temel ilkokulun 1.sinifina baslar, ilk gun kosa kosa eve gelir ve annesine "anne, anne! ögretmen bugün okulda sayilari ögretti, herkes 9a kadar sayabildi, ben tam 14e kadar saydim, laz oldugum için mi? annesi: evet yavrum laz oldugun için. temel cok sevinir, 2. gun okula gider ve yine kosa kosa gelir ve annesine, "anne, anne! ögretmen okulda alfabeyi ögretti, herkes dye kadar ögrendi, ben h"ye kadar ögrendim, laz oldugum için mi?" der. annesi: evet yavrum laz oldugun için. temel artik yerinde duramaz ertesi gun okuldan acayip mutlu bir sekilde gelir ve annesine "anne, anne, bugun okuldaki arkadaslarimla boylarimizi karsilastirdik, herkesinki 80-90 cm, benimki 160 cm laz oldugum icin mi?" der. annesi: hayir yavrum, onlar 6 yasinda sen ise 16 yasinda oldugun için.
genellikle zaten konuşmak istediğin varsa sen bişiler atarsın yoksa karşındaki atar sen cevap yazmazsın.. herkes aynı şeyi yapar..
işine gelme olayıdır...
işine gelme olayıdır...
harika sesli bi vokaliste sahip gruptur. ayrıca to live is to die diyorum.
insanlara çok şey katmak için çabalıyan ve her zamna yanımda olcağına inandığım bir bilgiçtir. ondan öğreniceğimiz çok şey olabilir.
epica daha 2000li yıllarda piyasaya cıkmıs gothic metal grubu olmasına rağmen türünde adını duyurabilmiş,ve gercekten çok başarılı çalışmalara imza atmış bir grup.ileriki yıllarda nerede olacaklarının işaretini veriyorlar, özlellikle simone simons daha 85 dogumlu ve bu yasında böyle bir grubu tasıyabilmesi , ileride neler yapabileceklerini de gösteriyor.
grup elemanları:
simone simons - mezzo-soprano vokal
mark jansen - gitar
ad sluijter - gitar
yves huts - bass
coen janssen - klavye
jeroen simons -davul
run for a fall dinlemenizi tavsiye ederim.
grup elemanları:
simone simons - mezzo-soprano vokal
mark jansen - gitar
ad sluijter - gitar
yves huts - bass
coen janssen - klavye
jeroen simons -davul
run for a fall dinlemenizi tavsiye ederim.
athena-yalan
kanka ayağı zaten göt ayağıdır olması mümkündür.
kardeşlikten istifa edip sevgili olanlar da vardır.
beklenmedik bir anda söylenen cümledir daha kötüsü olamaz.
annesinin etkisinde çok kalmış kızdır.
ben aslında inanıyordum sizi kandırdım hakkınızı helal edin.
tam ortasındayım hayatın bilinmeze gidiyorum ne dünüm var ne
de bugünüm.
de bugünüm.
düzgün yazan,eleştiriye açık,sevecen bir sürü artısı olan arkadaşıyla çömez olmuş yazardır.
yolcu:topkapıdan geçer mi?
şöfor:hayır.görmüyormusun üstünde ne yazıyor
yolcu:bakmadım topunu gördüm bindim.
şöför:hönk!!!
topselvi hattı.
şöfor:hayır.görmüyormusun üstünde ne yazıyor
yolcu:bakmadım topunu gördüm bindim.
şöför:hönk!!!
topselvi hattı.
nedense hep zarar gören kadınlar oluyor.bazı şeyleri yaşamak onlarında hakkı ama herşeyin kısıtlandığı bir toplumda yaşıyoruz bu gerçek ama kendini kısıtlayan var mı? bunuda tartışmak lazım. geleneklerine bağlı kaç kişi bulabiliriz ki? ama herşeyin özeli,herşeyin ellenmemişi, herşeyin tazesi isteniyor peki buna saygı gösteren kaç kişi var.sevgilin seninle yatmadığı zaman terk edersin ama sen evleneceğin zaman bakire kız ararsın böyle bi düşünce şekli yok.ya hep ya hiç ya sende saygı duyucaksın yada aradığın kişiye laik olucaksın.eğer seviyorsan zaten o insanı yargılamaz ve kabul edersin zaten etmiyorsan sevmiyorsun demektir.ne kadar kadınları kullanılacak bir obje olarak görürseniz o kadar geri gidersiniz.
bir şarkının sözleri bu kadar anlamlı olamaz...gerçekten harika bi şarkı.
