ne kadar güzel olduğunu görüyorum, gözlerimi üzerinde hissedebiliyor musun,
utanıyorum ve başımı çeviriyorum
geç saatlere kadar citylightta çalışıyorsun,evini güzelce gittiğini görüyorum
senin beni görmediğinden emin olarak, beni görmeni umarak
bazen merak ediyorum neden bana bakıp göz kırptığını
danam gibi davranıyor olamazsın (olabilir misin)
citylight lokantasında yemekleri servis ettiğini görüyorum ve sonra
kendi yansımamı gözlerinde görüyorum, oh lütfen
konuş benimle, biraz merhamet et
bana birçok şekilde dokundun
fakat utangacım görmüyor musun
senin etkin altındayım, bakışlarının,zaten hergün ölürdüm senin için
bir kağıda yazdım ve sildim
hala citylight lokantasında oturuyorum, kahvemi içiyorum yada yalanlar okuyorum
kafamı çeviriyorum ve seni görüyorum, bu sen olabilir misin gerçekten
bazen merak ediyorum neden bana bakıp göz kırptığını
danam gibi davranıyor olamazsın?
senin güzel gülümsemeni görüyorum ve koşup gitmek istiyorum
yansımam gözlerinde, oh lütfen
konuş benimle, biraz merhamet et
bana birçok şekilde dokundun
fakat utangacım görmüyor musun
biliyorum, sana sahip olamam, senden ayrılamam çünkü seni bazı zamanlar görmeliyim
ve anlayamıyorum sen beni nasıl bu kelepçelerde tutabiliyorsun
her uyandığımda, senin benden gücümü aldığını biliyorum ve bırakamıyorum
ve bunu sürekli tekrarlamayı
bazen merak ediyorum neden bana bakıp göz kırptığını
danam gibi davranıyor olamazsın
senin güzel gözlerini görüyorum ve koşup gitmek istiyorum
yansımam gözlerinde , oh lütfen
konuş benimle , biraz merhamet et
bana birçok şekilde dokundun
fakat utangacım görmüyor musun
oturma odasında yapıldığı vakit, insanı küplere bindiren eylem. şahsen ne amaçla yapıldığı hakkında bir sonuca varamadım henüz.kes tırnağını banyoda ,yıka elini mis gibi, nedir yani, ne?
"temizlik imandandır" amenna.. ama adamın imanını da gevretir aynı zamanda.yapsan bir dert,yapmasan ayrı bir dert.
şarkıları ağıt gibidir.feryad figan yakılmış ağıtlar gibi.
-kız doğdu.
terzi hüsnünün dükkanına gidilir.hüsnü yoktur.beklenir bir süre.hüsnü gelmemekte ısrarcıdır.birden akla cüzdandaki terzi hüsnünün kartviziti ve üzerinde cep numarası olma ihtimali gelir.kart bulunur, bu arada yanındakilerle çene yapmaya ara verilmez kati surette. kartın üzerindeki cep numarası çevilir, karşıdaki kişiye "hüsnü bey,ben şu an sizin dükkandayım, siz yoksunuzne zaman gelirsiniz, napalım biz şimdi" denir.adam "ben yokum evet,bugün de dönmicem dükkana,elemanlar var orda yardımcı olsunlar size" der. ben hala," eöö kimse yok şu an dükkanda bilmiyorum yani" filan demeye çalışırım. adam," nasıl olur yav alala,tamam ben birazdan ben size döncem" der hafif sinirle.ve kapatırız. ve benim beynimde çakan flashbackler,toz duman bir arbede,olayı anlama faaliyetleri kısaca, derken telefon iki dakika sonra çalar. ben açmam. zira aradığım kişi terzi hüsnü değil,bir kaç gün öncesinde pantolon paçası kısaltması için gittiğim terzidir.dahası pantolonun içine etmişti, kıl olmuştum adama, durduk yere farkında olmadan ben de onu kıl etmiş oldum ,iyi de oldu. amaann.
sonuç, az sonra terzi hüsnü sisler içerisinden gün gibi doğar.
sonuç, az sonra terzi hüsnü sisler içerisinden gün gibi doğar.
allah hayırlara çıkarsın, rüyamda sözlük okuyup seri muhteşem oy veriyordum. #323782 nolu entryde bahsedileni baz alırsak, nasıl bir bilinçaltım var, aklım ermedi.
zeki müren yorumuyla dinlenilmesi vaciptir.
