dinlendiğinde insanı çok eski yıllara götüren eğlenceli wheatus şarkısı.
(bkz: gay bar)
eskiden yayınlanan,yonca evcimikin o zamanlar 35-40 yaşlarında olduğu halde bir lise öğrencisini canlandırdığı,çılgın bediş adlı dizide sıkça çalan şarkı.
küçükken tarafımca nedense nasrettin hoca zannedilen oyuncak.
her izlediğimde beni sanki ilk defa izliyormuşum gibi kahkahalarla güldürmeyi başarabilen türk sineması şaheseri.
bazen o kadar incedir ki hayatla ölüm arasındaki çizgi.ölümün üzerimizde bıraktığı etkiyi üstümüzden atmaya fırsat bulamadan hayatın gerçekleriyle yüzyüze geliriz ve yapmak zorunda olduklarımızla ölümün bize verdiği acı birbirine karışır.insan bir alt katında oturan odası tam da odasının altında bulunan,yıllardır tanıdığı ve yıllar önce kaybettiği anneannesinin en yakın arkadaşının ölümü ve gerçek hayatta yapmak zorunda oldukları arasında sıkışıp kalır bazen.aşağıdan anneannenin en yakın arkadaşının kızının ağlamaları gelirken yapacak hiçbir şey kalmaz belki de.duymak istemezsin o sesleri daha da çok canın yanmasın diye ama bencilliktir bu,yine kendimi düşünüyorum işte dersin.önümüzdeki bir hafta boyunca her gün olman gereken sınavlar ve çalışmak için uğraştığın bir sürü saat geride,bir kenarda kalır artık ama yapmalısındır,hayattır bu.geçtiğin her odada duyarsın artık o sesi.kulaklarını kapatman da hiçbir işe yaramaz.ne yapacağım ben şimdi dersin ölüm bir yanda gerçek hayat bir yanda iken.açsam müziğimi,duymasam,hiçbir şey duymasam dersin sonra anneannenin arkadaşının hastalığının son zamanlarında,herşeyi unutmaya başladığı zamanlarda sana 10 yıl önce kaybettiğin anneanneni sorması,napıyor yavrum anneannen iyi mi demesi senin gerçeği söyleyememen yüzüne bakıp öylece kalman,biraz düşündükten sonra da ah o da gitti dimi demesin gelir aklına.yapamazsın.öylece kalırsın sıkıştığın yerde,hayatla ölüm arasında.
at the bottom of everything adlı şarkıları çok güzel olan grup.
bilgiç olmayan insanların yaşlanıp ölmesinden pek de farklı olmayan olay.
küçükken bakkala gönderilip,eve geri dönüldüğünde alınması gereken şeylerden bir tanesi unutulduğu için bakkala geri yollanan küçük çocuğun annesine kızgın gözlerle bakarken annenin sarfettiği klasik söz.bir de başında ee napalım da vardır genelde bu cümlenin.
yaz aylarında sinan tuzcu ile evlenmiş olan güzel oyuncu.
bazı yaşlıların gözlerinin daha iyi görmesi ve bozulmaması için yaptığı şey.büyük anneannemin yıllardır limonu ve kolonyayı gözüne damlatması ve hala gözlük kullanmıyor olması da ayrı bir ilginçliktir ayrıca.
insanın sakladığı,ya da ayıkken açığa vuramadığı duyguların,düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olan,gerçek bizi ortaya çıkaran abartılmadığı sürece eğlenceli olan olay.
başbakanın katıl(a)madığı tören.
içindeki sapığın dışarı çıkması.
muazzez ersoy.
johnny cash coverı çok güzel olan,can acıtan şarkı.
üstü oyulup içine minik kırmızı biber turşusu konulmuş olanları çok lezzetli olan zeytin çeşidi.
an itibari ile bilgi radyoda çalan güzel şarkı.
çok güzel bir roxette şarkısı.klibi de ayrı bir güzel ve etkileyicidir ayrıca.
türbanı kimin gerçekten inançları nedeniyle,kimin siyasal amaçlı taktığı anlaşılamayacağı için yerinde ve gerekli bir yasak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?