rutubet

"abi hakkaten yazmış kadın" dedirten, pek nefis, gerçek sözlerden oluşan bir şebnem ferah şarkısı.

ölümüne yenildiği surette muhtemelen öldürür.

çocukluğumun bir dönemi bu koru civarında geçtiğinden midir bilmem, ayrı bir güzeldir fethi paşa korusu benim için.ailece ya da haziranda okulun son günlerinde sınıfça gittiğimiz piknikleri hatırladım şimdi.sıkıntılar yoktu diyemem ama güzel günlermiş,sonra sonra anladım..

(bkz: gızım neydi senin şeyinin adı) gibi mesela.

pek nefis orhan veli şiirlerinden bir diğeridir.
şöyle ki ;

tüyden hafif olurum böyle sabahlar;

karşı damda bir güneş parçası,

içimde kuş cıvıltıları, şarkılar;

bağıra çağıra düşerim yollara;

döner döner durur başım havalarda.

sanırım ki günler hep güzel gidecek;

her sabah böyle bahar;

ne is güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.

derim ki: ’sıkıntılar duradursun!’

şairliğimle yetinir,

avunurum.

orhan veli’ye ait oluşundan sebep, pek tabii harikulade bir şiirin ismidir son türkü.



kaybolmak üzere suya düşen bilezik,

bak,bütün kırışıklar silindi sudan,

son saatimde mi uyandım uykudan,

neden boş geçen yıllardan içim ezik?

durdu beni ölüme götüren kervan,

eski bir şarkı söyleniyor rüzgârda,

duydum ki sevmeyi bilen dudaklarda,

benim ilâhilerim hâlâ okunan

sevgilim... ellerime dokunaraktan...

beni çağıran bir eda var sesinde,

bu muydu insanlara son nefesinde,

görüneceğinden bahsedilen şeytan?

sular çekilmeye başladı köklerde

isınmaz mı acaba ellerimde kan?

ah! ne olur bütün güneşler batmadan

bir türkü daha söyliyeyim bu yerde..

migreni tetiklediği tarafımdan tecrübeyle sabitlenmiştir.

bak lutfen diyorum · (2)
radyoya gelir misiniz lutfen · (2)
radyoya gelin lan · (1)

geç bulduğum, dinlemeden önceki kaybedilmiş zamanlara yandığım, harika ötesi, on numara bir amorphis şarkısı.
bu arada, bulmama vesile olan güzide şahsiyet! seviyorum seni..

puan olayı şöyledir efenim.kimse kendi tasarrufundan getirip de bana ,menfaatim için herhangi bir yardım da filan bulunmuyor malumunuz. puan konusu her ne kadar önemsiz bir konu ise de,işin esprisidir diye düşünüyorum.siz de öyle düşünmüyordunuz madem ey sözlük yönetimi,neden bir puanlama sistemi var bu sözlükte.

kırk yılda bir entry yazmaya kalkan, anında da eksi oyu kapan, öyle bir yazar.hiç yazasım gelmiyor valla hiç..

kadının gözünün sürekli erkeğin kıçı kırık cüzdanında olduğunu zanneden kuşbeyinli açgözlü bir erkek,isterse bu özelliklerden hepsini bünyesinde barındırsın, nafiledir.

requiem for a dream’in final sahnesinde rastlarız bu sendroma. filmin kahramanları sırayla, her biri ayrı bir yerde, tüm acziyetleriyle alırlar bu pozisyonu.bir süre ağlamaktan kendimden geçmeme sebep olan bir ayrıntıdır.

sözlükle gönül eğlendirmiş, işi bitince de paçavra gibi bir kenara fırlatmış,ve de sözlüğün "hiç olmazsa arkadaş kalalım" gibi serzenişlerine kulak tıkamış yazardır.

(bkz: güzel havalar)

her ne kadar,eşref-i mahlukat diye bahsedilse de,bu durum insanın kadim acziyetinden bir şey eksiltmez.zira bakınız , yeryüzünde insanoğlunun ,diktiği binalar,yaptığı yollar, icatlar,savaş, barış,her türlü insani girişim,aşk , evlilik,bir koşuşturma, bir arbede vs..adeta tırmalıyor,ne için? var olabilmek için,tutunmak için.dünya üzerinde her ne olursa olsun her şeyin,her olayın,bitmeye mahkum olduğunu bile bile.bu çok hazin bir durum ve sürekli acı çeker bir yüz ifadesiyle hayatı sürdürmek için gerçek bir neden.
entryme,an itibariyle aklıma gelen bir şarkı sözüyle son vermek istiyorum efenim. please ease my pain!!!

(bkz: gloomy sunday)

ing:sıkıntı, can sıkıntısı, karanlık, kasvet.

kathleen isimli nefis şarkının sahibi,şarkıcı ve söz yazarı şahsiyet.

hafiften iç sızlatıcı,harika bir townes van zandt şarkısı.