#54036
sounds of pain,
surrended to the recadence,
depression,
la vaga esperanza del ser,
eterno en mi,
niche,
eternal beauty of the trees, gibi mükemmel şarkıların sahibi gruptur uaral.
surrended to the recadence,
depression,
la vaga esperanza del ser,
eterno en mi,
niche,
eternal beauty of the trees, gibi mükemmel şarkıların sahibi gruptur uaral.
1996 da kurulan uaral’ın grup üyeleri birer akraba ve arkadaş olan aciago ve caudal dır.farklı hayatlara sahip olmalarına rağmen baskı altında oldukları aile yaşamları yaşadıkları toplumun baskısı ve zorluğunu ortak olarak müziklerine yansıttılar.o yıllarda müzikal fikirleri tamamen ortaya çıkmıştı fakat müziğin zorlamayla elde edilemeyeceğini ve zamana bırakılması gerektiğini düşünüyor grup üyeleri.
1997 de akranları için hazırladıkları bir müzik gösterisi ile ilk müzik çalışmalarına başlayan grup bu görüntülerin kaydedilmesi ve bruma önsözü adı altında kaydedilen bu esere surrended to the decadence adı verildi.bu dönemde grubun yaşadığı çeşitli kayıplara rağmen pes etmeden yeni senfoniler doğurmaya devam ettiler.düşüncelerini şiir akor ve enstrümanlarının melankolisi izledi.
müzikal anlamda gelişmeler gösteren grup ikinci kayıt aşamasına ulaştı. kendileriyle aynı ideolojileri ve hisleri paylaşan bir grup ile 2003 yılında from the agony to the hopelessness ile anonim bir kayıt yapıldı. şans eseri omg müzik şirketinin bu kaydı dinlemesi ve beğenip grupla irtibata geçmesi ile uaral grubuna eseri kayıt etmek için teklifte bulundu. uaral grubu müzikte amaçlarının ifadelerinin ve ideolojilerinin teşhir edilmemesi koşulu ile bu anlaşmayı kabul etti. omg her şeyin öncelikle uaralın menfaatleri için olması gerektiğine karar verdi ve sonunda stüdyoya girdiler.
bu kayıtla birlikte artık grup tamamıyla anlaşılıyordu ve albümlerine büyükannelerinin onlara çocukken okuduğu la vaga esperenza del şarkısını giriş parçası olarak kullandılar. çocukluğun şefkatinden esinlenilmiş takdire değer güzellikte olan bu parça çok sevildi. gruba göre sounds of pain albümünün hikayesi zor dönemlerinde yaşadıkları acının dışa vurumu her ülkenin sahnesinde egemen olan bir tarz vardır şili’den çıkan grubun şili’ye hakim olan karanlık müziği doomdan etkilenmemesi olanaksızdı ve bunu müziklerine taşıdılar. melankolik bir ruh ve görkemli el değmemiş bir ilhama sahip olan grup doom/folk yaparak kullandıkları başarılı brutal vokal flüt ve klasik gitar kombinasyonları ile öne çıkmayı başardı. grupta empriyum izlerine de rastlanmaktadır.
elemanlar :
aciago : bütün enstrumanlar
caudal : vokal
1997 de akranları için hazırladıkları bir müzik gösterisi ile ilk müzik çalışmalarına başlayan grup bu görüntülerin kaydedilmesi ve bruma önsözü adı altında kaydedilen bu esere surrended to the decadence adı verildi.bu dönemde grubun yaşadığı çeşitli kayıplara rağmen pes etmeden yeni senfoniler doğurmaya devam ettiler.düşüncelerini şiir akor ve enstrümanlarının melankolisi izledi.
