confessions

raskolnikov

- Yazar -

  1. toplam entry 460
  2. takipçi 1
  3. puan 16593

6-7 eylül olayları

raskolnikov
olaylardan önce hazırlanan azınlıklar raporu’nun rumlarla ilgili bölümünde, "anadolu’da bugün rum yok denecek kadar azdır. hiçbir yerde ilerde bir tehlike teşkil edecek durumda değildir. binaenaleyh rumlar için esaslı tedbir alınması gereken yerimiz istanbul’dur. bu hususta söylenecek tek söz, istanbul’un fethinin (500.) yıl dönümüne kadar istanbul’u tek rumsuz hale getirmektir." yazması olayın planlı bir şekilde gerçekleşeceğinin habercisiydi.

atatürk’ün selanik’te doğduğu evde, bomba bahçeye atılmış ve evin sadece camları kırılmıştı. bombalama olayının gerçekleştiği gece konsolosluk görevlisi hasan uçar gözaltına alındı. böylece düğüm de yunan mahkemelerinde çözülmüş oldu. bomba selanik’teki konsolosluk görevlisi mehmet ali balin tarafından diplomatik kurye ile istanbul’dan getirilmiş ve selanik üniversitesinde öğrenci olan oktay engin’in azmettirmesiyle hasan uçar tarafından bahçeye yerleştirilmişti. engin, daha sonra tc vatandaşlığına alındı ve öğrenimini türkiye’de sürdürdü. bir süre emniyet genel müdürlüğünde ve mit’te aldığı görevlerden sonra nevşehir valiliğine atandı. olan bilinçli olarak katledilen rumlara oldu. saldırı sonrasında 4214 ev, aralarında 21 fabrikanın bulunduğu 1004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 azınlık okulu, 5 spor kulübü, 2 mezarlık tahrip edilmişti. ayrıca tecavüz olayları da yaşanmıştı.

schumi

raskolnikov
az gelişmiş faşistlerin saldırdığı yazardır. yahu şu adam ne diyor neden bahsediyor en başta adam akıllı bir okuyayım sonra yorumumu yapayım yerine, organize bir şekilde eksi oylama ve beraberinde sarfedilen düşünceyi, çürütmeyi bırakın yanına yaklaşamayan yorumlar, aynı evrim teorisine çürütmek için -allah birdir- diyenler gibi.

ideoloji bile olmayan kemalizme ya da mustafa kemal’e gelen en ufak bir eleştiriye bile tahammül edilememesi normaldir, çünkü 1980 faşizmi böyle bir nesil yaratmıştır. tarih bilgisi ilkokul düzeyinde kalmalıdır, daha çok okur da başka şeyler öğrenirse rejim tehlikeye girer kitapları yakın, okutulan tarih kitaplarında ulus kahramanlığını pompalayın ki gözü boyansın, gerisini düşünmesin, atatürk’ü yunan’ı denize attı dan başka tanımasın, mümkünse chp’ye oy versin, merkez sağ da olabilir. ama dine fazla kaymasın, kaymasın ki olmayan laikliğin, devletin dini kontrol ettiği anlaşılmasın, aman komünist olmasın görüldüğü yerde ezilsin, ne eşitliği yaw işçi-patron eşit olsunmuş,nerde eşit,bırak geçinsinler, atatürk bile öyle yapmamış ben yine yapayım değil mi? ülkede yaşayanlar, zengin fakir fark etmez mümkünse türk olsun, kürtleri boşverin, doğuyu gerekirse bombalar isyan çıkarır aç bırakıp pkk’yı oluştururuz, sonra gelsin orduya paralar, ne de olsa savaş ticaret içindir. tüm bunları düşünenleri düşündükçe yazarımızın işinin hayli zor olduğu görülüyor,kolay gelsin diyelim.

necip fazıl kısakürek

raskolnikov
"tanrı dağı kadar türk, hira dağı kadar müslüman" sloganını öne çıkartan mhp’ye yakınlığıyla bilinen islamcı şair.abdulah gül’ün büyük hayranı olduğı kişi.1977 yılından itibaren devrimci mücadelenin gelişmesine paralel olarak fikri faaliyeti şeriatçılarla faşistler arasında bir anti komünist cephe sağlamaya yönelmiştir. silahlı bir örgütlenme olarak bu anti komünist cephenin fikriyatını oluşturan necip fazıl kısakürek, şeriatçı gençlerin faşist milislere katılmasını savunmuştur.


