sohbet adlı tablosuda diğlerleri kadar iyidir. bu ressamın resimlerine baktığımda aklıma dans etmek geliyor.. kullandığı renkler içimi kıpır kıpır etmekle kalmıyor, çockluğumdaki o arzularıda uyandırıyor.
romandan öykünme sözlermiş. vedat sakman yaa, seviyorum bu adamı. dinleyin efem dinleyin, beğeneceksiniz.
http://tinyurl.com/5vadrje
http://tinyurl.com/5vadrje
(bkz: ekmek şarap)
kadiköy shaft sokağında yer alan, ezginin günlüğü, birsen tezer, fuat saka gibi insanları sahnesinde ağırlayan yer.
dün akşam arkadaşımın arayıp hadi birsen tezer dinlemeye gidiyoruz demesiyle varlığını farkettiğim ama ne yazik ki gidip göremediğim, hatta tezeri dinleyemediğim yer. ilk tekrarda gidip müzik keyfi yapacağım. güzel bir yer gibi duruyor sizede tavsiye ederim.
adresi : osmanağa mah. osmancık sok. no.11 kadıköy, istanbul
[email protected] tel:(0216) 414 40 96
dün akşam arkadaşımın arayıp hadi birsen tezer dinlemeye gidiyoruz demesiyle varlığını farkettiğim ama ne yazik ki gidip göremediğim, hatta tezeri dinleyemediğim yer. ilk tekrarda gidip müzik keyfi yapacağım. güzel bir yer gibi duruyor sizede tavsiye ederim.
adresi : osmanağa mah. osmancık sok. no.11 kadıköy, istanbul
[email protected] tel:(0216) 414 40 96
bu manşet altında habertürkün yayınladığı fotoğrafa tepkiler yağdırmışlar. yağdırılan tepkilere biraz göz gezdirdim. enteresan tepkiler yer alıyor.
’’niye ölenin fotoğrafı var, öldürenin yokmuş. mahremmiş. çocuklar görebilir, psikolojileri bozulabilirmiş.’’
saymışlarda saymışlar.kıyamam..çocukların gözlerini gerçeğe karşı kapatsınlar.. kanlar içinde olan bir kadının çıplaklığını sorgulayalım topluca.. neden?
merak ettiğim konuya değineyim hemencicik.
hergün tvlerde olan diziler, kuzey güneyler, fatmagülün suçu neler, yaprak dökümleri ve bunun gibi bir ton diziyi izlerken sevgili ev kadınlarımız ( pardon.. köşe yazarlarımız, sanatçılarımız, düşünürlerimiz) manşet adı altında verilen fotoğrafın vahşetine değinmişler..
biz kendi korkularımız, görmek istemeyeceklerimiz görmemezlikten geliyoruz sürekli zaten.. yine aynı yoldayız.. yaşanan durumun acı olmasından öte niye tüm çıplaklığı ile karşımızda diye tepki veriyoruz.bunu fotoğraflayıp manşet yapmışlar ki her gün yaptıkları manşetler arasında en gerçekçi olanıdır bu.
bütün çıplaklığı ile, bütün gerçekçiliğiyle manşetteydi bugun. sorulacak şey neden o fotoğrafın çekildiği değildir, neden öyle bir durumu yaşadığımızdır.
yani gerçeğin kendisi.
’’niye ölenin fotoğrafı var, öldürenin yokmuş. mahremmiş. çocuklar görebilir, psikolojileri bozulabilirmiş.’’
saymışlarda saymışlar.kıyamam..çocukların gözlerini gerçeğe karşı kapatsınlar.. kanlar içinde olan bir kadının çıplaklığını sorgulayalım topluca.. neden?
merak ettiğim konuya değineyim hemencicik.
hergün tvlerde olan diziler, kuzey güneyler, fatmagülün suçu neler, yaprak dökümleri ve bunun gibi bir ton diziyi izlerken sevgili ev kadınlarımız ( pardon.. köşe yazarlarımız, sanatçılarımız, düşünürlerimiz) manşet adı altında verilen fotoğrafın vahşetine değinmişler..
biz kendi korkularımız, görmek istemeyeceklerimiz görmemezlikten geliyoruz sürekli zaten.. yine aynı yoldayız.. yaşanan durumun acı olmasından öte niye tüm çıplaklığı ile karşımızda diye tepki veriyoruz.bunu fotoğraflayıp manşet yapmışlar ki her gün yaptıkları manşetler arasında en gerçekçi olanıdır bu.
bütün çıplaklığı ile, bütün gerçekçiliğiyle manşetteydi bugun. sorulacak şey neden o fotoğrafın çekildiği değildir, neden öyle bir durumu yaşadığımızdır.
yani gerçeğin kendisi.
iptal mi, değil mi? lütfen bu konuda aydınlatın bizleri.
sabahtır dinlediğim radyoda aynı şeyi söylüyorlar tayyip erdoğanın annesi öldü! biliyoruz, anlıyoruz, üzüldük, başsağlığı diliyoruz. buna rağmen gözümüze gözümüze sokuyor, iyi duyalım diye bağır bağır bağırıyorlar.. alla alla..
ulan her gün yüzlerce insan ölüyor...
ulan her gün yüzlerce insan ölüyor...
nazımın etkilendiği ve gerçektende çoğu insanın etkilenebileceği şairdir. enteresan bir acı uyandırır
pantolonlu bulut şiiri,
pelteleşmiş beyninizde
kirden parlayan bir kanepede yan gelip yatan semiz bir uşak gibi
hayal kuran düşüncenizi,
kanlı bir yürek parçasıyla tedirgin edeceğim,
dalga geçeceğim, geberesiye küstah ve zehir dilli.
tek bir ak saç yok ruhumda,
yaşlılığın çıtkırıldımlığı yok onda!
dünyayı bozguna uğratarak sesimin gücüyle
yürüyorum - yakışıklı,
yirmi iki yaşında.
çıtkırıldımlar!
kemana yatırırsınız aşkı siz.
kabalar, onu trampete yükler.
fakat, tersyüz edebilir misiniz, kendinizi benim gibi,
öyle ki, dudaklar kalsın ortada, salt dudaklar!
çık da gel konuk odasından
gel de bir adam tanı,
kibirli, patiskadan ve melek soylu memur karısı.
sen ki dudaklar çevirirsin aynı kayıtsızlıkla,
bir aşçı kadın nasıl çevirirse yemek kitabının sayfalarını...
ister misiniz
ten kudurtsun beni,
- ve gök gibi, renk değiştirerek ansızın -
ister misiniz
öylesine yumuşayım, sevecen olayım ki öylesine
hani, erkek değil de, pantolonlu bir bulut desinler bu!
inanmıyorum çiçekli nice diye bir yerin var olduğuna!
benimle göklere çıkarılacaktır yeniden
hastane gibi bayatlamış erkekler,
ve atasözleri gibi yıpranmış kadınlar da...
pantolonlu bulut şiiri,
pelteleşmiş beyninizde
kirden parlayan bir kanepede yan gelip yatan semiz bir uşak gibi
hayal kuran düşüncenizi,
kanlı bir yürek parçasıyla tedirgin edeceğim,
dalga geçeceğim, geberesiye küstah ve zehir dilli.
tek bir ak saç yok ruhumda,
yaşlılığın çıtkırıldımlığı yok onda!
dünyayı bozguna uğratarak sesimin gücüyle
yürüyorum - yakışıklı,
yirmi iki yaşında.
çıtkırıldımlar!
kemana yatırırsınız aşkı siz.
kabalar, onu trampete yükler.
fakat, tersyüz edebilir misiniz, kendinizi benim gibi,
öyle ki, dudaklar kalsın ortada, salt dudaklar!
çık da gel konuk odasından
gel de bir adam tanı,
kibirli, patiskadan ve melek soylu memur karısı.
sen ki dudaklar çevirirsin aynı kayıtsızlıkla,
bir aşçı kadın nasıl çevirirse yemek kitabının sayfalarını...
ister misiniz
ten kudurtsun beni,
- ve gök gibi, renk değiştirerek ansızın -
ister misiniz
öylesine yumuşayım, sevecen olayım ki öylesine
hani, erkek değil de, pantolonlu bir bulut desinler bu!
inanmıyorum çiçekli nice diye bir yerin var olduğuna!
benimle göklere çıkarılacaktır yeniden
hastane gibi bayatlamış erkekler,
ve atasözleri gibi yıpranmış kadınlar da...
yaşadığımız bu sistemde özel diye adlandırılan, paracıklar sayılan okullar ele alındığında, o okullarda verilen eğitim insanı şaşırtacak derecede ortaya çıkıyor. paralı eğitimin en üst seviyesinde olan özel okullar verdikleri eğitim karşılıgında güzel paracıklar aldığından dolayı eğitiminde hakkını veriyor.. tabi bu her okul için geçerli değil. düşünüyorum da eğitimde bu para tamamen ortadan kalkınca nasıl bir eğitim sistemiyle karşı karşıya geleceğiz? hele hele devlet okullarını ele alırsak sonuç epey korkutucu.
herneyse geçelim bunu. ne derdi şair? hava bedava, su bedava! yalan veliciğim yalan. bedava yaşamıyoruz.. bak istekleri dile getirmek bile burada suç..
herneyse geçelim bunu. ne derdi şair? hava bedava, su bedava! yalan veliciğim yalan. bedava yaşamıyoruz.. bak istekleri dile getirmek bile burada suç..