müzikal anlamda gelişmeler gösteren grup ikinci kayıt aşamasına ulaştı. kendileriyle aynı ideolojileri ve hisleri paylaşan bir grup ile 2003 yılında from the agony to the hopelessness ile anonim bir kayıt yapıldı. şans eseri omg müzik şirketinin bu kaydı dinlemesi ve beğenip grupla irtibata geçmesi ile uaral grubuna eseri kayıt etmek için teklifte bulundu. uaral grubu müzikte amaçlarının ifadelerinin ve ideolojilerinin teşhir edilmemesi koşulu ile bu anlaşmayı kabul etti. omg her şeyin öncelikle uaralın menfaatleri için olması gerektiğine karar verdi ve sonunda stüdyoya girdiler.
bu kayıtla birlikte artık grup tamamıyla anlaşılıyordu ve albümlerine büyükannelerinin onlara çocukken okuduğu la vaga esperenza del şarkısını giriş parçası olarak kullandılar. çocukluğun şefkatinden esinlenilmiş takdire değer güzellikte olan bu parça çok sevildi. gruba göre sounds of pain albümünün hikayesi zor dönemlerinde yaşadıkları acının dışa vurumu her ülkenin sahnesinde egemen olan bir tarz vardır şili’den çıkan grubun şili’ye hakim olan karanlık müziği doomdan etkilenmemesi olanaksızdı ve bunu müziklerine taşıdılar. melankolik bir ruh ve görkemli el değmemiş bir ilhama sahip olan grup doom/folk yaparak kullandıkları başarılı brutal vokal flüt ve klasik gitar kombinasyonları ile öne çıkmayı başardı. grupta empriyum izlerine de rastlanmaktadır.
elemanlar :
aciago : bütün enstrumanlar
caudal : vokal
çocuk,"bebekler nasıl oluyor" sorusunu sormuştur bir tarihte. anne,kafa karıştırmamak adına, "anneyle baba bebek istedikleri zaman dua ediyorlar,allah da onlara bir bebek gönderiyor" şeklinde bir cevap vermiştir.daha çok küçüktür zira.
uzunca bir süre sonra,(yani anne verdiği o cevabı unutalı hayli bir zaman geçmiştir üzerinden) küçük kızın kardeş isteği depreşmiş,çözümler üretme girişimlerinde bulunmaya başlamıştır.bir gün annesine;
-anne, senin kaç çocuğun olmasını isterdin ?
-sen varsın ya, senden başka istemiyorum ..
-ama ben bir tane kardeş istiyorum.babama da sordum hem,o da bi tane daha olsa iyi olur dedi.
-hmm, öyle mi dedi?
-evet, anne, babamla biz istiyoruz ya,ikimiz dua etsek onunla,allah gönderir mi bir bebek daha bize??
-eööö,olmaz öyle kızım.
-yaaa..
üzülür ama vazgeçmez, her boşlukta kardeş istediğini vurgulayıp annesine psikolojik baskıda bulunmaya devam eder,etmektedir halen.
uzunca bir süre sonra,(yani anne verdiği o cevabı unutalı hayli bir zaman geçmiştir üzerinden) küçük kızın kardeş isteği depreşmiş,çözümler üretme girişimlerinde bulunmaya başlamıştır.bir gün annesine;
-anne, senin kaç çocuğun olmasını isterdin ?
-sen varsın ya, senden başka istemiyorum ..
-ama ben bir tane kardeş istiyorum.babama da sordum hem,o da bi tane daha olsa iyi olur dedi.
-hmm, öyle mi dedi?
-evet, anne, babamla biz istiyoruz ya,ikimiz dua etsek onunla,allah gönderir mi bir bebek daha bize??
-eööö,olmaz öyle kızım.
-yaaa..
üzülür ama vazgeçmez, her boşlukta kardeş istediğini vurgulayıp annesine psikolojik baskıda bulunmaya devam eder,etmektedir halen.
bu ağıtlar da ne? yine ne öldü içimde..
kaygıları, korkuları, baskıları, tabuları, töreleri, bilmem neleri olan kızımız, yolun çok başında oluşundan sebep,herşeyi fazlasıyla ciddiye alıyordur, ya da "yaş kemale erdi erecek, yalnız ölmek istemiyorum" triplerine girmiştir.bu sınıf, başlıkta adı geçen sınıf kızlardır.
bunların dışında kalanlar ise, "çek o pis egolarını ve otorite manyaklığını üzerimden" modunda olan kızlardır.az biraz görmüş geçirmiş, beklenti olayını abartmamak gerçeğini sindirmiş,soru sormayı bırakmış,kimseye eyvallahı olmadan yaşamayı düstür edinmiş kızlardır.ki bunları ayrı bir başlık altında incelemeliyiz derim.
bunların dışında kalanlar ise, "çek o pis egolarını ve otorite manyaklığını üzerimden" modunda olan kızlardır.az biraz görmüş geçirmiş, beklenti olayını abartmamak gerçeğini sindirmiş,soru sormayı bırakmış,kimseye eyvallahı olmadan yaşamayı düstür edinmiş kızlardır.ki bunları ayrı bir başlık altında incelemeliyiz derim.