abdullah gül’ün fikriyatının oluşumunda belirleyici olduğu söylenen necip fazıl kısakürek, islam inkılabı hakkındaki taktiklerini de şöyle açıklamıştır;

"nasıl sosyalizma ve onun azmanı komünizma, gayet müşahhas örneklere dayanarak ortaya hakkı çalınan bir işçi ıstırabı çıkarmış ve bunu sistemleştirmişse, bizim dayandığımız ve bütün insanlık mikyasında hudutsuz ve şamil gördüğümüz zümre hakkı da, fikir çilesinden ve idrak ıstırabından doğar. demek ki, bizim bu türlü münevverler sınıfından anladığımız bu asîl mefhumun orospulaştırılmış delâletiyte baştan başa mankafa ve hiçbir ise yaramaz zoraki ve ukalâ aydınlar kalabalığı değil, kargabüken zehrini almış gibi kıvranırcasına fikir çilesi ve idrak ıstırabı çekenler kadrosudur."

alevi kurtler ermenidir

raskolnikov
bu söylem alevi kitlelere, sivas, maraş, çorum katliamlarının ardından uygulanan psikolojik bir savaştır.sivas katliamının haberi ülkenin her tarafına ulaştığında sultanahmet’te katliamı protesto etmek isteyen kitleyi yürütmeyen, en ufak eylemleri şiddetle bastıran kolluk güçlerinin, sivas’ta 8 saat boyunca katliamı izlemekle yetinmesi devletin alevilere verdiği değeri göstermektedir,aynı devlet kanla bölemediğini bu sefer "devlet fetva"sı vererek bölmeye çalışıyor,çoğu alevi federasyonunun karşı çıkması olumlu bir yaklaşımken buna destek veren alevilerin olması da ayrı bir sorun.kapitalist devlet insanı en kolay ırk ve din üzerinden politikayla çemberi içerisine alır,bu şekilde isyan etmekte olan kitleler bastırılır ve yine bu şekilde bir avuç çapulcu kırmızı koltuklara oturur ve manzaranın keyfini çıkarır.

türkiye de kürt yoktur

raskolnikov
evet demiştir,hatta kürt alevilere "ermeniden dönme" gibi her iki milleti de küçük düşürmeye yönelik kelimeler kullanmıştır,türk tarih kurumu başkanı medyadan uzak kaldı,kendini ortaya çıkarması lazım o da insan o da müdür,başkan diğerlerinden eksiği ne,onunda medyada suratının görünmesi gerek,bu nedenle kafasına göre, legoları birleştirir gibi saçma sapan bir konu atmış ortaya,bir iki gün konuşulsun ben de tlevizyonda görüneyim belki dizi teklifi gelir diye,nasıl olsa yarına unutulur bunlar,bu millet unutmaya yatkın ne de olsa...

kürt sorunu

raskolnikov
bürokrasinin demokrat geçinen tarafının çok sevdiği, uluslararası hukuka ve onun en somutlaşmış hali olarak birleşmiş milletler’e göre her halkın kendi kaderini tayin hakkı vardır.netekim kişisel ve siyasal haklara ilişkin uluslararası sözleşme adıyla 1966 yılında bm tarafından kabul edilen anlaşmanın ilk maddesine göre: "bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler." durum buyken, tc’nin tutumu, yaklaşık 40 yıl sonra bile olsa onun da altına imza attığı uluslararası bir sözleşmeyi açıkça çiğnemesi anlamına, temel burjuva demokratik haklardan biri olan ulusların kendi kaderini tayin hakkını reddetmesi anlamına gelmiyor mu?,göründüğü gibi burjuva demokratik haklarını bile uygulayamayan bir devlette kürtlere demokratik haklar beklemek ne kadar doğrudur?

bonapartizm

raskolnikov
karl marx’ın "louis bonaparte’ın 18 bruma­ire’i" adlı çalışmasıyla siyaset bilimine kazandırdığı terim.

bonapartizm burjuvazinin olağanüstü yönetim biçimlerinden biridir. olağanüstü siyasal rejimler burjuva düzenin toplumsal temellerinde ve burjuvazinin egemen sınıf pozisyonunda değişim yaratmaz ve yalnızca tehlikeye düşen burjuva egemenliğini korumaya çalışırlar.
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol