pixie

malesef internetten dinlemenin yolu yoktur. anlaşılan rock fm’ciler istanbul dışından dinleyici istememektedirler. ya da dinleyicilerin bir nevi empatik güçlere sahip olmasını beklemektedirler.

gelecek olanların sırayla yan çizdikleri buluşmadır. elbette herkesin bir sebebi vardır, anlayışla karşılanır, zaten bu buluşmaların kaderidir. başlanılan sayının yarısını buluşma yerinde bulursanız sevinmeniz gerekir.

başlık aynı zamanda giderek "yalan olmak" başlığına doğru seyirten başlıktır.

rockfm.com.tr’de hiçbir zaman varolmamış ve görünüşe göre de ilelebet varolamayacak olan opsiyon. sitenin blackboard bölümüne bakılırsa zaten radyoyu şu ana kadar kimse internetten dinleyememiş.
17 mart 2006 bilgi sozluk ekibi free zone istilası açısından hiç iyi olmamıştır, istanbulda bulunan yazarların diğer yazarlara gelişmeleri an be an bildirmesinden başka elimizden birşey gelmez.

faten
müqüe
peach
schenardi
insomnia jim
376
zehnter dorf
miafori
feridun bitir
floydian
pixie
hoys
phaselis
kediyekafaatanfare
my son is father
seyhmerat
reddy
salavin
hickasmayirmidörtharfvar

isimli yazarlarımızdan "ben gelmeyecem" diyecek olanların acilen demesi gerekmektedir. zira galatasaray lisesinin önünde 4 kişi toplanacak olursak hep beraber sözlükte darbe başlatmayı planlıyoruz, duyurulur.

miki şeklinde direk olarak türkçeye çevrilmiş yabancı isim.

"sene 2006, bizim jedimiz müqüe’müz angelus’umuz radyoda programa katılmışlardı da pek gurulanmıştık.. tabii o zaman ışınlanma yok, olsa tüm ahali olarak basardık yayın odasını..yaa yaa.." şeklinde yıllar sonra bilgi sözlük 17. nesil yazarları’na anlatacağımız mühim olay.

kuzuların sessizliği ve fight club filmlerinde kullanıldığı kanıtlanan yöntem. kuzuların sessizliği filminde 25. kareye gerçek cinayet resimleri konmuş, fight club’da ise sahnenin bir köşesine brad pitt’in karizmatik pozları konmuştur. göz görmez fakat beyin algılar. böylece film sizde farklı duygular uyandırır ve çok seversiniz.

şu an yasaklanmış olan yöntem, bu iki filmin başarıda alıp başını gitmesine oldukça yardım etmiştir.

çok merak edenler filmin vcd’sini aldıktan sonra görüntüyü saniye saniye ilerletmek suretiyle filme eklenen 25. kareyi görebilirler, zira yöntem vcd formatında mecburen yavaşlamıştır ve 25. kare olağandan daha uzun süre görünmektedir.

yarın gerçekleştirilecek olan turnuvadır. ancak henüz birbirini hiç görmemiş sözlük yazarlarının galatasaray lisesi önünde birbirini nasıl tanıyacağı hala bir muammadır, olayın psişik ve empatik güçlerle gerçekleşeceği ve bu etkileşim sayesinde bilgisözlükçülerin birbirlerini çekecekleri söylentiler arasındadır.

bu boş ve manasız entry, başlığı sol frame’e taşımak için yazılmıştır.

klibine bayıldığım, ancak nedense izledikten sonra kendimi kötü hissetmeme sebep olan şarkı.

sözleri ile beni benden alan ezginin günlüğü şarkısı.
ilk aşk albümündendir.

ay nerde doğsa oradaydık
dallarda zerdali çiçekleri
savrulur gider rüzgar esince
bütün bir bahar böyle geçti.

anlardım aklından geçenleri
sustukça konuştuk sanki
sevdaymış meğer bu içimizde
yıllrdır uyuyan deli.

fincana kahve koydum gel,ah
bu gün şeytana uydum gel
ay doğdu dağın üstünden aman aman
dallarda beyaz çiçekler

dayandım gecenin karasına
artık kimse kıramaz beni
o kül gibi deniz,o sessiz kız
kayıp bir sandala binip gitti.

ne sen söyledin derdini
ne ben sevdiğime inandım
unut geçen eski günleri
bunca yıl sonra nasılsın?

zerdaliler isimli şarkısı ile beni benden alan grup.
herkesin kolayca dinleyebileceği, ve herkesin kolay kolay dinleyemeyeceği şarkıları vardır. ezginin günlüğünü dinlemek, öğrenmek gerekir. hissetmek gerekir. hissetmezseniz bişey anlamazsınız.

aslında ikisini de sevmediğinizin işareti.

(bkz: otel)

düşündüğünüz şeyin absürdlüğünün farkındasınızdır, bu hastalığı şizofreniden ayıran en önemli fark budur. ancak ne var ki bu düşünce kafanıza yapışmış gibidir : sabah onunla uyanır, öğle yemeğinizde onu düşünür, televizyon izlerken onu unutmak için izlersiniz. asla günün her anı kötü veya her anı iyi hissetmek diye bir durum yoktur, sürekli inişler çıkışlar gösterirsiniz. bazen düşündüğünüz şeyin saçmalığını farkedersiniz ve sanki bütün sorunlarınıza çare buldunuz gibi hissedersiniz, yarım saat sonra ise yine başladığınız yerdesinizdir.

fragmanı ile bende büyük beklenti oluşturmuş, belki de bu sebeple biraz hayal kırıklığına uğramış olduğum film.
birinci yarısı ile ikinci yarısını birbirine bağlamak oldukça zordur, sanki iki ayrı film izlemiş gibisinizdir.

tarantino bütün maharetlerini kullanmamış gibidir, film bitip de cast yazıları geçmeye başlayınca bir "eee? hani filmin devamı?" diyesiniz gelir.

bir palindrom örneği.

(bkz: palindrome)

(bkz: al kazık çak karaya kayarak kaç kızakla)

(bkz: ne demeli bunu bilemeden)

(bkz: palindrome)