çok değil, bundan bi hafta kadar öncesi ekşide rastladım bu başlığa, bakındım filan, ertesi gün yeğenimin ameliyat olacağını duyunca,"hmms" dedim ve altın dişim bir anda parladı.zira yeğenimin bilinçaltı gün yüzüne çıkacaktı, az buz bişey değildi bu.ameliyat günü geldi çattı,güç bela işlerimi halledip bittim hemen hastanede.konuşurken arada sözlükte okuduklarımdan ve kötü emelimden de bahsettim.güldük. hasılı; hemşireler geldi,önlük giydirildi, yatırıldı ve götürüldü.tam 2 saat sonra odanın kapısında bir hareketlenme ve kapı açıldı.merak ve heyecan had safhada.acaba ne yapacak ne diyecek, derken,
- uyumak istiyorum!! dediğini duydum. yaklaştım, göz göze geldik, bişey demedim, bir adım attım, gözleri hala bende, attığım adımı geri aldım, yeğenim hala bana bakarken,
-saçmalıyo muyum? dedi
ben hafiften tırsık,
-ne?
-saçmalıyabiliyo muyum?
burda ben ne dedim hatırlamıyorum da, aralarda yoklamaya devam ettim "napıyosun,ne düşünüyosun şu an" gibilerinden genelde,
-suuuuu, dedi,
-malzeme çıkmadı mı? ,çok beklersin, gibi laflar da etti. daha fazla bekleyemedim yorgun ve açtım, onu annesiyle başbaşa bırakıp minibüse atladım ve eve dönerken "sözlüğe yaziym bunu" diye düşündüm.
- uyumak istiyorum!! dediğini duydum. yaklaştım, göz göze geldik, bişey demedim, bir adım attım, gözleri hala bende, attığım adımı geri aldım, yeğenim hala bana bakarken,
-saçmalıyo muyum? dedi
ben hafiften tırsık,
-ne?
-saçmalıyabiliyo muyum?
burda ben ne dedim hatırlamıyorum da, aralarda yoklamaya devam ettim "napıyosun,ne düşünüyosun şu an" gibilerinden genelde,
-suuuuu, dedi,
-malzeme çıkmadı mı? ,çok beklersin, gibi laflar da etti. daha fazla bekleyemedim yorgun ve açtım, onu annesiyle başbaşa bırakıp minibüse atladım ve eve dönerken "sözlüğe yaziym bunu" diye düşündüm.
since we`re feeling so anesthetised
narkoz almış gibi hissettiğimizden beri
in our comfort zone
konforlu bölgemizde
reminds me of the second time
bana ikinci seferi hatırlatıyor
that i followed you home
seni evine kadar takip ettiğim
we`re running out of alibis
mazeretlerimiz tükeniyor
from the second of may
mayısın ikisinde
reminds me of the summer time
bana yazı hatırlatıyor
on this winter`s day
bu kış gününde
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
every step we take that`s synchronized
attığımız her adım senkronize
every broken bone
her kırık kemik
reminds me of the second time
bana ikinci seferi hatırlatıyor
that i followed you home
seni evine kadar takip ettiğim
you shower me with lullabies
beni ninnilirle yıkadın
as you`re walking away
sen çekip giderken
reminds me that it`s killing time
bana öldürme zamanını hatırlatıyor
on this fateful day
bu önemli günde
see you at the bitter end x4
acı sonda buluşuruz
from the time we intercepted
yollarımız kesildiğinden beri
feels more like suicide...
intiharmış gibi geliyor
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
narkoz almış gibi hissettiğimizden beri
in our comfort zone
konforlu bölgemizde
reminds me of the second time
bana ikinci seferi hatırlatıyor
that i followed you home
seni evine kadar takip ettiğim
we`re running out of alibis
mazeretlerimiz tükeniyor
from the second of may
mayısın ikisinde
reminds me of the summer time
bana yazı hatırlatıyor
on this winter`s day
bu kış gününde
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
every step we take that`s synchronized
attığımız her adım senkronize
every broken bone
her kırık kemik
reminds me of the second time
bana ikinci seferi hatırlatıyor
that i followed you home
seni evine kadar takip ettiğim
you shower me with lullabies
beni ninnilirle yıkadın
as you`re walking away
sen çekip giderken
reminds me that it`s killing time
bana öldürme zamanını hatırlatıyor
on this fateful day
bu önemli günde
see you at the bitter end x4
acı sonda buluşuruz
from the time we intercepted
yollarımız kesildiğinden beri
feels more like suicide...
intiharmış gibi geliyor
see you at the bitter end
acı sonda görüşürüz
zorlarsak kızıl saç için de kullanılabilirliği olan bir önerme. zira kızıl saç malumunuz yıkandıkça akar, aktıkça rengi açılır, kahveye dönük turuncumsu bişi olur.demek ki neymiş? kızıl saç da yıkandıkça açılabilirmiş. o zaman ne diyoruz ? yıkandıkça açılır o.
ve coğu zaman iç çekiyorum
merak ediyorum coğu zaman
neden hala burda olup hala ağladığımı
ve coğu zaman ağlıyorum
çoğu zaman gözyaşı dokuyorum
burda olmasalar da
yakınlarda bir yerlerdeler hala
lütfen bu yükten kurtar beni
ve hala hatırlıyorum bir anıyı
ve ağlıyorum bölünmüş uykumda
kestikleri yaralar cok derin
lütfen bu yükten kurtar beni
lütfen hafiflet acımı..
şüphesiz ki savas olmadan hasar da olmaz
bu yüzden yas tumak yok keder yok acı yok ıstırap yok
bir ölüyü özleyerek gecirilecek uykusuz geceler yok
artık yok
artık savaş yok
merak ediyorum coğu zaman
neden hala burda olup hala ağladığımı
ve coğu zaman ağlıyorum
çoğu zaman gözyaşı dokuyorum
burda olmasalar da
yakınlarda bir yerlerdeler hala
lütfen bu yükten kurtar beni
ve hala hatırlıyorum bir anıyı
ve ağlıyorum bölünmüş uykumda
kestikleri yaralar cok derin
lütfen bu yükten kurtar beni
lütfen hafiflet acımı..
şüphesiz ki savas olmadan hasar da olmaz
bu yüzden yas tumak yok keder yok acı yok ıstırap yok
bir ölüyü özleyerek gecirilecek uykusuz geceler yok
artık yok
artık savaş yok
büyükle büyük olmakla aynı anlamı içermekte olan bir deyimdir.şöyle ki;
çocuğun çocuk olmak yerine, bir erişkin kadar tilkice davranışlarda bulunduğu,bir erişkin kadar bilinçli bir şekilde insanın damarına damarına bastığı anlarda zuhur eder bu davranış.ve kısa bir süre için karşınızdaki çocuk,çocukluk vasıflarını kaybeder gözünüzde.işte o anlarda çocuk,büyükle büyük olur.
hoş şahsi kannatimce çocuk ya da büyük olmak arasında çok da önemsenecek kadar fark da yoktur.konuyla ilgili dolu bir bkz ile son vermek istiyorum efenim entryme.(bkz: #495242)
çocuğun çocuk olmak yerine, bir erişkin kadar tilkice davranışlarda bulunduğu,bir erişkin kadar bilinçli bir şekilde insanın damarına damarına bastığı anlarda zuhur eder bu davranış.ve kısa bir süre için karşınızdaki çocuk,çocukluk vasıflarını kaybeder gözünüzde.işte o anlarda çocuk,büyükle büyük olur.
hoş şahsi kannatimce çocuk ya da büyük olmak arasında çok da önemsenecek kadar fark da yoktur.konuyla ilgili dolu bir bkz ile son vermek istiyorum efenim entryme.(bkz: #495242)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?