaben tebrik ettim. israrla ve inatla yazanları hep sevmişimdir zaten.
"iktidar merdiveni" romanına gelince... romanın özeti kitabın arka kapağında şöyle verilmiş: "elli yaş bunalımında, evliliği monoton hale gelmiş, hayatın renklerinin solduğunu düşünen yakışıklı bir profesöre seçimler yaklaşırken, sol partileri bir araya toplayacak bir projede sol birliğin başkanı olması teklif edilir. aynı tarihlerde profesörün hayatına zihnini altüst eden, muhteşem ama karanlık bir kadın girer... siyaset oyunları, çıkar çatışmaları ve aşk bilim adamını aklından bile geçiremeyeceği bir tuzağın içine atacaktır..."
az evvel nette osman aysu hakkında kısa bir araştırma yaptım. 40ın üzerinde kitabı olduğunu öğrenince hem şaşırdım, hem de kendisini gıyaben tebrik ettim. israrla ve inatla yazanları hep sevmişimdir zaten.
"iktidar merdiveni" romanına gelince... romanın özeti kitabın arka kapağında şöyle verilmiş: "elli yaş bunalımında, evliliği monoton hale gelmiş, hayatın renklerinin solduğunu düşünen yakışıklı bir profesöre seçimler yaklaşırken, sol partileri bir araya toplayacak bir projede sol birliğin başkanı olması teklif edilir. aynı tarihlerde profesörün hayatına zihnini altüst eden, muhteşem ama karanlık bir kadın girer... siyaset oyunları, çıkar çatışmaları ve aşk bilim adamını aklından bile geçiremeyeceği bir tuzağın içine atacaktır..."
(bkz: istanbul ansiklopedisi)
orhan pamuk istanbul sayfa 126.
necla fide nin yıllar yıllar sonra sinemada göründüğü film.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?