(bkz: yasal evlenme yaşı)
ideal olanı doğru kişiyi kaç yaşında bulursan o yaştır diye düşünüyorum. tabi doğru kişi diyerek 30dan öncede evlenilmemeli gibi. bir dediğim diğerini tutmuyor.
1-199 dönen varlıklar, 200-299 duran varlıklar, 300-399 kısa vadeli yabancı kaynaklar, 400-499 uzun vadeli yabancı kaynaklar, 500-591 öz kaynaklar, 600-698 gelir tablosu hesapları, 700-782 maliyet hesapları, 790-799 maliyet hesapları (b) şeklinde olan hesap planıdır. burada bitmez ne yazık ki 800-900lü hesaplar da vardır ama onlar hakkında bir fikrim yok. yanında - işareti bulunan hesaplar tersine işler. aslında şöyle bir mantığı vardır; bilançoda dönen varlıklar ve duran varlıklar aktif tarafta yani borçta; kvyk, uvyk ve özkaynaklar pasif yani alacak tarafında bulunur. varlık hesaplarında artış borca, azalış alacağa yazılır. kaynak hesaplarda ise tam tersi yapılır. örneğin; senet verilerek 500 liralık mal alındığında, 153 hesabıma 500 tl borç, 321 hesabıma 500 tl alacak yazarım.
gelişmeye niyeti olmayan ülke yoktur. iktidarın şahsi çıkarları için gerilemeye zorladığı ülke vardır. ülke gelişmesi birey gelişmesi ile olur. bireyin gelişmesi içinde hükümetin bir takım çalışmalar yapması gerekir. bizim gibi açık açık "okuma oranı arttıkça oy oranımız düşüyor" denilen ülkeler buna örnektir.
başlık açamıyordum ve profiline girdiğim kişiye mesaj atmak istediğimde hata veriyordu. bir de arama yaptığımız zaman, daha önce açılmamış bir başlıksa "hiç bişey bulamadık" diyor. bunu yeri gelmişken yazayım. sebepsiz yere beni çok geriyor bu. neden bilmiyorum. derdime hallenenleri anlayabilirim ama bana çok büyük bir sorun gibi geliyor. (bkz: eli ayağı titremek) hiçbir şey, lütfen.
(bkz: peki biz şimdi neyiz)
içine bir şeyler konulmak için üretilen poşet ve poşetleri koymak için üretilen bebek şeklindeki torba gibi.
sevk irsaliyesi ve faturayı ayrı kesmek külfetinden kurtaran belgedir. ikisinin yerine geçer. anlaşmalı matbaalarda bastırılır ve belgenin altında "bu belgenin sevk edilen malla birlikte bulunması halinde ayrıca sevk irsaliyesi aranmaz" notu bulunur.
çocukluğumu hatırlatan hastane. ne zaman görsem içime sıkıntı çöker. şuan da çöktü. hiçbir çocuk oyun oynayacağı yaşlarını bu kasvetli binalarda geçirmemeli. gerçi ben zenci kanka yapıp onunla oynarmışım anlatılanlara göre. onun dışında saygıdeğer bir hastanedir. (bkz: öyle hatırlıyorum)
ahmet ümit'in romanı ve romanda ki karakterin adı.
bir türlü içim ısınmamıştır bu karaktere. kendi deyimiyle, zalimler çağında yaşayan bir alçaktır.
bir türlü içim ısınmamıştır bu karaktere. kendi deyimiyle, zalimler çağında yaşayan bir alçaktır.
daha önce hiç rakı içmedim ama bir gün içersem deneyeceğim uygulama. (bkz: teşekkürler sözlük)
bi mum yakalım da şu sigara dumanını alsın gibi etkileri var
ölümden sonra diye bir şeye inanmadığım için, katilinin ölümüne üzüldüğüm kızımız. bu kadar kolay kurtulmamalıydı o insan erkeği. çok daha fazlasını çekmesi gerekiyordu. umarım diğer suçlular çeker.
iranlı kadın şair, yazar, oyuncu, ressam. eserlerinde derin yalnızlığı, kadınların sorunlarını işler. toplumun kadınlara uyguladığı ayrımı eleştirir.
babasına yazdığı bir mektuptan:“benim en büyük derdim sizin beni tanımamış olmanızdır; hiçbir zaman da tanımak istemediniz ve belki de hâlâ siz benim hakkımda düşündüğünüzde, beni uçarı, aşk romanları ve tahran müsavvar dergisinin öykülerinden dolayı kafasında aptalca düşünceler oluşan bir kadın olarak biliyorsunuz. keşke öyle olsaydım ve mutlu olabilseydim. işte o zaman dünya küçücük bir odacık olurdu ve ben, dans partilerine gitmekle, güzel ve şık elbiseler giymekle, komşu kadınlarla çene çalmakla, kaynana ile dalaşmakla ve kısacası pis ve anlamsız binlerce işle yetinirdim ve daha büyük ve daha güzel bir dünyayı tanımazdım; bir ipekböceği gibi kendi kozalamın sınırlı ve karanlık dünyasında kıvranarak büyürdüm ve hayatımı sona getirirdim. fakat ben böyle yaşayamazdım. ben kendimi bildiğim andan beri, benim başkaldırım ve isyanım bu aptalca görünüş ile başlamıştır. ben büyük olmak istiyordum ve istiyorum. ben, bir gün doğup ve bir gün bu dünyadan çekip giden ve arkalarında bu geliş ve gidişlerinden herhangi bir iz bırakmayan yüz binlerce insan gibi yaşayamam.”
babasına yazdığı bir mektuptan:“benim en büyük derdim sizin beni tanımamış olmanızdır; hiçbir zaman da tanımak istemediniz ve belki de hâlâ siz benim hakkımda düşündüğünüzde, beni uçarı, aşk romanları ve tahran müsavvar dergisinin öykülerinden dolayı kafasında aptalca düşünceler oluşan bir kadın olarak biliyorsunuz. keşke öyle olsaydım ve mutlu olabilseydim. işte o zaman dünya küçücük bir odacık olurdu ve ben, dans partilerine gitmekle, güzel ve şık elbiseler giymekle, komşu kadınlarla çene çalmakla, kaynana ile dalaşmakla ve kısacası pis ve anlamsız binlerce işle yetinirdim ve daha büyük ve daha güzel bir dünyayı tanımazdım; bir ipekböceği gibi kendi kozalamın sınırlı ve karanlık dünyasında kıvranarak büyürdüm ve hayatımı sona getirirdim. fakat ben böyle yaşayamazdım. ben kendimi bildiğim andan beri, benim başkaldırım ve isyanım bu aptalca görünüş ile başlamıştır. ben büyük olmak istiyordum ve istiyorum. ben, bir gün doğup ve bir gün bu dünyadan çekip giden ve arkalarında bu geliş ve gidişlerinden herhangi bir iz bırakmayan yüz binlerce insan gibi yaşayamam.”
gregor samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
(bkz: dönüşüm) (bkz: franz kafka)
(bkz: dönüşüm) (bkz: franz kafka)
ölmemesini temenni ettiğim yaratık. bu kadar kolay kurtulmamalı.
https://twitter.com/SonVesayet/status/719247817475121152
Bir an için muhabirin görünmezlik peleriniyle dolaştığını düşünmeme sebep vermiş haber. yahu arkadaş biraz akıl fikir. gün gelip devran dönünce nasıl çıkacaksınız insan içine?
Bir an için muhabirin görünmezlik peleriniyle dolaştığını düşünmeme sebep vermiş haber. yahu arkadaş biraz akıl fikir. gün gelip devran dönünce nasıl çıkacaksınız insan içine?
gayet beğendim. eskisine nazaran güzel olmuş diye düşünüyorum.
mümkün olmayan durum. gerçekten var böyle bir şey. sözlüğe girince çakmak otomatik olarak yakacak sigara arıyor sanki.
kulüpten atılmama sebep olmuştur bu kural. söylemezsem çatlarım çünkü.
acele ile sürülürse çorabın bacağa yapışmasına neden olabilir. her zaman tedarikli olup çantada yedek çorap bulundurmak gerekir. o olmuyorsa en azından bu işi parlatıcı ile yapmak, göz zevki için daha iyidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?