hayat ve olum

poturt
bazen o kadar incedir ki hayatla ölüm arasındaki çizgi.ölümün üzerimizde bıraktığı etkiyi üstümüzden atmaya fırsat bulamadan hayatın gerçekleriyle yüzyüze geliriz ve yapmak zorunda olduklarımızla ölümün bize verdiği acı birbirine karışır.insan bir alt katında oturan odası tam da odasının altında bulunan,yıllardır tanıdığı ve yıllar önce kaybettiği anneannesinin en yakın arkadaşının ölümü ve gerçek hayatta yapmak zorunda oldukları arasında sıkışıp kalır bazen.aşağıdan anneannenin en yakın arkadaşının kızının ağlamaları gelirken yapacak hiçbir şey kalmaz belki de.duymak istemezsin o sesleri daha da çok canın yanmasın diye ama bencilliktir bu,yine kendimi düşünüyorum işte dersin.önümüzdeki bir hafta boyunca her gün olman gereken sınavlar ve çalışmak için uğraştığın bir sürü saat geride,bir kenarda kalır artık ama yapmalısındır,hayattır bu.geçtiğin her odada duyarsın artık o sesi.kulaklarını kapatman da hiçbir işe yaramaz.ne yapacağım ben şimdi dersin ölüm bir yanda gerçek hayat bir yanda iken.açsam müziğimi,duymasam,hiçbir şey duymasam dersin sonra anneannenin arkadaşının hastalığının son zamanlarında,herşeyi unutmaya başladığı zamanlarda sana 10 yıl önce kaybettiğin anneanneni sorması,napıyor yavrum anneannen iyi mi demesi senin gerçeği söyleyememen yüzüne bakıp öylece kalman,biraz düşündükten sonra da ah o da gitti dimi demesin gelir aklına.yapamazsın.öylece kalırsın sıkıştığın yerde,hayatla ölüm arasında.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol