(bkz: götünde torpil patlatmak)
(bkz: çorba da tuzum bulunsun)
(bkz: satılmış medya)
en masum dokunana; suya sığınmaktır.
bir süre sonra klavyenin space tuşunu yumruklama sebebidir. şansı varsa duvarda paralanmaktan kurtulur.
başınıza tuhaf bir ilaç dökülür başörtüsü ile sarılır ve saatlerce kaşına kaşına oturmak zorunda kalırsınız. o yetmezmiş gibi bir de sık dişli tarakla derinizi yüzmek suretiyle bitler temizlenmeye çalışılır. kısacası bitler ve annelerin ortaklaşa yaptığı eziyettir.
sert bir şutla bile cam kırma olasılığınızın düşük olması nedeniyle her yerde uygulanabilecek eylem.
fantezik,megolomanik ve abidik kabul edilebilecek durum. "neyine yetmiyor kardeşim bir ayna" diyesi geliyor insanın.
genelde lüks restaurantlarda bildiğimiz türk yemeklerinin menülerde süslenip püslenip sunulduğu, masaya getirildiğinde "ulan bunun tadı aynı kurufasülye be" dediğimiz ve kazıklandığımızı anladığımız yemekler.
ally mcbeal dizisinde şarkılarına bolca yer verilen çikolata renkli sanatçı.
"...nin kütüphanesinden" anlamına gelen, matbaayla birlikte kitapların çoğaltılmasından sonra kitabın ön kapağının içine kitap sahibini göstermek için yapılan çizimlerdir. en eskisinin 1450 lerde yapıldığı sanılıyor.
bir huzur ver allaasenin isyankar versiyonu.
iktidarsız mısın? şeklinde değiştirilerek söylenen şapşal şarkı.
araf filmine soundtrack yaptığı zamanlara tekabül ediyor yamulmuyorsam taksimde blacksea tattoo’da çıraklık da yapıyordu kendisi.
80 li yılların şapşiriz ama bi o kadar da eğlenceli oyunu bi de bunun süperi vardı başında yanılmıyorsam. gibim bişey
(bkz: netten düşmek)
kahraman tazeoğlu’nun 2006 da çıkarmış olduğu roman.
arka kapak yazısı:
“bir aşk, bir adamın bakışlarında nasıl sizin olabilir? siz ki küçük bir kız çocuğusunuz; o aşkı almaya cesareti nereden bulursunuz? diyelim ki, cesaretsizliğinizin nazıyla, siz ellerinizi açmadan adam aşkı avuçlarınıza bıraktı (içinde gözleriyle birlikte). siz nasıl taşıyabilirsiniz adama olduğu kadar aşka da çocuk kalırken?
ve bir yazar aşk yazmışsa sayfalara, kelimeleri daha mı anlaşılır okunur? siz henüz adım atmadığınız halde görünen ufkunun çetrefilliğinde, yolları daha mı hızlı yürünür, gidilir? ayrılıkla başlayan bir şarkının nakarata geldikçe vuslata ters ilerleyen sözlerinde, müziği daha mı kavuşulacakmış gibi dinlenir?
adam kaybetmediğini bulmuş olmanın sevinciyle aşka bürünüp çocuklaşırken, siz nasıl büyürsünüz suskunluğunuzla? gözlerinizde dağların koyuluğu, neyi görmekten korkmazsınız? adam bilirken içinizi ve yine de dilinize yabancı rolünü oynamaya çalışırken, siz neden sessizliğinizin inadında bir ‘’haklı’’ suretiyle ‘’suçlu’’ repliği söylersiniz: “susacak var!’’
arka kapak yazısı:
“bir aşk, bir adamın bakışlarında nasıl sizin olabilir? siz ki küçük bir kız çocuğusunuz; o aşkı almaya cesareti nereden bulursunuz? diyelim ki, cesaretsizliğinizin nazıyla, siz ellerinizi açmadan adam aşkı avuçlarınıza bıraktı (içinde gözleriyle birlikte). siz nasıl taşıyabilirsiniz adama olduğu kadar aşka da çocuk kalırken?
ve bir yazar aşk yazmışsa sayfalara, kelimeleri daha mı anlaşılır okunur? siz henüz adım atmadığınız halde görünen ufkunun çetrefilliğinde, yolları daha mı hızlı yürünür, gidilir? ayrılıkla başlayan bir şarkının nakarata geldikçe vuslata ters ilerleyen sözlerinde, müziği daha mı kavuşulacakmış gibi dinlenir?
adam kaybetmediğini bulmuş olmanın sevinciyle aşka bürünüp çocuklaşırken, siz nasıl büyürsünüz suskunluğunuzla? gözlerinizde dağların koyuluğu, neyi görmekten korkmazsınız? adam bilirken içinizi ve yine de dilinize yabancı rolünü oynamaya çalışırken, siz neden sessizliğinizin inadında bir ‘’haklı’’ suretiyle ‘’suçlu’’ repliği söylersiniz: “susacak var!’’
(bkz: susacak var)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?