as soon as you sound like him
sen, onun gibi konuştuğun anda
give me a call
beni bir ara
when you`re so sensitive
sen çok hassas olduğun zaman
its a long way to fall
düşmek için onun uzun bir yol
whenever you need a home
ne zaman bir eve ihtiyaç duyarsan
i will be there
ben, orada olacağım
whenever you`re all alone
ne zaman bütünüyle yalnızsan
and nobody cares
ve hiç kimse önemsmediğinde
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmış bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
whenever you reach for me
ne zaman benim için uzanırsan
i`ll be your guide
ben, senin rehberin olacağım
whenever you need someone
ne zaman birisine ihtiyaç duyarsan
to keep it inside
onu içerde tutmak için
whenever you need a home
ne zaman bir eve ihtiyaç duyarsan
i will be there
ben, orada olacağım
whenever you`re all alone
ne zaman bütünüyle yalnızsan
and nobody cares
ve hiç kimse önemsemediğinde
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmışı bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
i`ll be your guide in the morning
sabah senin rehberin olacağım
you cover up bullet holes
kurşun deliklerini östersin
as soon as you sound like him
sen, o gibi konuştuğun anda
give me a call
beni bir ara
when you`re so sensitive
senin, çok hassas olduğun zaman
its a long way to fall
düşmek için uzun bir yol
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmış bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
as soon as you sound like him
sen, onun gibi konuştuğun anda
give me a call
beni bir ara
when you`re so sensitive
sen çok hassas olduğun zaman
its a long way to fall
düşmek için onun uzun bir yol
whenever you need a home
ne zaman bir eve ihtiyaç duyarsan
i will be there
ben, orada olacağım
whenever you`re all alone
ne zaman bütünüyle yalnızsan
and nobody cares
ve hiç kimse önemsmediğinde
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmış bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
whenever you reach for me
ne zaman benim için uzanırsan
i`ll be your guide
ben, senin rehberin olacağım
whenever you need someone
ne zaman birisine ihtiyaç duyarsan
to keep it inside
onu içerde tutmak için
whenever you need a home
ne zaman bir eve ihtiyaç duyarsan
i will be there
ben, orada olacağım
whenever you`re all alone
ne zaman bütünüyle yalnızsan
and nobody cares
ve hiç kimse önemsemediğinde
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmışı bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
i`ll be your guide in the morning
sabah senin rehberin olacağım
you cover up bullet holes
kurşun deliklerini östersin
as soon as you sound like him
sen, o gibi konuştuğun anda
give me a call
beni bir ara
when you`re so sensitive
senin, çok hassas olduğun zaman
its a long way to fall
düşmek için uzun bir yol
you`re just a poor misguided fool
sen, sadece zavallı yanlış yola sapmış bir aptalsın
who thinks they know what i should do
onların ne yapmam gerektiğini bildiğini düşünen
a line for me and a line for you
bir çizgi benim için ve bir çizgi senin için
i lose my right to a point of view
görüş belirtme hakkımı kaybederim
geç kalınan mutluluk
yatağından kalktı etrafına baktı ve kalbi hızla atıyordu,içinde bir heyecan vardı, onu bu kadar heyecanlandıran şey neydi acaba? hemen yanındaki komidinin üzerindeki bardağa uzandı ve bir yudum su içti sonra düşünmeye başladı,ve yatağından kalktı yavaşça pencereye doğru yöneldi hala heyecan içerisindeydi ve buna bir anlam veremiyordu hayatında hiç bu kadar umut dolu uyanmamaıştı belkide onu korkutan bişiyler vardı.gün ağarmaya başlamıştı ve yavaş yavaş insanlar işe gitmek için yollara koyulmuştu onları seyrediyordu ve nasıl hızla hareket ettiklerini ve ne kadar umut dolu olduklarını gördü.ve şuna inanmaya başladı hayat herşeye rağmen güzel yeterki yaşamayı bil evet evet onu bu kadar umutlandıran belkide insanlar belkide hayat belkide eskiyi bir kenara bırakıp artık yeni bir hayata başlamak için aldığı kararlardı.onu bu denli mutlu eden ona yaşama sevinci veren bir işi ,onun her anında yanında olabilecek dostları varken neden bu kadar mutsuz ve korkak yaşıyordu hayatında bir eksikmi vardı? belki bir çok eksik vardı ama zamanla bunları telafi ediceğini düşünmeye başladı.bu soruların cevaplarını bulmuştu ve biraz daha umutlanmaya başlamıştı. belkide onun için bu kadar umut doluydu ve heyecanla uyanmıştı.hemen üzerine bişiyler alıp insanlara katılmak için dışarı çıktı yolda yürürken onları izledi koşuşuturan insanları,hafif hüzünlü insanlara baktı ama herşeye rağmen neşeli olmaya çalışan insanları gördü.belkide şu andan itibaren o hayatın güzelliğini yaşamaya başlıcaktı hiç bişiye üzülmicek ve her daim mutlu olup mutlu etmeye çalışıcaktı.güzel bir sabahın akşamında tekrar herşey eskisi gibi olmıcaktı. bazen geç kalıp hızlı gelişmek olsa gerek yaşadıkları ama onun umutlarını artık köreltecek bişiy olmadığına ve her zaman hayat güzelmiş bende bu güzellikten faydalanmak istiyorum düşüncesiyle yaşamak onu motive ediyordu.yavaş yavaş ve sindirerek tatmak istiyordu mutluluğu ve başardı...