1933te avusturyalı yazar franz werfelin yazdığı roman. yeni okmaya başladığım ve çok heyecanlı olduğunu düşündüğüm kitap. umarım yarılarda biryerlerde sıkılıp ulan bu ne yaa demem.
bu eser gerçek bir yaşam öyküsü olup 1929 yılının mart ayında, şamda tasarlanmıştır. bir halı fabrikasında çalışan sakat kalmış, açlıktan ölmüş göçmen çocuklarının sefaletini, bir halkın akıl almaz kederini anlatmaktadır
bu eser gerçek bir yaşam öyküsü olup 1929 yılının mart ayında, şamda tasarlanmıştır. bir halı fabrikasında çalışan sakat kalmış, açlıktan ölmüş göçmen çocuklarının sefaletini, bir halkın akıl almaz kederini anlatmaktadır
#1027863
efendim tariflerin buraya yazılmasına karşıyım. eğer ki gerçekten güzelse getirin tadalım ve güzel olup olmadığını biz size canlı canlı söyleyelim.
canım istedi!
efendim tariflerin buraya yazılmasına karşıyım. eğer ki gerçekten güzelse getirin tadalım ve güzel olup olmadığını biz size canlı canlı söyleyelim.
canım istedi!
herkes için geçerliliği olmasada yerinde bir söz olmuş.
uzun zamandır gözüme takılan yazılar, kulağıma kadar gelen bazı söylemler var.. ’’vatan uğruna ölmek, allah uğruna ölmek ile eşittir. bu yüzdende vatan uğruna ölen kişiye şehit denir’’ diyorlar. pek enteresan geliyor bana bu söylem.
’’ve sakın allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ’’ölüler’’ demeyin, hayır onlar diridirler. fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.’’ (bakara suresi, 154)
’’allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. şüphesiz allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. şüphesiz allah, bilendir, halimdir. ’’(hac suresi, 58-59)
şimdi bunları ele aldığımızda nasıl yorumlamamız gerekir. kuranın varoluş tarihini ele alırsak ve şu yaşadığımız yüzyıla uyarlarsak sonuç yukarıda bahsedilen söylemler gibi mi oluyor acaba.
ben bilemedim.
’’ve sakın allah yolunda öldürülenlere (şehitlere) ’’ölüler’’ demeyin, hayır onlar diridirler. fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.’’ (bakara suresi, 154)
’’allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere gelince muhakkak allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. şüphesiz allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. onları, kendisinden gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. şüphesiz allah, bilendir, halimdir. ’’(hac suresi, 58-59)
şimdi bunları ele aldığımızda nasıl yorumlamamız gerekir. kuranın varoluş tarihini ele alırsak ve şu yaşadığımız yüzyıla uyarlarsak sonuç yukarıda bahsedilen söylemler gibi mi oluyor acaba.
ben bilemedim.
okumaya çalıştığım fakat daha ellinci sayfalarda sıkılıp yarıda bıraklılan kitaplar arasına fırlattığım kitap olmuştur.
ele güne karşı yapayalnızz böylede olmaz ki.. nasılda gittin insafsız, böyle bırakılmaz ki diyelim.
işte sanat!
youtube aracılığı ile bir kaç parçasını dinledim.. tabi klipleride izledim. enteresan klipler çekmişler.
gayet hoş..
youtube aracılığı ile bir kaç parçasını dinledim.. tabi klipleride izledim. enteresan klipler çekmişler.
gayet hoş..
tunuslu 27 yaşındaki sanatçı kürtçe,türkçe,romanca, ermenice, ispanyolca, ingilizce şarkılar seslendiriyor. çoğu dilde şarkı söylemeyi diller, yolculuktur, çeşitlilik, alış veriş, zenginlik, gizem, hayaldir diye açıklıyor.
enteresan olan geçmişte yaptığı bir söyleşisinde dikkatimi çekmiş olan bölüm insanın kendi dilinde konuşması ve ifade etmesinin yasaklanmasının verdiği acıyı hayal bile edemiyorum, artık insanın kendisi olmaması gibi bir şey… çok zordur, bu nedenle kürt halkının mücadelesi benim varlığımı en derinden altüst ediyordur.
ah sevgili amelciğim, sen taaa oralardan bunun bilincine varmış, içselleştirmişsin.. sesini ve seni öperim diyesim geldi.
enteresan olan geçmişte yaptığı bir söyleşisinde dikkatimi çekmiş olan bölüm insanın kendi dilinde konuşması ve ifade etmesinin yasaklanmasının verdiği acıyı hayal bile edemiyorum, artık insanın kendisi olmaması gibi bir şey… çok zordur, bu nedenle kürt halkının mücadelesi benim varlığımı en derinden altüst ediyordur.
ah sevgili amelciğim, sen taaa oralardan bunun bilincine varmış, içselleştirmişsin.. sesini ve seni öperim diyesim geldi.
entryleri ile genel kültürümüzün tavan yapmasına sebep olan kişi
geç oldu biliyorum.
hoş geldin.
geç oldu biliyorum.
hoş geldin.
şu günlerde diğer bankalardan daha iyi hizmet veren banka.. iyi olmaları tefeci olmalarını tabiki önlemiyor.. siz siz olun bankalardan uzak durun efenim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?