poh poh perisi

ilk buluşmada ’gözlerin gerçekten çok güzel,okyanusu andırıo...mavi yeşil!hayatımda gördüğüm en mükemmel gözler...’gibi gayet romantik bi konuşmayı’ben bunları zaten biliorum herkes aynı şeyi sölüo!sen benim gözlerimi bırak da mideme bak çok acıktı yaa!ne yesek acaba hamburger mi döner mi?’gibi yanıt vermek sanırım yerinde bi örnek olur!!!!

takvimlerden söküp atma isteği uyandıran,ama niçin her yıl hatırlandığına dair bi anlam verilemeyen,verilse belki de sevgilinin önüne ’eski’ sıfatını almayacağı gereksiz lanetli bi gündür kanımca...

deniz özbey in sesiyle farklı bi tat alacağınız ve bazen ’bu deniz doğru sölüo yafff,bu sabahların bir anlamı olmalı artık beee...ehühehüüüü!!!’die dertleneceğiniz mükemmel ötesi bi yorum,mükemmel ötesi bi şarkı

tarzlarını gerçekten beğendiğim,senfonik metalle farklarını ortaya koyan ve ’princess of rain’le beni çok etkileyen süper bi grup.(ya bi insan video izleyip duygulanır mı!olmaz demeyin ben princess of rain in videosunda ağlıodum!!!!!)

müziğini ve kalitesini çok beğendiğim ve ’anatolia’adlı parçalarını hala çok severek dinlediğim bi metal grubudur kendileri...ayrıca işaretleri de onlara gayet yakışıyo.

aklıma düş sokağının şu sözleri geldi:
’anlatınca eskir bilirsin yaşananlar,susarım o zaman ben düşlerim başlar...’

bi kaç ay sonra tadacağım ve ’daha ilk günden kim bilir ne rezilliklerde başrol kapacağım’ diye düşündüğüm şu çok abartılan heyecan katsayısı gayet yüksek 6 7 saatlik zaman dilimi

onu bir başkasının bedeninde değil, kendi hayalinde bitirmek en sağlam olandır...yani onu onda bitirmek!o sevgili denenin sesine,tenine,nefesine ihtiyaç duymadan onu kendi sonsuzluğunuza gömmek.çok zor ama kesin sonuç veren bi yöntemdir;en sonunda giden geri gelse de artık onu gömdüğünüz yerden çıkarmak için uğraşmıyorsunuz üstelik.
(test edilip onaylanmıştır.eğer acıya dayanıklıysanız tavsiye edilebilir...)

ya anne ben bugün okula gitmicem...(her gün düzenli olarak..)

bir arkadaşımın inanılmaz sevimli köpeği...hatta biz ona kısaca ’yastiii’die sesleniyoruz

ıslanmak yalnızca elleri ellerinizdeyse güzeldir ya da aslında hiç yanınızda olamamasına rağmen hayalini kucaklayabildiğiniz kadarıyla hissedersiniz ellerini...yanağınızdan kayıp giden damlalara, yüzünüzü okşayıp geçen rüzgarlara hiç aldırmadan adım adım onda bıraktığınız sonsuzluğunuza gitmektir belki de hissedilen...yağmur saftır ve yağmur en güzel onun varlığında hissedilir.

sürekli birileri tarafından mesajım olduğunu anlatmaya çalışıp kendimi bişi sanmamam neden olan ama hiç açılmayan ’kırarım bu sözlüğü ullleeeeeeeeeeen!’dedirten yeşil kutucuk olur kendileri...

güzel ve dahiyi bir kez izledikten sonra artık hiç önemi olmadığına kesin inandığım kavram.

metalle pekilgili olmamama rağmen çok severek inlediğim numetal tarzıyla gönlümü kazanan süper bi grup

insanı çileden çıkarasıca ’yuhh artık bu kadar da olmaz!...’dedirtesice tv programı

vega’nın o enfess parçasıyla aşık olduğum ve bir gün yollarımızın kesişeceğini umduğum şehir

özgüvene sahip, herşeye rağmen tebrikedilesi bir kaç ’ii’adam...

yağmur ve aşkı içiçe geçirmiş muhteşem bi yeni türkü şaheseri...

bi arkadaşın babasının koyduğu son nokta:
’bugün metal dinleyen yarın öbür gün kedi de keser!!!!!!!!!!!!’

şarkılarını sewrek dinlediğim...ve demir demirkanın sevgililiğine transfer olduktan sonra azcık da kıskandığım şahsiyet