biraz gerçek,biraz kurgu ama böyle hayatında çelişkiye düşenlerin olduğuna inanıyorum bu yüzden böyle bişiy yazmak istedim.herşeye rağmen yaşama umudunu kaybetmeyen insanlar yada geç farkedip hızlı bi şekilde tüketen insanlar yada yavaş yavaş sindire sindire mutlu yaşamaya çalışan insanlar bence herşeye rağmen yaşamak güzel.sevmek sevilmek mutlu olmak mutlu etmek bunlarla yaşamalıyız belkide ,içimizdeki şeytanı öldürmeliyiz başarmak zor deil yeterki inanalım.
yatağından kalktı etrafına baktı ve kalbi hızla atıyordu,içinde bir heyecan vardı, onu bu kadar heyecanlandıran şey neydi acaba? hemen yanındaki komidinin üzerindeki bardağa uzandı ve bir yudum su içti sonra düşünmeye başladı,ve yatağından kalktı yavaşça pencereye doğru yöneldi hala heyecan içerisindeydi ve buna bir anlam veremiyordu hayatında hiç bu kadar umut dolu uyanmamaıştı belkide onu korkutan bişiyler vardı.gün ağarmaya başlamıştı ve yavaş yavaş insanlar işe gitmek için yollara koyulmuştu onları seyrediyordu ve nasıl hızla hareket ettiklerini ve ne kadar umut dolu olduklarını gördü.ve şuna inanmaya başladı hayat herşeye rağmen güzel yeterki yaşamayı bil evet evet onu bu kadar umutlandıran belkide insanlar belkide hayat belkide eskiyi bir kenara bırakıp artık yeni bir hayata başlamak için aldığı kararlardı.onu bu denli mutlu eden ona yaşama sevinci veren bir işi ,onun her anında yanında olabilecek dostları varken neden bu kadar mutsuz ve korkak yaşıyordu hayatında bir eksikmi vardı? belki bir çok eksik vardı ama zamanla bunları telafi ediceğini düşünmeye başladı.bu soruların cevaplarını bulmuştu ve biraz daha umutlanmaya başlamıştı. belkide onun için bu kadar umut doluydu ve heyecanla uyanmıştı.hemen üzerine bişiyler alıp insanlara katılmak için dışarı çıktı yolda yürürken onları izledi koşuşuturan insanları,hafif hüzünlü insanlara baktı ama herşeye rağmen neşeli olmaya çalışan insanları gördü.belkide şu andan itibaren o hayatın güzelliğini yaşamaya başlıcaktı hiç bişiye üzülmicek ve her daim mutlu olup mutlu etmeye çalışıcaktı.güzel bir sabahın akşamında tekrar herşey eskisi gibi olmıcaktı. bazen geç kalıp hızlı gelişmek olsa gerek yaşadıkları ama onun umutlarını artık köreltecek bişiy olmadığına ve her zaman hayat güzelmiş bende bu güzellikten faydalanmak istiyorum düşüncesiyle yaşamak onu motive ediyordu.yavaş yavaş ve sindirerek tatmak istiyordu mutluluğu ve başardı...
biraz gerçek,biraz kurgu ama böyle hayatında çelişkiye düşenlerin olduğuna inanıyorum bu yüzden böyle bişiy yazmak istedim.herşeye rağmen yaşama umudunu kaybetmeyen insanlar yada geç farkedip hızlı bi şekilde tüketen insanlar yada yavaş yavaş sindire sindire mutlu yaşamaya çalışan insanlar bence herşeye rağmen yaşamak güzel.sevmek sevilmek mutlu olmak mutlu etmek bunlarla yaşamalıyız belkide ,içimizdeki şeytanı öldürmeliyiz başarmak zor deil yeterki inanalım.
insanları mağdur etmekten hoşlanan bir toplumda yaşıyoruz malesef. ayrıca durakların önüne araba bir tane park edilmiyor,bir kaç tane park ediliyor ve insanlar otobüse binmek için dolanmak zorunda kalıyorlar.ayrıca böyle bir tehlikeyi yaşayıp arabaların arasından yola fırlayıp otobüsü durdurmak zorunda kalıyorlar.birde utanmadan içinde uyuyanlarda var. böyle bir toplumda yaşıyoruz, neden birşeyleri görmüyoruz ve faydalanmak isteyenlere izin veriyoruz.
iranlı şair derki aşka uçma kanatların yanar. mevlana aşka vardıktan sonra kanat neye yarar...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?