artık sözlükte olmaması üzücü..
(bkz: gamze gozalan) olmasın o?
"anne bizi koru" demektir.zaten şarkı da bu cümlenin farklı dillerde söylenişinden oluşur.hatta dikkatle dinlediğinizde 2.06 ıncı saniyede türkçe "anne bizi koru" dediğini duyacaksınız.
alpayın eylülde gel şarkısına devam olaraktan yazdığı şarkısı.
sözleri de şöyle:
eylülde gel demiştim sana gelmedin
kaç eylül geçti aradan dönmedin
on sekiz yıldır okul yolu sensiz
ıssız sokaklarda ağlarım sessiz
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
orda kal, orda kal, orda kal sevgilim
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
gelmedin...
yapraklar solarken adını anarken, gelmedin
gelmek zamanı çok bekledim, dönmedin
öksüz kaldı dökülen yapraklar
yıllardır ağlıyor bomboş sokaklar
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
orda kal, orda kal, orda kal sevgilim
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
gelmedin...
sözleri de şöyle:
eylülde gel demiştim sana gelmedin
kaç eylül geçti aradan dönmedin
on sekiz yıldır okul yolu sensiz
ıssız sokaklarda ağlarım sessiz
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
orda kal, orda kal, orda kal sevgilim
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
gelmedin...
yapraklar solarken adını anarken, gelmedin
gelmek zamanı çok bekledim, dönmedin
öksüz kaldı dökülen yapraklar
yıllardır ağlıyor bomboş sokaklar
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
orda kal, orda kal, orda kal sevgilim
orda kal, orda kal, artık çok geç sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana sevgilim
on sekiz eylül önce dönmeliydin sen bana, bana, aman
gelmedin...
(bkz: eylülde gel demiştim)
araç tutmasından mütevellit de gerçekleşebilir.sabah saatlerinde okula yetişme telaşesiyle aç karnına otobüse binen bünyenin başına gelmesi gibi mesela.
ayaktasınızdır,yavaştan bir mide hareketliliği hissedersiniz,bir anda gözünüzde o kalabalıkta ortalığa kustuğunuz hayali canlanır,kusmamak için kasarsınız,kastıkça bulanırsınız.bulandıkça renginiz kireç gibi olur,bir anda buz gibi bir ter boşalır vücüttan,tansiyon düşmektedir zira,herşey önemini kaybeder,tanımadığınız bir kişiden yer istemek ya da bulunduğunuz yere çökmek akla gelebilen en mantıklı şeylerdir,oturabildiyseniz ve hala kusmuş ya da bayılmış değilseniz,tebrikler ve de geçmiş olsun,bu seferlik ucuz atlattınız.
ayaktasınızdır,yavaştan bir mide hareketliliği hissedersiniz,bir anda gözünüzde o kalabalıkta ortalığa kustuğunuz hayali canlanır,kusmamak için kasarsınız,kastıkça bulanırsınız.bulandıkça renginiz kireç gibi olur,bir anda buz gibi bir ter boşalır vücüttan,tansiyon düşmektedir zira,herşey önemini kaybeder,tanımadığınız bir kişiden yer istemek ya da bulunduğunuz yere çökmek akla gelebilen en mantıklı şeylerdir,oturabildiyseniz ve hala kusmuş ya da bayılmış değilseniz,tebrikler ve de geçmiş olsun,bu seferlik ucuz atlattınız.
(bkz: çamura dök ye) der bazıları.
eskiden erkeklere mahsus olduğunu düşünürdüm.zira gördüğüm tüm kadın tiryakiler, ya bir duvar dibine ilişip,ya da bir dükkan vitrini kenarına tüneyip içerlerdi.şimdilerde tek tük de olsa kadınlarda da görür oldum.
bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar
ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar
bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı
gördükleri rüya, ezeli bahçedir aşka
her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka
bülbülden o eğlencede feryad işitilmez
gül solmayı, mehtap azalıp bitmeyi bilmez
gök kubbesi her lahza bütün gözlere mavi
zenginler o cennette fakirlerle müsavi
sevdaları hülyalı havuzlarda serinler
sonsuz gibi bir fıskiye ahengini dinler
bir ruh o derin bahçede bir defa yaşarsa
boynunda onun kolları, koynunda o varsa
dalmışsa, onun saçlarının rayihasiyle
sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle
yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık
bir mucize halinde,o gözlerdedir artık
kanmaz en uzun buseye, öptükçe susuzdur
zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur
insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan
bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan
onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler
bir gün, nereden, hangi tesadüfle gelirler
aşk onları sevk ettiği günlerde, kaderden
rüzgar gibi bir şevk alır oldukları yerden
geldikleri yol… ömrün ışıktan yoludur o
alemde bir akşam ne semavi koşudur o
dört atlı o gerdune gelirken dolu dizgin
sevmiş iki ruh, ufku görürler daha engin
simaları gittikçe parıldar bu zaferle
gök her tarafından donanır meşalelerle
bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar
varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
dünyayı unutmuş bulunurken o sularda
- zalim saat ihmal edilen vakti çalar da -
bir an uyanırlarsa leziz uykularından
baştan başa, her yer kesilir kapkara zindan
bir faciadır böyle bir alemde uyanmak
günden güne hicranla bunalmış gibi yanmak
ey talih! ölümden de beterdir bu karanlık
ey aşk! o gönüller sana mal oldular artık
ey vuslat! o aşıkları efsununa ram et
ey tatlı ve ulvi gece! yıllarca devam et
yahya kemal beyatlı
ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar
bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı
görmezler ufuklarda şafak söktüğü anı
gördükleri rüya, ezeli bahçedir aşka
her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka
bülbülden o eğlencede feryad işitilmez
gül solmayı, mehtap azalıp bitmeyi bilmez
gök kubbesi her lahza bütün gözlere mavi
zenginler o cennette fakirlerle müsavi
sevdaları hülyalı havuzlarda serinler
sonsuz gibi bir fıskiye ahengini dinler
bir ruh o derin bahçede bir defa yaşarsa
boynunda onun kolları, koynunda o varsa
dalmışsa, onun saçlarının rayihasiyle
sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle
yıldızları boydan boya doğmuş gibi, varlık
bir mucize halinde,o gözlerdedir artık
kanmaz en uzun buseye, öptükçe susuzdur
zira susatan zevk o dudaklardaki tuzdur
insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan
bir sır gibidir az çok ilah olduğumuzdan
onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler
bir gün, nereden, hangi tesadüfle gelirler
aşk onları sevk ettiği günlerde, kaderden
rüzgar gibi bir şevk alır oldukları yerden
geldikleri yol… ömrün ışıktan yoludur o
alemde bir akşam ne semavi koşudur o
dört atlı o gerdune gelirken dolu dizgin
sevmiş iki ruh, ufku görürler daha engin
simaları gittikçe parıldar bu zaferle
gök her tarafından donanır meşalelerle
bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar
varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
dünyayı unutmuş bulunurken o sularda
- zalim saat ihmal edilen vakti çalar da -
bir an uyanırlarsa leziz uykularından
baştan başa, her yer kesilir kapkara zindan
bir faciadır böyle bir alemde uyanmak
günden güne hicranla bunalmış gibi yanmak
ey talih! ölümden de beterdir bu karanlık
ey aşk! o gönüller sana mal oldular artık
ey vuslat! o aşıkları efsununa ram et
ey tatlı ve ulvi gece! yıllarca devam et
yahya kemal beyatlı
aynı adlı albümün ilk parçasıdır.beni kaldırıp yere çalmış bir şarkıdır kendisi.harika da bir klibi vardır.şarkıyla acaip örtüşen..izlenesi,dinlenesi..
(bkz: duncan patterson)
(bkz: duncan patterson)
(bkz: madre protegenos)
sözlükte yer almayışına şaşırdığım,anathemanın alternative 4 albümünden sonra gruptan ayrılmış elemanıdır kendisi. o pek nefis regret şarksı var ya,işte o şarkı da bu arkadaşa aittir efendim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?