fiyatına bakarak kaliteli sanılan ama kullanınca keşke almasaydık dedirten prezervatifleri üreten firma. kese kağıdı taksan daha çok hissedersin.
doğu masallarında masal kahramanlarının dertlerini anlattığı taş. bazı masallarda kahramanın o kadar çok derdi olur ki sabır taşı dinlemeye dayanamaz ve çatlar.
hayatın sıkıntılarını ve yükünü belli bir süre kişinin omzunda taşımak istememesi sonucu oluşan durağanlık hali. dünya döner sen kalırsın.
hayatının tamamen değiştiği andır. sanki daha önceden fasulyeden oynuyorsundur bu hayat oyununu ve birden gerçeklikle buluşmuşsundur. artık devamsızlık yapamazsın, geç kalamazsın tabiki iş bulursan. işte şikayet edemezsin. hocalara kafa tuttuğun gibi müdüre kafa tutamazsın. yalnız oluverirsin bir anda. arkadaşların dağılır tek başına kalakalırsın. çevrende sadece iş arkadaşların olur ve onlar da öyle iyi kıvırırlar ki işi. o ana kadar çömez olduğunu anlarsın. geçen öğrencilik yıllarının yasını tutmakla yeni hayata tutunmak arasında bocalar durursun.
öğretmenliğin en bariz göstergesi. sokakta, orda, burda görülen her çocuğu kendi öğrencinmiş gibi görüp yaptıkları hatalar için uyarmak. bir gün bir ne oluyoruz diyecek bunlardan biri ama hayırlısı.
şarkılarını gülmek için bol bol dinlediğim ve düğünümde o şarkıları duyunca dumur olduğum adam. o şarkılar gülmek için değilmiş, göbek atılıyormuş meğer.
rejim nedeniyle çikolata vb. yenemediği için içilerek kendi kendine züğürt tesellisi yapmayı sağlayan çay.
çünkü onlar gelecektir. nesli devam ettireceklerdir. bunun için erkekler feda edilebilir. yüz kadının yanında bir erkeğin kurtulması yeterlidir. hepsini hamile bırakır. soy ürer.
kaplumbağaların evlerinin içinde küçücük eşyaların olduğuna inanırdım. bir gün ölü bir kaplumbağa bulup eşyalarını almayı hayal ederdim.
deprem olmuştur, üst ranzada yatan arkadaş uyandırılıp dışarı çıkılacaktır ama ranzadan düşmesin diye alıştırarak söylemeye karar verilir.
-canımmm, kalk bitanem, deprem oluyor.
-neeee, deprem mi oluyor!!! çığlık çığlığa tabiki.
-canımmm, kalk bitanem, deprem oluyor.
-neeee, deprem mi oluyor!!! çığlık çığlığa tabiki.
marş gibi bir şey çalınır, savaş havası yaratılmaya çalışılır.
bir yandan da dürtülür,
-kalk, savaş çıktı kalk. markete gidelim makarna alalım, erzak alalım.
uyuyan kişi.
-tamam siz gidin ben uyuyorum.
-kızım kalk savaş çıktı diyoruz.
-tamam duydum duydum.
uykuya devam.
bir yandan da dürtülür,
-kalk, savaş çıktı kalk. markete gidelim makarna alalım, erzak alalım.
uyuyan kişi.
-tamam siz gidin ben uyuyorum.
-kızım kalk savaş çıktı diyoruz.
-tamam duydum duydum.
uykuya devam.
öğretmen sorar
-ödevini niye yapmadın?
-babam internet kafedeki çocuğa yap dedi, çocuk da yapamadı ondan.
-ben ödevi o çocuğa vermedim ki.
-kocaman abinin yapmadığını ben nasıl yapacakmışım ki.
-ödevini niye yapmadın?
-babam internet kafedeki çocuğa yap dedi, çocuk da yapamadı ondan.
-ben ödevi o çocuğa vermedim ki.
-kocaman abinin yapmadığını ben nasıl yapacakmışım ki.
fizik sınavı
hoca sınıfa gelir, elinde vazelin. masaya koyar.
-zorlanırsanız kullanırsınız diye getirdim der.
hoca sınıfa gelir, elinde vazelin. masaya koyar.
-zorlanırsanız kullanırsınız diye getirdim der.
biyoloji sınavında daha önce hiç bahsini duymadığımız sorular çıkmıştır. hocaya hocam biz bunları hiç duymadık bile nerden buldunuz da sordunuz sorusu sorulur. cevap gelir
-benim evde kitaplarım var çalışıyorum. siz de evde çalışsaydınız yapardınız.
-hönk
-benim evde kitaplarım var çalışıyorum. siz de evde çalışsaydınız yapardınız.
-hönk
ülkemizdeki neredeyse bütün anne babaların çocuk sahibi olma sebebi. bir de anne babalar karşılıksız sever derler ama hepsine inanmayın.
diğer adı da kocanın ayağını bağlamak olmalı. çocuk olduğu için her iki taraf da mecbur kalır ve o mecburi evliliğin içinde çocuğu büyütmeye çalışırlar. çocuğun kafasına kakılan sen olmasan biz boşanırız, bak senin için katlanıyorum sözleriyle çocuk sürekli anne babanın mutsuzluk sebebi olarak yaşar. boşansalar da rahat etsem diye dua bile eder. çocuğa verilen önemi gösterir.
(bkz: yaşlanınca baksın diye çocuk yapmak)
(bkz: bakkala gitsin diye çocuk yapmak)
(bkz: yaşlanınca baksın diye çocuk yapmak)
(bkz: bakkala gitsin diye çocuk yapmak)
ya açılırsa
ya açılırsa
ya açılırsa
dayak atılarak büyümüş, bunu eğitimin bir parçası sanan ve oğlunun hata yapmasını bu şekilde engellemeye çalışan annedir. yaptığının yanlış olduğunu bilir vurunca ama başka çözüm yolu bilmez. oğlu tanır zaten onu, annesi ona zarar vermek istemez bilir, tokat atıldığı için değil annesini tokat atmak zorunda bıraktığı için üzülür.
sınıfa girince öğrencinin birinin öğretmenim bunlar konuştu diye tahtadaki isimleri göstermesi, sonra da konuşmayanların yalvaran gözlerle onlara ceza vermemi beklemesi ama sonunda ceza gelmemesi hadisesi. çocuktur bu, tenefüste konuşmuşsa ne olmuş. dersi dinlesin de, tenefüste ne yaparsa yapsın diyemeyişim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?